Hakan Kayisligil
Aktif Üye
- Kayıt
- 8 Ekim 2004
- Mesaj
- 180
- Tepki
- 182
- Şehir
- Istanbul Kadıköy Ataşehir
Pedalşörler erkenden :cheer: uyandılar.
Geceyi uzun tutan Atakan pedalşörü; olm neler kaçırdınız :smily143: ,sizden sonra neler oldu:in: çatıda, neler demez mi ?
Pedalşör Hakan ;olm Faruk bir sürü hatun kişi vardı 'biz de gözü seyriyen çilli tavuk gibi yattık:sonst1zde ' diyerek hayıflanıyor.
Neyse, gururumuzsun Atakan nidaları ile ipte kurumuş dünden yıkanan forma ve taytları kuşanılıyor.
Kapı eşiklerinden bir günlük de olsa yarı uykulu dostlarla vedalaşarak aşağıya inmeye başlanıyor.
Pedalşör Hakan pisletleri hostal girişine bağlamanın tedirginliği ile 'inşallah pisletler araklanmamıştır' diye söyleniyordur:unsure: .
Nasıl söylenmesin, tur pisleti olmadığından, dağ pisletini getirmişti bu tura, pislet te hani ikis ti ar’dan geçilmiyor, akıllarara zarar masraf etmiş,hanımı duymadan:Skull-175 ..
Neyse sağ salim pisletleri kilitledikleri duvardaki paslı demirden tek tek alınıyor, çantalar ve bağajlar yerleştiriliyor ve hostelin önüne iniliyori.
Pedalşör bir çaycı :sigaraici pisletinin arkasına iki adet metal termos ,ki burada çok moda ve bardaklar bağlamış sabah çayı satıyor,pedal kardeşliği gereği işte hemen sohbete başlanoyor adam Arapça bizimkiler Türkçe.
(link)
(link)
Çaycı bizimkilerin Türk olduğunu anlayınca bir anda Memati ,Polat Alemdar Kurtlar vadisi diyerek hararetle bir şeyler anlatıyor:winkenlux ,
Pedalşör Hakan içinden hayıflanıyordu ‘ulam bir kere bile seyretmedikki adama gaz verirdik ‘diyor:000002158 .
(link)
Bitişikteki Laskiye belediyesinin bayrakları altında fotoğraf çektirerek dünden aldıkları kahvaltılıkları yiyecek yer arayışına koyuluyorlar.
İzmir kordonu andıran sahil yolu üzerinde kafetaryası olan bir parka dalan pedalşörler çay da bulmanın keyfi ile yuvarlak ince arap ekmekleri arasına yöresel peynir ve zeytin koyarak çok lezzetli bir kahvaltıyı midelerine indiriyorlar:lick3:.
(link)
Bir tek huzursuzluk, inatla oralarına buralarına konan kara sinekler..
Unutmadan Suriye’de çay su bardağında servis ediliyor, baştan uyarmazsanız bal kıvamında şekeri atılmış geliyor.
(link)
Toplamda çaylar da dahi 4-5 tl karşılığı üç pedalşör tıka basa doyuyor..
Parktaki yaprakları süpüren temizlik görevlisi ile resim falan çekiliyor ,adam zavalı süpürgesi bile yok hurma dalını süpürge yapmış tırmalıyor.
Pedalşör Hakan’ın gözüne ilişen ağaç en az üçyüz yaşında, bu ağacın altında kimbilir hangi Osmanlı zabitleri, mualimleri kırmızı fesleri ile oturdu, diye dalıyor..
Pedalşörler sahil yolunu takip ederek sanki İzmir’in kordonunda ilerliyor ,
(link)
yolun çatallaştığı yerdeki polise Tartus’a nerden gideriz tarzı tarzanca danışılıyor.
Polisin anlatımı ise aynen şöyle; bak yiğenim şu karşıdaki girilmez tekyön yol varya ,işte oradan dümdüz gidin tekrar bir ters yol var ,oraya da girin otobanı bulacaksınız. Şimdi diyeceksiniz Arapça bileniniz yok bu tarifi nasıl anladınız, vallahada anladık adam kabiliyetli
Polis vastası ile kuralları ciyneyebileceklerini anlayan pedalşörler trafik ve güvenlik konusundaki kaygılanmaları zirve yapıyor ister istemez.
