Yol bisikleti kullanmak

Yaklaşık 5-6 aydır yol bisikleti kullanıyorum, beni en çok rahatsız eden şey bir markette, dükkanda, ofiste vs bir işimiz olsa kısada olsa bisikleti ulaşım için kullanamamamız. Misal kargo göndereceğim, bisikletle gitsem bisikleti içeri almıyorlar. Dışarıya bıraksam, sanki her an birisi kapıp gidecek gibi bir kaygı oluyor. Üstelik ayaklıklar olmadığı için illa bir yere yaslandırmak gerekiyorki buda çoğu zaman olmuyor. Tura çıkıyorsun, suyun bitiyor markete girip su alamıyorsun, şehirler arası yolda sürüyorsun, dinlenmek için duruyorsun bisikleti yaslayacak yer arıyorsun, bir yere yaslıyorsun kayıp düşecek diye aklın sürekli onda oluyor. Malüm her bir parçası bile çok pahallı. Diğer yandan titiz birisi iseniz çizikler bile göze batıyor. Bu konuda sizin gördüğünüz sıkıntılar nedir, ne gibi çözümler deniyorsunuz?

ne yazıkki yol bisikletleri benim düşüncem günlük ufak tefek işler için pek uygun değil hocam,bana göre yol bisikleti bir kere evden çıkarsın antremanını yaparsın kahveni-çayını bisiklet dostu bir işletmede içer geri dönersin gibi bir tarzla kullanılıyor genelde.Tabi işe gidip gelenler de mevcut ama kargoya gitmek için,markete gitmek için bence bi hybrid bisiklet alıp bagaj takıp işleri bu bisikletle halletmek daha mantıklı tabi herkesin cebi ikinci bir bisiklete yetmiyor

Desert Fox'un belirttiği gibi çözüm günlük işler için hybrit bisiklet kullanman. Şahsen kışın ve günlük işler (market vs) ucuz bir hybrit bisiklet kullanıyorum. Maddi durumunuz elverişli ise sizinde ucuz birtane alıp günlük işlerinizde kullanmanızı tavsiye ederim.

@Desert Fox
Her zaman değilde ara ara böyle dükkan, mağzalarda (kısa süreli) işin olunca bu durumun eksikliğini hissediyorsun. Geçende mataradaki su bitti, su dolduracak bir yer bulamadım. Bim'e denk geldim, su alacağım ama bisikleti dışarıda bırakamıyorsun. Yanımda geçirdim, kasiyer bisikletle içeri alamıyoruz falan filan mızmızlık yaptı bende almadan yoluma devam ettim susuz susuz. Benzer şekiller çok malesef, hani bir tarafa yaslasan kaşla göz arasında birisi yürütse bir ton para yani...Yasladığın yerden kaysa düşse stı kollar kırılsa yine ciddi masraf. Bir yere bağlayım desen nadir olarak bağlanabilecek yer oluyor. Kısacası, dediğin gibi kullanım haricinde pek iş görmüyor bu aletler...Ha bu işler için harici bir bisiklet almak ? Ne bileyim gereksiz bence, kaldı ki bunları koyacak yer sıkıntısı falan. Aslında her mağaza önünde kamerayla izlenen bisiklet yerleri yapsa, hani tekerden sabit durmasını sağlayan yerler oluyorya ondan. Onun gibi bir şey olsa en azından hem sabit durur devrilmez, hemde buraya bağlanabilir. Kamerada caydırıcı olur. Bu sadece yol bisikleti için değil, her türlü bisiklet için. Trafikte rahatlar, insanların kısa yerlere araçla gitme olasılığı azalır vs. Tabi, bisiklet yolu yaygın değilken bu çok fazla polyanacılık olur mu orası ayrı.
Bize gene arabayla trafiğe katılarak trafik yapmak düşüyor malesef..

Ayak işleri için bagajlı ucuz bir bisiklet gerekli. Onun haricinde click-stand gibi bir park ayağı iş görecektir. Fren teli gibi ince bisiklet kilitleri mevcut, markette iken sürülerek çalınmasını önler. Direk varsa kaldırılıp götürülmesini de önler. Bu da marketten ekmek, su alıp çıkana kadar iş görür. Yine de bir gözünüz bisiklette kalıyor, çoluk çocuk kurcalar diye, biliyorum.

