Scudo Sports

Leonard Rodgers!!! Tek Bacak, Tek Vites, Sıfır Fren; Ama Kocaman Bir Yürek!!!

Ali Kılıç 35.5

Çılgın Fixieci (fren yok, vites yok, kural yok)
Kayıt
10 Mart 2015
Mesaj
1.300
Tepki
3.867
Şehir
İzmir
İsim
Ali Kılıç
Başlangıç
2015—16
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
Kimi bisiklete binmeye ikna etmeye çalışsak hep aynı hikâye ile karşılaşıyoruz. Ben yapamam. Neden diye soruyoruz. Çok zor diye yanıt alıyoruz. Bedeninin spor yapmaya uygun olmadığını söyleyenler de çıkıyor hep karşımıza. Bahaneler üstüne bahaneler icat ederek bisikletli bir yaşamdan uzak durmak için bin dereden su getiren bu arkadaşlarımızla uğraşmaktan bıktık. Onları bisikletli yaşama ikna etmek için ortaya koyduğumuz her argümana karşı bir antitez üretmeyi başarabildikleri için kendilerini kutluyorum. Başka bir şey gelmez elimden. Normal bisikleti bir yana bırakalım, birilerini fixed geara ikna edebilmek için çekeceğimiz sıkıntıları bir düşünün derim. İnsanları daha frenli-vitesli bir bisikleti kullanmaya ikna edememişken onları frensiz-vitessiz bir fixed geara nasıl ikna edebiliriz ki? Hayal bile değil!


Bu yazıyı onlara farklı bir bakış açısı sunmak için yazıyorum. Bedenlerini nasıl harcadıklarını, yaşamlarını nasıl tekdüzeleştirdiklerini görmeleri için onlara aykırı bir yaşamdan örnekler sunacağım. Doğanın onlara vediği, her uzvuyla parçalanamaz bir bütün oluşturan, insanı hayret içinde bırakan bir uyumla tasarlanmış insanın bedeninden söz ediyorum burada. O kusursuz uyum abidesi bedende bir parçanın yerinde olmadığını hayal edin ve bu eksik parçalı beden de sizin bedeniniz olsun. Empati kurmak o kadar da zor olmamalı ama değil mi? Ölürken son sözlerim "Empati, biraz empati!" olacak muhtemelen. Çocukluğum boyunca bana başka çocukları örnek göstererek benim başarısızlıklarımı yüzüme vuran sevgili ebeveynlerimi burada saygıyla anıyorum. Bir insanı başka bir insana örnek olarak göstermekten bu yüzden nefret ediyorum; ama bunu bu yazımda yapacağım. Affedin beni sevgili dostlarım.


Bu blogda da okuduğunuz "Bisiklete Binerken Terliyorum. Ne yapayım?" adlı yazımı aynı zamanda Bisikletforum'da da yayınladım. O yazımın altına yapılan yorumlardan birinde Berk Evren adlı bir forum kullanıcısı tarafından ilginç bir YouTube videosu paylaşıldı. O videoda hayat hikâyesi anlatılan fixieci dostumuzu ben de bu paylaşım sayesinde tanıdım. Kendisini tanımama vesile olduğu için Berk Bey'e buradan da teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Videoda tanıtılan kişi normal bir fixieci olsaydı geçip giderdim. Ama o öyle bir fixieci ki, fixed gear hakkındaki tüm önyargıları yıkabilecek güçte bir insan. Hakkında uzun uzun yazılmayı bu yüzden hak ediyor.


Leonard Rodgers, nâm-ı diğer Leo Rodgers-(Burada bir aslan vurgusu var sayın seyirciler) bir çılgın fixieci. Normal bir insanda iki adet olan bacak adlı uzuvdan kendisinde bir adet var. Kısaca tek bacakla fixiesini sürüyor. Hikâye burada bitmedi. Tek bacakla frensiz bir fixie sürüyor. Zira her çılgın fixieci gibi fixieye fren takılmayacağını biliyor. Fixiede vitesin olmadığını siz zaten biliyorsunuz. Bilmiyorsanız şimdi öğrendiniz. Tek bacakla vitessiz bir bisiklet sürüyor Leo! Şimdi denklemi toparlayalım. Bu koca yürekli insan, tek bacakla frensiz ve vitessiz bir fixed gearı kullanabiliyor. Ve hâlâ hayatta! Tek bacakla frensiz bir fixieye bindiği için ölmedi, kalbimizde değil gerçek hayatta kanlı canlı bir biçimde yaşıyor. Bitti mi? Bitmedi.