(link)
(link)
İş okul geçim telaşındaki halkın arasından ve bir iki kilise ve bir iki Roma eserininde önünden geçerek otobana ulaşıyorlar.
Yol düz ve Kuzey Güney istikametinde yola paralel esen rüzgar bizimkileri keyiflendiriyor, geniş emliyet şeridinden keyifle ilerleyen pedalşörler 50 km gitmeden mola vermeyi düşünmüyor:in: .
(link)
(link)
İlk molayı Tartus yolu yarılanmaya yakın, yol kenarında birkaç demir direk arasına gerili solmuş kumaş ve bir market dolabının oluşturduğu:Skull-175 , yörede moda olan dinlenme tesilerinden birinde veriyorlar.
(link)
Hayret
ve merakla
bakan işletmeci hemen çayları koyuyor, pedalşör Atakan ısrarla şeker koyma diyor ama adam bir yolunu bulup kirli su bardağındaki çaylara şekeri boca ediyor
(link)
Pedalşör Faruk içine kırk çeşit ot konulan bardağa şıcak su ve şeker eklenerek metal süslü pipetle içilen, sıcak içekten içiyor
ve nefis diyor, öbür pedalşörler buna pek ilgi göstermiyor.
Hesap ödenip tekrer pedal başı yapan pedalşörler biraz kazıklanıyor
200 suri(6-tl)
Tartus’a oldukça yaklaşıyorlar, keyiflerine diyecek yok zira saat daha iki olmadan km saatleri sekseni gösteriyor.
Çok geçmeden Tartus’a giriyorlar.
Pedalşör Faruk oldukça yorgun gözüküyor ,arada dalarak iki bisiklet arasındaki mesafeyi göz ardı ediyor ve öndeki pedalşöre fazla yaklaşıyor ,bir iki uyarı almasına rağmen dalgınlığa devam eden Faruk gidonu pedalşör Hakan’ın heybesindeki çadıra takarak büyük bir gümbürtü ile asvalta gövde üstü iniyor
.
Pedalşör Hakan bir iki yalpalasa da kurtarıyor ve geriye baktığında yerde yatmakta olan pedalşöre bakarak dua etmeye başlıyor.
Şimdi adamın bir yeri kırldıysa ,hangi dille derdimizi anlatıp, hangi hastaneye gideceğiz, hadi o işi hallettik onu nasıl Türkiye’ye göndereceğiz vs vs..
Faruk pedalşörünün son durumu
?
Onu da yarına bırakalım..
Geceyi uzun tutan Atakan pedalşörü; olm neler kaçırdınız :smily143: ,sizden sonra neler oldu:in: çatıda, neler demez mi ?
Pedalşör Hakan ;olm Faruk bir sürü hatun kişi vardı 'biz de gözü seyriyen çilli tavuk gibi yattık:sonst1zde ' diyerek hayıflanıyor.
Neyse, gururumuzsun Atakan nidaları ile ipte kurumuş dünden yıkanan forma ve taytları kuşanılıyor.
Kapı eşiklerinden bir günlük de olsa yarı uykulu dostlarla vedalaşarak aşağıya inmeye başlanıyor.
Pedalşör Hakan pisletleri hostal girişine bağlamanın tedirginliği ile 'inşallah pisletler araklanmamıştır' diye söyleniyordur:unsure: .
Nasıl söylenmesin, tur pisleti olmadığından, dağ pisletini getirmişti bu tura, pislet te hani ikis ti ar’dan geçilmiyor, akıllarara zarar masraf etmiş,hanımı duymadan:Skull-175 ..
Neyse sağ salim pisletleri kilitledikleri duvardaki paslı demirden tek tek alınıyor, çantalar ve bağajlar yerleştiriliyor ve hostelin önüne iniliyori.
Pedalşör bir çaycı :sigaraici pisletinin arkasına iki adet metal termos ,ki burada çok moda ve bardaklar bağlamış sabah çayı satıyor,pedal kardeşliği gereği işte hemen sohbete başlanoyor adam Arapça bizimkiler Türkçe.
(link)
(link)
Çaycı bizimkilerin Türk olduğunu anlayınca bir anda Memati ,Polat Alemdar Kurtlar vadisi diyerek hararetle bir şeyler anlatıyor:winkenlux ,
Pedalşör Hakan içinden hayıflanıyordu ‘ulam bir kere bile seyretmedikki adama gaz verirdik ‘diyor:000002158 .
