Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Deprem..

Suriyeliler yağma falan yapıyor diyorlar. Doğru mu bu haber?
Yalova 99 depreminde başka illerden yardıma geliyoruz ayaklarında enkaz altında kalan nedenlerden altın toplayanlar vardı hatırlayanlar bilir. Suriyeli ya da Türk fark etmez yağma yapılıyor olabilir.
 
Scudo
Bizim inşaatçılar
Fore kazık sistemi
Radye temel

vb binalar yapıp, binayı zemine daha da sıkı bağlarken, Japonlar tam tersini yapıyormuş.

binanın altında sıvı yastığı ve esnek darbe emici malzemelerden oluşan sistem kullanıyorlar ki, bu yerden gelen darbeyi amortisör gibi emip binaya yansıtmasın, bina sadece sallansın…:)


Ayrıca çok iyi bir deprem kültürü var. Örneğin otellerin duvarında bizde yangın talimatına benzer

Deprem Talimatı

Var. Deprem anında neler yapmak gerektiği yazıyor.

(link)
 
Bunu yorumsuz koyuyorum.
O bahsini ettiği "hava cıva" dedikleri canından can kaybedenlerin yardım çığlıkları değil mi. :_(

Bu adam tam objektifim vs derken yolunu buldu. Yazık vallahi yazık. İnsanları aptal yerine koyuyorlar.

- İzmir depremi: vatandaş iyi ki evim depremden yıkıldı diyecek, yıkılmamış olanlar keşke benim de yıkılmış olsaydı tokiden ev alırdım diyecek diyen kafa,

- zamanında kendisi: bu işler kader değildir deyip, şimdi kader işte diyen kafa,

- fıtrat diyen kafa,

- hâlâ alınacak dersler var diyen kafa,

Türkiye bu kafadan çok çekti, çekmeye de devam ediyor. Hâlâ bunlarla alakası yok olur öyle şeyler diyenler varsa bundan sonra olacaklar da müstehaktır...
 
YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, "Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 günü meydana gelen ve 10 ilimizi doğrudan etkileyen (link) nedeniyle; bu bölgeden olup diğer illerdeki yükseköğretim kurumlarımızda öğrenim gören öğrencilerimizin eğitim ve öğretime katılamayacak olmaları, bu öğrencilerimizden bir kısmının yakınlarının afetten doğrudan etkilenmiş olmaları, yükseköğretim kurumlarımızdaki başta öğrencilerimiz olmak üzere akademik ve idari personelimizin arama, kurtarma ve yardım faaliyetlerine katılmaları dikkate alınarak, tüm yükseköğretim kurumlarımızda bahar eğitim ve öğretim döneminin açılışı ikinci bir duyuruya kadar ertelenmiştir" denildi.
 
Böyle durumlarda ister istemez insanlar hemen durumu daha net anlaşılması için benzerleriyle kıyaslama yoluna gidiyor, çoğu zaman da faydalı oluyor bu ben de katılıyorum. O yüzden benzer bir yaklaşımda bulunacağım.

Depremin "büyüklüğü" ölçüm yöntemine göre tektir, değişmez bunu zaten herkes biliyor. Ancak bunun bizim gibi sıradan insanlar için anlam kazanması için bazı değerlendirmeler gerekli. "Şiddet" kavramı burda devreye giriyor.

Bu ne demek? Örneğin 2011'de Japonya'da meydana gelen 9,1 Mw büyüklüğündeki deprem sebebiyet verdiği şeyler yüzünden önemli bir deprem ancak depremin kendisi gerçekten 9,1 şeklinde kafamızda canlandırdığımız bir facia şeklinde etkiledi mi insanları? Hayır. Bakın bu deprem yüzünden 20.000'e yakın insan hayatını kaybetti ancak bu kayıpların çok yüksek çoğunluğu deprem sonrasında meydana gelen tsunami sebebiyle boğulma kaynaklı. Bunlara ek olarak bu depremin en yakın kara parçasına hemen hemen 80-100km gibi bir mesafede ve yerin 30km altında gerçekleştiğini de unutmayalım.