Leo Rodgers, kendisine özel olarak tasarlanmış bir fixed gear bisikletle velodromda yapılan pist bisikleti yarışlarına katılıyor. (Aynakolun sadece bir tarafı var, diğer kol ağırlıktan tasarruf etmek için çıkarılmış, siz ne sandınız? Geriye kalan parçalar normal bir fixed gear ile aynı. ) Kalabalık fixieci gruplarıyla uzun ve çılgın turlara çıkıyor. Tek bacakla sürdüğü fixiesi ile yokuş tırmanıyor. O da bir şey mi, tek bacakla kullandığı frensiz bir fixie ile yokuş iniyor. Gravel bisikleti ile dağlarda tepelerde dolaşıyor. Bir bisiklet dükkânı var. Geçimini kimseye muhtaç olmadan buradan kazandığı para ile sağlıyor. Her çeşit bisikleti burada A'dan Z'ye tamir ediyor, bakım yapıyor. Bu saydıklarımın tamamını kimseden destek almadan kendi başına yapabiliyor. Tek bacakla yürümek teknik olarak mümkün olmadığı için bisiklete binmediği zamanlarda günlük ihtiyaçlarını karşılamak için koltuk değneklerini kullanıyor.


Bisikletle ilgili her alanda sosyal sorumluluk projelerine katılıyor, destek veriyor. Dünyanın en ünlü bisiklet dergilerine kapak olacak düzeyde büyük işler yapıyor. Bisiklet dergilerinde kaçımızın yaşam öyküsü kapak oldu ya da olabilir? Bizim bisikletli yaşamlarımızın kaçı manşete taşınabilir? Binlerce takipçiye sahip sosyal medya kanalları tarafından kendisine mikrofon uzatılıyor. Çünkü yaşam öyküsü sosyal medyayı etkin kullanan gençler için saygı duyulası bir örnek! Ana akım medyada onlarca kez yaşam öyküsü ile haberlere çıkıyor. Engelli bireylerin toplumsal yaşama katılması konusundaki her çabaya yaşam öyküsü ile örnek oluyor. Milyonlarca engellisini çeşitli imkânsızlıklar dolayısıyla eve hapsetmek zorunda kalan bir ülke için de yaşam mücadelesi ile örnek olmaya devam ediyor. Oysa bir bisiklet bile herhangi bir engelli bireyin yaşamında ne kadar büyük değişiklikler yaratabilir. Bunu Leo Rodgers'in yaşam öyküsünden öğrendik.


Başka ülkelerde insanlar yoksunluklarını aşarak bisikletli bir yaşamın kapılarını aralıyor. Biz de ülkemizdeki sapasağlam insanları bisikletli ulaşıma ikna etmek için çabalayıp duruyoruz. İşe bisikletle gidiniz diyoruz; ama terliyorum diye yanıt alıyoruz. Günlük hayatta kısa mesafeli ulaşım ihtiyaçlarınızı bisikletle karşılayın, en azından ekmek almaya giderken bisiklete binin diyoruz; yoruluyoruz diyorlar bize. Fixed gear kullanmalarını bir kenara bırakalım normal bir bisiklet sahibi olup onu günlük hayatta etkin olarak kullanmalarına bile razı olacağız. Ama yok! Şevk bitmiş. Hayata dair bir beklentisi kalmamış insanlarla muhatap oluyoruz. Toplu taşıma araçlarının içinde üst üste alt alta seyehat etmek çok konforlu bir şeymiş gibi bisikleti hor görüyorlar.


Hayat insanın önüne çok büyük engeller çıkarabilir. Bir gün önce yerinde olan kolunuz bir gün sonra yerinde olmayabilir, bir gün önce üzerinde yükseldiğiniz bacağınızı bugün yaşayacağınız bir kaza sonucu kaybedebilirsiniz. Başınıza her şey gelebilir; ama hayat her şeye rağmen devam edecek. Siz nefes almaya devam ettikçe yaşam da akıp gidecek. Büyük bir felaket sonucunda bedensel bütünlüğünüzü yitirdiğiniz zaman umudunuzu yitirmeden hayata bağlı kalmayı nasıl başarabilirsiniz? Ne kadar zor bir soru, değil mi? Bedenimizin her yerinin sapasağlam olmasına rağmen bisiklete binmemenin bahanesi olamaz. Tek bacakla harikalar yaratan bir insan varsa, bisikletli bir yaşam tek bacakla yapılabiliyorsa iki bacakla daha kolay yapılabilir. Bacaklarınız henüz yerli yerindeyken onları onurlandırın. Bisiklet kullanın, belki ileride kullanamayacaksınız. Nereden bilebilirsiniz ki?