(link)
Bitişikteki Laskiye belediyesinin bayrakları altında fotoğraf çektirerek dünden aldıkları kahvaltılıkları yiyecek yer arayışına koyuluyorlar.
İzmir kordonu andıran sahil yolu üzerinde kafetaryası olan bir parka dalan pedalşörler çay da bulmanın keyfi ile yuvarlak ince arap ekmekleri arasına yöresel peynir ve zeytin koyarak çok lezzetli bir kahvaltıyı midelerine indiriyorlar:lick3:.
(link)
Bir tek huzursuzluk, inatla oralarına buralarına konan kara sinekler..
Unutmadan Suriye’de çay su bardağında servis ediliyor, baştan uyarmazsanız bal kıvamında şekeri atılmış geliyor.
(link)
Toplamda çaylar da dahi 4-5 tl karşılığı üç pedalşör tıka basa doyuyor..
Parktaki yaprakları süpüren temizlik görevlisi ile resim falan çekiliyor ,adam zavalı süpürgesi bile yok hurma dalını süpürge yapmış tırmalıyor.
Pedalşör Hakan’ın gözüne ilişen ağaç en az üçyüz yaşında, bu ağacın altında kimbilir hangi Osmanlı zabitleri, mualimleri kırmızı fesleri ile oturdu, diye dalıyor..
Pedalşörler sahil yolunu takip ederek sanki İzmir’in kordonunda ilerliyor ,
(link)
yolun çatallaştığı yerdeki polise Tartus’a nerden gideriz tarzı tarzanca danışılıyor.
Polisin anlatımı ise aynen şöyle; bak yiğenim şu karşıdaki girilmez tekyön yol varya ,işte oradan dümdüz gidin tekrar bir ters yol var ,oraya da girin otobanı bulacaksınız. Şimdi diyeceksiniz Arapça bileniniz yok bu tarifi nasıl anladınız, vallahada anladık adam kabiliyetli
Polis vastası ile kuralları ciyneyebileceklerini anlayan pedalşörler trafik ve güvenlik konusundaki kaygılanmaları zirve yapıyor ister istemez.
(link)
(link)
İş okul geçim telaşındaki halkın arasından ve bir iki kilise ve bir iki Roma eserininde önünden geçerek otobana ulaşıyorlar.
Yol düz ve Kuzey Güney istikametinde yola paralel esen rüzgar bizimkileri keyiflendiriyor, geniş emliyet şeridinden keyifle ilerleyen pedalşörler 50 km gitmeden mola vermeyi düşünmüyor:in: .
(link)
(link)
İlk molayı Tartus yolu yarılanmaya yakın, yol kenarında birkaç demir direk arasına gerili solmuş kumaş ve bir market dolabının oluşturduğu:Skull-175 , yörede moda olan dinlenme tesilerinden birinde veriyorlar.
(link)
Hayret
(link)
Pedalşör Faruk içine kırk çeşit ot konulan bardağa şıcak su ve şeker eklenerek metal süslü pipetle içilen, sıcak içekten içiyor
Hesap ödenip tekrer pedal başı yapan pedalşörler biraz kazıklanıyor
200 suri(6-tl)
Tartus’a oldukça yaklaşıyorlar, keyiflerine diyecek yok zira saat daha iki olmadan km saatleri sekseni gösteriyor.
Çok geçmeden Tartus’a giriyorlar.
Pedalşör Faruk oldukça yorgun gözüküyor ,arada dalarak iki bisiklet arasındaki mesafeyi göz ardı ediyor ve öndeki pedalşöre fazla yaklaşıyor ,bir iki uyarı almasına rağmen dalgınlığa devam eden Faruk gidonu pedalşör Hakan’ın heybesindeki çadıra takarak büyük bir gümbürtü ile asvalta gövde üstü iniyor
Pedalşör Hakan bir iki yalpalasa da kurtarıyor ve geriye baktığında yerde yatmakta olan pedalşöre bakarak dua etmeye başlıyor.
Şimdi adamın bir yeri kırldıysa ,hangi dille derdimizi anlatıp, hangi hastaneye gideceğiz, hadi o işi hallettik onu nasıl Türkiye’ye göndereceğiz vs vs..
Faruk pedalşörünün son durumu
Onu da yarına bırakalım..