Yol bisikleti için kullanılabilecek en doğru kelime ne olabilir?DERT olabilir mesela

-Tayt/forma/gözlük/kask/eldiven/balaklava/buff/spd..vb derdi
-Şehir bisikletinden daha atik/hızlı olduğu ve daha çok km yaptığınız için,daha çok öküzle karşılaşma derdi
-Hızlı gidebildiğiniz için rüzgarla boğuşma derdi
-Yollarda şişe kırıkları arasında boğuşma derdi
-Sokak köpekleri ile akraba olma derdi
-Bikefit yaptırmadıysanız,sele/gidon ayarlama derdi
-İstediğiniz ürünleri bulamama veya pahalı olduğu için alamama derdi
-Size laf atan,sizi sporcu sanıp,size/bisikletinize dokunmaya çalışan çocuklarla uğraşma derdi
-Lastiklere düzenli olarak hava basma derdi
...vb
Bu kadar derdin içindesiniz ve siz de ''
''Bu bisiklet,bu kadar dert yaratıyorsa,niye biniyorsun?'' diye sorulabilir tabi..
Vücuda,özellikle kalbe filan faydası var deniyor ve zamanla bunu hissediyorsunuz/görüyorsunuz..
Daha da önemlisi..Kafaya faydası var..
Kafa varsa,sen de varsın..Kafan iyi çalışıyorsa,sen de iyi çalışırsın..Her şey kafada bitiyor..Seni sen yapan en önemli şey KAFA..
Ben bisiklete kafam ve kalbim için biniyorum..Spor yapayım,dolaşayım,çevreyi düşüneyim gibi şeyler ben de yok..

%20'lik eğime sahip bir yokuşu tırmanınca kafam güzelleşiyor..Endorfin..!
Bir defa o yokuşu çıkınca,bir daha çıkmak istiyorsunuz..Alışkanlık yapıyor galiba..Ama çıkıncaya kadar ölüp ölüp diriliyorum

@Triban
o yüzden sabit maşalı hybrid diyorum ben
ne güzel yavaş yavaş süzüle süzüle gidiyorum yavaş gittiğim için rahatlıkla duruyorum.Yavaş dediğim de şehiriçi,ışıklarda bekleme ile ortalama 20 km saat hız yani rahatlıkla 30 km saat hıza çıkıp uzun bir süre koruyabiliyorum.
Lastik patlama derdi yok,parçalar ucuz,günlük kıyafetlerle mis gibi kullanıyorum

@Desert Fox
Gülü seven dikenine katlanacak işte..Yol kullanan,dert sahibidir..Dert sahibi olmadan,gelişemezsiniz/ilerleyemezsiniz..
O kadar dert neye yaradı?
%20'lik yokuşu yavaşta olsa tırmanabiliyorum ve aynı yolda şehir/dağ bisikletlerinden inmiş,yürüyen gençler görüyorum..Mesele bu

@Triban
ah hocam ahh 26-36-48 aynakol ve 11-34 lu 9 lu ruble ile 26-34 kombinasyonu ile %20 lik rampayı ben de çıkarım sen böyle şeylerle avutma kendini mesele buysa eğer bu oranla zaten kondisyonu olmayan her türlü insan o rampayı çıkar
ilerlemekten bahsetmişken ben kondisyon olarak gayet ilerlediğimi düşünüyorum tamam yol bisikleti en zirve ama bana gereksiz
ben %99 şehiriçinde süren bir insanım flatbar manevra ve kaçışlar için daha avantajlı,bir sürü çukur yama var bunlar yol bisikleti kullanan adamı öldürür yol bisikleti hız için var ama şehiriçi hıza pek müsait değilçok tehlikeli özellikle yola bakmadan atlayan canını sokakta bulan bir sürü sürücü ve yaya varken frenleme en önemli şey
Her bisikletin yeri tabiki ayrı ama sırf daha da gelişicem diye yol bisikletini alıp şehiriçinde hırpalanmak pek mantıklı değil

