Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Hırsız

Scudo
Hırsızlık suçları konusunda yasal açık olduğunu, yasaların yetersiz olduğunu sanmıyorum. Sorunun kaynağı yasaları uygulamaktan sorumlu kolluk kuvvetlerinin tutumu. Evin soyuluyor, eşyaların, otomobilin, bisikletin çalınıyor, karakola başvuruyorsun aldığın cevap; boşuna uğraşma zaten bulunmaz.
Sorun yasalarda değil, yasayı uygulaması gereken kurumlarda.
 
Aynen ağbi çok haklısın
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
çok geçmiş olsun. kapıyı nasıl açmış göbeği mi kırmışlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
Foruma daha demin üye oldum. Geçmiş olsun . Ama sizi bu olayı bu denli gizemli / esrarlı bir story e dönüştürdüğünüzden dolayı tebrik ediyorum.Okurken resmen bi roman gibi heyecanla okuttu. Okurken cidden üzüldüm.
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
Çok geçmiş olsun.Umarım bulunur...
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
Çok acayip bir ülkeyiz ya, hırsızlar ayrı bir manyak, polisler ayrı bir rahatlar; hırsız evime giriyor, neymiş yatak odama giremezse darp edemezmişim, ulan adam benim evimde BENİM, hırsızı koruyan bir ülkede biz anca sağda solda anlatırız bu hikayeleri, polis zaten bulunmaz diyor; size bir şey diyeyim mi, işlerine gelmiyor, uğraşmıyorlar benim gözlemim bu. Kendi meslektaşlarından birine bir şey olduğunda aynı saat içinde yapanı bulup tutuklamıyorlar mı?
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
Öncelikle geçmiş olsun.

Karşılaşmamış olmanız gerçekten kötü bir olayın, iyi yanı olmuş. Karşılaşmanın vermiş olduğu o iç huzursuzluğu ancak yaşayan bilir. Kendi alanına yapılmış bir tecavüzün psikolojik etkisi gerçekten uzun zaman geçmiyor.. Yukarıda bazı arkadaşların da değindiği gibi, sistemin bozukluğunun, insanları bu tarz ahlaksızlıklara yönlendirme etkisinin yanı sıra, alınan cezaların ve de işin peşinden koşan bir emniyet biriminin olmaması da hırsızlık kadar aşağılık bir "mesleğe" sahip olmayı göze almış insanlarda ekstradan bir cesaret yaratıyor.

Benim yaşadığım olayda hırsız evimize girmiş, balkonun aşağısında da 2 arkadaşı beklemiş. Hırsız salona girip notebook ve çantamı balkondan aşağıya atmış. Yatak odasına geldiğinde eşimin şirket hattını aldıktan sonra eşim uyanmış. Ve brutal death metal vokallerini aratmayacak bir şiddetle evde hırsız peşinden koşan süpercem... Adamın balkondan atladığını gördüm, yukarıdan diğer arkadaşlarının kaçtığını gördüm. Hemen polisi aradım, dedim ki, daha şimdi kaçtılar, kaçtıklarını görüyorum. Burada bir ekibiniz varsa hemen toplarsınız adamları. 3 dakika sonra polisler ellerinde joplarla evime gelip hırsızın nereden girdiğine baktılar ve gittiler. Yahu arkadaş, ne farkeder hırsızın nereden geldiği? Sokakta üç tur atın diye aradım ben sizi? Gecenin dördünde sokakta kaç kişi görebilirsiniz, benim evimde ego tatmini yapacağınıza sokaklarda hırsızı arasanıza? Velhasıl kelam, emniyet birimlerine zerre kadar güvenmediğim için tuttukları tutanağı almak için karakola bile gitmedim.

Ertesi gün, hırsızın arkadaşlarının kaçtığı yöne doğru çıkıp biraz araştırma yapınca içinde cüzdan bulamadıkları için bir kenara atılmış gözü yaşlı, kirletilmiş çantamı ve içindeki 12 yıllık emektar diskmanimi ve diskmanin içinde kalmış olan çok sevdiğim bir grubun, çok sevdiğim bir albümünü buldum. Bunlar benim için notebook'tan daha değerliydi. Polisin yap-a-mayacağını, ben ve benim temiz kalbim bir şekilde yapabildik.