Yürüyebiliyorken yürüyün, koşabiliyorken koşun, bisiklete binebiliyorken binin! Hayatta başınıza ne gelirse gelsin, bisikletten asla vazgeçmeyin! Leonard Rodgers, asla vazgeçmedi, umutsuzluğa katılmadı, kendi bedeninin sınırlarını bilerek kendi hayatına renk katan akılcı ve bilimsel bir bisikletli yaşam inşa etmeyi başarabildi. Kendisini ayakta alkışlamak dışında elimizden bir şey gelmiyor. Leo Rodgers adını zihninizin bir köşesine altın harflerle yazın. Kim size bisiklet süremeyeceğini söylerse onun hayat hikâyesini örnek gösterin.


Kaynaklar


1.

2.https://www.bicycling.com/culture/a32346213/leo-rodgers-amputee-cyclist/

3. (link)


(link)
 
Scudo
@Ali Kılıç 35.5 hocam elinize sağlık emek vermişsiniz yazmışsınız. Hem rızkını kazanıyor, hemde sporundan ödün vermiyor. Aslanlar gibide frensiz vitessiz fixie kullanıyor. Hayata küsmemiş ,kaderini kabul etmiş neden terliyoruz konu başlığında görünce çok şaşırmıştım. Bu insana hayran kalmamak elde değil. Sağolasın varolasın hocam hoş bir paylaşım oldu.:harika:😍
 
Özel mesaj gönderemiyorum size, konunuzu ayrıca paylaşıyorum. Elinize sağlık.
 
@necmeddin

Hocam o konu başlığı altındaki bir yorumumda kendisi hakkında yazacağım demiştim. Yazdım. Verdiğim sözleri tutmak gibi kötü huylarım vardır. Ivır zıvır bir sürü konu hakkında yazıyoruz. Leo hakkında yazmasaydım haksızlık olurdu. Görev telakki ettim. Başka fixieciler hakkında da yazacağım ileride. Şu transcontinentali fixie ile bitiren abimiz var bir de.

@ÆSir

Yazılarımı istediğiniz mecrada kaynak göstermek şartıyla paylaşabilirsiniz. Ne kadar çok okunursa o kadar mutlu olurum. Yazıyı paylaşılmaya değer bulduğunuz için ayrıca teşekkür ederim. 😊😊😊😊😊
 
@necmeddin

Hocam o konu başlığı altındaki bir yorumumda kendisi hakkında yazacağım demiştim. Yazdım. Verdiğim sözleri tutmak gibi kötü huylarım vardır. Ivır zıvır bir sürü konu hakkında yazıyoruz. Leo hakkında yazmasaydım haksızlık olurdu. Görev telakki ettim. Başka fixieciler hakkında da yazacağım ileride. Şu transcontinentali fixie ile bitiren abimiz var bir de.

@ÆSir

Yazılarımı istediğiniz mecrada kaynak göstermek şartıyla paylaşabilirsiniz. Ne kadar çok okunursa o kadar mutlu olurum. Yazıyı paylaşılmaya değer bulduğunuz için ayrıca teşekkür ederim. 😊😊😊😊😊
Hocam TCR yi fixie ile bitiren babayiğiti merak ettim. Boş zamanım çok olmuyor. Olsa bile klavyeyi zor kullanıyorum. Aşağı yukarı tüm yazılarınızı okumaya gayret gösteriyorum. El emeği göz nuru döküyorsunuz. Fikirleriniz evrensel ve vurgularınız toplum yararını gözetiyor. İyilik misali yapın denize atın, elbet bir bilen olur. Sizden çok şey öğrendim. Allah son nefesime kadar öğrenen kullarından eylesin. İnsanoğlu kapalı devre değil her gününü birşeyler öğrenmeye adamalıdır. Yobaz odurki kendi fikrinden başka fikir tanımayan ve kendisinden başkasını yüce bilmeyendir.

Tasavvufta usuldür bir kişi senden yaşça ufaksa günahı daha azdır ve sevilmeye layıktır. Yine bir kişi senden büyükse sevabı daha fazladır ve saygı duyulmaya layıktır. Kainat çok ince hesaplar üzerine yaratılmıştır.