Yol bisikletimle işe gidip geliyorum
Kargo veya ptt'ye gidince başka seçeneğim olmadığını belirtip içeri alıyorum.
Aynı şekilde çok kez bankaya girdim.
İş ve evim civarındaki marketlere de bisikletimle giriyorum.
Bisikletimi bahçesine almayan kafe & restoranla inatlaşmıyorum illa alan bir yer oluyor.
Yolda su, atıştırmalık vs alacaksam benzincilere gidiyorum. Genelde marketleri geniş olduğu için sorun çıkmıyor.
Yol değil mtb kullanırken de aynısını yapardım bunların. Şehir bisikletim de olsa tutup istanbul'da sokağa bağlamam bisikletimi ?

@Triban
Şahsen tırmanma olayına pek girmiyorum, dizleri zorlamak problem oluşmasına ortak yaratmak istemiyorum. Bir yokuşu ister az ister çok zorlayarak çıktın diyelim, ne kazanıyorsun? Peki neyi kaybetmeyi göze alıyorsun? Diz çok önemli hacı, tabiki tırmandın diye dizine bir şey olacak diye bir durum yok ama sakatlanma riskin artıyor. Kısacası oradaki endorfinden mahrumum diyebilirim Onun yerine düz ama uzun mesafeler katttetmek beni daha çok heyecanlandırıyor.

@Desert Fox
Sizin bisiklet ağır..Ayrıca yol bisikleti gibi akıcı da olamaz..Haliyle yol bisikleti kullanan birisini,aynı form durumunda olsanız bile,yokuşta geçemezsiniz..Burada kim daha hızlı çıkar yarışması yapmıyoruz ama dediğim şey,yol bisikletinin daha hızlı olduğudur..
Aynı oranlarla ben de şehir bisikleti kullandım..Arada fark olduğunu deneyimlemiş birisiyim..
Ben yokuşları daha iyi tırmanmak için yola geçtim..Şehir bisikletliyle çıkamadığım yerleri bugün yolla çıkıyorum işte..Mesele bu..
Düz yolda da zaten yolun hızlı olduğunu söylememe gerek yok..
Bunun haricinde yol bisikletinin insanı ''dert'' sahibi yaptığını söyledim zaten..
@-Skynet-
Kısa ve zorlu yollarda bisiklet kullanıyorum..Düz ve uzun mesafeler bana göre değil..

@Triban
söz hakkı bana geldi
1. zırhlı lastikleri çıkartsam,çelik maşamı aliminyum maşa ile değiştirsem şu anki ağırlıgı 14 kg a çok yakınken 13 ün altına çekebiliyorum,cebimde hemen bu değişimleri yapacak bütçem hazır ama konforumdan ödün vermek istemediğim için yapmıyorum ve sizin bisikletiniz de 10 kg ken aradaki 3 kg farkın ortalama hızı 25 den 30 a çıkaracağını zannetmiyorum.Bence ağırlık meselesini çok takıyorsunuz ve ağırlık meselesi göreceli bir kavramdır sizin bisikletiniz de bir alu yol bisikletine göre ağır bu da bir gerçek.Yol bisikletinin sağladığı aerodinamik yapıdan kaynaklı daha hızlı gitmeniz gayet normal.
2. triban 500 kullanıyorsunuz ve bu bisiklet 3 lü aynakol ve ruble oranı ile bir şehir bisikletinden farkı yok 500 benim gözümde bir yol bisikleti değil sadece şehir-yol arası geçiş türüdür.
3. ben kim daha hızlı rampayı çıkar demedim bir şehir bisikleti de o dediğiniz %20 lik rampaları çıkar,siz yazdan yaza haftasonunda haftasonuna kullanan kullanıcılar ile bence kendinizi kıyaslamayın
yol bisikletinin tırmanmaya katkısı ne kadardır bilemiyorum ama belki de yol bisikleti ile daha sık antreman yaptıgınız için,daha çok sürüş yaptıgınız için bence kondisyonunuz iyileşti ve bu sayede daha iyi çıkıyorsunuz

