Scudo Sports

Akut'a anlaşılmaz tavır

Soner Sarihan

Forum Bağımlısı
Kayıt
17 Temmuz 2005
Mesaj
3.882
Tepki
8.187
Şehir
İznik
Bisiklet
Cannondale
Değerli arkadaşlar,
Zirve dağcılık mail grubundan aldığım bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Biraz uzun ama, gerekli duyarlılığı göstereceğinizi düşünüyorum. Kendim hiçbir yorum yapmıyorum. Yorum sizin.
Teşekkürler.

Ataruh

XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX

Değerli arkadaşlarım,


Aşağıda RTÜK'ün AKUT'un 45''lik kamu spotunun TV kanallarında
yayınlanmasına
izin vermemesi nedeniyle, yaptığımız basın duyurusunu bilginize sunmak
istiyorum.



Bu duyuruyu sizler de kendi iletişim kanallarınızla paylaşabilirsiniz.



Sevgiler,



Nasuh







RTÜK'ÜN AKUT'A KARŞI ANLAŞILMAZ TAVRI



Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nün, AKUT'un büyük tecrübesi ve
kanıtlanmış
becerisine rağmen, AKUT ekiplerinin yurt dışındaki afetlere yollanması
konusunda uyguladığı 3 yıllık ambargonun ardından, bu kez de bir başka
Devlet kurumu olan RTÜK, benzeri bir hamle ile AKUT'a karşı duruşunu
gösterdi.



RTÜK'ün AKUT'un bağış toplamaya yönelik kamu spotunun yayınlanması
iznini
vermediği haberini aldığımız andan itibaren hepimizi şaşırtan ve
endişelendiren bu durum hakkında ne yapmamız gerektiğini uzunca bir
süre
kararlaştıramadık. Koşulsuz bağlı olduğumuz ve uğruna göze
alamayacağımız
hiçbir fedakarlığın bulunmadığı Devlet'imizin kurumları,
yöneticilerinin
kişisel inisiyatifleri ile teker teker kendi konularında AKUT'a engel
çıkarmaya başlarlarsa, bütün özverimize, gönüllü çabalarımıza ve
milletimizin bize duyduğu en üst düzeydeki güvene rağmen, ülkemizde 10
yıldır gururla ve güvenle sürdürdüğümüz çalışmalarımız büyük zarara
uğrar ve
kuruluş amacımızı yerine getiremez hale geliriz. Kısacası elimiz,
kolumuz
bağlanır, kanadımız kırılır. AKUT'un son 3 yılın verilerine
baktığımızda
gördüğümüz, yılda çözdüğü veya çözülmesine katkıda bulunduğu ortalama
55
acil durum ve kurtardığı yılda ortalama 83 insanın kimbilir kaçına
ikinci
bir yaşam şansı verebiliriz, kimbilir kaçı AKUT'a karşı uygulanan bu
anlaşılmaz ambargolar yüzünden hayatını yitirmek zorunda kalır bunu
düşünmek
bile istemiyoruz.



AKUT olarak, 15 Ocak 1999 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla aldığımız
"Kamu Yararına Çalışan Dernek" statüsü ve 14 Mayıs 2004 tarihinde
İçişleri
Bakanlığı'ndan aldığımız ve düzenli olarak uzattığımız, Yardım Toplama
Kanunu'nun 7. ve 10. maddeleri doğrultusunda Türkiye'nin her yerinde
derneğimize yardım toplama izni uyarınca, gönüllü çabalarımızı
artırarak
sürdürebilmek amacıyla çeşitli iletişim kanallarını kullanarak bağış
kampanyaları düzenliyoruz. Bunlara değişik zamanlarda ve ortamlarda
rastlamışsınızdır. Örneğin bazı havaalanlarında, alışveriş
merkezlerinde,
sinema salonlarında AKUT'un bağış kutuları yerleştirilmiştir, veya
AKUT'un
2930'a yollanan olan kısa mesaj servisleri üzerinden yaptığı bağış
toplama
kampanyası 2 yıldır duyarlı ve sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş
televizyon
kanallarının, sinema salonlarının ve radyoların desteği ile
yayınlanmaktaydı.



