Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Sürdürülebilir kentiçi ulaşım politikaları

Bahadır Gürel

Forum Bağımlısı
Kayıt
7 Haziran 2011
Mesaj
2.067
Tepki
7.699
Yaş
56
Şehir
Maltepe/İstanbul
İsim
Bahadır Gürel
Bisiklet
Geotech
Arkadaşlar merhaba,

Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlatılan '(link)' uzmanlık tezini buradan duyurmak istedim.

Hatırlarsınız belki, geçen hafta gazetelerde ve tv haberlerinde kısaca bahsedilmişti.

(link)

(link)

Bu dökümanı okuyarak üzerinde tartışalım istiyorum. Çünkü tez konusu içinde, ulaşımda bisiklet kullanımına öncelik verilmesi de yer alıyor. Dökümanın incelenmesi için şimdilik kendi yorumlarımı yazmayacağım.

Ayrıca bir konuya da dikkat çekmeden geçemeyeceğim: Forumda ulaşım amaçlı bisiklet kullanımı, bisikletle ilgili politikalar, vb. konu alanları yer almıyor; böyle konuları ya güncel haberler altında ya da konu dışı altında ele alabiliyoruz. Forumda bu tür bir alanın açılması, ilgili konulara ulaşım ve tartışmalara katılım açısından çok faydalı olacaktır.
 
Scudo
Bunun en buyuk nedeni, Turkiye'de bisikletin hala tam olarak anlasilamamis olmasi.
Bisiklet kullanan herkesin TDF'da yarisacakmis gibi giydirilmeye zorlanmasi, ona gore ekipman almaya itilmesi, yapmayanin dislanmasi bunun en buyuk sebebi. Yeni baslayan adam birden kendini boyle davranan bir grubun icinde buluyor. Detaylara girmeyecegim, insanlar bu konuda gereksiz hassas. Konu gider, bir daha gelmez.

Konuya donersek;
Haberlerde bahsedilen konular aslinda oldukca gerekli, bilinen, oyle uzerinde tez hazirlamaya falan gerek olmayan konular.
Avrupa'da yillardir uygulanan sistemler kisacasi.

Ne kadar basarili olur Turkiye'de bilmiyorum fakat. Basarili olmak ister mi, onu da bilmiyorum.
Benzinin yarisindan fazlasi vergi. Arabanin yarisindan fazlasi vergi. Eger bahsedilen adimlar atilirsa, bisikletten daha da az vergi alinacak. Kullanim yayginlasacak. Kisacasi toplamda ciddi bir vergi geliri dususu yasanacak.
Butun geliri halktan alinan vergi olan bir yonetimin, bu sekilde bir adim atmasini ben dusunemiyorum.
 
@Bahadır Gürel

Şu kısım için yorumda bulunursam; Bu forumda bile bir çok kişi bisikleti sadece spor aleti olarak görüp, bisikletin iki tekerlekli bir ulaşım aracı olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Bisikletin bu fonksiyonu unutulunca ya da görülmek istenmeyince bu konularda forum genelinde konuşacak bir şey de olmuyor ne yazık ki. Varsa yoksa WD-40 muhabbetleri ve "hangi bisikleti alayım?" türü sorular dönüyor ortada.
 
  • Beğen
Tepkiler: BetitoXXY
Çok güzel konu, Bahadır arkadaşa öncelikle bunun için teşekkürler. İstanbul'un en büyük problemi nerede ise kişi başına bir adet araç düşmesi. Niteliksel veri olarak böyle, ama işin öteki tarafı maalesef böyle değil.
Öncelikle insanımızın spor yapmama--bisikletin çoluk çocuk işi olduğu mentalitesi vs gibi nerede ise dogmatikleşmiş yerleşik kalıplarından çıkarılması lazım. Bu temeli oluşturacaktır çünkü. Bunun üzerine istenilen model rahatlıkla inşaa edilebilir kanısındayım. Ek olarak, hava koşullarında, herhangi bir olağanüstü durumda insanlar, çok sevgili arabalarını bırakıp toplu taşımaları kullanabilme bilincine de erişenbilmeli , 15 dk lık yere araba yerine yaya ve ya bisikletle gitmeye çok küçük adımlarla alışabilmeli. (Bu nasıl olacak ben de merak ediyorum.) Bisikletin kullanımın yaygınlaşması için en büyük silah da öncelikle şüphesiz sosyal medya. Ardından yazılı & görüntülü basının reklam destekleri, billboardlar,gerekirse broşürler, toplu bisiklet sürüşleri ile ufak ufak bu bilinç artırılabilir. Tabii bu durumu devletin ve İ.B.B'nin de desteklemesi gerekecektir. Bunun dışında en büyük sorunlardan biri dolmuşlar. Kaldırabilirlerse bana göre İstanbul yeni bir millenium çağına girer :D Diğeri ise şehir içi trafik hızı.. Trafik polislerinin sağlam denetlemesi gerekecektir ve ciddi yaptırım getirilirmeli diye düşünüyorum.
Konudaki maddeler can alıcı, gerçekten bunları uzun vadede bile becerebilirlerse çok büyük bir atılım olacaktır büyük şehirler için.
 
