Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Cyclocross'tan touring olmaz mı?

Kayıt
6 Ocak 2014
Mesaj
40
Tepki
26
Şehir
Fenerbahçe, İstanbul
Bisiklet
Cube
Arkadaşlar bir süredir sürekli araştırıyorum.. Bir kaç arkadaşla konuşmalarım sonrasında biraz tereddüte düştüm aşık olduğum bisiklet cube crossraceden vazgeçmem mi gerek.. Hızlı karar vermem lazım çünkü iade için en fazla 5 günüm var sanırım.. 2000 nakit + 1300 senetle aldım bisikleti tur bakmaya başladım ki biraz canım sıkıldı.. Okuduğum tüm yazılar ve bir arkadaşla konuştuktan sonra acaba yanlış karar mı dedim kendi kendime.. Performans bisikleti olduğundan bahsediliyor cyclocrossların ve çok konforsuzdur tarzı yazılar okudum.. Hatta arkadaşta 2 saaten fazla binemezsin dedi.. Ben sadece 1 gün sürebildiğim yağmurdan ötürü oda 1 saatti lakin çok çok büyük keyif aldım akşama kadar binebilirim gibi geldi yani 52 kadroluk tanker bisikletimden sonra 59 kadro çok zevkliydi.. Şimdi geleyim asıl soruya.. Bu bisikletle ben 10 günlük 15 günlük turlara çıkamaz mıyım? Çıkabilirsem kaybım kazancım ne olur? Tasarımından ötürü aşık oldum bu bisiklete ayrılmak istemiyorum.. Bu tasarımda şık bir touring olsa down bar takıp kullanabilirim belki, sirrus elitelere fln bakıyorum, yada yine Cube da bir tavsiyeniz olur mu?
 
Scudo
Çok yanlış düşüncelerdesin, anlaşılan arkadaşın pek anlamıyor bu işlerden. En büyük sorunumuz da bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak. Cyclocrosslar yol bisikletlerinden daha konforludur, yol bisikeltleriyle 18 saat sürüş yapanlar var forumda da bu konuları bulabilirsin, Cyclocross bisikletle hayli hayli sürülür uzun saatler. Gönlünü ferah tut güle güle kullan, illa değiştiricem dersen gel benim bisikletle takasa girelim farkını öderim. kadro boyu da uygunmuş.
 
Yol şartlarına göre en uygun bisiklet türlerinden biridir cyclocross. Al sele tak çantayı da doldur günü birlik uzun turlar ile dene. Ona görede karar ver.
 
Merak ediyorum 2 saatten fazla süremezsin diyen arkadaşın turlar için hangi bisikleti öneriyor? Bu öneriyi yapacak bilgi birikimi ve deneyim için hangi bisikletleri kullanmış, hadi bunu da geçtim hangi bisikletlerin canlı halini görmüş diye soralım da birkaç cevap gelebilsin. Melez yol bisikletleri (cyclocross) ağır arazide kullanılacak kadar sağlam donanım ve kadrolu bisikletlerdir. Kadro açıları arazi kullanımı nedeni ile çok daha konforlu olup uzun turlarda birkaç değişiklikle rahatlıkla kullanılabilirler. Hatta klasik MTB kadrosuna oranla çok daha uygundur tur bisikletçiliğine. Uzun tur bisikletlerinde en iyi kadrolar haricinde elindeki bisiklet piyasadaki bisikletlerin hepsini düşünürsek daha kötü bir seçim değil. Gönlünü ferah tut, bisikletinden keyif almaya bak.
 
Buna sizin karar vermeniz gerekecek.
Ben kendi cyclocross bisikletimle kamplı bir tura çıkmayı göze alamam mesela. Bisikleti alalı beş ay oldu, bin kilometre yol yaptım, 6-7 saat bisiklet üstünde geçen zamanlar oldu ve sonuçta uzun tura çıkılamayacağına karar verdim. Yani çıkılır tabii, bisiklet bunu kesinlikle kaldırır ama benim vücudum kaldırmaz. Özellikle uzun sürüşlerde boyun ağrısı sorunu yaşıyorum. Benim bisikletin geometrisi bana agresif geliyor, belki de bana öyle geliyordur bilmiyorum. Daha dik oturma açılı ve üçlü aynakola sahip şehir-tur bisikletleriyle daha rahat bir tur çıkaracağımı düşünüyorum.