Bugün başımıza gelen afeti değerlendirdiğimizde bir defa depremin izdüşümünün yerleşim yerlerine denk gelmesi, büyüklüğü ve zeminin sadece 18km kadar altında gerçekleşmesi sebebiyle depremin kendisinin sonuçlarının çok vahim olmasını beklememiz gerekir. Zira biliminsanlarımızın tamamı bu faciayı aslında bugün yaşadığımız şekilde gördü, anlattı, anlattı, anlattı ama hiç - bir - şey yapılmadı. Bu konu zaten daha uzun uzun konuşulacak mutlaka ama benim anlatmak istediğim nokta bu değil. Şunu düşünelim, burası Türkiye değil de Japonya olsun. Yaşan insanlar da Japonlar olsun, aynı deprem bilinciyle bizim coğrafyamızda yaşıyor olsunlar. Sonuçlar ne kadar değişirdi? "Japonya'da her gün 6-7 büyüklüğünde deprem oluyor ama 1 kişinin burnu kanamıyor abi ya!" mı olurdu yine acaba, "Ulan iyi sallandık ama Japon olduğumuz için hiç kimseye birşey olmadı." mı olurdu?

Benim şahsi fikrim mutlaka fark olurdu zira en azından adamlar bilime biliminsanına değer veriyor sözünü dinliyor falan filan, ama Japonya'nın şu an yaşadığı depremler kadar hasarsız kayıpsız atlatılabileceğini kesinlikle düşünmüyorum. 9,1Mw büyüklüğünde bir depremin Japonya'da bir yerleşim biriminde ve yerden 15-20km mesafede meydana gelmiş olması durumunda da aynı şeyi düşünürdüm. Nitekim bu düşünceleri destekleyen kanıtlar da var.

Mercalli Şiddet Ölçeği diye bir değer var, tam da bu yukarıda bahsettiğim durumları aslında kıyaslayabilmeye de imkan sunan bir ölçek. "Bir depremin büyüklüğüne göre oluştuğu noktadaki yıkımı beni ne kadar ilgilendirir?" sorusuna cevap veriyor bu ölçek. Örneğin Japonya'daki bu 9,1Mw büyüklüğündeki deprem Mercalli ölçeğinde IX - Şiddetli olarak değerlendirilmiş. Karşısında da şu açıklama var : "Genel panik; özel tasarlanmış yapılarda önemli hasar, bu yapıların iskeletleri eğilir. Zemin sıvılaşmaya başlar. Alelade binalarda büyük hasar, kısmen çöküntü. Binalar temellerinden oynar. Eski köprü ve altyapılar hasar alır." Bugün yaşadığımız afet büyüklük bakımından 9,1Mw'ye göre 90 kata yakın daha az bir enerji açığa çıkarıyor, ancak Mercalli ölçeğinde aynı seviyede değerlendirilmiş. Bunun yanısıra Japonya'daki depremde ölçülen azami ivme 2,9g dolaylarındayken, biraz önce İnstagram'da İtalyan bir mimarın paylaştığı bir veriye göre bugün yaşadığımız depremde 2,6-2,7 dolaylarında bir ivme kaydedilmiş. Yani özetle; 2011 yılında Japonya'da yaşanan depremin ne kadar büyük bir küresel felakete sebebiyet verdiği ortadayken, depremin kendisinin sonuçları açısından aralarında ciddi bir fark olmayan bir afet yaşadık. Üstelik arada sadece 10 saat kadar bir farkla 2 defa yaşadık. Burada yine Japonya'daki depremle kıyaslama yapacak olursak, öncü ve artçıları olarak 4 tane Mw 7 büyüklüğün üzerinde deprem meydana gelmiş ancak Mercalli ölçeğine göre bir değerlendirmelerini bulamadım bile.

