@isosel
@isosel burada iki tane bilinmeyen var. Birisi optimum kadansın, diğeri de "sözkonusu" yokuştaki ortalama hızın.
Biraz açayım: optimum kadans fizyolojiye bağlı olduğundan, kişiden kişiye değişir, "hap" gibi standart bir dozajı yok. Bu optimum kadans öyle bir değerdir ki, üzerine çıkarsan nabzın "sürekli" yükselmeye, altına inersen kasların "sürekli" zorlanmaya başlıyor. (Tabii, burada aşırı uçlardan bahsetmiyorum: yani çok yüksek hızlarda veya aşırı dik yokuşlarda bunlar zaten doğal şeyler; bahsettiğim, orta karar bir tempodayken geçerli). Herkesin optimum kadansı kendi kas-nabız karakterine göre değişiyor. Bu kadansı hissederek de bulabilirsin. Bir sürüş sırasında en rahat hissettiğin bir kadans vardır. O kadanstayken kendini iyi hissedersin. Bunu çözdüğün an, iş biter. Kısaca optimum kadans; nabız ile kaslara dengeli yüklenmedir diyebilirim. Bu iş denge oyunu.
Diğer konu ise, "sözkonusu" yokuşu ortalama hangi hızla çıkıyorsun? Bu da kişiden kişiye değişir, bir standartı yok.
Paylaştığın tablo bu konuda çok güzel bir bilgi veriyor.
Eğer "sözkonusu" yokuşu, örneğin 10 km hızla çıkıyorsan ve optimum kadansın, örneğin 70 rpm ise; durum kötü. Çünkü dişli kombinasyonu optimum kadansla çıkmana izin vermiyor ve büyük ihtimalle kasların zorlanıyor.
Ben bisikletimde 39/32 dişli kullanıyorum. Tablodan da göreceğin üzere, 10 km hızla çıktığım yokuşta optimum kadansımla rahat rahat çıkabiliyorum. (ruble yapraklarını rastgele yazdım, gerçek dizilim değil!)
Eğer turlarında karşılaştığın yokuşlar kadansını çok düşürüyorsa, ya 50-34 aynakol, ya da benim yaptığım gibi, 11-32 rubleye mutlaka geçmeni, sağlığın açısından tavsiye ederim.