Özetle demeye çalıştığım, bisikleti iyice deneyimlemeden kararınızı vermeyin. Daha yeni almışsınız ve okuduğum kadarıyla çok memnunsunuz. Günü birlik uzun turlara çıkın. Günde 100 km, 7-8'lik sürüşler yapmaya çalışın. O zaman kafanızda bir fikir oluşur.
 
Çok amaçlı kullanacaksanız, CX iyi bir orta denge olabilir, ama tur bisikletinin yerini tutmaz. İyi bir tur bisikletinde şunlar mutlaka olmalı bence:

* Sağlam, dayanıklı, amortisörsüz kadro ve maşa,
* Rahat sürüş pozisyonu ve çok alternatifli gidon tutuş imkanları,
* "Hamak" tip sele (Brooks kösele),
* 3'lü aynakol ve minimum %500 toplam vites aralığı,
* Sağlam ve çok telli jantlar, bilhassa çok sağlam arka jant,
* Ön ve arka yüklükler ve çamurluklar için bağlantı yuvaları,
* Biraz daha ağır olsa bile, güvenilir ve dayanıklı komponentler (vites, fren, transmisyon vb.)
 
şimdilik rica minnet iade ettim bisikleti.. Vites kolunda da sorun olduğundan kırmadı beyfendi.. biraz daha araştırıp içime sinerek alacagım :( deneyip begenmezsem geri verme sansım yoktu iade surem olmazdı çünkü iade surem 7günmüş.. sirruslara bakıyorum şimdilik
 
Ben tur için Cylocross düşünürken, Cylocross sahibi olan turcu bisikletini iade etmiş. Bence çok titiz davranmışsınız. Tabi ki her bisiklet amacına göre kullanılmalı fakat o kadar keskin hatlar yok. Yol bisikletine saatlerce binenlerin örneği verilmiş, bu sizin değerlendirmeniz için iyi bir done olabilirdi. Kaldı ki sürdüğünüz kısa zaman zarfında çok keyif almışsınız. Bence çok derin düşünmeyin, tarzı ve tipi hoşunuza giden bisikleti alın severek sürün.
 
Ben biraz daha kafanızı karıştırayım. Sirrus fitnes tarzı şehir içinde kısa mesafelerde seri ve performanslı kullanım amaçlı üretilmiş agresif açılara sahip bir bisiklettir. Eski bisikletinizden "Tur amaçlı" bakılırsa çok daha avantajlı değil. Bu kadar titiz bakıyorsanız konuya Surly, Trek 520 gibi tur bisikletciliği konusunda söz sahibi modelleri incelemenizi öneririm
 
bütün arkadaşların söylediklerine katılıyorum. özellikle Ozan Duran beyin söylediklerine iyi dikkat edin. onun bisikletiyle sizin Cube'nin geometrileri neredeyse birebir aynı.
***
Cube cyclocrossların sürüş pozisyonu diğerlerine göre daha fazla öne yatmayı gerektiriyor. Hız için iyi ama uzun yolda sürüş için konfor da önemli. Öte yandan bagaj deliğinin de olmadığını görüyorum. Turda bagaj mutlaka şart. Bunun için başka bir çözüm bulmanız gerekecek.
Ozan Bey'in dediği gibi ''karar sizin''
 
Görüşlere bakılırsa ki bende isteğim doğrultusunda ve forumda yazan arkadaşların da büyük desteği ile hem gezi ,dağ , bayır ve hemde uzun turlar için bagaj ve çamurluk aparatları da olan bir cyclocross aldım. Kullanmaya başladığımda da doğru karar verdiğimi anladım.Geometri olarak yol bisikletinden daha dik bir sürüş pozisyonu ve drop bar ile farklı tutuş pozisyonları uzun sürüşlerde konforlu ve rahat.Uzun sürüşlerde bende de eksik kalan yanım olan boyun kaslarınızı yeterince güçlendirdiğinizde boyun problemininde biteceğini düşünüyorum.Kanımca Cyclocross...
 