Rampa konusunda tek bir şey diyebilirim. Şehir ve dağ bisikleti kolay, yol bisikleti hızlı çıkar yokuşları. Şehir ve dağ bisikletinde duruş, ağırlık ve kalın tekerlerin dez avantajını büyük ruble karşılar. Yavaş ama kolayca çıkarsınız. Yol bisiletinde duruş - hafiflik avantajı yanında ruble daha ufaktır. Daha zor ama kesinlikle daha hızlı tırmanırsınız. Ki yol bisikleti süren çoğu kişi tırmanışlı rotaları düz sahil şeritlerine tercih ederler. Bu aletler tırmandıkça keyif veriyor kesinlikle.

@Desert Fox
''Sen benim çıktığım yokuşu çıkamazsın'' filan demiyorum
Çıkarsın tabi..Çıkanları da gördüm..
Triban 500 alabileceğiniz en dandik yol bisikletlerinden birisi..Kabul
Keşke 7 kg'luk bir Trek'im filan olsa ama olmuyor işte..Dolu sulukla,sele altı çantayla 12 kg'yu buluyordur bisiklet.. 5 kg fazlalık var..Dik bir yokuşta inanılmaz fark eder bu..
Ben 12 kg'luk yol bisikleti ile saatte 8-10-15 km ile yokuşu çıkıyorum..7 kg'luk bisikleti olan profesyoneller 20-25-30 km ile yokuşları çıkıyorlar..Kabaca 3 katı diyelim..Yaş,kilo,kondüsyon,beslenme gibi bir sürü etken de var tabi..

-Skynet-

sırf bu yüzden 3 ayrı stil bisikletim var,üçününde zevki ayrıdır bende .başlıkta söylemiş olduğunuz sıkıntılar yol bisikletinin kaçınılmazlarıdır.hız yapmak,performans odaklı kesintisiz uzun sürüşler için yol bisikleti şart,amma benim gibi doğa aşığı biriyseniz,dağ taş gezerim,zıplarım hoplarım derseniz mtb vazgeçilmez oluyor,son olarakta bakkala çakkala kısa mesafeli sürüşlerde şehir/tur bisikletimi kullanıyorum (kısa mesafe dedim ama izmir denizli arasını kamplı turlayarak geçirmiştim 500km) mutlu mesut,sıkıntısız bir sürüş hayatım var anlıyacağınız

Yol bisikleti - Sehir bisikleti arasinda yillardir gidip gelen bir kullaniciyim. Mumkun oldugunca yol bisikletinde kalmaya calissam da gunluk kullanim icin hemen hemen imkansiz. Sebeplerine gelirsek

1. Drop bar yuzunden kullanim rahatligi dusuk. Kilit vs. isini bir sekilde halletiniz diyelim, marketten cikiyorsunuz elde posetle. Sirt cantaniz yoksa bunu yol bisikletinde tasimak neredeyse imkansiz. Tek elle yol bisikleti surmek zor, sehir bisikleti surmek cok daha rahat.
2. Yol bisikleti icin zincir tasiyorum govdeye sarili halde ki bu zincir en az 3 kilo var. Yol bisikletinde ise zincirle beraber arkada bu kilitlerden var. Uzun sureli park icin uygun olmasa da kisa sureli duraklamalar icin cok pratik. Bisikleti zincirleyecek yer arama derdi yok.