Ancak anlaşılmaz bir nedenle, bütün büyük bankalarca AKUT'a tahsis
edilen
2930 numaralı hesap numaramızın ve yine bütün GSM operatörlerince
AKUT'a
tahsis edilmiş olan 2930'a kısa mesaj ile bağış toplama kampanyamızın,
geçtiğimiz günlerde kutladığımız AKUT'un 10. Yılı vesilesiyle, yeniden
kamuoyu ile paylaşılması isteğimize, RTÜK'ten garip bir yorumla red
cevabı
verildi.



AKUT'un İçişleri Bakanlığı'ndan aldığı Türkiye'nin her yerinde bağış
toplama
iznine, Bakanlar Kurulu tarafından verilen "kamu yararına çalışan
dernek"
belgesine ve RTÜK İzleme ve Değerlendirme dairesinin; 06.03.2006 tarih
ve
5257 sayılı Evrak Akış ve Talimat Fişi ekindeki AKUT'un 03.03.2006
tarih ve
0820 sayılı yazısı ilgi notu ile;



" AKUT- Arama ve Kurtarma Derneği, ilgi yazı ile Üst Kurulumuza
başvurarak, tamamen gönüllü olarak yıllardır sürdürdükleri
çalışmalarına
kaynak yaratmak amacıyla bağış kampanyası başlattıklarını ifade ederek,
hazırladıkları 45''lik kamu spotunun, ulusal yayın kuruluşlarında
yayınlanması için Kurulumuzun karar almasını talep etmiştir.



Hazırlanan spot film, yayın ilkeleri açısından incelenmiş olup,
3984
sayılı Kanun'a aykırı bir hususa rastlanmamıştır. Kamu yararına
çalışmaları
ile adını duyuran AKUT'un talebini takdirlerinize arz ederim."



ifadesi ile RTÜK Başkanlık makamına olumlu görüş beyan etmesine rağmen,
RTÜK'ün 15.03.2006 tarihli ve 2006/17 Toplantı No'lu oybirliği ile
alındığı
ifade edilen Karar 14'e göre; AKUT'un bağış toplama kampanyasını
duyurmak
amacı ile hazırlanan 45''lik kamu spotunun ulusal yayın kuruluşlarında
yayınlanmasına izin verilmemiş, onun yerine içinde para toplamaya
yönelik
bilgiler bulunmayan, sırf tanıtım amaçlı yeni bir film talep edilmesine
karar verilmiştir, şeklinde bir ifade ile RTÜK'ün 9 üyesinin oybirliği
ile
başvurumuzun reddedildiği tarafımıza bildirilmiştir.



Bu kararı elimize aldığımız andan itibaren ne yapmamız gerektiğini
düşünüyoruz. Sorumluluğu, 3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş
ve
Yayınlar Hakkında Kanun'da açıkça belirtilmiş olan ve AKUT'un söz
konusu
kamu spotunun, RTÜK İzleme ve Değerlendirme Komitesi tarafından bu
kanuna
aykırı bir durumu içermediği RTÜK Başkanlık makamına yazılı olarak
bildirilen 45''lik kamu spotumuzun yayınlanmasına, RTÜK'ün 9 kişiden
oluşan
kurul üyelerinin oybirliği ile red cevabı vermesi bizce üzerinde
titizlikle
düşünülmesi gereken bir konudur.



Şu anda Türkiye'de bazı kanallarda hakim olan TV yayıncılığı anlayışını
çoğumuz üzülerek hatta utanarak izliyoruz. Neredeyse 24 saat magazin,
şiddet, özel hayatın en çirkin şekliyle afişe edilmesi, toplumumuzun
değerlerine aykırı sayısız unsur bulunan yayınlar, yozlaşmış ve
yozlaştıran
bir anlayışla, hatta haber programı adı altında bile gün boyu bazı TV
kanalları dolduruluyor. Yayın ilkeleri, 3984 Sayılı Radyo ve
Televizyonların
Kuruluş ve Yayınlar Hakkında Kanun'un 4. maddesinde açıkça belirtilmiş
olan
RTÜK'ün görevi, yetki ve sorumlulukları hakkında aşağıda bir kaç madde
üzerinden size bilgi vermek istiyorum.



e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile
yapısına
aykırı olmaması.



f) (Değişik:03/08/2002-4771/8) Özel hayatın gizliliğine saygılı
olunması



v) (Değişik : 03/08/2002-4771/8) Yayınların şiddet kullanımını
özendirici
veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.



z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini
zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve
saatlerde
yayınlanmaması.



Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve RTÜK'ün kendisine kanunen verilen
yetkilerini ve sorumluluğunu, yukarıya sadece 4 tanesini aldığım toplam
23
maddelik uyulması gereken yayın ilkeleri konusunda ne kadar yerine
getirdiğini düşünerek, işi bu yayın ilkelerini korumak olan bir Devlet
kurumunun gücünü, kendisini defalarca ispatlamış, hem de bu konuda
Devlet'in
her ikisi de RTÜK'ün üstünde bulunan kurumları tarafından (Bakanlar
Kurulu
ve İçişleri Bakanlığı) resmi olarak da kabul edilmiş bir sivil toplum
örgütü
üzerinde bu şekilde, hem de herhangi bir kanun maddesine dayandırmadan,
tamamen keyfi olarak kullanması karşısında ne yapmamamız gerektiği
konusunda
bize akıl verin.



Sivil Toplum Kuruluşları (STK) bildiğiniz gibi kaynağını hükümetlerden
almayan ve hükümet eliyle yönlendirilmeyen, halkın aktif vatandaşlık
bilinci
ile kendi iç enerjisinden güç alarak, sosyal sorumluluk duygusu ile
kamu
yararı temalı belirli bir amaç için oluşturdukları yapılardır.
Gerçekleştirdikleri bütün etkinliklerini finanse etmek için de çeşitli
kaynaklar kullanırlar. Bu kaynakların en önemlisini de, özellikle
Türkiye'de
toplumun duyarlı ve sosyal sorumluluk bilinci gelişmiş yurttaşları ve
kurumları oluşturur. Bu nedenle gönüllüğü büyük ve etkin bir güç olarak
kullanabilen STK'lar ve hizmet ettikleri toplum arasında karşılıklı
güvene,
desteğe ve anlayışa dayalı bir işbirliği sözkonusudur.



Bu işbirliğinin artarak her iki tarafın da daha büyük faydaya
ulaşabileceği
bir sinerji yaratabilmek için STK'lar ve hizmet ettikleri toplum
arasındaki
işbirliği, güven ve anlayışın sürekli olarak beslenmesi,
güçlendirilmesi ve
karşılıklı beklentilerin ne kadar karşılandığının kontrol edilmesi
gerekir.



RTÜK tarafından, TV kanalları aracılığı ile bağış toplama izninin
AKUT'a
verilmemesine rağmen, hepinizin izlediği gibi şu anda bile bazı STK'lar
(KIZILAY, DENİZ FENERİ, TEMA, TÜRKİYE SAKATLAR DERNEĞİ, MİHDER, vb.)
etkinliklerine kaynak yaratmak amacıyla etkin bir şekilde bu tür bağış
toplama kampanyalarını TV kanallarının desteğiyle kamuoyuna
duyurmaktadırlar, ki zaten doğru olan da budur. STK ve toplum elele
verebilmelidir ki, herşeyi Devlet'ten bekleme anlayışından kurtularak,
toplumun ihtiyaçlarının hiç değilse bir kısmı STK'ların desteğiyle
karşılanabilsin ve hem toplumun refah düzeyinin artmasına birlikte
katkıda
bulunulsun, hem de son çözümlemede toplumu oluşturan katmanlar
birbirlerinin
sorunlarına karşı daha duyarlı ve çözüm üretme konusunda daha istekli
olabilsinler.



Bu izin eğer bundan sonra hiçbir STK'ya verilmeyecekse, o zaman daha
büyük
bir sorunla karşı karşıyayız, çünkü RTÜK'ün bu kararı sadece AKUT'u
değil,
Türkiye'de yıllardır büyük bir özveri ile çalışan ve toplumdaki pek çok
önemli boşluğu dolduran bütün STK'ları da olumsuz olarak
etkileyecektir.
Toplumu ile aralarındaki organik bağı kopartılan hiçbir

STK verimli olamaz, kendisini ifade edemez, kendisini toplumuna kabul
ettiremez ve eskisi kadar etkin ve başarılı çalışamaz. Eğer RTÜK
yöneticileri, Türkiye'de STK'ların en önemli gelir kaynağı olan, son
derece
etkin bir tanıtım aracı olan TV kanalları üzerinden bu tür bağış
toplama
kampanyalarını bundan sonra tamamen yasaklamaya karar verdiyse, durum
son
derece tehlikelidir ve mutlaka önlem alınması gerekir. Yok eğer sorun
sadece
AKUT'a dönük bir kararsa; biz kendi hakkımızı hukuki yollardan aramak
üzere,
Ankara 5. İdare Mahkemesi, 2006/1007 Esas Numarası ile, RTÜK'ün bu
uygulamasından dolayı, AKUT'un aldığı bağışlarda büyük azalma olacağı
ve bu
durumun da bütün çalışmalarımızı olumsuz etkileyeceği düşüncesi ve 10
yıllık
birikim sonucunda kamuoyu tarafından AKUT'un üzerinde olduğu kabul
edilen,
tamamen gönüllülük ve karşılıksız yardımseverlik ilkeleri ile
gerçekleştirdiğimiz sorumluluklarımızı yerine getiremeyeceğimiz
endişesiyle
dava açmış bulunmaktayız.



Bu nedenle, RTÜK'ün bu kararından zarar görecek olan, Türkiye'nin etkin
ve
güçlü, başarılı ve üretken, sorumluluk sahibi sivil toplum örgütlerini;
kendimizi hizmet etmekle yükümlü saydığımız milletimizle aramızdaki,
yıllar
içerisinde büyük zorluklar ve fedakarlıklar sonucunda oluşturulmuş
güvene
dayalı işbirliğinin kopartılmasının engellenmesi ve haklarımızın hep
birlikte hukuki yollarla aranması için dayanışmaya davet ediyoruz.



Değerli okuyucu bütün bunlara rağmen ülkemize ve ülkemizin yüce ruhlu
insanına olan inancımızı ve sevgimizi bir an bile yitirmeden gönüllü ve
karşılıksız olarak kendimize seçtiğimiz yolda vatanımız için,
milletimiz
için mücadele etmeye devam edeceğimizi ve ne olursa olsun
kararlılığımızı
asla yitirmeyeceğimizi bu vesile ile bir kez daha ifade eder, geleceğin
çağdaş Türkiye'sinin inşası için ne gerekiyorsa yapmaya hazır
olduğumuzu
bilmenizi isteriz.



Saygılarımızla,







AKUT Arama Kurtarma
 
Scudo
bir sivil toplum kuruluşu için gerçekten üzücü bir haber
devletin başındakilerinin ne düşünerek bunu yaptığını tahmin etmeyeceğim..
ancak ortada 2 sonuç var ki;
1.si eğer sadece akut için yapılan birşey ise mahkemeye vermekten başka yapılabilecek birşey yok gibi çünkü düşünce farklılığından dolayı kafasına göre istenilen sivil toplum kuruluşuna destek verilemez..
2. si eğer denildiği gibi bütün sivil toplum kuruluşlarına bu uygulanacak ve de bütün herşey devletin eline bırakılacaksa memleketin vay haline..
99 depreminde akut un yaptıkları ve de ülke dışında olan depremlerde diğer ülkelere giderek gelecek afetler için destek toplanıldığı unutulmuş gibi gözüküyr..
 
Geri