Son olarak da yukarıda bahsettiğim "kanıtlar"ın ne olduğuyla ilgili de ufak bir bilgi vereyim. 1995 yılında "Kobe Depremi" olarak bilinen bir deprem meydana geldi Japonya'da ve büyüklüğü sadece 6,9Mw olarak ölçüldü. Ancak bu depremin Mercalli ölçeğine göre tarihin en önemli depremlerinden biri olduğu kabul ediliyor, XI(Olağanüstü)-XII(Afetsel) olarak değerlendirilmiş. Bakın açıklaması şu şekilde : "Tuğla yapıların tamamına yakını çöker. Köprüler çok büyük oranda yıkılır. Yeraltı boruları ve altyapılar kullanılamaz hâle gelir. Yeryüzünde büyük çatlaklar meydana gelir. Yollar, pistler ve kaldırımlar çok büyük hasar alır. Raylar kullanılamaz hâle gelir. Deprem bölgesindeki zeminde sıvılaşma en üst düzeyde olur. - Tam yıkım. Afet bölgesinin yeryüzü şekli değişir. Sağlam hiçbir yapı kalmaz. Deprem dalgaları yeryüzünden izlenebilir. Yeryüzü gözle görülebilir bir biçimde dalgalanır. Ufuk ve yataylık kavramı yok olur. Hiçbir cisim yerinde kalamaz." Nitekim, 6.500'e yakın insan direkt depremin yarattığı yıkım sebebiyle hayatını kaybetmiş ve 45.000'e yakın insan yaralanmış. Nüfus yoğunluğu açısından değerlendirdiğiniz zaman kayıp sayısı oldukça yüksek olarak görünüyor. Yine bir örnek olarak da şunu paylaşayım; hemen hepimizin yakından bildiği 17 Ağustos depremi de 7,6Mw büyüklük ve 15km kadar derinlikte meydana gelmiş olmasıyla bugün yaşanan afete benzerlik gösterse de coğrafi yapının etkisiyle belki de Mercalli ölçeğinde 1 basamak daha yukarıda değerlendirilmiş; X - Çok Şiddetli : "İyi inşa edilmiş ahşap binalar yıkılır; çoğu tuğla yapı temeliyle beraber yıkılır. Altyapılar büyük oranda hasar alır. Raylar eğrilir."

Uzattım, kusura bakmayın lütfen. Çok büyük bir afet yaşıyoruz, yaşanabilecek en az kayıp ve hasarla atlatmayı ummaktan ve elimizden gelen yardımı yapmaktan başka çaremiz yok. Artık uzun bir vadesi de kalmadı, sonuçları en az bugünkü kadar ağır olacağı ayan beyan ortada olan bir deprem daha kapımızda, en kısa sürede uyanmamız dileğiyle..

Not: Yukarıda yazdıklarımın tamamı depremden korkan ve başa çıkmak için kendi çapında araştırma yapan biri olarak benim bir araya getirdiğim bilgileri içeriyor. Kesinlikle bir deprem bilimci veya konuyla alakalı tahsili olan biri değilim. Bu sebeple bilgileri hatalı yorumlamış olma ihtimalim olduğunu göz önünde bulundurmadan eleştirmemenizi rica ederim. Doğrusunu öğrenmekten memnuniyet duyacağımdan şüpheniz olmasın.
 
Suriyeliler yağma falan yapıyor diyorlar. Doğru mu bu haber?
Yok canım, Suriyeliler hiç öyle şey yapar mı? Bu arada depremin neden olduğunu, onbinlerce insanımızı neden kaybettiğimizi merak ediyor musunuz? Cevabını, adını dünya basın tarihine altın harflerle yazdırmış güzide gazetemiz akit'ın duayen ismi açıklıyor(link)
 
Böyle durumlarda ister istemez insanlar hemen durumu daha net anlaşılması için benzerleriyle kıyaslama yoluna gidiyor, çoğu zaman da faydalı oluyor bu ben de katılıyorum. O yüzden benzer bir yaklaşımda bulunacağım.

Depremin "büyüklüğü" ölçüm yöntemine göre tektir, değişmez bunu zaten herkes biliyor. Ancak bunun bizim gibi sıradan insanlar için anlam kazanması için bazı değerlendirmeler gerekli. "Şiddet" kavramı burda devreye giriyor.

