Scudo Sports

mcdonald's türkiye'nin bisikletli kurye uygulaması

mehmetsunu

Kaldato ile sohbeti kestim.
Kayıt
28 Eylül 2011
Mesaj
5.675
Tepki
13.171
Şehir
kayseri
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Cube
Bisiklet türü
Yol bisikleti
(link)

yorumlar için

(link)

(link)

bu daha iyiymiş.. 😁😁
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Özcan
Scudo
Bu konuda çoğunluğun iki yüzlü yorum yaptığını düşünüyorum. Ekşide de LinkedIn'de de deli gibi kötü yorum gelmiş mesela. Ancak yorumların çoğu İstanbul'un yokuşlu olması, bisikletin vitessiz olması (Göbekten vitesi hayatında duymamışlar :D), kuryenin bagajda değil çantada taşıma yapması, Türkiye'de bisiklet yolları olmaması yönünde. Bunları bir Türkiye klasiği olarak hayatında bisikleti sadece çocukken kullanmış insanlar olarak nitelendiriyorum. Bu insanların çoğu gidip Glovo'yu öven, Türkiye'den çıktığı için üzülen insanlar aynı zamanda. Bisikletli kurye işi gerçekten emek sömürüsü olarak gözüküyor. Bisikleti çok sevmeme rağmen benim bile şüphe ile baktığım bir konu. Günde 8 saat paket taşımak ne kadar kolay kestiremiyorum. Bunun dışında Amsterdam'ın rüzgarında, soğuğunda, yağmurunda taşıma yapanlara göre İstanbul'u nispeten kolay görüyorum en yokuşlu lokasyonlar haricinde. Çok yokuşlu lokasyonlara da motokurye gönderip halledilebilir bence. Yine yeterince dinlenme imkanı sağlanırsa, bir motokurye kadar yoğun çalışmazlarsa güzel bir alternatif olabilir. Avrupa'nın her yerinde posta kuryeleri, paket kuryeleri, kısa mesafe taksicileri bisikletli. Çoğunlukla da elektrikli bisiklet değiller ki kendine bisiklet alanlar artık elektrikli olmayan almıyor neredeyse. Buna karşın oralarda hiç bu konu tartışılmıyor. Türkiye'de ise bisikletliye hep 'yazık' gözüyle bakılıyor. Asla bir araç olduğu gerçeği kabullenilmek istenmiyor. Bu konuda inanılmaz bir direnç var. Gerçekten anlayamıyorum bu direnci.
 
Bir yerden başlamak gerekiyor. Ama evvela çamur atmak bizde atasporudur.
 
İstanbul değil de Konya'da bu uygulama olsa ek iş olarak severek yapardım. İstanbul'da bu işi yapacak kuryelere kolaylıklar diliyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: suyunsesi
Lokasyon bazlı olarak düşünülebilir belki. Ama yokuşlu yerlerde çok zorlar. Hele yemek siparişi gibi hız gerektiren konuda, İstanbul gibi altyapısı olmayan ya da hiç oturmamış bi şehirde çok çok zorlar.
 
Asgari ücretin üstüne ekstra hamallık ücreti vermeden bu şekilde çalışacak insan çıkarsa bu ülke bitmiş demektir.
 
Motosikletli kuryelerin yerine değil de onlara ek olarak düşünülüyorsa, sadece kısa mesafelere (1 km'den yakın) kullanılacaksa; fena fikir değil bence. Bisikletli kuryelerden, Premium Rush filmindeki gibi sürüp motorlu kuryeler ile aynı sürede teslimat yapmalarını veya günde 8-10 saat pedal çevirmesini beklemediklerini umuyorum.

Bu arada, haberdeki bisikletin rublesi ile aynakolu neredeyse aynı boyda, göbekten vitesi yoksa bile çoğu yokuşu çıkabilecek bir bisiklet.
 
yumuşatarak şunu söylemek istiyorum ki finans kapital sağmayacağı ineğin önüne ot koymaz. Yeni ekonominin bisiklet ile simgelenmesi beni nedense biraz endişelendirmiyor değil. 1990 lar başında postmodernizme ait ne varsa okumuştum. Adeta evde bir postmodern kitaplığı bile oluşmuştu. Şimdi bakıyorum da o zamanlar janjanlı cicili bicili ambalajlara sarılıp saklanarak bize yutturulan postmodenizm yaşadığımız bütün olumsuz süreçlerin bir nevi ajanı, truva atıymış. Bu nedenle yeni çevreci/yeşil ekonomide bisikletin bu kadar ön plana çıkarılması ama gerçekte bisiklet felsefesinden yönetenler düzeyinde olabildiğince uzak durulması şüphelerimi arttırıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: everhard
herkes şişmanlarken, o günden güne zayıflıyordu. obeziteyi pedallıyordu müşterilerine. bir oturuşta binlerce kaloriyi ikram ediyordu sipariş sahiplerine. su tek yakıtı olmuştu. kalınlaşan bacakları, eldivenlerden dolayı bembeyaz ayaları ile güneş kavruğu bilekleri tezat oluşturuyordu. burnunu kışın soğuk yazın güneş ısırıyordu ve aldığı paranın bir kısmı yüksek koruma faktörlü kremlere gidiyordu. bisikleti sevmese bir dakka yapabilir miydi bu işi? elbette hayır.
 