  • Beğen
Tepkiler: MehmetAliB.
@Laçin Aslan

Elimden geldiğince seçim sürecinizde yardımcı olmaya çalışayım. Daha doğrusu kendi fikirlerimi söyleyeyim. Doğrudur, yanlıştır orası tartışılır. Bir de tersinden yaklaşalım isterseniz: Tur bisikletini başka amaçlar için kullanabilir miyim?

Tur bisikletiyle şunları yapabilirim:
* Uzun ve kısa turlara çıkabilirim.
* Çarşı pazar ve günlük işlerimi görebilirim. Ön ve arka yüklükler sağolsun, 40 kg alışverişi yükleyebilirim.
* İşe gidebilirim. Bir commuter yola yatkın ve konforlu olmalı ve yük taşıyabilmeli (laptop, iş giysileri, yedek iç çamaşır vb.) Tur bisikleti ise tüm bunları optimal dengede birleştiriyor. Aslında tur bisikleti = lüks commuter diyebiliriz, yani işe gitmek için lüzumundan fazla özelliklere sahip.
* Bozuk, stabilize, veya toprak yollara (yüklü olarak) rahatlıkla girebilirim.

Tur bisikletiyle şunları yapamam:
* Performans sürüşlerinde yarış kazanamam (rakiplere bakar aslında :))
* "Dirt" (otomobil geçemeyen, sadece traktör, at, katır, yaya geçebilecek derecede bozuk off-road, balçık, keçi yolu, orman içi yaya patikaları, vb.) yollara giremem veya zorlanırım.
* Cambazlık yapamam.

Eğer "tura yatkın" bir CX veya dağ bisikleti bulabiliyorsanız ne ala. Aksi takdirde düzgün bir tur bisikleti, çok amaçlı "joker" bisiklet olarak da mükemmel bir seçimdir bence. Dikkat ederseniz CX yanına dağ bisikleti seçeneğini de kattım.

Uzun tura da çıkabilen, aynı zamanda çok amaçlı kullanılabilen bir bisiklet alacak olsaydım, ya tur bisikleti alırdım, veya tura yatkın CX veya dağ bisikleti alırdım. Tura yatkın derken, evvelki (#6) mesajımda saydığım özellikleri sağlayan bir bisiklet kastediyorum.

Bu özellikleri biraz açayım.

* Rahat sürüş pozisyonu ve çok alternatifli gidon tutuş imkanları: Uzun yolda, zamanınızın çoğunu sele üstünde pedal çevirerek geçiriyorsunuz. 1, 2, 3 gün rahatsız pozisyonda 8 saat pedal çevirebilirsiniz. Ama 15. gün bu işkence halini alır. Sürüş pozisyonunuz öyle olmalı ki, yorulmadığınız müddetçe süresiz pedal çevirebilmelisiniz ve bu sizde ortopedik rahatsızlıklara sebep olmamalı. Aynı sebeple ya tura özgü yükseltilmiş drop-bar veya kelebek veya kelebeğe yakın bar-end (boynuz) gidon kullanmanız gerekir. Klasik dağ bisikletindeki düz gidon, veya CX bisikletin performansa yatkın drop-bar gidonu bir zaman sonra el sinirlerinizde ortopedik rahatsızlıklara yol açabilir.