Hayat kimseye böyle acı ve iz bırakan tecrübeler yaşatmasın ve kimseyi bu kadar aşağılık bir iş yapmak zorunda bırakmasın...
 
Ülkemizdeki suçlularla mücadele sisteminde ciddi sıkıntı var.
Yaşanan hırsızlık olayı sonucu evdeki laptop, tek taş pırlanta, 1 çift alyans, cep telefonu ve 1000 lira gibi bir para gidiyor. Elde bir ton parmak izi ve net bir şekilde kamera kaydı olmasına rağmen sonuç çıkaramıyorlar. 3 senedir haber gelir diye bekliyoruz.
 
şerefsizin inşallah biyerinden çıkar o çaldıkları. geçmiş olsun hocam
 
Herkese tek tek teşekkür ederim.

Evet kilidin dil millerini kırmış. O gün 3 kez kilitlemesem hırsızı biraz daha zorlayabilirmiş benim kapı.
Öğrendim ki çelik kapı diyoruz ama kapı çerçevesi ile duvar arasını boş bırakmamak gerekiyormuş. Oraya çimento dökmek çok zamanlarını aldıkları için çelik kapı takanlar boşluğuna falan bakmadan takıyorlarmış kapıyı.

Aslında evde wireless bir ev alarmı da vardı 6. Kat, bina giriş kapısı şifreli, bir de bina görevlisi var, üstelik girişte iki tane emlakçı var devamlı kapı önündeler diye kurmamıştım.

Anlaşılan kilit ve kapı hırsızı sadece bir süre oyalıyor. O yüzden biraz daha oyalamak için şimdi alarmı da kuracağım. Ne kadar caydırıcı olursa artık.

Bir çok arkadaşın dediği gibi aslında giden eşyadan çok (ki bir şekilde zamanla yerine konur) asıl ürpertici olan güvende hissettiğiniz bir alana girilmesi. Bu duygunun unutulması zor görünüyor. Bundan sonra aklımda hep bir acaba sorusu olacak.

Açıkcası bu tür konularda polisleri o kadar da suçlayamıyorum. Bir arkadaşın yazdığı gibi kanunlar bu şekilde artık. İyi mi kötü mü bilemiyorum.

Hırsız yakalansa bile ispatıydı, davasıydı hüküm giymesiydi, cezasının kesinleşmesiydi yıllarca süren bir süreç. Ancak o hüküm giydikten sonra bu sefer bir dava da çalınan mallar için açılması gerekiyor. Yıllarca da o sürer. Kazansanız bile hırsızdan ne alacaksanız? Ancak çaldığı mallar ile yakalanmalı ki o zaman alabilirsiniz.

Dediğim gibi asıl evime hırsızın girmiş ve bundan sonrada kolaylıka girebilecek olmasını bilmek kötü. Yapılacak tek şey, girersin ama çok uğraşırsın gel sen bu işten vazgeç mesajını verebilmek sanırım.

Herkese keyifli sürüşler dilerim.
 
Geçmiş olsun.Umarım bu sefer beklentilerin aksine yakalanırlar ve sizde zararınızı telafi edersiniz.Yukarıda arkadaşların yazdığı gibi hırsızla karşılaşmak ise bambaşka bir şey ve etkisi çok daha kötü..
 
@Antecurs
Daha 15 gün önce de bir hırsızlık girişimi oldu. Güpegündüz ve apartmanda diğer dairelerde insanlar varken girip gündüz evde olmayan daireleri yoklamışlar. Kapı kilit göbeğim sağlam olduğu için vakit kaybetmemek için fazla uğraşmamışlar. Karşı daire kapısındaki 2 kilidi de patlatıp girmişler içeri.

Size tavsiyem tuzaklı denilen kapı göbeklerinden alın. Zira göbeği kırıp ta açıyorlar. Tuzaklı kapı göbekleri ise çelik destekli oluyor ve kırılsa bile dıştaki 1 cm'lik kısım kırılıyor. iç kısma da müdahale edemedikleri için hırsız için biraz daha uğraştırıcı oluyor.