@evrim bilgen

1. arabamı sattığımdan bu yana öyle rahatım ki, maddi mecburiyetten bir satış olduğundan eşim dahil kimse ses çıkaramıyor bana baskı yapamıyor. benzin yok, sigorta yok, vergi yok, çizildi çalındı derdi yok anasını satayım.
2. gezme veya alışveriş amaçlı bir yere çıkılacağı zaman araştırıyorum yürünerek gidilebilecek maksimum mesafeleri, "bakarız, olmazsa otobüse bineriz" diyorum, sonra başlıyoruz yürümeye, yorgunluk başgösterince omzuma yumrukları almaya başlıyorum eee o kadar olacak herşeyin bedeli var.
 
Daha önce bu konuyu çeşitli yönleriyle tartışmış ve olası çözümleri ele almıştık.
Yoğun Trafiğin Şapiyonu Olduk
Hatta o meşhur fotoğrafı burada da paylaşayım.

Aslında biz bisiklet kullanıcıları tarafından bilinen şeylerin yinelenmesi mahiyetinde de olsa tekrarında elbetteki fayda var. Konunun Kalkınma Bakanlığı tarafından ele alınarak tez hazırlanmasından memnunluk duydum. İlgili teze şöyle bir baktım ve hemen sık kullanılanlara ekledim. Teze genel itibariyle baktığımızda: Kalkınmanın sürdürülebilirliğinden yani ekonomik kalkınma yanında; çevre, yaşanabilirlik ve nesiller arası eşitlik ölçeğinde konuya yaklaşım getirilmiş. Kalkınmayı çevresel ve sosyal kalkınmayla beraber ele almış. Ulaşımın ekonomik boyutları ve yapılması doğru kazanç getirecek şeyleri belirtmiş. Sonuç olarak Sürdürülebilir Ulaşım'ın nasıl olması gerektiğine varmış ve tespitlerde bulunmuş. Otomobile dayalı ulaşımın vardığı kısırdöngü hepimizin bildiği gibi şu şekilde:
Trafik sıkışıklığı - Daha fazla yol - Daha fazla araç - Tekrar trafik sıkışıklığı...
Hele ki bizim gibi nüfus artış hızının çok olduğu ülkelerde bu kısırdöngü daha bariz bir şekilde açığa çıkıyor. İşin çevresel yönü ise korkunç. Her yerde beton bloklar ve gürültü kirliliğiyle beraber tabiki çevre kirliliği. Bu durum rakamlarla tespit edilerek netleştirilmiş.
***
Çözüm olarak toplu taşımanın ön planda olduğu raylı sistem ve bizim sevgili bisikletimiz ön plana çıkıyor. Meğersem bizim demir at çocuk oyuncağı değilmiş. Ulaşımın önemli bir parçasıymış.:)
 
Çözümleri önerileri konuşuyoruz iyi hoş da hep kendi platformlarımızda konuşuyoruz bisiklet ile uzaktan yakından alakası olmayan site ve sayfalarda topicler açılarak resimler ve videolar ile desteklense birileri tarafından farkedilmek ve destek görmek daha kolay olacaktır kanımca şahsen ben bunu bazı sitelerde uyguluyorum herhangibir sohbetin arasına bir bisiklet vurgusu ekleyip dikkat çekebiliyorum ama itiraf etmek gerekirse konu ya o an dağılıyor ya da kısa sürede unutuluyor farkındalık işi kitle işi demem o ki ya çevemizi foruma üye edeceğiz ya da bu ve benzer sosyal siteleri biryerlerde paylaşacağız kısaca konu hakkında herkesin söyleyebileceği birşey var ancak bizim buralarda olduğumuzdan habersizler hedef onlara ulaşmak olmalı sonrası kolay
 
