mariokaldato
En yeniden bir önce kayit olan adam
- Kayıt
- 1 Ağustos 2015
- Mesaj
- 10.985
- Tepki
- 33.508
- Şehir
- Bursa
- İsim
- Raşit Cumhur Çakın
- Başlangıç
- 1980—81
- Bisiklet
- Merida
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Esasında marioyu adam yerine koyup cevap vermezdik ama iş mahkemeye intikal etti bir kere.
Mario gıcıklığına Bayburt asliye mahkemesinde açmış davayı: sekiz aktarmalı uçuş, bir otobüs, iki tren, bir doblo ile varabildik şehire. Şehirde otelde beş kişilik yer kalmış,(kapasite de beş zati) mecburen üçüncü gitarist Riçırd parkta bankların üstünde geceledi, zatürre oldu, titremesi geçmedi bir türlü.
Mübaşir çağırdı, davacı Gemlik nahiyesinden Dürdane oğlu Marioooo...
Davalı Britanya nahiyesinden, Yukarı Başgöze köyü nüfusuna kayıtlı , Kör herisgillerden Sitivvv, burda mııı??
Yes hakim bey, gurupça burdayız, 5 tam bi zatürreli.
Hikayeyi bir de sizin ağzınızdan dinleyelim hele...
Hakimim, biz arkadaşlarla şahane karbon yol bisikletlerimizle aheste bir şekilde yolun sağından 80 km hızla gidiyorduk. Birden önümüze sonradan adının Mario olduğunu öğrendiğimiz bu denyo çıktı...pardon sayın denyo çıktı. Arka tekeri sekiz çizen, ön tekeri bana göre on iki, Brusa göre 15 çizen bir mtb ile yalpalayarak svisle svisle diye gidiyordu. Yol istedim, vermedi, önümüze önümüze kırdı gidonu. Gayet nazik bir şekilde "fak off lan yoldan" dememiz üzerine önümüze tam kırıp el frenini çekti, kontağı kapattı ve nereden çıkardığını göremediğim bir rok şak maşayla üzerimize yürüdü.
Tabi biz efendi bisikletliler olduğumuz için arka arkaya peloton usulü gidip yolu işgal etmiyorduk, bu yüzden beni tek sanmış saftirik.. Guruptakiler yana gelince toplamda 6 kişi, baktım bizim aslan kediye döndü, "miyavv miyav abicim, yalarım, ben zaten sizin hayranınızım, her konserinizi izledim, fear of dı darkla hüzünlendim, yeri geldi remember tumorrowla halay çektim"
E o elindeki maşa ne peki? Abim bunu benim için imzalamanızı isteyecektim, aha çıkmaz markör kalem var cebimde. Ben tam hamle yapıp kalemi alacaktım ki bu tak diye kafaya vurup kaçmaz mı maşayı?!.. Alçak adam nereye kaçacak, baterist karbon bisikletiyle saniyesinde yakalayıp yere yıktı. Son gördüğümde sele borusunu söküyordu, gerisini hatırlamıyorum, görmedim hakim bey.
İkinci olayda, dernekteki gecenin onur konuğuyuz. Anaa, bu da orda... Sonradan öğrendim ki ben iron maidenin meneceriyim deyip girmiş içeri, bedava açık büfe için. Havyarları çiğnemeden yutuyordu görmemişin gemliklisi. Hadi insaf ettik, hacı az bize de bırak dedik, "size ne lan, erken gelseydiniz, git sen de şu peynirli poçalardan ye" demez mi? Nevrim dönmüş, uçarı, havada döneri çeşitli varyasyonlarda tekmelerle giriştik, kaçarken ayağı kayıp bagetin üstüne düştü, biz bişey yapmadık hakim bey.
Kanada daki olayda da mı bizi suçladı? yuh sana mario yuh, hem suçlu hem güçlü.
Ben steyçte sıramı bekliyordum ki bir el popomu mıncıkladı, lan nooluyo diyerek bi döndüm, karşımda bu. Pertlek gözlerle, "pardon abi, ben seni karı sanmıştım, şey oldu, pardon". "Ama sizde de suç var, ne öyle saçları uzatıyorsunuz? erkek olun biraz, üç numaraya gelin, şimdi olmadı askerde illaki kesecekler" der demez bass gitarı geçirdim kafaya hakim bey. Sonrasında yine kaçarken ayağı monitöre takılıp kafayı büyük davula gömdü, biz ellemedik. Beratımızı istiyoruz...
