ayhanakbuga
Daimi Üye
- Kayıt
- 28 Mart 2012
- Mesaj
- 305
- Tepki
- 541
- Şehir
- Erzurum
- Bisiklet
- Scott
Okulların 1. Dönem tatiline girmesi ile, tatil günlerinin bir kısmını çocukluğumu yaşadığım köyümde geçirmek istedim. Evli birinin ailesinden uzak kendi başına tatil yapması biraz garip kaçabilir bazılarına... Tatil günleri akrabalar, komşular ve dostlar arasında misafirlikler, davetler, gidiş gelişler olur. Benim arkadaşlar ve akrabaların çoğu Erzurum'da olmadığı için, çoğunlukla hanımı götür getirle geçecekti tatilim Oğlum da uzun süreli yürüyüşleri ve olumsuz hava koşullarını kaldırabilecek yaşta ve fiziksel olgunlukta olmadığından tek başıma çıktım yola.
Arabamla birlikte Erzurum merkezden cuma günü cuma namazından sonra yolculuğum başladı. Kafamdaki düşünce Uzundere'de Tortum Şelalesi mescidinde gece kalmaktı geçen yıl bir gece geçirmiştim orada. Abdest namaz için kolaylık olur diye... Şelaleye vardığımda kullanılabilir temiz suyun olmadığını gördüm. Dereden su doldurup içmeyi canım pek istemedi. Jandarma da mescidin hemen karşısında olduğu, izin almak için konuşmak gerektiği ve izin vermeyeceklerini bildiğim için rotamı biraz daha geride Öşvank yolu üzerindeki piknik alanına çevirdim. Suyu, tuvaleti vardı... tipik kamping alanı gibi bir yer. Gittim, çadırımı kurdum. Biraz üşüdüm ama kışlık ekipmanlarım olduğu için içim rahattı. Aklımda kitap okumak da vardı ama tulumun içinde pek okunmuyor kışın onu farkettim. Çay tiryakisi olduğum için içmediğimde başım ağrıyor, çay getirmeyi unutmuşum, biraz da sırt çantası ağır olur diye onu önemsememiş olabilirim. Tulumum kaz tüyü, gece nefesimden su buharı çadırın üstünden tekrar bana yağmur gibi yağmış. Kaz tüyü uyku tulumları ıslanınca verimliliğini kaybediyor.
Gece iki araba geldi çadırın yanına. İletişim kurmadığımız için kim olduklarını bilemedim. Jandarma olabilir diye de fikir yürüttüm. Aracımın plakasına bakıp kim olduğumu araştırmış olabilirler. Daha önce de yaşamıştım... Ara ara uyandım çadırda, uyanınca bir şeyler yiyesim geliyor ve kuruyemiş getirmeyi de akledememişim. Mutlu, huzurlu bir şekilde sabah uyandım. Çadırdan hemen çıkmak istemedim çünkü soğuk. Kafayı toparlayınca saat 9:30 gibi toparlandım ve devam ettim yolculuğuma...
Arabamla birlikte Erzurum merkezden cuma günü cuma namazından sonra yolculuğum başladı. Kafamdaki düşünce Uzundere'de Tortum Şelalesi mescidinde gece kalmaktı geçen yıl bir gece geçirmiştim orada. Abdest namaz için kolaylık olur diye... Şelaleye vardığımda kullanılabilir temiz suyun olmadığını gördüm. Dereden su doldurup içmeyi canım pek istemedi. Jandarma da mescidin hemen karşısında olduğu, izin almak için konuşmak gerektiği ve izin vermeyeceklerini bildiğim için rotamı biraz daha geride Öşvank yolu üzerindeki piknik alanına çevirdim. Suyu, tuvaleti vardı... tipik kamping alanı gibi bir yer. Gittim, çadırımı kurdum. Biraz üşüdüm ama kışlık ekipmanlarım olduğu için içim rahattı. Aklımda kitap okumak da vardı ama tulumun içinde pek okunmuyor kışın onu farkettim. Çay tiryakisi olduğum için içmediğimde başım ağrıyor, çay getirmeyi unutmuşum, biraz da sırt çantası ağır olur diye onu önemsememiş olabilirim. Tulumum kaz tüyü, gece nefesimden su buharı çadırın üstünden tekrar bana yağmur gibi yağmış. Kaz tüyü uyku tulumları ıslanınca verimliliğini kaybediyor.
Gece iki araba geldi çadırın yanına. İletişim kurmadığımız için kim olduklarını bilemedim. Jandarma olabilir diye de fikir yürüttüm. Aracımın plakasına bakıp kim olduğumu araştırmış olabilirler. Daha önce de yaşamıştım... Ara ara uyandım çadırda, uyanınca bir şeyler yiyesim geliyor ve kuruyemiş getirmeyi de akledememişim. Mutlu, huzurlu bir şekilde sabah uyandım. Çadırdan hemen çıkmak istemedim çünkü soğuk. Kafayı toparlayınca saat 9:30 gibi toparlandım ve devam ettim yolculuğuma...