Bu ne demek? Örneğin 2011'de Japonya'da meydana gelen 9,1 Mw büyüklüğündeki deprem sebebiyet verdiği şeyler yüzünden önemli bir deprem ancak depremin kendisi gerçekten 9,1 şeklinde kafamızda canlandırdığımız bir facia şeklinde etkiledi mi insanları? Hayır. Bakın bu deprem yüzünden 20.000'e yakın insan hayatını kaybetti ancak bu kayıpların çok yüksek çoğunluğu deprem sonrasında meydana gelen tsunami sebebiyle boğulma kaynaklı. Bunlara ek olarak bu depremin en yakın kara parçasına hemen hemen 80-100km gibi bir mesafede ve yerin 30km altında gerçekleştiğini de unutmayalım.

Bugün başımıza gelen afeti değerlendirdiğimizde bir defa depremin izdüşümünün yerleşim yerlerine denk gelmesi, büyüklüğü ve zeminin sadece 18km kadar altında gerçekleşmesi sebebiyle depremin kendisinin sonuçlarının çok vahim olmasını beklememiz gerekir. Zira biliminsanlarımızın tamamı bu faciayı aslında bugün yaşadığımız şekilde gördü, anlattı, anlattı, anlattı ama hiç - bir - şey yapılmadı. Bu konu zaten daha uzun uzun konuşulacak mutlaka ama benim anlatmak istediğim nokta bu değil. Şunu düşünelim, burası Türkiye değil de Japonya olsun. Yaşan insanlar da Japonlar olsun, aynı deprem bilinciyle bizim coğrafyamızda yaşıyor olsunlar. Sonuçlar ne kadar değişirdi? "Japonya'da her gün 6-7 büyüklüğünde deprem oluyor ama 1 kişinin burnu kanamıyor abi ya!" mı olurdu yine acaba, "Ulan iyi sallandık ama Japon olduğumuz için hiç kimseye birşey olmadı." mı olurdu?

Benim şahsi fikrim mutlaka fark olurdu zira en azından adamlar bilime biliminsanına değer veriyor sözünü dinliyor falan filan, ama Japonya'nın şu an yaşadığı depremler kadar hasarsız kayıpsız atlatılabileceğini kesinlikle düşünmüyorum. 9,1Mw büyüklüğünde bir depremin Japonya'da bir yerleşim biriminde ve yerden 15-20km mesafede meydana gelmiş olması durumunda da aynı şeyi düşünürdüm. Nitekim bu düşünceleri destekleyen kanıtlar da var.

Mercalli Şiddet Ölçeği diye bir değer var, tam da bu yukarıda bahsettiğim durumları aslında kıyaslayabilmeye de imkan sunan bir ölçek. "Bir depremin büyüklüğüne göre oluştuğu noktadaki yıkımı beni ne kadar ilgilendirir?" sorusuna cevap veriyor bu ölçek. Örneğin Japonya'daki bu 9,1Mw büyüklüğündeki deprem Mercalli ölçeğinde IX - Şiddetli olarak değerlendirilmiş. Karşısında da şu açıklama var : "Genel panik; özel tasarlanmış yapılarda önemli hasar, bu yapıların iskeletleri eğilir. Zemin sıvılaşmaya başlar. Alelade binalarda büyük hasar, kısmen çöküntü. Binalar temellerinden oynar. Eski köprü ve altyapılar hasar alır." Bugün yaşadığımız afet büyüklük bakımından 9,1Mw'ye göre 90 kata yakın daha az bir enerji açığa çıkarıyor, ancak Mercalli ölçeğinde aynı seviyede değerlendirilmiş. Bunun yanısıra Japonya'daki depremde ölçülen azami ivme 2,9g dolaylarındayken, biraz önce İnstagram'da İtalyan bir mimarın paylaştığı bir veriye göre bugün yaşadığımız depremde 2,6-2,7 dolaylarında bir ivme kaydedilmiş. Yani özetle; 2011 yılında Japonya'da yaşanan depremin ne kadar büyük bir küresel felakete sebebiyet verdiği ortadayken, depremin kendisinin sonuçları açısından aralarında ciddi bir fark olmayan bir afet yaşadık. Üstelik arada sadece 10 saat kadar bir farkla 2 defa yaşadık. Burada yine Japonya'daki depremle kıyaslama yapacak olursak, öncü ve artçıları olarak 4 tane Mw 7 büyüklüğün üzerinde deprem meydana gelmiş ancak Mercalli ölçeğine göre bir değerlendirmelerini bulamadım bile.

