sspl
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 9 Aralık 2011
- Mesaj
- 2.042
- Tepki
- 2.688
- Yaş
- 31
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Emre
- Başlangıç
- 2013—14
- Bisiklet
- Carraro
Arkadaşlar merhaba,
Daha önceden hidrolik fren kullanmış, az buçuk bakımından ve tamirinden anladığımı düşünen biriydim. Ta ki 1.5 ay kadar önce yeni bir bisiklet alarak sıfırdan hidrolik bir fren ile münasebetim oldu. (Daha önce kullandığım hidrolik frenli bisikleti ikinci el almıştım. Yani bu bed-in denilen muhabbeti türkçesiyle rodajı yapılmış bir bisikletti) Bu münasebet ile hidrolik frenin nasıl kullanılacağı, sıfırdan alındığında, balata veya rotor değiştirdiğimizde neler yapmamız gerektiğini tekrardan öğrenmek durumunda kaldım.
Ne yardım istediğim bisikletçiler bu konu hakkında bir şey biliyordu ya da bana mantıklı şeyler önerebildiler ne de ben bu konu hakkında Türkçe kaynak bulabildim. Bulduğum bir kaç yabancı kaynaktan Türkçeye çeviri yaparak ve biraz da kendi tecrübelerimi ekleyerek size bir yazı yazmak istedim.
Bisikleti ilk aldığımda ön frenden çok acayip bir ses geliyordu ve fren performansı çok olmasa da azdı, yani bunu hissedebiliyordum. Daha sonrasında balatalara yağ bulaşmış olduğunu keşfettim. Bisiklet dükkanda dururken nedendir bilmem ama yağ eksiltmiş. Muhtemelen sıkılmayan ya da kontrol edilmeyen bir vida nedeniyle oldu zira kablolarda vs. bir hasar yoktu. Hurafeleri bir kenara bırakıp güzelce rotor temizliği yaptıktan sonra yeni balataları takarak bu sorunu çözdüm.
Gel gelelim bu kadar can sıkmasa da arka frende de bir sorun vardı. Bu sorunda forumda bazı konularda yazdığım üzere frene çok az basıldığında yani balatalar rotoru tutmaya başladığı noktada gelen bir ses ve titreşimdi. Bu titreşim geldiğinde bir miktar daha frene basıldığında ne ses ne de titreşimden eser kalıyordu. Bu konu hakkında internette araştırma yaptığımda bunun bed-in yapılmamış ya da doğru yapılmamış fren sistemlerinde olabileceğini öğrendim.
Aslında 10 dakikadan daha az bir süre ayırarak bu tip sorunların önüne geçmemiz mümkünmüş. Disk frene sahip her taşıtta yapılması gereken bir işlemi bisikletlerimizin freni ne olursa olsun (mekanik, hidrolik) yapmamız gerekiyormuş. Hatta bu işlemi yaparak fren gücümüzü arttırmış oluyormuşuz.
Nedir?
Bir nevi fren sistemindeki birbirine temas eden parçaları birbiryle tanıştırma işlemi diyebiliriz.
Önemli Noktalar:
1. Bu işlemi her sıfırlama yapıldığında yapmakta fayda var. Yeni bir rotor, balata değişiminde ya da sıfırdan aldığımız bir bisiklette yapmalıyız.
2. Bu işlem esnasında freni tamamen kilitlemeyerek yapmalıyız. (aşağıda adım adım nasıl yapılacağı kısmında buna değineceğim.)
3. Hidrolik ya da mekanik frenler farketmiyor. Bütün sistemlerde yapılmasında fayda var.
4. İşlemin yapılmaması ya da yanlış yapılması fren performasını düşürecek,ses ve titreşim oluşturarak rahatsızlık verecek ve sarf malzemelerinin ömrünü kısaltacaktır.
Bed-in İşlemi Nasıl Yapılır?
a) Bisikletimiz ile müsait bir alana gidiyoruz. Ortalama 15 km/h hıza çıkıyoruz.
b) Seleye oturur bir halde ön ve arka freni eşit olarak sıkarak tekerleri kilitlemeden yürüme hızına kadar düşüyoruz. (5km/h kadar)
c) Hala hareket halindeyken, frenleri bırakıyoruz.
d) Bunu 10 defa tekrarlıyoruz.
Her tekrarda frenleme gücü artacağı için teker kilitlemeden yapmaya dikkat ediyoruz.
Daha sonra aynı aşamaları 25km/h hıza çıkarak 5-6 defa tekrarlıyoruz.
