five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.490
- Tepki
- 4.048
- Yaş
- 53
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Merhaba,
Yolda olmanın verdiği özgürlük duygusu mu, hedefe varmanın verdiği başarma hissi mi, sevdiklerinden ayrılıp sonra da kavuşmanın verdiği önce burukluk sonra da sevinç mi ? Yoksa bunların tümünü aynı anda yaşamak mı ? Önce hayalini kurduğum, yapıp yapamayacağımı tarttığım, zaman, para ve cesaret bulduğumda da planladığım şeyleri hayata geçirdiğim, yoldayken aileme tedirginlik verdiğim
, anneanne ve babaannemden her seferinde “Bir daha yapma”ları duyup onları kızdırmak
pahasına bir daha yaptığım turlar…
Bu sene önce antreman niyetine tek günlük Güneyköy üzerinden Yalova-Termal gezisi ve ardından (biraz da bu tura hazırlık amacıyla) Mayıs başında 2 kişi yaptığımız Safranbolu-Amasra-Zonguldak-Safranbolu turu asıl turun hayalini körüklemişti. Turu hayal ederken gözümde de büyütüyordum ama Safranbolu-Amasra-Zonguldak turundan sonra cesaretim de yerine gelmişti. ‘Artık yapabilirim’ diyordum kendi kendime. Ama o turdaki yol arkadaşım Uğur, sarf ettiği efordan sonra yokuşların kendisine fazla geleceğini söyleyerek başka bir rota önerdi: Keşan-Selanik-Keşan. Hem düz hem de farklı bir rota. Aslında çok da cezbediciydi ama özellikle mali durumları fazlaca planlayamamamızdan dolayı katılamayacağımı bildirince (bu turdaki yol arkadaşım Fatih de aynı şekilde) seneye yapalım dedik. Farklı bir alternatif de ortaya konmayınca ben yine hayal ettiğim tura yönelmiş oldum. …İster istemez değil... İsteye isteye…
Haydarpaşa-Adapazarı treni seferden kaldırılınca, aslında sabah treni ile Adapazarı’na gidip oradan başlayacağınız turu evden başlatmaya karar verdim. Samsun’lu olduğumdan ve Samsun’da da bir yazlığımız olduğundan (annem ve babam yazı orada geçirirler ve kızım da bir süre orada kalır) Bostancı’daki evimizden (Fatin’in de evi Bostancı’da) pedala basmaya başlayıp Samsun’a kadar devam etmeyi planladım. Bisikletleri de tur sonunda yazlıkta bırakıp daha sonra araba ile gidip alıp getirecektim. Otobüsle taşımayacaktım. Tur sonundaki dönüşümüz de (zamanımız az olduğundan) uçakla olacaktı. İş yoğunluğundan turu planladığım halde ne zaman çıkabileceğimizi bir türlü netleştirememiştik. Yine yoğunluktan bisiklet ve eşyaların hazırlanması da son güne kalmıştı.
1. Gün : 30 Ağustos 2012 – İstanbul Bostancı-Adapazarı
Sabah erken vakitte yola çıkmak için çantayı bir gece önceden hazırlayabilmiştim. Normalade daha erken hazırlayıp eksiğim var mı diye kontrol ederdim tekrar tekrar. Bu sefer çantayı doldurup eksik olmasın diye dua etmiştim. Mevsimin dönmeye başladığı dönemde olduğumuz için sadece ince kıyafetler değil gerektiğinde ısıtacak kıyafetlere de ihtiyaç vardı. Yani tedbirli olmak adına sonradan hiç kullanmayacak bile olsam epeyce bir kıyafeti de yanıma almıştım. Fatih de öyle… Hatta SPD’m her ne kadar yürümeye diğerlerine göre daha elverişli olsa da akşamları rahat etmek için yanıma spor ayakkabı da almıştım.
Adapazarı’na kadar yaklaşık 140 km’lik yolu direkt E-5’in yoğun trafiğinde geçmektense önce sahil yolundan, kısa bir süre E-5’ten ve Eskihisar’dan arabalı vapura binerek, Yalova-İzmit yolu üzerinden geçmeyi planlamıştım. Hatta devamında da yine E-5’ten devam etmeyip Sapanca gölünü güneyinde gitmeyi düşünmüştüm. Bu yolu seçmemin sebebi İstanbul-İzmit arasındaki yolun yoğunluğundan ve bazı yerlerdeki eğiminden uzaklaşmaktı. İzmit’te yol yine E-5’e (yeni adı D100) bağlandıktan sonra ise E-5’in geniş emniyet şeridinden devam etmekte bir sakınca görmedim.