Konu bahsi geçen Leon arkadaşın ne dinini ne dilini nede milliyetini düşünmeden Allah işini rast getirsin dedim. İnsanlara yaratılış gayesini hatırlatıyor. İnsana insan olmanın hazzını veriyor. Şimdi bisiklet ve bisikletçilik adına bu tarz inceleme ve yazılar yazmak beceriniz olduğu için sizin sorumluluğunuzdadır. Okumak ve öğrenmekte bizim sorumluluğumuzdır.
Son olarak hocam TCR yi fixie bisikletiyle tamamlayan sporcuyuda sizin kaleminizden okumak isterim. Hevesimi kırmamak adına googledan falan filan yerden öğrenmek istemiyorum. Tekrar teşekkürler hocam.
 
  • Muhteşem
Tepkiler: Ali Kılıç 35.5
İkilik kinini içimden atıp
İkilik kinini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlüne

Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Meğerse Aşk İmiş Canın Mayası
Ona mihrab olmuş Kaşın Arası
Hakkın işlediği kudret boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Süregeldim aşk meyini İçerek
Süregeldim aşk meyini içerek
Her bir akı karasından seçerek
Varlık dağlarını delip geçerek

Düzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Gör ki Nimri Dede şimdi neyleyi
Gerçek aşkı her gönüle söyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Her türlü sefaya veda eyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Söz: Nimri Dede Beste: Arif Sağ.
Bende çağrışım yaptı...

İşte bir "İnsan" ın bize kendi mücadelesini keyifle süslediği harika bir öykü...
Doğuştan ya da sonradan oluşmuş gelişmelere rağmen yoksunluk hissetmeden yaşayabilmek ne büyük bir onurdur, bunu bir kere daha görüyoruz...
 
Bu ve bunun gibi başlıklar beni çokça düşündürüyor. Yok bisikletim 0,4gr daha ağır olsa ne olur, yok 105 mi ultegra mı vsvs... Bisikletine atlayıp sürmeye başladıktan sonra pek bir anlamı yok bence bu soruların, istedikten sonra olay bitiyor.
Misal 1953 İstanbul-Adana Turu Abi işte bitti bu kadar yani. Hayal edilmiş, denenmiş ve başarılmış bu kadar. Tabiki bahse konu mevzular gereksiz demiyorum ancak anafikri kaçırdıktan sonra her biri birer bağımlılık ve stres unsuru.

Elinize sağlık, böyle güzel bir konu açtığınız için teşekkürler.:harika::)
 
İkilik kinini içimden atıp
İkilik kinini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlüne

Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Meğerse Aşk İmiş Canın Mayası
Ona mihrab olmuş Kaşın Arası
Hakkın işlediği kudret boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Süregeldim aşk meyini İçerek
Süregeldim aşk meyini içerek
Her bir akı karasından seçerek
Varlık dağlarını delip geçerek

Düzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Gör ki Nimri Dede şimdi neyleyi
Gerçek aşkı her gönüle söyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Her türlü sefaya veda eyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Söz: Nimri Dede Beste: Arif Sağ.
Bende çağrışım yaptı...

İşte bir "İnsan" ın bize kendi mücadelesini keyifle süslediği harika bir öykü...
Doğuştan ya da sonradan oluşmuş gelişmelere rağmen yoksunluk hissetmeden yaşayabilmek ne büyük bir onurdur, bunu bir kere daha görüyoruz...
Ağabey güzel ağabey öyle güzel dizelemişsin ki Mübareğin sözlerini özümüze işledi. Şu başlık aşk bahçesi ise bu bahçenin gülü Leo Rodgers olsa gerek.
 
Şu yazıyı sabah namazı sonrası tura çıksam mı çıkmasam diye düşünürken kuş sesleri eşliğinde balkonumda okuyodum geçip formamı giyip tura çıkacağım elinize sağlık deyip çıkmak istedim
 
Tasavvufta usuldür bir kişi senden yaşça ufaksa günahı daha azdır ve sevilmeye layıktır. Yine bir kişi senden büyükse sevabı daha fazladır ve saygı duyulmaya layıktır. Kainat çok ince hesaplar üzerine yaratılmıştır.