* "Hamak" tip sele (Brooks kösele): Brooks olması şart değil, ama hamak tipi (kösele) sele olması bence çok önemli. Bu konu biraz tartışma götürür gerçi. Birçok kişi jel dolgulu ortopedik seleyi öneriyor. Dolgu selelerin sıkıntısı şu: Bunlar, sert zemin üzerine yerleştirilmiş yumuşak jel yapısına sahiptir. Bu jel, kalça/oturma kemiklerinizin (sit-bones) baskısıyla, oturduğunuzda kabaca "W" şeklini alır. Bu W'nin sağ ve solundaki "V" çukurları sizin oturma kemiklerinizin bastığı yerlerdir. Ortadaki "^" çıkıntısı ise scrotum bölgesine baskı yaparak ortopedik rahatsızlıklara sebep olabilir. Her ne kadar ortası yarık veya boşaltılmış "ortopedik" seleler bu problemleri aştıklarını iddia etseler de, bunu yalanlayan araştırmalar da var. Zira ortopedik selede orta kısım boşaltıldığı için temas yüzeyi daha az, dolayısıyla temas basıncı daha yüksektir. Ortopedik seleye milimetrik anlamda tam ortalayarak oturmanız lazım ki faydasını görebilesiniz. Bu ise sadece laboratuar/test ortamında ve teorik olarak mümkün. Yoldayken oturma pozisyonunuz biraz sağa-sola kaydığı takdirde, aynı scrotum bölgesi bu sefer daha yüksek basınca maruz kalacaktır ve daha fazla zarar görecektir. Sert zemin üzerine yumuşak dolgulu her sele, böyle ortopedik problemlere az veya çok meyillidir. Tabi ki hem sizin sit-bone ölçülerinize, hem de oturma stilinize göre uygun bir jel sele bu problemleri yaşatmayabilir, ancak o seleyi buluncaya kadar bir kaç sele değiştirmeniz gerekebilir. Netice olarak, sert zemin üzerine yumuşak dolgulu seleler, sürücünün anatomisine çok uygun boyut ve biçimde seçilmelidir, ve muhakkak sit-bone ölçüsü alınarak buna milimetrik uygun boyutta sele alınmalıdır. Sizi rahat ettiren bir jelli anatomik sele, başkasına işkence olabilir.

Kösele seleler ise yapısal olarak farklıdır. Sert kösele, kenarlardan (arka kenar ve burundan) sele çerçevesine tutturulmuş olup, sele yüzeyi havadadır. Yani sele bir nevi hamak gibidir. İlk alındığında sert olan sele, kullanımla yumuşar (break-in) ve oturma kemiklerinizin bastığı yerler biraz daha fazla esneyerek konforlu bir hamak şeklini alır. Konforun ötesinde, selenin yapısı hamak şeklinde olduğundan (yani ortası havada asılı olduğundan) dolgu seleler gibi oturduğunuzda "W" şeklini almaz ve sele yüzeyinin scrotum bölgesine karşı gelen kısmı "^" şeklinde değil, düz (hatta çok hafifçe aşağı bombeli) şekil alarak scrotum bölgesini rahatlatır. İlave olarak, hamak tipi selelerde milimetrik ölçü gerekmez. Selenin arka geniş tarafı sizin sit-bone ölçünüzden büyük olduğu müddetçe her ölçü uyar. Bu sebeple, en iyi uzun yol selesi -bence- şudur: Büyük boy kösele sele alıp, selenin burnu yataya göre bir çentik yukarı olacak şekilde ayarlayın (sele sizi hafifçe geri doğru kaydırsın).

* 3'lü aynakol ve minimum %500 toplam vites aralığı: Şuna inanın ki, 1/1 vitesiniz ne kadar düşük olursa olsun, turdan döndükten sonra bunu daha da düşürmenin yollarını arayacaksınız. :) Uzun yol için gerçekten çok geniş vites aralığı lazım. Çünkü bir yandan makul bir top vites oranı lazım (mesela şartlar elverdiğinde pedal çevirerek 60-70 yapabilmeniz lazım), diğer yandan en düşük vitesin aşırı derecede düşük olması lazım (mesela 50 kg. bisikletle 50 km yol yaptıktan sonra, o yorgunlukla %5 eğimi 1 saat tırmanabilmeniz lazım). C'est la vie. :) İkili aynakolu uzun yolda unutun derim, hatta üçlü aynakol kullanmak dahi tek başına kafi değil. Aynakol ve rublenin yüksek oranlara sahip olması lazım. Öte yandan, düşük vites oranı illa şart değil. En düşük vites yeterince düşük değilse yürüyebilirsiniz. Yokuşları yürüyerek çıkmak ayıp değil. Tur bir eğlencedir, işkenceye çevirmenin anlamı da yok. Şahsen ben zevk aldığım müddetçe yokuşta pedallarım, baktım ki işin tadı kaçtı, hiç utanmam inerim aşağı tıpış tıpış yürürüm - gerekirse 1 saat yürüyerek tırmanırım.

* Sağlam ve çok telli jantlar, bilhassa çok sağlam arka jant: Buna şu linkte değinmiştim.

