Muhammet65
Üye
- Kayıt
- 24 Ağustos 2020
- Mesaj
- 38
- Tepki
- 53
- Yaş
- 26
- Şehir
- Van
- İsim
- Muhammet
- Başlangıç
- 2003—04
- Bisiklet
- Kron
- Bisiklet türü
- Yol bisikleti
Van'da 12 temmuz bayramın son günü tura başladım . İlk günüm Van'ın ilçesi muradiyede sonlandı. 2 adet geçit var tasmalı ve canik( asıl ismini bilmiyorum tabelayi bulamadim) . Rampalar biraz zorlu oluyor ama zaten 85 km gibi bir şey bir günde rahat gidiliyor.
2.gün tendürek geçidini geçtim. 2644 rakım yollar yenileniyor yapılan kısımlar harika. Her yer askeriyeyle dolu ve güvenlik sorunu yok neredeyse her metresi kameralarla izleniyor içiniz rahat gidebilirsiniz. Girişte zaten askerler hep Türk müsün diye sesleniyordu, bir şey görürsen yada bir şey olursa ara hemen geliriz dediler ki olacağını hiç düşünmüyorum. Tendürek'i çıkmadan önce dizimde bir ağrı başladı ve Çaldıran sonrası hiç resturant yokmuş hava sıcak ama çok şükür sularım tam , termosta çay var fakat dizdeki ağrı her şeyi bozuyor. Bir yandan acaba otostop mu çeksem diye düşünürken diğer yandan buraya kadar gelipte burayi sürerek çıkmazsam kendime çok kızarım dedim ve sol dizime (ağrı sağdaydı) daha çok yüklenecek şekilde sürmeye devam ettim. Sonrasında tabi bi yerden sonra gücüm yetmedi ve elle itmeye devam ettim çünkü gerçekten eğim artmıştı. Vee sonunda vardım 2644 rakım tendürek geçidi benim için gerçekten büyük başarıydı hem evimden bisikletimle binlerce kilometre uzaklaşacağım turumun 2.günü hemde şimdiye kadar yaptığım en yüksek rakımdı. Sonrası zaten iniş ama öyle basit olmadı hem aşırı hızlanıyordu bisiklet hem de çok fazla rüzgar vardı ve bisikleti sağa sola atıyordu bu yüzden sürekli ellerime frene basılı iniyordum . Fotoğraf için durduğumda burnuma balata kokuları gelmişti😅kokuyu alır almaz fotoğrafı hızlıca çekip yoluma devam ettim . Tendürek'i indikten sonra pek bi rampa yok fakat etrafi açık bir yol olduğu için aşırı rüzgar vardı ve zaman zaman sürmeyi zorlaştırıyordu. Sonunda dogubeyazita vardım ve kamp yeri ararken ark hosteli gördüm normalde kamp yerleri yoktu ama bana çimlerde kamp kurmam için izin verdiler banyolarını ve çay için sıcak sularını kullandım çıkışta ne verirsen hesabi bir şeyler verip diğer gün minibüsle ishak paşa sarayını gezip sonrasında yoluma devam ettim.
Not :turumun şuan ilk bölümünü bitirdim aslında günübirlik paylaşım yapamadigimdan şimdi geriye dönük yapacağım. 9 agustosta turuma devam edeceğim
İnstagramdan takip edebilirsiniz, @m.s.dicle
3. GÜN
Doğubeyazıttan çıktım ve ığdır yoluna koyuldum gidiş kolay oldu başta iniş yapıyorsunuz sonra bir tırmanış var biraz zorladı ama sonrası yine iniş. Çıkarken bir defa daha patladı arka lastiğim bir de dün patlamıştı. Iğdır girişinde askeriye vardı ve askerlerin yine ilk sorusu Türk müsün oldu. Genelde bunu yabancılar yapıyor seni görünce şaşırdık demistiler.
Iğdır'a girmeden camide mola verdim hem su takviyesi hem namaz için. Sonra merkeze gidip ev yemeklerinde yemeğimi yedim ve tekrar devam ettim. Iğdır çıkışında kent ormani denilen yerde kamp atmayı planlıyordum.yolda Fransız bir bisikletciyle karşılaştım, o da aynı yeri planliyormus . Tabi ben ona yetişmeye çalışarak sürüyorum rampada benim diz yine aşırı ağrımaya başladı (gün içerisinde de ara ara agriyordu) . Sonra kent ormaninda sadece kamp yeri için 100 tl isteyince ne ben ne Fransız kabul etmedik ve çıktık. Bana kalsa petrol ofisine gidecektik ki iyiki gitmemisim sonraki gün uzak olduğunu yaşayarak gördüm 😊. Kent ormaninin hemen arkasına geçti ve orda kamp yaptık. Yerler diken doluydu ama artık kurmuştuk çadırları vazgeçmedik. Yatmadan yatsıyı kıldıktan sonra rüzgarın matımı uçurmasıyla gece koşusu yapmış oldum😅.
2.gün tendürek geçidini geçtim. 2644 rakım yollar yenileniyor yapılan kısımlar harika. Her yer askeriyeyle dolu ve güvenlik sorunu yok neredeyse her metresi kameralarla izleniyor içiniz rahat gidebilirsiniz. Girişte zaten askerler hep Türk müsün diye sesleniyordu, bir şey görürsen yada bir şey olursa ara hemen geliriz dediler ki olacağını hiç düşünmüyorum. Tendürek'i çıkmadan önce dizimde bir ağrı başladı ve Çaldıran sonrası hiç resturant yokmuş hava sıcak ama çok şükür sularım tam , termosta çay var fakat dizdeki ağrı her şeyi bozuyor. Bir yandan acaba otostop mu çeksem diye düşünürken diğer yandan buraya kadar gelipte burayi sürerek çıkmazsam kendime çok kızarım dedim ve sol dizime (ağrı sağdaydı) daha çok yüklenecek şekilde sürmeye devam ettim. Sonrasında tabi bi yerden sonra gücüm yetmedi ve elle itmeye devam ettim çünkü gerçekten eğim artmıştı. Vee sonunda vardım 2644 rakım tendürek geçidi benim için gerçekten büyük başarıydı hem evimden bisikletimle binlerce kilometre uzaklaşacağım turumun 2.günü hemde şimdiye kadar yaptığım en yüksek rakımdı. Sonrası zaten iniş ama öyle basit olmadı hem aşırı hızlanıyordu bisiklet hem de çok fazla rüzgar vardı ve bisikleti sağa sola atıyordu bu yüzden sürekli ellerime frene basılı iniyordum . Fotoğraf için durduğumda burnuma balata kokuları gelmişti😅kokuyu alır almaz fotoğrafı hızlıca çekip yoluma devam ettim . Tendürek'i indikten sonra pek bi rampa yok fakat etrafi açık bir yol olduğu için aşırı rüzgar vardı ve zaman zaman sürmeyi zorlaştırıyordu. Sonunda dogubeyazita vardım ve kamp yeri ararken ark hosteli gördüm normalde kamp yerleri yoktu ama bana çimlerde kamp kurmam için izin verdiler banyolarını ve çay için sıcak sularını kullandım çıkışta ne verirsen hesabi bir şeyler verip diğer gün minibüsle ishak paşa sarayını gezip sonrasında yoluma devam ettim.
Not :turumun şuan ilk bölümünü bitirdim aslında günübirlik paylaşım yapamadigimdan şimdi geriye dönük yapacağım. 9 agustosta turuma devam edeceğim
İnstagramdan takip edebilirsiniz, @m.s.dicle
3. GÜN
Doğubeyazıttan çıktım ve ığdır yoluna koyuldum gidiş kolay oldu başta iniş yapıyorsunuz sonra bir tırmanış var biraz zorladı ama sonrası yine iniş. Çıkarken bir defa daha patladı arka lastiğim bir de dün patlamıştı. Iğdır girişinde askeriye vardı ve askerlerin yine ilk sorusu Türk müsün oldu. Genelde bunu yabancılar yapıyor seni görünce şaşırdık demistiler.
Iğdır'a girmeden camide mola verdim hem su takviyesi hem namaz için. Sonra merkeze gidip ev yemeklerinde yemeğimi yedim ve tekrar devam ettim. Iğdır çıkışında kent ormani denilen yerde kamp atmayı planlıyordum.yolda Fransız bir bisikletciyle karşılaştım, o da aynı yeri planliyormus . Tabi ben ona yetişmeye çalışarak sürüyorum rampada benim diz yine aşırı ağrımaya başladı (gün içerisinde de ara ara agriyordu) . Sonra kent ormaninda sadece kamp yeri için 100 tl isteyince ne ben ne Fransız kabul etmedik ve çıktık. Bana kalsa petrol ofisine gidecektik ki iyiki gitmemisim sonraki gün uzak olduğunu yaşayarak gördüm 😊. Kent ormaninin hemen arkasına geçti ve orda kamp yaptık. Yerler diken doluydu ama artık kurmuştuk çadırları vazgeçmedik. Yatmadan yatsıyı kıldıktan sonra rüzgarın matımı uçurmasıyla gece koşusu yapmış oldum😅.
Dosyalar
-
IMG_20220713_152203.jpg207,2 KB · Okunma: 30
-
IMG_20220713_152211.jpg189,2 KB · Okunma: 33
-
IMG_20220713_074554.jpg239,1 KB · Okunma: 34
-
IMG_20220713_193337.jpg82,7 KB · Okunma: 32
-
IMG_20220714_091934.jpg112,3 KB · Okunma: 28
-
IMG_20220714_100835.jpg129,1 KB · Okunma: 28
-
IMG_20220714_113558.jpg183,2 KB · Okunma: 28
-
IMG_20220714_143027.jpg149,4 KB · Okunma: 27
-
IMG_20220714_204237.jpg223,2 KB · Okunma: 26
-
IMG_20220714_220932.jpg40,7 KB · Okunma: 25
-
IMG_20220715_092538.jpg189,6 KB · Okunma: 24
-
IMG_20220715_112022.jpg201,5 KB · Okunma: 25
-
IMG_20220715_073018.jpg56,2 KB · Okunma: 23