Eskiden arabalı vapurda yaya muamelesi görerek 3 TL’ye geçiyorduk ama sanırım özelleşmenin yan etkisiyle bisikletin trafikte olmasa bile bu tür ortamlarda ‘adamdan’ sayılması ve ayrıca bilet alınması durumu ortaya çıktı. Yani artık daha pahalıya geçiyoruz.
Gün Adapazarı’na kadar aslında hiç ilginç değildi ama sonunda Sapanca Gölünün akşam vakti o güzel görüntülerini sunacaktı. Hafif bir rampanın ardından Uzuntarla’daki petrol istasyonunda çay molası verirken yanımıza, oranın sahibi olduğunu sonradan öğrendiğimiz, bir arkadaş yaklaştı ve sohbete başladık. Bisikletçileri ne kadar sevdiğinden, onlara ne kadar yardımcı olmaya çalıştığından bahsetti. Yurt dışından turculara (tabi yerlilere de
) epeyce yardımcı olup gerektiğinde duş ve kalacak yer de sağlıyormuş. Kendisine bisikletçilere verdiği destekten dolayı teşekkür ettik. Tabi çaylarımız da bedavaya geldi. 
İyi ki erken yola çıkmışız çünkü Adapazarı’na girdiğimizde artık gece olmuştu. Önce yemek işini halletmeye çalıştık ki yer bulduğumuzda tekrar çıkmamız gerekmesin. Yemeği de ev yemeği formatında yedik. Bu kararımız çok olumlu sonuç verdi ve çok şey yememize rağmen rahatsızlık hissetmedik.
Biz önceden antreman yapmaya genelde fırsat bulamadığımız için her turun ilk gününü antreman olarak adlandırıyoruz. Bu turun da ilk günü 145 Km’lik oldukça düz bir parkurda geçen bir antreman oldu.
Rota : İstanbul(Bostancı)-Sahilyolu-Tuzla-Eskihisar-Karamürsel-İzmit-Adapazarı
VDO MC 2.0 verileri :
Çıkış : 08:00
Varış : 20:45
Mesafe : 145,88 km
Pedal çevrilen süre : 08:11 Saat
Ortalama Hız : 17,82 km/s
En yüksek hız : 53,52 km/s
Yol Notu : Adapazarı’nın içindeki bir tabeladan “İnsana değer veren dernekler federasyonu”
İnsan, ister istemez, “Bu federasyonun kapsamında olmayan hangi dernekler var acaba ?” diyor.
İstanbul(Bostancı)-Adapazarı
(link)
Fotoğraflar :




Yolda olmanın verdiği özgürlük duygusu mu, hedefe varmanın verdiği başarma hissi mi, sevdiklerinden ayrılıp sonra da kavuşmanın verdiği önce burukluk sonra da sevinç mi ? Yoksa bunların tümünü aynı anda yaşamak mı ? Önce hayalini kurduğum, yapıp yapamayacağımı tarttığım, zaman, para ve cesaret bulduğumda da planladığım şeyleri hayata geçirdiğim, yoldayken aileme tedirginlik verdiğim
Bu sene önce antreman niyetine tek günlük Güneyköy üzerinden Yalova-Termal gezisi ve ardından (biraz da bu tura hazırlık amacıyla) Mayıs başında 2 kişi yaptığımız Safranbolu-Amasra-Zonguldak-Safranbolu turu asıl turun hayalini körüklemişti. Turu hayal ederken gözümde de büyütüyordum ama Safranbolu-Amasra-Zonguldak turundan sonra cesaretim de yerine gelmişti. ‘Artık yapabilirim’ diyordum kendi kendime. Ama o turdaki yol arkadaşım Uğur, sarf ettiği efordan sonra yokuşların kendisine fazla geleceğini söyleyerek başka bir rota önerdi: Keşan-Selanik-Keşan. Hem düz hem de farklı bir rota. Aslında çok da cezbediciydi ama özellikle mali durumları fazlaca planlayamamamızdan dolayı katılamayacağımı bildirince (bu turdaki yol arkadaşım Fatih de aynı şekilde) seneye yapalım dedik. Farklı bir alternatif de ortaya konmayınca ben yine hayal ettiğim tura yönelmiş oldum. …İster istemez değil... İsteye isteye…
Haydarpaşa-Adapazarı treni seferden kaldırılınca, aslında sabah treni ile Adapazarı’na gidip oradan başlayacağınız turu evden başlatmaya karar verdim. Samsun’lu olduğumdan ve Samsun’da da bir yazlığımız olduğundan (annem ve babam yazı orada geçirirler ve kızım da bir süre orada kalır) Bostancı’daki evimizden (Fatin’in de evi Bostancı’da) pedala basmaya başlayıp Samsun’a kadar devam etmeyi planladım. Bisikletleri de tur sonunda yazlıkta bırakıp daha sonra araba ile gidip alıp getirecektim. Otobüsle taşımayacaktım. Tur sonundaki dönüşümüz de (zamanımız az olduğundan) uçakla olacaktı. İş yoğunluğundan turu planladığım halde ne zaman çıkabileceğimizi bir türlü netleştirememiştik. Yine yoğunluktan bisiklet ve eşyaların hazırlanması da son güne kalmıştı.
