Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

2021 yılı için bisikletlerde zam beklentiniz

Tariflediğiniz yalnızlaşmak. Bugün yahudi, hristiyan, hinduizm inançlarında tarikat örgütlenmeleri var. İnsan diğer primatlar gibi, sosyal bir varlık. Sosyalleşme ise hiyerarşik yapılanmayı içeriyor. Eşitlikçi birlikteliklerin sonu ya anarşi, ya totalitere doğru evrilir.

Sol görüşlü eşitlikçi arkadaşların mutabık kaldıkları şu örneğim var. 100 solcu ankaradan izmire gidin. Sivrihisarda 40 i eskişehirden gitmek ister, 60 i afyondan. Afyonda 20si konyadan geçelim der. 40 uşağa gelir. 10 tanesi denizliye inelim aydından geliriz der. 30 u turgutluya gelir. 10 tanesi manisa dan dolanırız der 20 si bornova ya gelir. 10 tanesi 35.5 karşıyakaya gidelim ordan vapurla geliriz der. 10 tanesi alsancağa varır. 6 si oturup bira içek der. 4 tanesi izmir konağa varır. Amaç izmire gitmekse yüzde 4 bir başarı olur. Bireysellik, üstte bir devlet erki olmaz ise bu sonuca varıyor.


Birey olarak kendi karakterinin farkına varmak yalnızlaşmak demek değildir. Beraberinde ayrışmayı getirebilir ancak özgür düşünmek eşittir yalnız kalmak denklemi kurulamaz.

Haklısınız, insan diğer primatlar gibi sosyal bir varlık ancak bizi primatlardan ayıran çok sayıda farkımız mevcut. Siz doğada pantolon giymiş bir primat gördünüz mü? ama biz giyiyoruz çünkü bizde diğer tüm hayvanlardan farklı olarak oluşturduğumuz kültür ve bu kültürel kodlar mevcut. Bu kültüren kodların gücünü, örnek verdiğiniz hristiyan ve hinduizm inançlarından bir örnekle açıklayayım; üreme ve neslin devamı, insan dahil tüm canlıların hayatta kalmayla birlikte birinci önceliğidir bildiğiniz üzere. Hatta bazı canlı türleri soyunun devamı için kendi yaşamını feda ederek bunu en öne koyar. Ancak örneğin katolik papazları ve hindu sufistleri hayatlarından cinselliği tamamen çıkarmışlardır.( ya da deniyorlar diyelim:) ) Peki bu kadar güçlü bir güdüyü bastıracak kadar kuvvetli olan şey nedir? işte bu bizim sahip olduğumuz kültür ve beraberinde getirdiği kültürel davranışlardır. Dolayısıyla bizler de bir primatız ve tüm primatlarda hiyerarşi vardır o zaman bize de primatlarda olduğu şekilde bir otorite, hiyerarşi lazım sonucuna varamayız.

Verdiğiniz analoji üzerinden devam etmek gerekise, eğer Ankara'dan İzmire gidecek olan 100 kişi bu noktaya farklı noktalardan ulaşmak istiyorsa, bunun çözümü sizin işaret ettiğiniz bir otoritenin, erkin tüm talepleri göz ardı ederek raconu kesip yolu çizmesi değildir. Çünkü demokrasi dediğimiz şey, çoğunluğun azınlığa tahakkümü değil, insanların kendilerini ilgilendiren kararlarla ilgili süreçlere katılımları demektir.

Bizim adımıza iyiye, kötüye, doğruya, gideceğimiz yola bir kişinin ya da bir gücün karar vermesinin sonuçlarını bugün kendi ülkemizde yaşıyoruz. İronik olarak bireyselleşme totaliterlik getirir demişsiniz ancak bugün mevcut totaliter ülkelerin tamamına baktığımızda tek ve hakim güçlerin egemenliğini görüyoruz. Tam tersine bireyseleşmeyi başarabilmiş ülkelerde ise çoğulcu, katılımcı bir demokrasi olduğunu, ya da bu yolda ilerlenmeye çalışıldığını görüyoruz.

Özetle İzmire farklı yoldan gidilmek isteniyorsa katılımıcı bir şekilde ve azınlıkların da taleplerini gözeterek yeni bir rota çizmek yerine, en kısa yol bu, buradan gidiyoruz diyerek kestirip atmak, bir çözüm olarak sunulamaz. Evet, yeni rota çizmek zor, zahmetli ve uzun ama bunu bir kültür olarak yerleştirmediğiniz sürece, tepeden inmeci, sorgulamaya izin vermeyen ve biat etmeye yönelten bir anlayışı devam ettirmiş olursunuz.