Son olarak da yukarıda bahsettiğim "kanıtlar"ın ne olduğuyla ilgili de ufak bir bilgi vereyim. 1995 yılında "Kobe Depremi" olarak bilinen bir deprem meydana geldi Japonya'da ve büyüklüğü sadece 6,9Mw olarak ölçüldü. Ancak bu depremin Mercalli ölçeğine göre tarihin en önemli depremlerinden biri olduğu kabul ediliyor, XI(Olağanüstü)-XII(Afetsel) olarak değerlendirilmiş. Bakın açıklaması şu şekilde : "Tuğla yapıların tamamına yakını çöker. Köprüler çok büyük oranda yıkılır. Yeraltı boruları ve altyapılar kullanılamaz hâle gelir. Yeryüzünde büyük çatlaklar meydana gelir. Yollar, pistler ve kaldırımlar çok büyük hasar alır. Raylar kullanılamaz hâle gelir. Deprem bölgesindeki zeminde sıvılaşma en üst düzeyde olur. - Tam yıkım. Afet bölgesinin yeryüzü şekli değişir. Sağlam hiçbir yapı kalmaz. Deprem dalgaları yeryüzünden izlenebilir. Yeryüzü gözle görülebilir bir biçimde dalgalanır. Ufuk ve yataylık kavramı yok olur. Hiçbir cisim yerinde kalamaz." Nitekim, 6.500'e yakın insan direkt depremin yarattığı yıkım sebebiyle hayatını kaybetmiş ve 45.000'e yakın insan yaralanmış. Nüfus yoğunluğu açısından değerlendirdiğiniz zaman kayıp sayısı oldukça yüksek olarak görünüyor. Yine bir örnek olarak da şunu paylaşayım; hemen hepimizin yakından bildiği 17 Ağustos depremi de 7,6Mw büyüklük ve 15km kadar derinlikte meydana gelmiş olmasıyla bugün yaşanan afete benzerlik gösterse de coğrafi yapının etkisiyle belki de Mercalli ölçeğinde 1 basamak daha yukarıda değerlendirilmiş; X - Çok Şiddetli : "İyi inşa edilmiş ahşap binalar yıkılır; çoğu tuğla yapı temeliyle beraber yıkılır. Altyapılar büyük oranda hasar alır. Raylar eğrilir."

Uzattım, kusura bakmayın lütfen. Çok büyük bir afet yaşıyoruz, yaşanabilecek en az kayıp ve hasarla atlatmayı ummaktan ve elimizden gelen yardımı yapmaktan başka çaremiz yok. Artık uzun bir vadesi de kalmadı, sonuçları en az bugünkü kadar ağır olacağı ayan beyan ortada olan bir deprem daha kapımızda, en kısa sürede uyanmamız dileğiyle..

Not: Yukarıda yazdıklarımın tamamı depremden korkan ve başa çıkmak için kendi çapında araştırma yapan biri olarak benim bir araya getirdiğim bilgileri içeriyor. Kesinlikle bir deprem bilimci veya konuyla alakalı tahsili olan biri değilim. Bu sebeple bilgileri hatalı yorumlamış olma ihtimalim olduğunu göz önünde bulundurmadan eleştirmemenizi rica ederim. Doğrusunu öğrenmekten memnuniyet duyacağımdan şüpheniz olmasın.
2011 japonya depremi yaklaşık 6 dakika sürmüştü buda önemli bir detay. 6 dk 9.1 ile sallanmak az buz birşeyde değil yani. Ülkemizde olan depremin gecesi şu videoyu izleyip yatmıştım, sabah kalktığımda acı haberi internetten öğrendim

 
  • Beğen
  • İnanılmaz
Tepkiler: MakRo ve ahmet1914
Yok canım, Suriyeliler hiç öyle şey yapar mı? Bu arada depremin neden olduğunu, onbinlerce insanımızı neden kaybettiğimizi merak ediyor musunuz? Cevabını, adını dünya basın tarihine altın harflerle yazdırmış güzide gazetemiz akit'ın duayen ismi açıklıyor(link)

Ülkemizdeki cehaletin kendisi de farkında ve yine cahil bırakılanlara oynamaya devam edenlerden yalnızca birisi, bu kendini 'yazar' sana şahıs.
 
