@celil.mayaoglu
Ha şu da var bu NG 650nin kadro boyunu bilmiyorum, NG600ün görünümünde bir bisiklet ama onu biliyorum sadece, kadro boyunu öğrenebilirsen süper olur. Boyu boyuna uygun olsun. Bisiklet zaten hafiftir. Alüminyum yani.
Çocukluğumda vitessiz hantal dedikleri bisikletleri kullanırdım hiç böyle şikayetlerim olmadı, masrafı da öyle çok olmazdı açıkçası. 18 vitesli biisklet kullandım hem de hi-ten, ama şimdiki yerli castello değildi onlar, direksiyonu bile farklıydı, dümdüzdü yani kullanımı zor ve hassastı, zamanla alıştık sonra, o zamanlar yenilik gibiydi.Paslanan da sadece jant telleri,3 senedir o haliyle de kullanıyorum yazın.Bisiklet 14 yıllık bu arada.
Şimdikiler inanılmaz hassas hesaplamalar içine girilmiş inanılmaz yüksek fiyatlarda satılan bisikletler. Yani bilmiyorum ihtiyacına göre bir şey seç derim neticede. Yeni bisiklet ben de alıcam ama çok fazla masrafa girecek olsam motor alırım yani o fiyata.Çekerim ormana koşarım, bacaklarımı kocaman açıp.Bu benim şahsi fikrim.(arçelik beko bisikletlerini demiyorum, gene iyi marka ama hafif kullanımı gene uygun olsun, fakat fiyatta çok uçmaya gerek yok.)Kısaca ben bu arada bu tavsiyelerimi benim gibi haftasonları semtler arası gezileri için düşünücek insanlara ediyorum. Profesyonel takılan arkadaşlar üstüne alınmasınlar.Onlara sonsuz saygım var, çünkü onlar sayesinde bilgi ediniyoruz daha çok buralardan ama yaşantım ya da amacım aynı değil.
Burası trafikten geçilmiyo, rahat kullanmana izin vermediği için büyük hayallere girmek gibi geliyo bana dağa çıkıp gezmek fln.Şehir ortamında öyle bir şey olmaz kısaca bence.(uzun keşif amaçlı yolculuklara çıkanlar için aynı şeyden tabiki bahsetmiyorum).En azından bostancıdaki biisklet parkına, caddebostan sahiline, moda sahiline ve çamlıcaya evim yakın olduğundan kısa sürede varıp turlayabilirim,o yüzden dünyanın parasını dökme gereğini kendimde görmüyorum en azından.Ama bahsettiğim yerler özel bisiklet parkları veya benzer alanlara sahip mekanlar.
sizin orada da yanılmıyorsam odtüye ait göl kenarında kocaman yeşillik içerisinde bir alan var, televizyonda göstermişlerdi, emin değilim şimdi ama oralar da burada anlattığım yerlere denk güzellikte uygun alanlar olsa gerek.
Senin kullanımına da bağlı yani alacağın biisklet, insanın kişiliğine de bağlı yani malına ne kadar nazik davranıp davranmadığına da bağlı, ne kadar iyi baktığına da. 5yılda bir telefon değiştiren birisiyim şahsen, çünkü bozulmuyo benim elimde, temiz kullanıyorum kısaca, mecburen 5 yıl sonunda çünkü demode oluyo, parça desteği kalmıyo, batarya ömrü doğal olarak bitiyo yani kırılma, darp bilmem ne mümkün değil yani. garanticiyimdir de biraz. Kişilik de önemli bence. Abartmıyorum da oyuncaklarım bile hala durur, evim müze gibiydi bir ara, çocuklara dağıtıp ta ertesi ay evlerinde kırılıp paramparça hallerini görünce vermemeye karar verdim, 40yaşıma varsam müze açarım yani.
Uzun lafın kısası, kendini biliyorsundur, kullanacağın ortamlarda karşılaşacağın sorunlar problemler muhakkak olur, onlara da cevap verebilecek, ihtiyacını da karşılayacak, seni de mutlu edecek bir bisikleti al, neticede hiçbir şeyin de "%100 bozulmayacağının da garantisini veremezsin çok para verdin diye".
€ ile ödeniyo parçaları çoğu bisikletin, yani çok iyi de anlaman lazım parçalardan. (Bilgisayarcıyım aslen, olup olmadığını bilmiyorum ama kendi alanımda bu tür kazık atmalar dolandırmalar veya enayi yerine konmalar da cabasıyla karşılaşmadığımız sorunlar değil). Ben kısaca biiskletin gövdesine ismine bakıyorum ama o parçalara bakınca anlamam yani adam tanıtırken hikaye gibi geliyo. Ya değilse gerçekten. Kusura bakmayın çok meşgul ettim bu kısmı ama gerçekçi yaklaşımla burada konuşmak gerekiyo bence. Yani bisiklete uzman gibi bakmalısın üstad.Anlayan biriyle kendin bizzat gör al.