  • Beğen
Tepkiler: MehmetAliB.
maddelere baktım da, hepsi için "uygulandığında neler olur" şeklinde öngörüler türettim, yazmaya üşeniyorum şimdi.
bir örnek vereyim;

- Belediye otobüsü ve metrobüslere vergisiz ya da düşük vergili akaryakıt kullandırılmalı.

hemen ertesinde bir haber; "halk otobüsü şoförü ucuza aldığı mazotu piyasa fiyatının altında satarken yakalandı. şoförün evinde su deposuna doldurulmuş 500 litre mazot bulundu."


istanbul için çok çok çok uzun vadede gerçekleşebilir bu hayaller. istanbul artık çevresindeki şehirlerin suyunu çekmesine rağmen her sene kıtlığın eşiğine gelen, doğu ve batıya doğru hızla genişleyerek önüne çıkan her şeyi yutup yok eden, rant uğruna doğasını güzelliğini her şeyini kaybetmiş, güneyi zaten bitik durumda, kuzeyde ise nefes almamızı sağlayan ormanlarını da kaybetmek üzere olan, kaosun eşiğinde bir şehir.

bu projeleri geliştiren adamlar, milyonlarca yılda oluşmuş bir yarımadayı boydan boya yarıp yeni bir boğaz açmayı tasarlayan, o boğazın çevresine yeni bir metropol inşa etmeye hazırlanan, tek nefes kaynağımız kuzey ormanlarının ortasından otoban geçirip muhtemelen ileride yapılaşmaya açacak olan adamlar aynı zamanda.

bu tür projeler yeni nesillerin düzgün yetiştirilmesiyle ancak mümkün olabilir. "herşeyin başı eğitim" geyiğine girmek istemiyorum ama, yeni nesilleri her anlamda düzgün yetiştirecek eğitim sistemine de sahip değiliz.

- istanbul'un bisiklet kullanımı konusunda pilot olabilecek potansiyele sahip bağdat caddesine bisiklet yolu yapılır, iki gün sonra halk şikayet eder yol iptal olur. aynı halk caddenin sağ tarafına park eden 3.5 tonluk jiplerden rahatsız olmaz nedense.
- bisiklet yolunda bisiklet sürerken dayak yiyebilirsiniz, üzerinize bir araba, kamyon vs. çıkabilir, yolunuzun üzerinde piknik yapan mangal yakan insanlar olabilir, çukurlara düşebilirsiniz.
- bisiklet yolunun olmadığı yerlerde otomobiller sıkıştırır, tekerleğiniz mazgallara girer, üzerinize su sıçratılır, etraftakiler kafanızı pet şişeler atar.
- trafik polisi sizinle "lan koca adamsın ne işin var bisikletle şu hale bak ya" diye alay edebilir.

....

genelde karamsar bir insan değilimdir ama istanbul hakkında hayırlı şeyler düşünmenin artık imkansız olduğuna inanıyorum. burada her şey "ne kadar oy kazandırır, yakın çevreye ne kadar para getirir, ne şekilde bol kazançlı bir ihaleye dönüştürülür" odaklı değerlendiriliyor ve istanbul'da bisiklet kültürü bu anlamda kimsenin işine yaramaz. çünkü bisikleti bir kez alıp ömür boyu kullanabiliriz, üstelik alabileceğimiz en pahalı bisiklet, en ucuz otomobilden daha ucuzdur. yedek parçası ucuzdur, bakımı kolaydır, yakıt ve park masrafı yoktur, doğrudan ve dolaylı vergi anlamında devlete pek bir hayrı yoktur vesaire...

diyelim ki istanbul'da çok güzel çözüm odaklı şeyler bir şekilde yapıldı, bunu uygulayacak ve sürdürülebilirliğini sağlayacak olan kurumların tembelliğinden rahatlığından dolayı kısa bir süre sonra istanbul tüm bu yenilikleri yutar yok eder.

geçen sene istanbul'un bir çok yerinde iett otobüslerine özel şerit yapıldı hatırlarsanız. yeni sinyalizasyonlar, kameralar, tabelalar, asfalt üzerine şeritler boyalar vs vs... dünyanın parası ve emeği harcandı. sonuç ne? 1-2 ay işledi, artık tamamen geçerliliğini kaybetti. o kadar para ve emek çöpe. çünkü denetlenmedi, buraya parkeden araçlara ceza yazılmadı, bu konuda bir alışkanlık oluşturmak için çaba sarfedilmedi.