Mario gıcıklığına Bayburt asliye mahkemesinde açmış davayı: sekiz aktarmalı uçuş, bir otobüs, iki tren, bir doblo ile varabildik şehire. Şehirde otelde beş kişilik yer kalmış,(kapasite de beş zati) mecburen üçüncü gitarist Riçırd parkta bankların üstünde geceledi, zatürre oldu, titremesi geçmedi bir türlü.
Mübaşir çağırdı, davacı Gemlik nahiyesinden Dürdane oğlu Marioooo...
Davalı Britanya nahiyesinden, Yukarı Başgöze köyü nüfusuna kayıtlı , Kör herisgillerden Sitivvv, burda mııı??
Yes hakim bey, gurupça burdayız, 5 tam bi zatürreli.
Hikayeyi bir de sizin ağzınızdan dinleyelim hele...
Hakimim, biz arkadaşlarla şahane karbon yol bisikletlerimizle aheste bir şekilde yolun sağından 80 km hızla gidiyorduk. Birden önümüze sonradan adının Mario olduğunu öğrendiğimiz bu denyo çıktı...pardon sayın denyo çıktı. Arka tekeri sekiz çizen, ön tekeri bana göre on iki, Brusa göre 15 çizen bir mtb ile yalpalayarak svisle svisle diye gidiyordu. Yol istedim, vermedi, önümüze önümüze kırdı gidonu. Gayet nazik bir şekilde "fak off lan yoldan" dememiz üzerine önümüze tam kırıp el frenini çekti, kontağı kapattı ve nereden çıkardığını göremediğim bir rok şak maşayla üzerimize yürüdü.
Tabi biz efendi bisikletliler olduğumuz için arka arkaya peloton usulü gidip yolu işgal etmiyorduk, bu yüzden beni tek sanmış saftirik.. Guruptakiler yana gelince toplamda 6 kişi, baktım bizim aslan kediye döndü, "miyavv miyav abicim, yalarım, ben zaten sizin hayranınızım, her konserinizi izledim, fear of dı darkla hüzünlendim, yeri geldi remember tumorrowla halay çektim"
E o elindeki maşa ne peki? Abim bunu benim için imzalamanızı isteyecektim, aha çıkmaz markör kalem var cebimde. Ben tam hamle yapıp kalemi alacaktım ki bu tak diye kafaya vurup kaçmaz mı maşayı?!.. Alçak adam nereye kaçacak, baterist karbon bisikletiyle saniyesinde yakalayıp yere yıktı. Son gördüğümde sele borusunu söküyordu, gerisini hatırlamıyorum, görmedim hakim bey.
İkinci olayda, dernekteki gecenin onur konuğuyuz. Anaa, bu da orda... Sonradan öğrendim ki ben iron maidenin meneceriyim deyip girmiş içeri, bedava açık büfe için. Havyarları çiğnemeden yutuyordu görmemişin gemliklisi. Hadi insaf ettik, hacı az bize de bırak dedik, "size ne lan, erken gelseydiniz, git sen de şu peynirli poçalardan ye" demez mi? Nevrim dönmüş, uçarı, havada döneri çeşitli varyasyonlarda tekmelerle giriştik, kaçarken ayağı kayıp bagetin üstüne düştü, biz bişey yapmadık hakim bey.
Kanada daki olayda da mı bizi suçladı? yuh sana mario yuh, hem suçlu hem güçlü.
Ben steyçte sıramı bekliyordum ki bir el popomu mıncıkladı, lan nooluyo diyerek bi döndüm, karşımda bu. Pertlek gözlerle, "pardon abi, ben seni karı sanmıştım, şey oldu, pardon". "Ama sizde de suç var, ne öyle saçları uzatıyorsunuz? erkek olun biraz, üç numaraya gelin, şimdi olmadı askerde illaki kesecekler" der demez bass gitarı geçirdim kafaya hakim bey. Sonrasında yine kaçarken ayağı monitöre takılıp kafayı büyük davula gömdü, biz ellemedik. Beratımızı istiyoruz...