Aksi takdirde, "verin kardeşinize yetkiyi, bakın görün o zaman Ankaradan İzmir'e nasıl da hızlı gidiyoruz" diyen adam olmak kolay yol, bunun içinde yaşıyoruz :)
 
Scudo
Devlet onu idare eden kişilerin liyakati, egitimi, disiplini ve idealizmi ile yonetilir.
Sabah kalkıp ''hadi bakalııım bugun ne olmuş ona gore bakalım'' zihniyeti ile olmaz.
''Bize yakın olan kardesimize ihale/kredi/kıyak sektor avantajı yonlendirelim'' kafasını kaldırmaz.

Toplumun her kesiminin ihtiyaci, fikri, ideolojisi farklı olabilir. Ancak kimseyi kayırmadan ortak cikar ve gereklilik noktasindaki bir cizgide egitim ve uretim esasli bir cizgi belirlemeden hareket etmenin sancılarini yasiyoruz.
Bu yapilirkende yonetimi elinde tutan gucun işin içinden çıkamadiği veya kendisine ters dusen durumlar karsisinda kaldıgında, adalet sistemini oyunbozan cocuk gibi kullanması ''bana ne benim istedigim olmuyorsa topumu alır giderim'', ''babama sizi dovdururum'' tavri ile hareket etmesi yöntemiyle yanlıstan donmek veya kurtulmak mumkun olmuyor.

Hicbir sey uretmeden, uretimi planlayacak ve gelistirecek egitilmiş toplum olmadan, surekli borc alarak ve herseyi disaridan satin alarak yasarsanız ulke bu hale gelir. Uretiyoruz denilen seylerin ise ne kadar ciliz ve hatta cogunun duzmece oldugunu gormek cok zor degil...

Ciftci bile tarlayı ekmezsem daha karlıyım kafasina girmisken hepimiz cok yakında acliktan ölecek hale gelecegiz zaten.

Acikcasi sömürge ülkesi halkı olmamız icin gereken her turlu koşul oluşturulmuş haldeyiz.
Yalandan küçük rakamlarla büyük ülkeymişiz havası yaratiliyor. USD Kur 8,70 TL su an icin

Tarım ve Orman Bakanlığı 2021 yılı bütçesi 51,5 milyar lira = 6 Milyar USD (yukarı yuvarlarsak)

Diyanet İşleri 2021 bütçesinden 12 milyar 977 milyon TL = 1,5 Milyar USD (yukarı yuvarlarsak)

Türkiye Uzay Ajansı'na (TUA) ayrılan devlet bütçesi 38 milyon TL = 4,5 Milyon USD (yukarı yuvarlarsak)

2023'te uzaya astronot gönderecek ama bu fiyata İstanbul'da müstakil villa alırsınız ancak. Bir airbus uçak fiyati bile ortalama 350 milyon USD civari iken bu bütçe uzay için komik olmuş.

Bakınız nasıl batıyoruz:
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, salgının tüm dünya ticaretini derinden etkilediği 2020 yılına ilişkin dış ticaret bilançosunu açıkladı.
Pekcan'ın verdiği rakamlara göre 2020'de Türkiye'nin ihracatı 169,5 milyar dolar oldu.
İthalat ise 2020'de 219,4 milyar dolar olarak kaydedildi.
Verilere göre 2020'de dış ticaret açığı 49,9 milyar dolar oldu.

Verilere göre ihracat 2020'de bir önceki yıla göre yüzde 6,3 geriledi. Buna karşın ithalat 2020'de yüzde 4,3 artış kaydetti. Dış ticaret açığında ise artış yüzde 69,1 oldu.

Kısaca ve basitce ihracat-ithalat dengemizi maaş hesabına vurursak;
Gelirimiz 2000 TL, giderimiz 3000 TL
Sonra neden TL deger kaybediyor? Neden herseye zam geliyor? Dış güçler bizim TL mizin degerini düşürüyor. Dunya bizi kıskanıyor...
 
Son düzenleme:
Türkiye Uzay Ajansı'na (TUA) ayrılan devlet bütçesi 38 milyon TL = 4,5 Milyon USD (yukarı yuvarlarsak)
2023'te uzaya astronot gönderecek ama bu fiyata İstanbul'da müstakil villa alırsınız ancak. Bir airbus uçak fiyati bile ortalama 350 milyon USD civari iken bu bütçe uzay için komik olmuş


Böyle bir projeleri olabilir para yeter büyük ihtimalle. Belki de astronotu gönderip geri getirmezler sonra da biz uzaya astronot göndereceğiz dedik geri getireceğiz demedik diyebilirler.
 