1. Gün : 30 Ağustos 2012 – İstanbul Bostancı-Adapazarı
Sabah erken vakitte yola çıkmak için çantayı bir gece önceden hazırlayabilmiştim. Normalade daha erken hazırlayıp eksiğim var mı diye kontrol ederdim tekrar tekrar. Bu sefer çantayı doldurup eksik olmasın diye dua etmiştim. Mevsimin dönmeye başladığı dönemde olduğumuz için sadece ince kıyafetler değil gerektiğinde ısıtacak kıyafetlere de ihtiyaç vardı. Yani tedbirli olmak adına sonradan hiç kullanmayacak bile olsam epeyce bir kıyafeti de yanıma almıştım. Fatih de öyle… Hatta SPD’m her ne kadar yürümeye diğerlerine göre daha elverişli olsa da akşamları rahat etmek için yanıma spor ayakkabı da almıştım.
Adapazarı’na kadar yaklaşık 140 km’lik yolu direkt E-5’in yoğun trafiğinde geçmektense önce sahil yolundan, kısa bir süre E-5’ten ve Eskihisar’dan arabalı vapura binerek, Yalova-İzmit yolu üzerinden geçmeyi planlamıştım. Hatta devamında da yine E-5’ten devam etmeyip Sapanca gölünü güneyinde gitmeyi düşünmüştüm. Bu yolu seçmemin sebebi İstanbul-İzmit arasındaki yolun yoğunluğundan ve bazı yerlerdeki eğiminden uzaklaşmaktı. İzmit’te yol yine E-5’e (yeni adı D100) bağlandıktan sonra ise E-5’in geniş emniyet şeridinden devam etmekte bir sakınca görmedim.
Eskiden arabalı vapurda yaya muamelesi görerek 3 TL’ye geçiyorduk ama sanırım özelleşmenin yan etkisiyle bisikletin trafikte olmasa bile bu tür ortamlarda ‘adamdan’ sayılması ve ayrıca bilet alınması durumu ortaya çıktı. Yani artık daha pahalıya geçiyoruz.
Gün Adapazarı’na kadar aslında hiç ilginç değildi ama sonunda Sapanca Gölünün akşam vakti o güzel görüntülerini sunacaktı. Hafif bir rampanın ardından Uzuntarla’daki petrol istasyonunda çay molası verirken yanımıza, oranın sahibi olduğunu sonradan öğrendiğimiz, bir arkadaş yaklaştı ve sohbete başladık. Bisikletçileri ne kadar sevdiğinden, onlara ne kadar yardımcı olmaya çalıştığından bahsetti. Yurt dışından turculara (tabi yerlilere de
İyi ki erken yola çıkmışız çünkü Adapazarı’na girdiğimizde artık gece olmuştu. Önce yemek işini halletmeye çalıştık ki yer bulduğumuzda tekrar çıkmamız gerekmesin. Yemeği de ev yemeği formatında yedik. Bu kararımız çok olumlu sonuç verdi ve çok şey yememize rağmen rahatsızlık hissetmedik.
Biz önceden antreman yapmaya genelde fırsat bulamadığımız için her turun ilk gününü antreman olarak adlandırıyoruz. Bu turun da ilk günü 145 Km’lik oldukça düz bir parkurda geçen bir antreman oldu.
Rota : İstanbul(Bostancı)-Sahilyolu-Tuzla-Eskihisar-Karamürsel-İzmit-Adapazarı
VDO MC 2.0 verileri :
Çıkış : 08:00
Varış : 20:45
Mesafe : 145,88 km
Pedal çevrilen süre : 08:11 Saat
Ortalama Hız : 17,82 km/s
En yüksek hız : 53,52 km/s
Yol Notu : Adapazarı’nın içindeki bir tabeladan “İnsana değer veren dernekler federasyonu”
İnsan, ister istemez, “Bu federasyonun kapsamında olmayan hangi dernekler var acaba ?” diyor.
İstanbul(Bostancı)-Adapazarı
(link)
Fotoğraflar :




Dosyalar
Son düzenleme: