Orkun KnighTR34
Kara atlı prens
- Kayıt
- 14 Ocak 2017
- Mesaj
- 1.014
- Tepki
- 1.967
- Yaş
- 26
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Orkun
- Başlangıç
- 2006—07
- Bisiklet
- Peugeot
Merhaba Arkadaşlar;
Diyelim ki yeni bir otomobil satın alacağız. Bütçe, yakıt türü, kasa tipi(sedan, hb, sw vb.), hangi segment olacağını belirler ve farklı markalardan birkaç farklı model belirleriz. Daha sonra büyük, geniş, ferah showroom'lara gideriz. Showroom'larda o markanın her modelinden teşhir otomobilleri birbirleriyle aralarında geniş geniş aralıklar kalacak şekilde ferah bir düzende yerleştirilmişlerdir. Rahat rahat kafadaki model otomobilin etrafında birkaç tur dolaşılır; tampon, ayna, jant, far, diffuser gibi ayrıntılar içimize sinecek mi iyice bir bakılır. Sonra otomobilin içine oturulur, iç mekan ferah mı diye bakılır, aracın tüm trimleri elle tek tek sıkılır, trim sesi var mı diye bakılır, donanımları yeterli mi diye iyice incelenir. Üstüne bir de test sürüşü yapılıp performans ve yakıt tüketimi hakkında fikir sahibi olunur. Ve bir otomobil modelinde karar kılınır ve o araç satın alınır. Tüm teşhir otomobilleri cilaya ek olarak bir de glaze ile parlatılmıştır, bu durum da albeniyi arttırır.
Yeni bir bisiklet alacağız diyelim ki. Dağ mı, yol mu, hibrid mi olacağı belirlenir, vites sayısı, fren cinsi, kadro malzemesi, bütçe gibi hususlarla birlikte kafada birkaç model belirlenir ve bisiklet mağazalarının yolu tutulur. Apartman altında köpek kulübesi boyutlarında, her şeyin dip dibe olduğu dar, boğucu, kıytırık dükkanlara girilir, metrobüs yolcuları misali birbirine yapışık duran onlarca yüzlerce bisiklet arasından kafamızdaki model seçilmeye çalışılır, bir de düşündüğümüz model duvara asılı ise rica minnet yere indirtilir, üstünkörü bir şekilde kadro alüminyummuş, 24 vites altusmuş, hidrolik diskmiş vb. şeklinde göz atılır veya bisikletçi tarafından yönlendirilir, trimleri avuçlamak, daracık alanda etrafında birkaç tur dönmek falan hak getire. Bisikletlerin üstüne şöyle bir oturulup kalkılarak kadro boyu belirlenir. Test sürüşü hak getire.
Bence bu durum bisiklet almayı otomobil alnak kadar heyecan verici yapmıyor ve "aman iki teker bir pedal işte" diye geçiştirilmesine bu da bisikletin yaygınlaşmamasına neden oluyor (diğer nedenlerin yanında oldukça ufak bir neden ama olsun). Bu durum hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Diyelim ki yeni bir otomobil satın alacağız. Bütçe, yakıt türü, kasa tipi(sedan, hb, sw vb.), hangi segment olacağını belirler ve farklı markalardan birkaç farklı model belirleriz. Daha sonra büyük, geniş, ferah showroom'lara gideriz. Showroom'larda o markanın her modelinden teşhir otomobilleri birbirleriyle aralarında geniş geniş aralıklar kalacak şekilde ferah bir düzende yerleştirilmişlerdir. Rahat rahat kafadaki model otomobilin etrafında birkaç tur dolaşılır; tampon, ayna, jant, far, diffuser gibi ayrıntılar içimize sinecek mi iyice bir bakılır. Sonra otomobilin içine oturulur, iç mekan ferah mı diye bakılır, aracın tüm trimleri elle tek tek sıkılır, trim sesi var mı diye bakılır, donanımları yeterli mi diye iyice incelenir. Üstüne bir de test sürüşü yapılıp performans ve yakıt tüketimi hakkında fikir sahibi olunur. Ve bir otomobil modelinde karar kılınır ve o araç satın alınır. Tüm teşhir otomobilleri cilaya ek olarak bir de glaze ile parlatılmıştır, bu durum da albeniyi arttırır.
Yeni bir bisiklet alacağız diyelim ki. Dağ mı, yol mu, hibrid mi olacağı belirlenir, vites sayısı, fren cinsi, kadro malzemesi, bütçe gibi hususlarla birlikte kafada birkaç model belirlenir ve bisiklet mağazalarının yolu tutulur. Apartman altında köpek kulübesi boyutlarında, her şeyin dip dibe olduğu dar, boğucu, kıytırık dükkanlara girilir, metrobüs yolcuları misali birbirine yapışık duran onlarca yüzlerce bisiklet arasından kafamızdaki model seçilmeye çalışılır, bir de düşündüğümüz model duvara asılı ise rica minnet yere indirtilir, üstünkörü bir şekilde kadro alüminyummuş, 24 vites altusmuş, hidrolik diskmiş vb. şeklinde göz atılır veya bisikletçi tarafından yönlendirilir, trimleri avuçlamak, daracık alanda etrafında birkaç tur dönmek falan hak getire. Bisikletlerin üstüne şöyle bir oturulup kalkılarak kadro boyu belirlenir. Test sürüşü hak getire.
Bence bu durum bisiklet almayı otomobil alnak kadar heyecan verici yapmıyor ve "aman iki teker bir pedal işte" diye geçiştirilmesine bu da bisikletin yaygınlaşmamasına neden oluyor (diğer nedenlerin yanında oldukça ufak bir neden ama olsun). Bu durum hakkında siz ne düşünüyorsunuz?