Böyle bir projeleri olabilir para yeter büyük ihtimalle. Belki de astronotu gönderip geri getirmezler sonra da biz uzaya astronot göndereceğiz dedik geri getireceğiz demedik diyebilirler.
O çalışma için Redbull 65 milyon USD yatırmış. 3 yıl ekip hazırlıgı yapılmış ve maaşları ödenmiş. Kullanılan malzemeler, media giderleri vb. hepsi dahil :p

(link)
 
O çalışma için Redbull 65 milyon USD yatırmış. 3 yıl ekip hazırlıgı yapılmış ve maaşları ödenmiş. Kullanılan malzemeler, media giderleri vb. hepsi dahil :p

(link)
Buna bile yetmiyormuş vay be.
 
  • Beğen
Tepkiler: suat akman
Hay *** diyesim geldi bu habere kusura bakmasın kimsede :D daha ne kadar gelecek zaten pahalı hepsi iki dönem zam geldi üstelik satışta olmayan bısıklete geldi bu zamlar
 
İnsanı bisikletten sogutacaklar, ne zammış arkadaş!!!

Anlaşılan bu zamların dövizle alakası yok, milleti keriz yerine koyup sistematik bir şekilde dayiyorlar zamı:mad::mad::mad:
 
Son düzenleme:
İnsanı bisikletten sogutacaklar, ne zammış arkadaş!!!

Anlaşılan bu zamların dövizle alakası yok, millet keriz yerine koyup sistematik bir şekilde dayiyorlar zamı:mad::mad::mad:
Haberden belli baktılar alıcı çok üründe yok. Yüksekten rahatlıkla satıyolar
 
Fiyatlar artıyor da piyasada alıcı yok ki. 0 desen fabrika yetiştiremiyor alıcıya yetenin 5'te 1'ini bile. 2. el desen bisikletini satmadan yeni bisiklet alabilen yok. Sadece yok fiyatına satılan bisikletler satılabiliyor.
 
benim de niyetim bisan grand tour'u satıp yeni zamlar gelmeden bisikleti yenilemek, soulrider istiyordum ama bekleme süresi çok uzun oranında.
 
  • Beğen
Tepkiler: özgür duygu
Aaa ama nankörlük etmeyelim değil mi arkadaşlar.
Böyüklerimiz daha yeni, büyük bir coşkuyla ve ballandıra ballandıra açıkladı ya! Kişi başı milli gelirimiz artmış, büyümüş ve $6000 dalır olmuş. Yoksa siz hissetmediniz mi büyüyeni. Çok ayıp ediyorsunuz. Hem cebinizdeki telefonlara bakın, ağzınızda dişleriniz de var ya, daha ne istiyorsunuz.
Şu kara kuru şaka bir yana, ülkece kafayı yedik bana kalırsa.
 
bir ay sonra parasını denkleştirip alayım dediğim ürün için altı aydır bekliyorum. ben parayı denkleştiriyorum hop zam gelmiş. ben denkleştiriyorum zam geliyor. altı aydır alamadım :komik: bu ay alamazsam daha da almayacağım...
 
Şimdi yiğidi ıslak havluyla dövüp, hakkını yemeyelim; "adamların" istikrar konusunda verdiği sözlerden tavizi yok.

Bakınız istikrarlı olarak kötüye gitme, rutin gaz çıkarıp doğalgaza zam yapma, memlekette kişi başı düşen kaçak göçmen sayısında düzenli büyüme gibi hiç bozmadıkları bir çizgi var.

Gravel'a geçeceğim zaman tamamen duygusal nedenlerle Cannondale bisikletimi satıp Bisan almıştım. Şimdi mtb almak istesem muhtemelen markası Canello falan olur. İstikrar mühim.
 
Beklenti fiyatı artırır. Böyle devam!
 
  • Beğen
Tepkiler: Ali Eren
Bir üreticiye parasını peşin vermesine rağmen, yurtdışı siparişlere öncelik vermesinden dolayı bisikletleri eline ulaşmayan bayiinin dramını dinledim geçen ay. Başka bir markadan tedarik etmişler ama asıl parasını peşin verdikleri bisikletler gelmemiş. Aslında böyle satış ne güzel. Paramı alırım, malı vermem, sallarım 1 yıl.
 
Geri