Yeni tip çelik kapılar eski tip çelik kapılara nazaran daha kalitesiz. Çelik kapılarının montajı esnasında kapı kasalarının içerisini betonla doldurmakla uğraşmadıkları için kilidi kırmaya gerek kalmadan araba krikosu ile açılabiliyor. Bunu önlemek için de kancalı kilit sistemi kullanmak gerekiyor.

Bu olay sonunda evin her tarafına alarm sistemi kurdurdum. %100 çözüm değil ama en azından soyulacak evler sıralamasında beni biraz daha geriye atacaktır.
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
@Fatih Çetin Doğrudur. O yüzden kancalı kilit aldım bende onu değiştirdim şimdi de yıllarca önce alıp kurmadığım alarm sistemini inceliyorum. Akşama onu da kurmuş olurum. Gerçi ben evde yokken alarm çalsa gelen veya polise haber veren komşu çıkar mı o da ayrı konu.
 
Sahne çok tanıdık. 5 ay öncesine gittim de geldim okuyunca. Geçmiş olsun.
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
@Antecurs

Muhtemelen araştırma yapmışsınızdır. Evde sabit telefon hattına bağlanan sistemler var. Alarm çaldığında önceden belirlediğiniz numaralara bildirim gidiyor. Fiyatları 400-500 liradan başlıyor ama kaliteli bir ürün almak isterseniz 700-800 lirayı gözden çıkarmak gerekiyor. Tabi bu tip alarm sisteminde polisi sizin aramanız gerekir.

Yeni bir tane almayı düşünüyorsanız almak istediğiniz alarm sistemi en azından 8-10 noktayı desteklemeli. Zira bazı alarmlara en fazla 5 cihaz bağlayabiliyorsunuz (yani 1 hareket sensörü, 4 tane de kapı-pencere aparatı)

Ya da online alarm sistemlerine bakacaksınız. Onların da aylık abonelik ücretleri yaklaşık 70 liradan başlıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Antecurs
Yıl: 2009, Yer: Yusufpaşa, kız arkadaşımın evi, evde bir arkadaşıyla kalıyor. Sabah sabah arıyorum yok telefon kapalı, merak ediyorum gidiyorum. Evde polisler, tutanak tutuyorlar, zor diyor polis, çok vaka var belki telefonlar bulunur... Parmak izi falan arıyorlar ama sonuç yok. Laptop ve telefon faturaları mevcut, polise teslim ediyoruz seri no ve IMEI'leri... Kızlara da diyoruz yuh hiç mi duymaz insan, dalga geçiyoruz uyanık olun diye :)
Hasılat: 2 laptop, 2 telefon, 200-300TL civarı para, makyaj malzemeleri...
Sonuç: Hala ses seda yok

Yıl: 2009, Bir önceki olaydan iki hafta sonra. Yer: Mecidiyeköy, öğrenci evi. Ev arkadaşımın 2 arkadaşı da evde. Bir gün sonra staj defterlerini teslim edecekler, laptoplarıyla sabaha kadar çalıştılar. Normalde de 3 kişiyiz, misafirlerle birlikte 5. Sabah uyandık kapı açık, kendimize zor geldik. Sanırım bayıltıcı bir şeyler sıkmışlar. Telefonların faturaları var, iki laptop eski ve seri vs yok, diğerlerinin var. Evde parmak izi çıkıyor ama burası zaten öğrenci evi, nerden bilelim sizin yapmadığınızı diye bir de üste çıkıyor polis. Arkadaşım sinirleniyor, diğer polisler ayırıyor...
Hasılat: 6 laptop, 4 telefon, 500TL civarı para, deri ceket, bir kaç çanta, fotoğraf makinesi
Zarar: Benim bir kaç satış toplantım var ama numaralar telefonla gidiyor, potansiyel kazançtan oluyorum. Arkadaşların stajlar yanıyor, bir tanesi o staj yüzünden bir sene okulu uzatıyor.
Sonuç: Hala ses seda yok