bizde her iş böyledir. herhangi bir gerekçeyle bir sorunu çözen bir uygulama yapılır, iki gün sonra gazı kaçar ve unutulur gider, herşey eskisinden de daha kötü hale gelir.

istanbul artık kendi tahammül sınırlarını nüfus olarak, şehir planlaması olarak çok fazlasıyla aşmış durumda. büyük mimar turgut cansever, "istanbul'un güzel bir şehir olması için %60'ının yıkılması lazım" demiş. şu anki nüfusunu, fiziksel yapısını hiç değişmeden koruması için tedbirler alınsa bile, bu altyapı üzerine güzel bir şeyler inşa etmek çok zor.
bunu sağlayacak bilince de sahip değiliz; dünyanın en pahalı yakıtını kullanan, en yüksek vergilerini veren, havası en kirli şehirlerinden birinde yaşayan, en kötü trafiğini çeken insanlar araba almak için birbirini eziyor, aldığı arabayı her sene yenilemek için bankaların kapısında yatıyor, çoluk çocuğunun rızkından kesip kredi ödüyor. sonuç ne? istanbul trafiği. yani kavga, vakit kaybı, hava kirliliği, stres, zarar ziyan...

artık yer gök araba olmuş, bir zamanların en sakin sokakları bile onlarca arabayla tıka basa dolu durumda. bunun üzerine bisiklet ve toplu taşıma odaklı bir ulaşım nasıl inşa edilebilir? edildi diyelim, arabasına tapan, kötü beslenen, sağlıksız, mutsuz, yorgun, haftanın sadece 5-6 saatini kendine ayırabilen insanları bisiklet kullanmaya nasıl ikna edeceğiz? bu çok zor görünüyor.
 
Kolombiya denilince aklınıza ilk gelen şeyi tahmin etmek güç değil. Gelişmekte olan ülkeler arasında yer alan Kolombiya, tezde yer aldığına göre, bisiklet kullanımına model teşkil etmesi açısından bize Hollanda veya Danimarka'dan daha yakın ve bu ülkenin örnek alabileceğimiz uygulamaları var.

Kolombiya'nın başkenti Bogota'da 8 milyon insan yaşıyor. 1997 yılında başkentin belediye başkanlığına seçilen Enrique Penalosa, örnek alınacak uygulamalarıyla adını duyurmuş. 1998 yılında otomobil kullanımını azaltmak için araç yolu ve park alanlarını azaltmaya, kaldırımları genişletmeye ve gidiş-dönüş çift şeritli bisiklet yolları yapmaya öncelik vermiş. Bu sayede 2011 yılı sonunda bisiklet yolu mesafesi 357 km'ye ulaşmış. 1996 yılında Bogota'da bisiklet kullanım oranı %0,58'deyken, bu sayı 2010 yılında %5'e ulaşmış. Bugün Bogota'da günde 300-400 bin arası insan ulaşımını bisikletle sağlıyor. 10 yılda bisiklet için harcanan rakam 178 milyon dolar. Araç yolundan ayrı bir bisiklet yolunun maliyeti kilometre başına 200 bin dolar. Buna karşılık 10 yılda araç kullanımının, trafik sıkışıklığının ve yol yatırım maliyetinin azalması sonucunda tasarruf edilen rakam 492 milyon dolar. Bununla kalınmamış; her Pazar 7-14 arası 110 km'lik yol araç trafiğine kapatılarak bisikletlilere ayrılmış. Buna ek olarak yılda bir gün 6:30-19:30 arası tüm yollar otomobillere yasaklanarak sadece toplu taşıma araçlarıyla bisikletlilerin kullanımına açılmış. Bu uygulama halkın farkı görmesi açısından büyük bir adım. Bogota'da 2015 yılında başlayacak bir uygulamaya göre; haftanın iş günlerinde, sabah ve akşam yoğunluğun en fazla olduğu saatlerde yollar 6 saatliğine otomobillere yasaklanacak (bu kararı da 2000 yılında yapılan oylama ile halk belirlemiş, önce altyapıyı oluştur sonra referandum yaparak çoğunluğun oyunu al).
 
Geri