Bed-in işleminde rotorların ısınması önemli, bu nedenle 180-203mm rotor kullanan biriyseniz ya da işlemi soğuk bir ortamda yapıyorsanız bu hızlardan daha yükseğe çıkarak yapmanızda fayda var.
Tekerleri kilitlememek neden önemli?
Basit bir mantıkla balataların rotor üzerinde bir noktaya diğerinden daha fazla baskı ya da desen oluşturmamalı. Bu ileride titreşime neden olan en önemli etken. Standart ve sabit bir desen oluşturmak için bu işlemi yaptığımızdan buna dikkat edilmeli.
Ben bu işlemi yapmadım? Ne olur?
Titreşim, ses vb. gibi bir probleminiz var mı? Eğer yoksa öyle ya da böyle bed-in işlemini sorunsuz yapmış gibisiniz.
Eğer varsa bu soruya soruyla devam edelim: Problem ne?
1) Yetersiz performans
Yetersiz performansa genellikle "camlaşan" balatalar neden olur. Yüksek sıcaklıklarda uzun süre kalma durumunda balatalar camlaşır ve bu da perofmans kaybına neden olur. Reçine (organik) balatalar camlaşmaya daha müsaittir. Balataları söküp, hafifçe zımparalayın, bed-in işlemini tekrarlayın.
2) Ses ve titreşim
Ses ve titreşim korkulu rüyamız. Ses konusunda öncelikle şunu bilmekte fayda var, metal balatalar reçine olanlara göre daha sesli çalışır. Eğer balatalarınıza toz, kir su vb. maddeler geldiyse bunlar sese neden olabilir. Düzenli temizliğini yaptığınız bir sisteme sahipseniz ve hala ses probleminiz varsa akıllara başka bir ihtimal daha geliyor; balatalara yağ bulaşması.
Eğer bunlardan hiç biri sizin durumunuza uymuyorsa yapılacak çok da bir şey yok. Balataları zımparalamayı ve alkol ile temizlemeyi deneyebilirsiniz. Rotorları zımparalamanız tavsiye edilmez. Bu durumda parçaları sıfırları ile değiştirmek ve sonrasında düzgün bir bed-in yapmaktan başka çare kalmıyor.
Yeni bisiklet alan, parça değişimi yapan ve ya bu sorunları yaşayan arkadaşların umarım işini gören bir yazı olur.
Konu hakkında örnek bir video:
Daha önceden hidrolik fren kullanmış, az buçuk bakımından ve tamirinden anladığımı düşünen biriydim. Ta ki 1.5 ay kadar önce yeni bir bisiklet alarak sıfırdan hidrolik bir fren ile münasebetim oldu. (Daha önce kullandığım hidrolik frenli bisikleti ikinci el almıştım. Yani bu bed-in denilen muhabbeti türkçesiyle rodajı yapılmış bir bisikletti) Bu münasebet ile hidrolik frenin nasıl kullanılacağı, sıfırdan alındığında, balata veya rotor değiştirdiğimizde neler yapmamız gerektiğini tekrardan öğrenmek durumunda kaldım.
Ne yardım istediğim bisikletçiler bu konu hakkında bir şey biliyordu ya da bana mantıklı şeyler önerebildiler ne de ben bu konu hakkında Türkçe kaynak bulabildim. Bulduğum bir kaç yabancı kaynaktan Türkçeye çeviri yaparak ve biraz da kendi tecrübelerimi ekleyerek size bir yazı yazmak istedim.
Bisikleti ilk aldığımda ön frenden çok acayip bir ses geliyordu ve fren performansı çok olmasa da azdı, yani bunu hissedebiliyordum. Daha sonrasında balatalara yağ bulaşmış olduğunu keşfettim. Bisiklet dükkanda dururken nedendir bilmem ama yağ eksiltmiş. Muhtemelen sıkılmayan ya da kontrol edilmeyen bir vida nedeniyle oldu zira kablolarda vs. bir hasar yoktu. Hurafeleri bir kenara bırakıp güzelce rotor temizliği yaptıktan sonra yeni balataları takarak bu sorunu çözdüm.
Gel gelelim bu kadar can sıkmasa da arka frende de bir sorun vardı. Bu sorunda forumda bazı konularda yazdığım üzere frene çok az basıldığında yani balatalar rotoru tutmaya başladığı noktada gelen bir ses ve titreşimdi. Bu titreşim geldiğinde bir miktar daha frene basıldığında ne ses ne de titreşimden eser kalıyordu. Bu konu hakkında internette araştırma yaptığımda bunun bed-in yapılmamış ya da doğru yapılmamış fren sistemlerinde olabileceğini öğrendim.