İstanbul-Anamur-İstanbul = 3106 km

Bu yüzden, kendime bir tur bisikleti inşa ediyor olsaydım, arka tekeri komple değiştirirdim. Ön janta göre daha fazla tel içeren, 8 vites göbek kullanırdım. Mesela ön jant 32 tel ise, arkaya 40 telli göbek/jant çifti arardım. Ne yazık ki tur bisikleti imalatçıları bu kadar bariz şeyleri atlıyorlar. Göbek yerine açık (derailleur) vites kullanmalarına çeşitli bahaneler bulunabilir belki. Ama ön ve arka jantlarda aynı sayıda tel kullanmalarının bahanesi de yok.

* Ön ve arka yüklükler ve çamurluklar için bağlantı yuvaları: Açıklamaya lüzum yok sanırım. :)

* Biraz daha ağır olsa bile, güvenilir ve dayanıklı komponentler (vites, fren, transmisyon vb.): Bunu da açıklamak gereksiz aslında. Tur bisikleti öncelikle taş gibi sağlam olmalı ve sorun çıkarmamalı. Nadiren çıkan sorunların da tamiri/ayarı kolay olmalı. Mesela disk yerine V fren, derailleur yerine göbek vites, karbon yerine çelik ve aluminyum... bunlar tura uygun seçimler.

Bu çok uzadı. Daha CX ve dağ bisikletlerinin tura uygun tipleri (ve modifikasyonları) hakkında yazacaktım ama kısa kessem iyi olacak... :))
 
Çok içten ve çok güzel yazmışsınız teşekkür ederim.. Sıkılmadan okudum.. Şimdilik uzun süreli 20 günlük vb turlardan çok günübirlik turlara odaklandım.. Yıllık izinimden ötürü zaten uzun turlara yılda sadece 1 kere çıkabilirim gibi duruyor bunun dışında çıkabileceğim "uzun" turlar 1-2 günlük haftasonu turları olacaktır.. Gezmeyi görmeyi çok seven biriyim, ama hızlı sürmeyide istiyorum.. Bisikletin görünümüde önemli benim için, içime sinmeli çünkü çok değer verdiğim eşyalarımla bağ kurarım genelde isim veririm bazen :) Tura uygun bir CX bakıyorum şuan.. Yada Cube crossrace i nasıl isteğim doğrultusunda çeviririm diye bakıyorum çünkü bagaj delikleri yok.. Kelepçeli sistemleri araştırıyorum.. :) son olarak. tres merci pour vos conseils :) C'est la vie et Cest tres beau
 
  • Beğen
Tepkiler: Abdullah.R
Bu topigi dün aksam gördüm ve oturup uzun bir seyler karaladim, dikkatsizlik yüzünden bütün mesaj silindi ve öylece biraktim. Bu sabah Abdullah R. in mesajini gördüm. Bu konu ile alakali yazilabilecek hemen herkonuya deginmis, sagolsun.

Ben sadece iki konuya deginecegim. Birincisi:
Cyclocross bisikletler, son bir kac senedir neredeyse "Moda" haline getirilip öyle sunuluyor. Sanki cok yeni bir seymis gibi pazarlamasi yapiliyor. Yillardir ilgilendigim halde, ben bile bu dalgadan etkilenip, dag bisikletimden ayrilip cyclocrossa gectim. Fakat gercekten cyclocross yarislarinda kullanilan bisikletlerin kullanicilari, bu bisikletleri sadece yarislarda kullanmak icin aliyorlar. Sadece yarislarda kullanilan bu bisikletlerde, normal kullanicilar icin gerekli hic bir konfor yok. Bir yandan yarista, tasima, hoplayip ziplamayi saglayabilmek icin hafiflik söz konusu iken, diger yandan asfalt yola göre daha cok yüklerin binebilecegi arazi kosullarina dayaniklilik gerekiyor. Bu ikilemin sonucu olarak mümkün mertebe hafif donanim, suluk koymak icin vida yeri dahi olmayan kadrolar üretiliyor. Velhasil normal kullanicilar icin, yani dah cok yol bisikletinden yana olup, ülkesindeki asfalt kalitesini veya arada sirada araziye girmeyi düsünen kitle icin yapilan cyclocross bisikletler, biraz daha ilimli, daha kalin lastikler takilabilen, araziye uygun frenleri haiz, daha cok yol bisikletlerini andiran bisikletler. Bu konu üzerine yazilip cizilirken bu ayrimi yaparak fikir yürütmenin daha dogru olacagini düsünüyorum. Kisaca salt yarislar icin yapilan cyclocross bisikletleri, o yaristan baska hic bir ise yaramaz. Digerleri üzerine yukarida yeteri kadar aciklamal yapmis arkadaslar.
Ikinci konu:

Sevgili Tolga Günsezer' in imzasindaki " Türkcemize sahip cikma...." ile alakali. Cyclocross bisikletler, sadece yarislar icin imal edilmis bisikletler ise " Melez yol bisikleti" tanimi yanlistir. Kelimenin manasi zaten "araziyi bisiklet ile gecme"den geliyor, yani yol ile alakasi yoktur. Fakat kastedilen, forumda da pek cok insanin algiladigi gibi, normal gezinti icin kullanilanlar ise, bu tabire söyleyecek sözüm yok! :)
 
Sevgili ihtiyar ağabey,
Tamamıyla ikinci anlam için düşünülmüştür.
Türkiyede bırakın cyclocross yarışlarının yapılmasını böyle bir bisiklet tipi ve yarışı olduğundan haberdar olan kitle deyim yerindeyse bir elin parmaklarını geçmez.
Ben bu tarz bisikleti gönlüm yol bisikletinden yana olup da yol şartları ve araziye girebilmek amacıyla kullanıyorum. Zaten üreticilerde bu boşluğu görüp bu bisikleti bu alana konumlandırmaya çalışıyorlar.
Saf kan CX yarış bisikleti için tabiki bu tabir kullanılamaz.

GT-N7100 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
@Laçin Aslanparticulierement avec un velo cx :)
 
  • Beğen
Tepkiler: ihtiyar
Abdulah Abi, yorumunuzu dikkatle okudum... Bir tur bisikletinde olması gereken birçok özelliğe ayrıntılı olarak değinmişsiniz..

-En iyi bisiklet sizin olan bisiklettir sözünü severim... Ancak eğer yeni bir bisiklet alacaksanız ve bu tur bisikleti olacaksa bütçenize göre ayrıntılarda oldukça önem kazanıyor... Abdullah abi çok güzel açıklamış...

Geçmiş yıllarda yaptığım turların bir çoğu 28" tekerlere sahip, 32 telli jantlar, en büyüğü 48 olan 3 l aynakol, süspansiyonlu maşaya sahip bisikletle olmuştu. Özellikle jantlar beni oldukça fazla madur etmişti.. Jant teli kırma sorununu çok fazla yaşamıştım.

2013 yılında tüm turlarımı 26" teker, 36 telli jantlar, düz maşa, düz gidon, standart bir sele, en büyüğü42 olan 3lü aynakollu bir bisikletle gerçekleştirdim...her türlü koşulda pedalladım... Bozuk orman yollarında dahi pedalladım... Bu bisikletin en büyük avantajı benim için dayanıklılığı oldu.. Tek eksiği ise kelebek gidondu diyebilirim.. Ancak üzerindeki karbon gidonuda çıkarmaya kıyamadım...

Tur bisikletinde jant ebatının önemli olduğunu düşünüyorum. 26" en az 36 telli jantlar bana göre çok iyi bir tercih... Belki alıştığım içindir hiç sele sorunu yaşamadım...

Lastik ebatı boyutunda tur bisikletçiliğine yeni başlayanlar için ne dersiniz?
 
@Berk MercancıRohloff son nokta olduğu doğrudur da... 1000 € ile fiyatta da son nokta. :) Bu yüzden 8 vites hub + 3'lü aynakol daha cazip geliyor bana.

Çeşitli hub viteslerin karşılaştırmalı listesi: (link)
 
@Abdullah.R
Biz Türkce üzerine konusurken burada fransizca patlatiliyor! :) :)

Madem fransizca bilenler var, bu konunun en iyi arastirilacagi yerler zaten fransizca sitelerdir. Onlarin bulup ortaya attigi bir bisiklet sürüsüdür! :)

Örnekler:
(link)

(link)

(link)
 
Geri