Suriyeliler yağma falan yapıyor diyorlar. Doğru mu bu haber?

Doğrudur Abi, Devletten önce organ mafyaları ve hırsızlar orada bitmiştirler..
Yalova 99 depreminde başka illerden yardıma geliyoruz ayaklarında enkaz altında kalan nedenlerden altın toplayanlar vardı hatırlayanlar bilir. Suriyeli ya da Türk fark etmez yağma yapılıyor olabilir.

İzmitli bir komşumuz var, depremden sonra 3-4 sene akrabaları Bursa ya, komşumuzun yanına kalmaya geldiler.. Geldiklerinde sohbet arasında söylemişti, yarı canlı kadınların bileklerini kestiklerini söyledi..
 
Fay hattı üzerinde 5-6 yı bırak,
12-15 kat ve üzeri binalara kim ruhsat verdi?
İnşaatı kim nasíl yaptı?

Ki bazıları sağlam halde zeminden kopup yana devrilmiş.

Bu projeleri kim onayladı?



Sadece bu bölgede değil,
Tüm Türkiye de böyle binalarda oturanlar bu sorularí cevaplasınlar lütfen!

Eğer bu soruya düzgün ve sağlíklı cevap veremiyorsak= gelecekte ölúm riski var.
 
Şimdi bir daha yazayım.Binaların çoğu kuvvetli kolon zayıf kiriş etkisinden dolayı yıkılmış.Fakat bu kolon kiriş etkileşiminden önce binaların yapıldıkları zeminlerin incelenmesi gerekiyor.Çünkü doğru proje üretmek için zemin değerlerinin çok iyi analiz edilmesi gerekmektedir ! Zemin değerleri hatalı girilirse betonarme projesi de hatalı olur. Yani o zemine uygun olmayan bir proje üretmiş olursunuz ! Tektonik hareketler sonucu yapınız davranışsal olarak sizin ona yüklediğiniz değerler doğrultusunda hasar görene kadar enerjiyi sönümlemeye çalışır , işte tamda burada o zemine uygun olmayan projeniz bir noktadan sonra dayanamayacaktır veya kolon zayıf kalacak yada kirişler zayıf kalacaktır. Bir çok neden den dolayı yıkım gerçekleşecektir. Tabi eğer her şey doğru ölçülmüşse , proje de ona göre doğru değerler doğrultusunda yapılmışsa yani zemine uygun proje üretilmişse ve yapım aşamasının kontrolü de mükemmel yapılmışsa binalar bu denli yüksek depremlerde yıkılma yerine sadece hasar alarak insanların canının kurtulmasına neden olur. Asıl amaç zaten gelen deprem kuvvetlerinin yapı tarafından sönümlendirilmesidir.
Bunu yapsın ki artan enerji de zaten hasara neden olur buda gayet normal karşılanır. Amacıız hasar alması yıkılması değil. Hesaplar zaten bu doğrultuda yapılmaktadır. Şöyle düşünelim birde mükemmel bir proje çözümüyle mükemmel bir kontrol sonucunda yapı gene de yıkılabilir. Bunun sebebi yapının artık o kritik değeri taşıyamamasıdır. Bu bahsettiğim yapılar afet yönetmeliğine göre yapılsada olağan üstü bir deprem kuvvetinde üstü üste şuan ki deprem örneği gibi kaldıramayabilir.Yeni sistemelere geçmek gerekmektedir. Deprem izalatörü şarttır. Onunda sınırlarının olduğu kesindir.Siz tutup yukarı atılımlı bir fay hattının üzerine bina yaparsanız ve bu bina ne kadar iyi hesaplanmış ve denetlenmiş olsa da yıkılmaz benim binam deme garantiniz yoktur ! Dere kenarına yapılana yapıları görmüşsünüzdür. Hepsi bir selde yerle yeksan oldu. Bunun gibi düşünün. Sonuç : İy bir yapı için önce vicdanlı Mühendisler , Müteahhitler ,Denetleyeciler şarttır. Deprem değil bizleri vicdansız , bilgisiz , cahil insanlar öldürmektedirler. Hee birde bir şey olmazcılar var onlar hep beter. Saygılar...
 
Dostlar bir konu hakkında sizlere danışmak istiyorum. Kocaman bir bisikletsever topluluğuyuz... Arama kurtarma, ilk yardım, dağcılık ve yangın eğitimleri aldım. Saha çalışmalarım oldu... Şimdi de afad gönüllü ekibinde yer almaktayım... Neden bu kocaman gönüllü forum sitesi olarak bir ekip kurup gerekli mercilerden izin alarak saha eğitimlerine katılıp bundan sonra oluşabilecek durumlarda bisikletforum ekibi olarak aktif arama kurtarma grubu oluşturmuyoruz
 
İzmitli bir komşumuz var, depremden sonra 3-4 sene akrabaları Bursa ya, komşumuzun yanına kalmaya geldiler.. Geldiklerinde sohbet arasında söylemişti, yarı canlı kadınların bileklerini kestiklerini söyledi..
[/QUOTE]
O an yakalasan ya da kesinlik olsa o kişiyi orda millete dövdürüp komalık yaptıracksın veya daha kötüsü!
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Suriyeliler yağma falan yapıyor diyorlar. Doğru mu bu haber?
Çok doğru. Çoğu yerde örgütlenmişler. Bıçaklı , silahlı , sopalı gelen giden yardımları yağmalıyorlar .
bizim insanlar çadırda soğukta iken, hemen dibinde onlar sıcak ortamda en kral şekilde yaşıyor .
kız yurdunu komple işgal etmişler. İçerde s.*ks bile yapıyorlar . Yurttakileri mallarını da gasp etmişler .
Marketleri , dükkanları yağmalıyorlar . Tv beyaz eşya vs. Sadece Temel gıda değil yani .
evlere giriyorlar .
Bunların hiç birini uydurmuyorum . Suriyeli ve Afganlar yağmacı Haydutlar .

ilk önce gelen yardımları yağmaladıklarını duydum bizim Türklere aldırmamışlar kavga çıkarmışlar hep. İnanamadım. Sonra yavaş yavaş herşeyin videoları geldi . Oradaki tanıdıklardan duydum .
 
Doğrudur Abi, Devletten önce organ mafyaları ve hırsızlar orada bitmiştirler..


İzmitli bir komşumuz var, depremden sonra 3-4 sene akrabaları Bursa ya, komşumuzun yanına kalmaya geldiler.. Geldiklerinde sohbet arasında söylemişti, yarı canlı kadınların bileklerini kestiklerini söyledi..
O an yakalasan ya da kesinlik olsa o kişiyi orda millete dövdürüp komalık yaptıracksın veya daha kötüsü!
Çok doğru. Çoğu yerde örgütlenmişler. Bıçaklı , silahlı , sopalı gelen giden yardımları yağmalıyorlar .
bizim insanlar çadırda soğukta iken, hemen dibinde onlar sıcak ortamda en kral şekilde yaşıyor .
kız yurdunu komple işgal etmişler. İçerde s.*ks bile yapıyorlar . Yurttakileri mallarını da gasp etmişler .
Marketleri , dükkanları yağmalıyorlar . Tv beyaz eşya vs. Sadece Temel gıda değil yani .
evlere giriyorlar .
Bunların hiç birini uydurmuyorum . Suriyeli ve Afganlar yağmacı Haydutlar .

ilk önce gelen yardımları yağmaladıklarını duydum bizim Türklere aldırmamışlar kavga çıkarmışlar hep. İnanamadım. Sonra yavaş yavaş herşeyin videoları geldi . Oradaki tanıdıklardan duydum .
Anlattıklarınızın bir kısmı kısmen doğru ancak bazı bilgiler tamamen doğru değil. Bazı yağma yapanlar çingene.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Geri