Yıl: 2013, Yer: Kadıköy, arkadaşın evi. Evde yok iken hırsız girmiş. Bilgisayarların faturaları var. Evde parmak izi çıkmıyor ama apartman giriş kapısına bakan güvenlik kamerası kayıtları var. Kapıda alarm var, ama kendisi zaten Gebze'de iken girmişler, haber vereni olsa da bir işe yaramıyor ki meretler. Hırsızlar apartma girerken ve çıkarken açıkça görülüyor (çıkarken arkadaşın çantası ile). Polis geliyor, tutanağını tutup gidiyor.
Hasılat: 2 laptop, 200TL civarı para, bir kaç içki, deri ceket, tablet, spor ayakkabıları, sırt çantası, saat, parfüm
Sonuç: Hala ses seda yok

Yıl:2014, Yer: Bakırköy, AVM Mağazası. Ben yeni telefon almışım iki gün olmuş, arkadaşımın telefonu bozulduğu için ödünç verdim. Arkadaş mağazada çalışıyorken çantası depoda. Hırsız depoya giriyor, çantayı karıştırıyor, benim telefonumu alıyor, önce mağazadan sonra da avmden çıkıyor. Tüm bu süredeki HD görüntüsü mevcut şahsın. Telefonun faturası var. Polis tutanak tutuyor gidiyor...
Zarar: Telefonun içerisinde İnönü Stadı'nın son maçına ilişkin videolar, 360 derece panaromik saha ortasından çekim, bir çok fotoğraf. (internete atıp verecektim ama acilen lazım olunca arkadaşa zaman yetmemişti). Arkadaş olsun bir daha çekersin dedi, dedim artık stad yok!
Sonuç: Hala ses seda yok

Haşmetli devletimiz diyor ki, çal koçum, korkma... Senin parmak izin de olsa, çalarken HD görüntün de olsa, elindeki cihazın faturası da olsa, hatta telefonun her an yerini görebiliyor olsam da takip etmeyeceğim. Kahraman polisimizin bu olaylardaki tek görevi tutanak tutmak. Ben daha farklısıyla daha karşılaşmadım.
 
Kara mizah için bir örnek vereyim :).

Benim bir arkadaşımın babasının arabasını soymuşlar bundan 10-12 sene önce.. Dizüstü bilgisayar ve zamanın üst seviye bir cep telefonu çalınmış.

2-3 sene evvel ikisini de bulup teslim etmişler..
Dizüstü bilgisayar ancak Sensible Soccer çalıştırabilir durumda tabi. Cep telefonu da zaten artık ancak kapıya takoz olarak kullanılabilecek kadar eski.

Bulunması pek bir şey ifade etmedi sonuç olarak. Hırsızlar da yakalanamamış zaten...
 
birkaç yıl önce arabanın arka koltuğunda ceketimi unutmuşum.. geceyarısı yada sabaha karşı hırsız arka camı patlatıp ceketimi almış. karakola gittim yapacak birşey yok dediler. böyle basit şeylerle gelmeyin demeye getiriyorlar. memura gıcık olup komiserin odasına daldım, o da yapacak birşey yok dedi. "o zaman ben de hırsızlığa başlayayım" dedim. koskoca devletin komiseri şaka gibi "başla" dedi.

yine birkaç yıl önce, kapıyı zorlayarak evime girmeye çalıştılar, üstelik ben de evdeydim. evdeyken de kapıyı kilitleme huyum beni kurtarmış oldu. kapı deliğinden baktım iki erkek bi kadın takur tukur uğraşıyorlar. bi bağırdım kaçmaya başladılar. pencereye çıktım, apt önünde araba bekliyormuş. plakasını aldım karakolu aradım. olay daha sıcak yani. "araba çalıntıdır, çoktan kaçmışlardır" gibi yorumlar yaptılar. sonra iki memur eve geldi, teşebbüste kalmış yapacak birşey yok deyip gittiler. karakola gittim yapacak birşey deyip durdular.

şu kamu personelindeki bezginlik bıkmışlık var ya, işte bu ülkeyi aşağı çeken en büyük sorun. hani sistem çalışmıyor kurallar uygulanmıyor diyoruz ya, bu kamu personeli biraz zehir gibi olsa yavaştan birşeyler düzelecek. trafik polislerinin umursamazlığı, masabaşındaki memurun genişliği, yolu kesmesi gereken görevlinin aylaklığı (sonra beton kamyonu bisiklet yarışında kadraja girer tabi) işte bunlar hep türkiye.
 
Geri