Mutlaka parkurun kritik iniş ve virajlarını bisikletle 1 gün önce geçmeye çalışırım. Bisikletle geçmek çok efor gerektirecekse de en azından bir arabayla tur atmaya çalışırım. Yolun bozuk kısımlarını ezberlemeye, rüzgarın yönüne göre nerede pozisyon alacağımı hesaplamaya çalışırım. Özellikle uzun ve yokuşlu parkurlar için 1500-2000 kj sonrası max güç çıktılarıma bakarım ve yokuşlarda yada kaçanları kovalarken patlamayacak max seviyemde gitmeye çalışırım. Şu ana kadar 3 yarışta çok faydasını gördüm özellikle. Çeşme GF da yolun bozukluğundan lastik basınçlarımı ön 50 arka 55 ile yarışmaya karar verdim. Yol tutuş ve kas ağrısı yönünden çok faydalı oldu. Geçen yıl Didim federasyon yarışında da yolun bozuk kısımlarında her turda daha iyi yer tutup daha az eforla grupla gidebilme imkanım oldu. Son olarak da Fethiyede iki yokuşta da max gücümü kontrol ederek patlamadan gruplardan kopmamayı başardım. Son 1 kmde ise sprint atacak gücüm olmadığı için uzun soluklu bir tempoyla kürsüyü kaptım 2 snye farkla 🧿
Son olarak ise yarıştan önceki akşam mutlaka bir bira içerim totem olarak 🤣🤣