Yayalar

Bilinçsiz biçimde istediği yerden karşıdan karşıya geçen, yolu boylamasına, çaprazlamasına sallana sallana geçen yayalara deli oluyorum. Gelde bana toslama diyorlar. Araçların arasından bir anda yola fırlıyorlar. Karşıdan karşıya geçerken ne sağlarına, ne de sollarına bakıyorlar. Sonrada yanlarından keskin bir manevra ile hızla geçince "yavaş beee!!!!!" ve bazende tehdit edici şeyler diyorlar.

Ülkemde bisiklet kullanmak ne kadar zormuş ya. Ne sürücüler kurallara takıyor, ne de yayalar.

Şehrin içinde hızlı gitmeyi çok seviyorum ama kurallara takmayanlar yüzünden bu biraz tehlikeli oluyor. Köyde bayırda hızlı gitsen peşine köpecikler takılıyor, şehrin içinde hızlı gitsende önüne her türden şey çıkıyor: Çukur, yaya, otoparkçı, otobüs, kamyon, araba, cam kırığı.....

Geçenlerde sağ sol nedir bilmeyen dalgın bir kadını sanırım az daha eziyordum. 35 le İzmit' in ana caddelerinden İnönü' de seyrederken kadın yaya geçidinden kontrolsüz geçiyordu. Bana yeşil yanıyordu ama kadın fena halde dalgındı. 35 km den 0 kmye üç-dört saniyede indim. Kadın o zaman bile beni zor fark etti.

Yine İnönü' de o durumdan uzunca zaman önce trafiğe takılmış araç kuyruğunun sağındaki boşluktan yine 35 le gidiyordum ki araçların arasından amcanın biri sağına soluna bakmadan çıkageldi. Nemli zeminde çok zor yavaşladım ama hafifçe çarpışmaktan kurtulamadım. Adam suçun kendisinde olduğunu bildiğinden benden özrü diler bir tavır içine girdi.

Neyse.. Yayaların bisiklet sporu üzerine etkileri hakkında düşüncelerinizi, toslama hikayelerinizi sizlerden de öğrenmek isterim.

Selamlarımla..

Yayalara çarpmamak için slalom yapmak şart oldu artık... Ben önceleri sesimi çıkarmıyordum, yoluma devam ediyordum. Ancak artık ağır ve açık bir biçimde trafik kurallarını ihlal eden, benim geldiğimi gördüğü halde "Bisiklet bu durur" mantığı ile yola atlayan ve bunlar gibi bariz bir şekilde kuralları hiçe sayarak suç işleyen her yayaya o anki ruh halime bağlı olarak bir kaç çift laf ediyorum. Tabi ki saygı sınırları çerçevesinde.
Ne yazık ki yurdum insanın da "yeşillendirilmiş alanlar da dahil olmak üzere" "Ayağımın değdiği her yerden giderim, her yere basarım, ayrıca trafik kuralları otomobiller içindir" mantığı hakim olduğu için birilerine çarpmadan geçirdiğim her gün için şükreder hale geldim...

Aslında o yayalar sayesinde antrenman yapmış oluyoruz.Reflexlerimiz güçleniyor.Üstelik çarpınca da bisiklette bir hasar oluşmuyor. Bunun için tüm yayalara teşekkür ederim.

O yayalar kendileri için o kadar yavaşladıktan sonra tekrar eski hızımıza dönmenin bizim için ne kadar büyük bir sıkıntı olduğunu bir bilseler keşki. Dur kalkları pek sevmem. Çok yoruyor.

Yayalarla bir sorun yaşamamak için mecburen şehir içi hızımı düşürmek zorunda kalıyorum. Kaldırımlar yayalar, arabaların gittiği yol ile araçlar için yapılmıştır. Fakat çoğu kişi kaldırım yerine yolu kullanınca ve arkasına bile bakmadan çaprazlamasına yolu geçmeye başlayınca sinirlerim geriliyor.

Ben tam diplerinden jet hızıyla geçiyorum hepsi "anamm" diyip kaçışıyorlar

su yayalar yuzunden 1 hafta hastahanede yattım. adamlar paldır küldür atlıyorlar yola.

@penelope

Benzer bir durumla bende karşılaşmaktan çekiniyorum. Kask taktığım için saksıma kolay bir şey olmaz, kol, bacak kırılabilir ama büyük olasılık yaşamaya devam ederim ama çarpacağım kişi için aynı şeyleri söyleyemem. Şehir içinde kimi zaman 40 km/h' yi geçtiğim oluyor. O hızla birine çarpsam hakikaten bomba şeyler olur. Çarpsam büyük olasılık beni suçlayacaklar ama ben yolumda gidiyorum. Bazı çöp bisiklet kullanıcıları gibi kaldırımdan gitmiyorum. O yol benim yolum. Sen yayasın, git kaldırımdan yürü. Düzgün düzgün yaya geçidinden geç. Sonra bir şey olduğunda kabahati bana atma. Kibar biçimde düşsem, çarpsam neysede hafifçe çarpacağım birinden haksız yere dayak yemekten korkuyorum.

Yine bazı aklı kıt yayalar trafikte arabaların önüne atlıyorlar, arabanın arkasında normal normal giderken araba yayaya çarpmamak için ani fren yapınca bende zor duruma düşüyorum.

Cadde trafiğinde yine bazı bakar kör yayalar bir araba geçtikten hemen sonra yolu kontrol etmeden yola dalıveriyorlar. Arabaların 10 metre kadar arkasında olunca beni genellikle görmeyip önüme atlamış oluyorlar. Sonra keskin bir manevra ile yayaya çalım atış durumu oluyor. Arabaları takip ederken önünüze aklı kıt bir yaya fırlamaması için önünüzdeki aracı 2-3 metre mesafeden takip edin ki yaya sizi daha rahat görsün. Bir gözünüzle de aracın önünü görün ki araç ani fren yaptığında sinek gibi araca yapışmayasınız.

valla allah'a şükür son bi kaç senedir böyle bir sorun yaşamadım(yayalara çarpmak)
ama bazen çok kalabalık olan yerlerden geçmek zorunda kalıyorum
dikkatli gidince hangi insan nerden nereye (hangi yöne doğru)yürüyor diye takip ediyorum
murat abinin dediği gibi bir yandanda reflexlerimiz güçleniyor
kazasız belasız sürüşler dilerim herkeze
iyi forumlar