Zamanında tasavvuf terbiyesi almış bir milletiz. En büyük zenginliğimiz budur aslında. Allah cümlemizin hâl ehli olanlardan eylesin.
İkilik kinini içimden atıp
İkilik kinini içimden atıp
Özde ben bir insan olmaya geldim
Taht kuralı ariflerin gönlüne

Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Sözde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Meğerse Aşk İmiş Canın Mayası
Ona mihrab olmuş Kaşın Arası
Hakkın işlediği kudret boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Süregeldim aşk meyini İçerek
Süregeldim aşk meyini içerek
Her bir akı karasından seçerek
Varlık dağlarını delip geçerek

Düzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim
Yüzde ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Gör ki Nimri Dede şimdi neyleyi
Gerçek aşkı her gönüle söyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Her türlü sefaya veda eyleyi
Her türlü sefaya veda eyleyi
Sazda ben bir insan olmaya geldim
Serimi meydana koymaya geldim

Söz: Nimri Dede Beste: Arif Sağ.
Bende çağrışım yaptı...

İşte bir "İnsan" ın bize kendi mücadelesini keyifle süslediği harika bir öykü...
Doğuştan ya da sonradan oluşmuş gelişmelere rağmen yoksunluk hissetmeden yaşayabilmek ne büyük bir onurdur, bunu bir kere daha görüyoruz...

70'li yılların sonuna doğru çekilen Yılanların Öcü filminin müziklerinden biriydi. İlk o filmi izlerken dinlemiştim. Fakir Baykurt'un Yılanların Öcü adlı romanından sinemaya uyarlanan bu film bana göre sinemamızın klasiklerinden biridir. İzlemeyen varsa mutlaka izlesin, romanı okumayan varsa mutlaka okusun.

"Bu dünyaya insan olmaya gelmek" nedir? Bunun üzerine durup düşünmemiş biriyle içilen su bile haramdır.

Leonard'ın "zenci" olması ile ilgili tek satır yazmadım şu upuzun yazıda? Peki, neden? Zira Anadolu'nun soylu onurlu çocukları vardır, onlar insanın rengine değil kalbine bakarlar. Bizim için insan siyah olmuş, sarı olmuş, beyaz olmuş, kahverengi olmuş önemli değildir. Bizim için önemli olan bu dünyaya geldikten sonra "insan" olmuş mu olmamış mı, budur.

Allah cümlemizi "insan" olanlardan eylesin.
Adamın yüzündeki mutluluğa bakar mısınız? İnanın bisiklet binerken ben bu kadar mutlu olamıyorum.

Hayat o mutluluktan ibaret bir şey. İnsan çoğu zaman onu alakasız yerlerde arayıp bir ömür tüketir; ama yine de bulamaz. Onu iki tekerin üzerinde arayıp bulanlar var. Leonard da onlardan biri.
Bu ve bunun gibi başlıklar beni çokça düşündürüyor. Yok bisikletim 0,4gr daha ağır olsa ne olur, yok 105 mi ultegra mı vsvs... Bisikletine atlayıp sürmeye başladıktan sonra pek bir anlamı yok bence bu soruların, istedikten sonra olay bitiyor.
Misal 1953 İstanbul-Adana Turu Abi işte bitti bu kadar yani. Hayal edilmiş, denenmiş ve başarılmış bu kadar. Tabiki bahse konu mevzular gereksiz demiyorum ancak anafikri kaçırdıktan sonra her biri birer bağımlılık ve stres unsuru.

Elinize sağlık, böyle güzel bir konu açtığınız için teşekkürler.:harika::)

Forumda şu vites seti şu Jant seti konularını görünce cevap yazmasam da mutlaka okurum. Yeni şeyler öğrenim. Yarış koşan biri değilseniz ağırlık bir ayrıntı. Yarış koşacaksanız 10 gr bile önemli. Fixie ile Transcontinental bitiren bir insan evladı varsa şu daha hafif bu daha ağır konusu biraz ayrıntı oluyor bence.

İyi dilekleriniz için çok teşekkür ediyorum. 😊
Şu yazıyı sabah namazı sonrası tura çıksam mı çıkmasam diye düşünürken kuş sesleri eşliğinde balkonumda okuyodum geçip formamı giyip tura çıkacağım elinize sağlık deyip çıkmak istedim

Çok teşekkür ederim. Mutlu ve huzurlu bir tur diliyorum. 😊😊😊😊😊
 
Son düzenleme:
3 Aralık Dünya Engelliler Günümüz kutlu olsun.
Her şeye rağmen bisiklete ve hayata olan inancını yitirmeyenlere selam olsun.
✊✊✊✊✊✊✊✊✊✊✊✊✊✊
 
Geri