3. Sehir bisikletlerinin arkada ya da onde bagajlari olabiliyor. Ufak canta, torba tasimak icin ideal. Hatta arka taraf icin minderler var. Kisa mesafelerde hanim bisiklet kullanmaya usendiginde onu da arkaya atip gidebiliyorum. Yol bisikletinde bu imkansiz.
4. Yol bisikletinin coguna 28'den buyuk lastik takmak pek mumkun degil. Sehir bisikletleri ise bu konuda daha esnek. Sehir icinde bozuk yollarda ozellikle tramvay raylari varsa ince lastik cok sikintili hale geliyor.
5. Sehir bisikletleri bariz sekilde daha dayanikli. Tabi bunu btwin'ler icin soyleyemiyorum. Gazelle, sparta, batavus gibi bisikletlerin kullanim suresi 10 yildan asagi degil.
6. Sehir bisikletlerinin buyuk kisminda kontra fren ya da disk fren var. Ozellikle yagisli havalarda bunun normal frenlere karsi buyuk avantaji var. Disk frenli yol bisikletleri de var evet ama bunlarin fiyatlari ortalama bir sehir bisiklerinin 2 kati.
7. Sehir bisiklerinin bakimi cok daha rahat. Vitesler genelde gobekte, zincir uzerinde koruma var. Yol bisikletlerini genelde 200-300 km kullanimi sonrasi temizleyip zinciri yeniden yagliyorum. Sehir bisikleri icin bunu senede 1 kez falan yapiyorum.
8. Sehir bisikletine eger fantastik modifiyeler yapilmamissa yol bisikletinden daha az dikkar ceker bu da calinma olasiligini dusuruyor. Gerci 2 tane sehir bisikleti caldirdim ama bu da benim kismetsizligim.

@umutcelik
bu çalınma vakaları Avrupa'da iken mi yaşandı?Hollanda 'da ikamet eden bir bisikletsever olarak hırsızlık vakaları hk.da biraz malumat verir misiniz ,mesela hırsızlık olayları organize mi, failler hangi sosyokültürel sınıfa, hangi etnik kökene mensup , polis suçluları bulmada ne kadar başarılı, bisiklet hırsızlığının cezai müeyyidesi nedir, çalıntı mallar nasıl nakde dönüştürülüyor? Cevabınız için şimdiden teşekkür ediyorum.

Durun bana yokuş demeyin yahu dün elevation gainim 2300mt fırladı hala o yokuşlar aklıma geldikçe migdem bulanıyor Adana sıcagının altında bittik dün grupça

@emir yakup bulut

Merhaba,
Amsterdam'da oldu hirsizlik olaylari. Bir tanesi eskiden yasadigim binanin onunden gitti digeri yine ayni binada bu sefer dairenin bulundugu koridordan. Ikisi de buyuk ihtimalle organizeydi. Binanin karsisinda Amsterdam'in en populer club'larindan birisi var. 11'den sonra butun cadde ve binanin cevresi bisiklet doluyor. Buyuk ihtimalle sabah erken saatte insanlar dagildiktan sonra kamyonet yanastirip kalan bisikletleri topladilar. Koridorda olani ise butun binadaki katlari gezip zincirlenmemisleri goturmusler ki binaya anahtarsiz giris yok.
Benim bisikleti calanlar kimdir nedir bilmiyorum ama yolda yururken kulustur bisiklet ile yanasip 50€'ya satmak isteyenlerin cogu junkie. Her etnik kokenden olanina rastladim bunlarin sanmiyorum ki belirli etnisiteler yapsin hirsizligi.
Polis muhattap dahi olmaz. En fazla der ki git belediyenin bisiklet otoparkina git bak belki onlar toplamistir. En sik karsilasilan durum bu. Bisiklet hirsizliginin cezasini is bilmiyorum.
Amsterdam'da her yil 60-70 bin civari bisiklet caliniyor, kayboluyor, yer degistiriyor ( genelde kanallarin dibine gidiyor ) bunlarin geri donus orani sanirim %4 civari ( Eski bir yazi okumustum, simdi ne kadardir fikrim yok )
Junkieler tarafindan calinan bisikletler genelde kucuk meblaglar ile kime denk gelirse satilmaya calisiliyor. Bunun disinda bisiklet magazalarindan satilmasi nerdeyse imkansiz. Bisiklet aldiginizda govde numarasi ile belediyenin sitesine kayit yaptiriyorsunuz. Bisikleti satarsaniz bu numarayi bisikletciye devrediyorsunuz. Bisikletciler de genelde belediyenin parkinda uzun sure bekleyen, sahibi cikmayan bisikletleri alip onarim satiyorlar. Bunlarin da govde numarasi belli, belediye devrediyor. Organize sekilde calinan bisikletler buyuk ihtimalle diger ulkelerde satiliyor.