Muhtemelen kısa mesafede bisikletli kullanacaklar ama o çantayla olmaz. Onu bir şekilde bisiklete asmak gerekiyor.
 
Yalnız bisiklet sağlık bakanlığının dağıttığı bisikletlerden, üzerinde yazısı bile duruyo. Bisiklet kuryeye aitse durum vahim, yok şirkete aitse daha da vahim.
 
  • Beğen
Tepkiler: Eser Sevinç
Bisikletli kurye olayinin merkezinde yasiyorum, izninizle soyleyecek bir kac seyim var.

Istanbul, mekanik bisiklet ile yemek dagitimi yapmak icin hem cografyasi hem de trafik guvenligi itibari ile uygun degil ve cok buyuk. Teslimat mesafeleri cok cok uzun.
Hollanda'da bisiklet ile teslimat isi ogrencilerin, part-time calismak ya da ek gelir isteyenlerin en cok basvurdugu is kollarindan birisi. Yemek teslimatinin yani sira kurye, kargo teslimati vs. de mevcut. Bu is genelde konunun uzmani bir sirket ( uber eats, gorillas, getir, takeaway, deliveroo vs. ) tarafindan yapiliyor. McDonald's gibi restoranlar bu kendi baslarina bulasmiyor, karlilik icin isi outsource ediyorlar dogal olarak. Turkiye'de getir gibi sirketler olmasina ragmen McDonald's bunu kendi basina yapiyorsa burada amacin karlilik degil, reklam/pr olarak dusunulmesi bence dogal.

Neyse, bu teslimat islerinde kullanilan bisikletlerin bir kismini sirketler sagliyor ( takeaway, gorillas ) ve bu bisikletlerin tamami elektrikli. Bisiklet saglamayan, kuryenin kendi bisikletini kullandigi sirketlerin pek cogunda ise kuryeler kendileri elektrikli bisiklet kiraliyorlar disaridan. Hatta taksi gibi, bir elektrikli bisikleti 2-3 vardiya ile paylasan kuryeler var. Mekanik bisikletle bu isleri yapan arkadaslar da var ama bunlarin cogunlugu bu isi duzenli olarak degil, bos vakitleri oldugunda ek gelir elde etmek isteyen arkadaslar.
Kisaca, bu isi tam zamanli yapan herkesin elektrikli bisiklet var. Verimlilik/karlilik acisindan tam zamanli calisan butun kuryeler ve sirketler bunun farkinda.

Hollanda'nin cogu sehri kucuk, bisiklet altyapisi muhtesem ve guvenli, yollar dumduz. Teslimat mesafeleri genelde 3 km'den kisa ( uzman sirketlerin operasyonu bu konuda onemli ) buna ragmen kurye bisikletlerinin belki %80'i elektrikli. Istanbul'a bakiyoruz durum bunun tam tersi.

Benim gorusum, reklam/pr amaci ile yapilmis bir calisma bu. Basin bulteni cikardilar, internet uzerinden fotolar vs. 1 aya kadar unutulur gider diye tahmin ediyorum.

Bu Hollanda'da yapan arkadaslarin videolari dogal olarak youtube uzeinde mevcut, bir iki ornek birakayim karsilastirma icin fikir verebilir.

Part-time takilan ogrenci


Baska sehirlere gidip karsilastirma yapan pedalsor


Az önce dışarıdayım, bu da getir'in verdiği e-bike. Yamaha motor, carbon belt, disk fren. Yağmur, çamur, kış falan dinlemez bakım da istemez sorunsuz kullanılır uzun süre. Sürücüye de kiyafet veriyorlar bu arada.

20211018_122049.jpg
 
Son düzenleme:
herkes şişmanlarken, o günden güne zayıflıyordu. obeziteyi pedallıyordu müşterilerine. bir oturuşta binlerce kaloriyi ikram ediyordu sipariş sahiplerine. su tek yakıtı olmuştu. kalınlaşan bacakları, eldivenlerden dolayı bembeyaz ayaları ile güneş kavruğu bilekleri tezat oluşturuyordu. burnunu kışın soğuk yazın güneş ısırıyordu ve aldığı paranın bir kısmı yüksek koruma faktörlü kremlere gidiyordu. bisikleti sevmese bir dakka yapabilir miydi bu işi? elbette hayır.


:) Çok iyi. Umut Sarıkaya karikatür altı yazısı gibi olmuş.
Büyük markalar bu işlere girdikçe, bisiklet yolları da artacaktır. Belediyeler üzerinde baskı artacak, yollar yapılmak zorunda kalacak- insanlar daha çok bisiklet kullanmaya başlayacak. Ben çok olumlu buldum. Keşke tüm dağıtım firmaları, kargocular benzer uygulamalara geçse.
 
  • Beğen
Tepkiler: Esatesat
:) Çok iyi. Umut Sarıkaya karikatür altı yazısı gibi olmuş.
Büyük markalar bu işlere girdikçe, bisiklet yolları da artacaktır. Belediyeler üzerinde baskı artacak, yollar yapılmak zorunda kalacak- insanlar daha çok bisiklet kullanmaya başlayacak. Ben çok olumlu buldum. Keşke tüm dağıtım firmaları, kargocular benzer uygulamalara geçse.
Ankara da olmaz. İstanbul 7 tepe ama Ankara sadece tepe.
 
Geri