Aslında 10 dakikadan daha az bir süre ayırarak bu tip sorunların önüne geçmemiz mümkünmüş. Disk frene sahip her taşıtta yapılması gereken bir işlemi bisikletlerimizin freni ne olursa olsun (mekanik, hidrolik) yapmamız gerekiyormuş. Hatta bu işlemi yaparak fren gücümüzü arttırmış oluyormuşuz.
Nedir?
Bir nevi fren sistemindeki birbirine temas eden parçaları birbiryle tanıştırma işlemi diyebiliriz.
Önemli Noktalar:
1. Bu işlemi her sıfırlama yapıldığında yapmakta fayda var. Yeni bir rotor, balata değişiminde ya da sıfırdan aldığımız bir bisiklette yapmalıyız.
2. Bu işlem esnasında freni tamamen kilitlemeyerek yapmalıyız. (aşağıda adım adım nasıl yapılacağı kısmında buna değineceğim.)
3. Hidrolik ya da mekanik frenler farketmiyor. Bütün sistemlerde yapılmasında fayda var.
4. İşlemin yapılmaması ya da yanlış yapılması fren performasını düşürecek,ses ve titreşim oluşturarak rahatsızlık verecek ve sarf malzemelerinin ömrünü kısaltacaktır.
Bed-in İşlemi Nasıl Yapılır?
a) Bisikletimiz ile müsait bir alana gidiyoruz. Ortalama 15 km/h hıza çıkıyoruz.
b) Seleye oturur bir halde ön ve arka freni eşit olarak sıkarak tekerleri kilitlemeden yürüme hızına kadar düşüyoruz. (5km/h kadar)
c) Hala hareket halindeyken, frenleri bırakıyoruz.
d) Bunu 10 defa tekrarlıyoruz.
Her tekrarda frenleme gücü artacağı için teker kilitlemeden yapmaya dikkat ediyoruz.
Daha sonra aynı aşamaları 25km/h hıza çıkarak 5-6 defa tekrarlıyoruz.
Bed-in işleminde rotorların ısınması önemli, bu nedenle 180-203mm rotor kullanan biriyseniz ya da işlemi soğuk bir ortamda yapıyorsanız bu hızlardan daha yükseğe çıkarak yapmanızda fayda var.
Tekerleri kilitlememek neden önemli?
Basit bir mantıkla balataların rotor üzerinde bir noktaya diğerinden daha fazla baskı ya da desen oluşturmamalı. Bu ileride titreşime neden olan en önemli etken. Standart ve sabit bir desen oluşturmak için bu işlemi yaptığımızdan buna dikkat edilmeli.
Ben bu işlemi yapmadım? Ne olur?
Titreşim, ses vb. gibi bir probleminiz var mı? Eğer yoksa öyle ya da böyle bed-in işlemini sorunsuz yapmış gibisiniz.
Eğer varsa bu soruya soruyla devam edelim: Problem ne?
1) Yetersiz performans
Yetersiz performansa genellikle "camlaşan" balatalar neden olur. Yüksek sıcaklıklarda uzun süre kalma durumunda balatalar camlaşır ve bu da perofmans kaybına neden olur. Reçine (organik) balatalar camlaşmaya daha müsaittir. Balataları söküp, hafifçe zımparalayın, bed-in işlemini tekrarlayın.
2) Ses ve titreşim
Ses ve titreşim korkulu rüyamız. Ses konusunda öncelikle şunu bilmekte fayda var, metal balatalar reçine olanlara göre daha sesli çalışır. Eğer balatalarınıza toz, kir su vb. maddeler geldiyse bunlar sese neden olabilir. Düzenli temizliğini yaptığınız bir sisteme sahipseniz ve hala ses probleminiz varsa akıllara başka bir ihtimal daha geliyor; balatalara yağ bulaşması.
Eğer bunlardan hiç biri sizin durumunuza uymuyorsa yapılacak çok da bir şey yok. Balataları zımparalamayı ve alkol ile temizlemeyi deneyebilirsiniz. Rotorları zımparalamanız tavsiye edilmez. Bu durumda parçaları sıfırları ile değiştirmek ve sonrasında düzgün bir bed-in yapmaktan başka çare kalmıyor.
Yeni bisiklet alan, parça değişimi yapan ve ya bu sorunları yaşayan arkadaşların umarım işini gören bir yazı olur.
Konu hakkında örnek bir video: