Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Benim hikayem ve çözüm önerileriniz (Kalp krizli, panikataklı)

Mustafa Tufan

Daimi Üye
Kayıt
6 Temmuz 2009
Mesaj
247
Tepki
209
Şehir
İzmir
Herkese merhaba. Baslikta yazdigi gibi sizlere hikayemi anlatmak ve artik bir cozum bulmak istiyorum.

Adim Mustafa Tufan. Izmir'de oturuyorum. 2009 yilinda foruma katilmistim. Lise son siniftaydim o zamanlar. Kiloluydum biraz, bisiklet surmeye baslayinca gitgide eriyordum. Turlara katiliyordum, forumdan arkadaslarim olmustu. 2010'da universiteye Elazig'a gittim. Firat Universitesi'nde yazilim muhendisligi okuyacaktim. Bundan sonrasi icin anlatilacak seyler hayatimi mahvetti.

Universiteye gidince bisikleti birakmak zorunda kaldim. Ailenin yonetiminden cikmak bana sanki iyi birsey gibi geldi hep. Artik istedigim saatte karisan olmadan gecelere kadar oturup uykusuz kalabiliyor, istedigim kadar fastfood yiyebiliyordum. Okudugum bolumden kaynakli uzun sure boyunca PC basinda hareketsiz kaliyordum. Bazen 8 saat hic yerimden kalkmadigim oluyordu. Bu sistem 31 Aralik 2013'e kadar boyle devam etti. Bundan sonrasini tarih tarih maddeleyerek anlatacagim.

31 Aralik 2013'den yaklasik 2 hafta once: Bir ruya gordum. Tum dislerim teker teker dokulup elime dokuluyordu, arkadakiler dokulmeye basladiginda bogazima kactilar ve bogularak oldum, hemen ardindan uyandim.

31 Aralik 2013'den yaklasik 1 hafta once: Dislerimin buyudugunu fark ettim. Sonradan biraz daha dikkatli bakinca disler buyumuyor, dis etleri asagiya ve yukariya dogru gidiyormus. Dis eti cekilmesi deniyor. Internetten okudugumda dislerin dokulmesine kadar gittigi soyleniyordu. Telaslandim. Arkadaslara falan sordum. Onlarda da oldugunu gorunce rahatladim. (Hain insanoglu) Dis hekimine gittim, 20'lik dislerden dolayi oldugunu soyledi.

31 Aralik 2013: Yilbasi gecesi babamin memleketten (Izmir'den) Elazig'a gonderdigi yilbasi paketindeki cipsleri falan yedik arkadasla. Bazi gofretler falan da yedik. Bir internet sitesinden aldigim Milli Piyango biletlerine bakarken gogsume belli belirsiz aciyla agri karisik bir his girdi. Endiselendim. Hemen yatip uyudum.

1 Ocak 2014: Kalkar kalkmaz agriyi kontrol ettim. Devam ediyor mu diye. Vucudumu dinledim. Ilk baslarda yoktu. Ardindan basladi. Hastaneye gittim ancak resmi tatildi. Acile gitmek de hic aklima gelmedi gercekten. Kendimi gaz cikarmaya zorladigimda (gegirmek) agrinin biraz olsun hafifledigini hissettim. Bu daha sonradan aliskanlik haline gelecekti. Gece uyumaya calistim. Ancak yatinca agri gitgide artiyordu. En sonunda dayanamadim, 112'yi aradim. Hemen geldiler, Firat Universitesi Hastanesi acil servise goturuldum. Gogsumun ortasinda agri oldugumu soyledim. Kan testi yapildi, EKG ve rontgen cekildi. Hersey normal cikti. Taburcu ettiler ayni gece. Tabi butun bunlar olurken ailemle hep iletisim halindeydim. Eve varir varmaz internetten memlekete ucak bileti aldim.

2 Ocak 2014: Sabah ucagim vardi. Uyandigimda sol gogsumde yine bir his oldugunu hissettim. Hic olmadigi kadar endiselendim. Iste buraya kadarmis, kalp krizi geciriyorum su an ve oluyorum dedim. Gecen gece ambulansta bana agrinin bicak batmasi gibi olup olmadigini soylemislerdi. Simdi de sol gogsumde bicak batmasi gibi aci hissediyordum. Telasla 112'yi aradim, yine gelip aldilar. Ucagi kacirdim. Ayni testler tekrar yapildi. Beni gozetim altinda tuttular. Ailemi aradim. Gelemeyeceklerini soylediler. En son annemle konusup telefonu kapatinca hayatimda hic hatirlamadigim kadar aglamaya basladim. Kendimi yapayalniz hissettim. Bana damardan agri kesici verip uyuttular. Birkac saat sonra annem is yerinden izin aldigini ve gelecegini soyledi. Bana havaalanina gitmemi soyledi. Havaalanina gittim, annemi bekledim. Annemin geldigi ucakla Izmir'e geri donduk.

3 - 7 Ocak 2014: Bu tarih araligi Izmir'de gecici bir sure oldugum donem. Aile hekimimize gittik. Cok iyi bir doktor. Gaziemir'de bir saglik ocaginda, Hamit Topugil. Beni muayene etti. Kalbimi, ic organlarimi dinledi. Midemde hassaslik oldugunu, gaz cikarmak icin nolursa olsun kendimi zorlamamam gerektigini soyledi. Ama kendimi engelleyemiyordum. Gogsumde hissettigim agrinin ise muhtemelen kas agrisi oldugunu soyledi. Kas gevsetici, proton pompasi inhibitoru ve yasadiklarim icin bir anti-depresan yazdi. Hastanede usudugum icin soguk da almisim. Bir de oksuruk surubu yazdi. Daha sonra bir hastanede psikiyatra gittik. Yasadiklarimi anlattim. Once kan testi istedi. Kan testi temiz cikinca yasadiklarimin panik atak oldugunu soyledi. O da baska iki ilac yazdi. O ilaclari sadece bir kez kullandim, bas agrisi yapinca hic kullanmadim. Bu tarihler boyunca Izmir'deydim. Nispeten daha az yalniz hissediyorum. Ama hic uyuyamadim. Uyuyunca gogsumde agrilarla uyaniyordum. Carpinti oluyordu, kalbimi duyumsuyordum. Kesik kesik az az uykular uyudum hep. Bir kere bu durumda yine boyle uyaninca, cok kotu oldugumu acile gitmek istedigimi soyledim. Babamda kaliyordum o gun. (Annem babam ayri.) Disari ciktik, baktik ki arabanin lastigi patlamis. Taksiyle acile gittik, EKG yapildi, birsey cikmadi. 7 Ocak'ta okuluma devam etmek uzere Elazig'a dondum.

8 - 13 Ocak 2014: Hayatimin en kotu donemlerinden biriydi. Internetten hastalik arastirip arastirip kendime yakistiriyordum. Yalnizdim, bir basimaydim. Basim agriyinca beyin kanamasi belirtilerini, gogsum agriyince kalp krizi belirtilerini okumaya basladim. Olucem ve kimsenin haberi olmayacak dusunceleri beni yedi bitirdi. Bir gece kucuk bir vasiyet bile yazmistim. Bu donem boyunca abartisiz 5'den fazla acile gittim. 2 kez ambulans cagirdim. Bu donem icerisinde Firat Universitesi polikliniklerine de gittim. Ultrasonda gazla ilgili birsey cikmadi ama karacigerde baslangic derecesinde yaglanma cikti. Gaz cikarma icin endoskopi olmam gerektigini soylediler. Cok sonraya gun verdiler. Bunun ustune ben de Medical Park'a gittim. Ac gitmedigim icin sonraki is gunune tarih verdiler.

14 Ocak 2014: Endoskopi oldum. Durdugum yerde beklerken heyecanlandim, nabzim 130'a cikti. Internetten okudugum endoskopiyle ilgili bilgilerden korktum. (yirtilmalar, ani olum vb.) Endoskopi sonucu olarak gastrit ve 1. evre ozefajit cikti. Doktor proton pompasi inhibitoru verdi aile hekimi gibi. Zamanla gececek dedi. Bu tarihten sonra hic 112'yi aramadim veya acile kendim gitmedim. Soyadini hatirlamiyorum, Medikal Park Elazig'dan Dr. Saim bey beni cok rahatlatti sagolsun. O gun kendime cok kizmistim. 2 Ocak'ta direkt buraya gelseydim keske, ne diye yeterli param varken devlet hastanesinde surundum diye dusundum. Saim bey de gaz cikarmak icin kendimi zorlamami soyledi.

15 - 20 Ocak 2014: Nispeten sakin gunlerdi. Ancak internetten saglikla ilgili bilgileri okumaya ve kendimi gaz cikartmaya zorlamaya devam ettim.

21 Ocak 2014: Check up yaptirdim. Tekrar ultrason yapildi. Karacigerde yaglanma tekrar gozlendi ve yanina ek olarak barsakta gaz distansiyonu goruldu. Kan, idrar, gaita, efor testi temiz. Akciger grafisi temiz. Cok mutlu oldugum gunlerden biriydi.

21 Ocak - 21 Mart 2014: Gaz cikarmak benim icin hayati yasanilamaz kildi. Hemen hemen her 5 dakikada bir gaz cikarmaya basladim. Geceleri uyuyamiyordum. Her daim uyaniyordum. 31 Aralik'tan beri tek bir deliksiz uyku uyuyamadim. Insanlarla konusmak, birlikte olmak, ayni ortamda bulunmak istemiyordum.

21 Mart 2014 - Bugun(7 Nisan 2014): Okulu birakip Izmir'e geri dondum. Bahar donemi derslerini seneye ayni donem tekrar alicam. Butun bu hastalik mezuniyetimi 1 sene erteledi. Izmir'e gelir gelmez bir bisiklet aldim. Olabildigince cok suruyorum.

Bazi belirtmek istediklerim
  • 31 Aralik'tan once 99.x kiloydum. 100 diyelim. Su an 93 kiloyum. (Boyum 173) Hedefim 80-85 arasi.
  • Su anda hic bir ilac kullanmiyorum. Verilen mideyle ilgili olan ilaclari bitirdim. Ancak ne kullanirken ne de tedavi devam ederken bir faydasi olmadi.
  • Tansiyonum normal, nabizim 85-105 arasi dinlenik halde.
  • Hergun veya gunasiri bisiklet suruyorum. En az durumda 30 kilometre.
  • Bazi durumlarda yalnizliktan hoslansam da genelde yalnizim. Simdiye kadar 1-2 insanla gercek anlamda arkadas oldum. Onlar da Izmir'de degiller. Ortak yonlerimizi de coktan kaybettik.
  • Annem babam ayri, ikisinin de yeni eslerinden birer kardesim var. Bu durumun beni yalnizliga ittigini dusunuyorum. Her iki evde de dis kapinin dis mandali gibi hissediyorum kendimi.
  • Ailemde kronik hastalik yok. Hatta aksini soyleyebilirim. Iki dedemin annesi, bir dedemin babasi, babaannemin babasi beni gorduler, hepsi de 80'in ustundeydi.


Sorularim
  • Her sene checkup yaptirmak, daha dogrusu checkup dahilindeki rontgeni cektirmek mantikli bir hareket midir? 20li yaslardan itibaren yilda 1 veya 2 kez rontgen cektirmek 40li, 50li yaslarda sorun yaratir mi?
  • Gaz cikarmaktan dolayi mide, yemek borusu veya girtlak kanseri olur muyum? Ruyamdaki gibi mi olucem?
  • Gercekten cok uzun sure gaz cikarmazsam ve o hissi yasamaya devam edersem ne olur? Midem kalbimi durduracak kadar sisebilir mi?
  • Izmir'de alt 20'lik disim icin fiyati makul, ileriye gun vermeyecek bir cene cerrahi veya dis hekimi onerebilir misiniz?
  • Bisiklete harcadigim vakti goz onune alarak veya bizzat kendi belirleyerek program hazirlayan onerebileceginiz bir diyetisyen var mi?

Okudugunuz icin cok tesekkur ederim. Lutfen cevap yazmaktan cekinmeyin, gercekten cok ihtiyacim var. Sadece sorularima cevap degil, ne isterseniz onu yazin.
 
Scudo
Mustafa kardeşim öncelikle sakin ol .Hiçbir zaman yalnız değilsin merak etme.Şu an,gecenin bu saatinde bile senin için bir şeyler düşünen, sana yardımcı olmak isteyen,derdinle dertlenebilen insanlar var.En azından ben varım şimdilik.
Sen farkında olmasanda ;sevdiklerin hatta buradaki insanlar için bile değerlisin.Yazacaklarımı özelden yarın yazacağım. Sen içini ferah tut. Uykunu getirecek şeylerle meşgul ol ve uyumaya çalış.Yarın güzel bir sabaha uyan. Bisikletinle turla,insanlara selam ver,hatır sor,kendini kapama,rahat ol.Telaş edilecek bir şeyin yok. Buna emin ol.
Yarın görüşmek ümidi ile.İyi geceler
 
Konulan tanılarla ya da hastalıkla ilgili birşey diyemem.Seni tek anladığım nokta endoskopiye girerken yaşadığın heyecan.Bende de panik bozukluk vardı,doktor anti-depresan türü bir ilaç verdi ancak iyileştirdiğini sanmıyorum.Hala bazen olur olmaz yerlerde,çok basit ve olağan durumlarda vücudum sanki savaşta cephedeymişim gibi tepki veriyor.

Ailenden uzaktayken karşılaştığın hastalıklar,sorunlar,seni ailenin yanındayken olduğundan daha çok etkileyebilir. Bende ailemden uzaktayım ve aynısını yaşıyorum kimi zaman.Mesela geçen dönem geçirdiğim nezleden sonra alnım ağrımaya başlamıştı,doktor "birşey yok olur öyle" desede bir akşam mendile burnumu sildiğimde çıkan sümük normalden daha elastikti ve çektikçe gelmeye başladı.Baya ip gibi çektim,çektim ve en sonunda alnımda ki ağrı bitti.O zamana kadar yerlerde sürünüyordum ağrıdan. Şu 3 gündürde nefes alamıyorum.Hani esnemek istersin ya da derin bir nefes almak istersin ama o son noktaya ulaşamazsınya öyle oluyor sürekli.Tam olarak derinbir şekilde nefes alsamda yine göğsümde bir rahatsızlık oluyor ve bir daha esneme ihtiyacı duyuyorum. Akşam 9 dan beri yüzlerce kez esnemişimdir belki. Ama biliyorum ki bu beni öldürmeyecek.Sabah 5'lere kadar oturursam bilgisayar başında olacağı bu.

Özet olarak,seninle aynı durumu yaşayan biri olarak bir uyum sürecindesin bana göre,ben de öyle.Karşılaştığın durumlar sana normalden fazla etki edebilir,çünkü tek başına yaşamak ve birşeyleri kendi kendine yapmak tecrübe ettiğim kadarıyla biraz farklı ve zor.

Diyeceğim o ki,muhtemelen ölmeyeceksin.O kadar kolay kurtulamazsın :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Tahir Keskin
Hayat zor, sorunlar büyük. Yaşadıklarımız bazen hazırlanmadığımız bir sınava girmek gibi, hocanın aniden "Yazılı var, çıkarın kağıtları" demesi gibi. İşte böyle zamanlarda soğukkanlı olmak gerekiyor, olamayınca panikliyoruz, şimdiki adıyla belki panik atak.
Bence işin fizyolojik kısmıyla ilgili girişimlerinizi psikolojik alanda da başlatın. Doğru yerlerde çok olumlu yönde değişimler geçireceğinizden eminim. Güzel İzmir' de hatırı sayılır yerler- kişiler var bu anlamda. Pedala devam şimdilik :)
 
Merhaba Mustafa,

Öncelikle, ben de Elazığ'dayım, buralara düşerse yolun -ya da buralardaysan- iletişime geçelim. Yazılım mühendisliğinden ortak arkadaşlarımız olabilir (en azından Asaf Varol'u birkaç kez duydum). Beraber pedallayabiliriz.

Dur yahu, yeri gelmişken Yılmaz amcamın hikayesini anlatayım.

Başlıyorum.

Biz bu herifle (kendisi 65 yaşında) Serkan Taşdelen'in KatlaGel festivalinde tanıştık. Tam bir sene oluyor yani. Bir yerde kamp kurmuştu. Gayet neşeli. Keyfi hoşe. Ben en başta deli sandım. Kendisini Akdeniz yollarına vurmuş. Yaşlı başlı adam. Sonra bu herifle samimi olduk. Arıyor, "Yusuf yeğenim!" diye bağırıp kulağımı deliyor. Jeolojiyle ilgili sorular filan soruyor bana. Bu arada 30 yıl Kanada'da yaşamış. İngilizce ve Fransızcası gıcır.

Bir gün bana hikayesini anlattı. Adama bu noktada hayran oldum zaten. 3 yıl evvel kanser olmuş. Bir böbrek iflas. Böbrek alınacak. İyi, alsınlar. Ama, ondan sonra ne olacak? Bu "Ben böyle ölmeyi bekleyemem kenarda oturup!" diyor. Tek böbrekle, gidip bir Kron XC 250 alıyor. Kron'u sevmem ben. O çok seviyor.

Başlıyor Büyükçekmece sahilinde sürmeye. Her gün. Kilometrelerce. Manyak. Günde 100 kilometreye kadar çıkıyor. Sonra kendini vuruyor yollara. Ege, Akdeniz... O ara tanışıyoruz zaten.

En son Van Gölü'nün etrafını turlayıp yanıma gelmişti. Sivrice'ye gittik beraber. Bir yokuş çıkışı var herifin, Sefa ile benim kalbimiz kıçımızda atarken, bu herif türkü söyleyerek çıkıyor yokuşu.

Sonra bindirdik otobüse, döndü İstanbul'a.

Hikayeden çıkaracağını çıkarmışsındır umarım.

Sağlıcakla kal. Raat ol moruq.

***

Bu arada derdini bu kadar açıklayıcı bir şekilde anlatmana hayran oldum.
 
bence sindirim sistemi rahatsızlığının ağrılarını kalp sorunu sanıp ciddi panik yapmışsın ve bu panik çarpıntılara neden olmuş çarpıntılar artınca iyice panik yapmışsın vs... bisiklet ile kendini sakinleştirmenin yollarını bul. doğaya kaçmaya bak (ama yanında 1-2 arkadaşın olsun) illa ki rahatsızlıklarımız olacaktır bu hayatta sağlık sorunları çekeceğiz ama bu sorunlar durup dururken en kötüsü olacak değiller.. aklına hemen en kötü senaryoları getirmemelisin. pozitif ol. enerjini yüksek tut. ailen konusunda da hissettiklerini aşmaya çalış bence. kardeşlerinle zaman içerisinde güzel bir dialog kurabilirsin. doğru insan olmak çok da zor değil. sevin birbirinizi. onlara da bisikleti aşıla :) kendine iyi bak.
 
Kusura bakma ama kardeş senin şu yazdıklarını okuyan sağlıklı bir insan direk hasta olur. Hatta hasta olmayı bırak kafayı yer. hatta kafayı yemeyi bırak mazhar osman a bile yatırırlar. Yok böyle bir şey. Bu kafkavari düşünceleri bırak. Yoksa bu iş gazdan dolayı infilak edermiyim e kadar gider. Gerçi mide gazı endüstride kullanılırmı diyenleride gördüm. Senin ki bu durumda daha akla yatkın gibi duruyor.
 
Bazı şeyleri çok büyütmüşsün. Hele ki hastalığına internette çözüm aramak yapabileceğin en mantıksız hareket olur. Yapma böyle :D

Bir şey dikkatimi çekti: düzenli bisiklete biniyorum demişsin ve buna rağmen dinlenik nabzın 85-105 arası yazmışsın. Bu rakam düzenli spor yapan biri için yüksek gibi. Spor yapanların kalbi ve akciğeri daha büyük olduğu için dinlenik zamanlarda normal insana göre daha düşük nabızları ve tansiyonları olması gerekir. Gerçi doktorlar ekg de bir olumsuzluk görememiş ama :D

Benim bir arkadaşımın çok güzel bir sözü var:

"Küçük sorunları büyütmeyeceksin, çözemeyeceğin büyük sorunları da dert etmeyeceksin" :D
 
Öncelikle geçmiş olsun kalp krizi ya da sıkışması gibi bir durum atlatmış olsanız ve hastaneye gidene kadar ritim ve nabız normale dönse bile kan testinden çok rahat anlaşılabilirdi. Yani o ihtimali alt sıralara atabilirsiniz. Mide ve gaz sorunu için mümkünse dahiliyeden ziyade bir gastroenteroloji uzmanına görünün ve durumu izah edin. Kalp ve mide garip gelse de etkileşen ve ağrıları birbirine etki eden organlar. Doktorculuk oynamak değil niyetim ama panik atak diye tabir ettikleri durum söz konusu olabilir kuvvetle muhtemel. Psikiyatrinin tedavisini tamamlayabilir ve tekrar kontrole gidebilirsiniz. Yanlış anlamadıysam psikiyatr da izmirde. Bir de ilaçları çok ciddi bir yan etki görmedikçe kesmeyin çünkü vücut hafif yan etkileri 3 gün gibi bir sürede tolere eder.
 
Kardeşim çok geçmiş olsun okuluna yazık olmuş ama sağlık olsun bisiklet olayına girmende güzel olmuş.
Önce şunu belirteyim hemen hemen o yaşlarda bende senin ki gibi bir durum yaşamıştım hikayeye girmiyeyim doktorun yanlış teşhisi falan moralim baya bozulmuştu ama sonra hiçbir şey olmadığını anladık ta ailece rahata kavuştuk. Anlıyacağın bu yaşlarda yaşlandığımızı hissetmeyemi ne başlıyoruz ben ona veriyorum , bir diğeri internet ten hastalık araştırması olayına en yakın zamanda bir son ver çok büyük bir hata, ikincisi psikiyatris te muhakkak git ne diyorlarsa yap , ben mide rahatsızlığım varken geç gittim psikiyatriye şimdi o ilaçlarla rahatsızlığımı yendim bu işi önemse kulak arkası etme, rüyalara fazla inanma sahih rüyalar için belirli zaman dilimleri var o saatler arasında gördüğün rüyalar belki gerçek olabilir ki oda her insan da olmaz bu rüya işi, hem insan rüyasında ölmüş olduğunu göremez zanneder sadece rüyanın devamını ölüme bağlar, hastalık demicen ama kısa süreli rahatsızlığın için bence önemsenecek hiç bir şey yok içini ferah tut sadece doktorları dinle görceksin bu olay sende bir anı olarak kalacak sadece
 
@Soner Közen
Gece mesaji yazip hemen yattim. Aninda uyumusum. Cok tesekkur ederim, umarim gercekten birseyim yoktur.

@Uğur Kırelli
Cok sacma birsey degil mi, korku simulasyonu gibi. :) Ortada birsey yokken az sonra olecegini dusunuyorsun.

@Yusuf Z. Şipal
Aynen devam ediyorum.

@cenkduran
Bisiklet benim yogam. Somewhere over the Rainbow soyluyorum icimden bisiklet surerken. :)

@Yusuf Yılmazvural
Sefa'ya selamlar hocam. Anlatmisti hep, benim Yusuf abim diye. :)

@Umut SÜRÜCÜ
Kardeslerimi kesinlikle seviyorum. Biri 5 yasinda, digeri daha kucuk. 5 yasindakine bisiklet surmeyi ogretmeye basladim.

@mehmetsunu
:)

@halil ibrahim duran
Valla 5'ten fazla EKG'ye girdim, efor yaptirdim. Kimse en ufak sorun var demedi. Daha dusunmek istemiyorum kalp sorununu. Soyleselerdi, gercekten birsey varsa gunahi onlarin boynuna. :)

@Baki S.
Eskisi gibi telaslanip ambulansi aramiyorum. Arada geliyor agrilar. Hosgeldin arkadasim diyorum. Hayatima devam ediyorum. Tek yolu bu bundan kurtulmanin.

@Ahmet F.ELBİR
Umarim hocam.

Herkese cok tesekkurler. Tesekkurler Bisikletforum. :kahve:
 
Sevgili Mustafa,
Buyuk gecmis olsun! Kontrollerini duzenli yaptirman ve beslenmene dikkat etmen soylenecek ilk soz.
Benim belirtmek istedigim konu hataliysa da kusuruma bakma. Yer degisikligi, asosyal ve hareketsiz bir duzen, gorundugu kadari ile bir hobinin olmamasi/olsa da vakit ayirmaman seni depresyona itmis. Depresyonda basta panik atak ve diger rahatsizliklarini tetiklemis gozukuyor. Sakinlestirici aldiginda, yuvaya (İzmir'e) dondugunde, bisiklet ile cikip kendinle baristiginda bunlarin azalmasi da bu tezi destekler nitelikte.
Oncelikle normal tedavin yanisira psikiyatrik destek almani da tavsiye ederim. Bisiklet surerken sosyal olacagin bisiklet gruplarina dahil olabilirsen, bu seni daha fazla motive edecektir. Ev + televizyon + bilgisayar ucgeni disinda disarida olacagin sosyal grup ve aktivitelere daha cok vakit ayirmaya calis. Fiziksel durumun ve gucun iyilestikce, zihinsel rahatlamanda ayni oranda ve karsilikli birbirini tetikleyecektir. Boylece daha kaliteli, keyifli ve saglikli bir yasama devam edebilirsin.
Bunlari klavyede sallamak kolay elbette. Ama uygulamakta cok zor degil; biraz gamsiz olmayi basarmak ve bunu yapmak icin keyif oldugumuz kucuk kacislar, bu kacislara uygun arkadaslar edinmek yeterli ;)
 
Mustafa geçmiş olsun.Fiziksel ve Ruhsal rahatsızlıklarda birbiriyle ilişkili olduğu söylenir.ruhsal düzeyin nekadar bozuk olursa ve bu bozukluk sonucu oluşan baskıyıda fiziksel rahatsızlık olarak ortaya çıktığı söylenir.özellkle sindirim ile beyin arasında çok benzerlik olduğu birisinde oluşacak bir faklılık diğerini etkileyeceği söylenir.düşündüğün her durumun doğru olmadığını farkına varman gerekiyor.beyninin içinde sürekli konuşan seslerin seni doğruyada yönledireceği gibi yanlışada yönlendirebilir.bu düşüncelerin gerçekliğini doğruluğunu ortaya koymadan bunlara inanman seni yanlış yerlere götürüyor olabilir.ve panik durumunda mantıklı olmak işe yaramayabilir çünkü yerleşmiş düşüncelerinin farkında bile olamayabilirsin o anlarda.bunun için panik durumunda neler aklından geçtiğini farkına varıp bunu değerlendirmek faydalı olabilir.tabi bunu bilen bir uzmanla yapman daha sağlıklı olabilir.ruh sağlığı için spor ve beslen önemli bir durum.ama bu sadece seni iyi hissettirir.hormanlar da değişim olur çünkü ama düşüncelerin yine biryerlerde seninle beraberdir.
 
Başından geçenleri açık yüreklilikle anlattığın için teşekkür ederim Mustafa.

Anladığım kadarıyla Panik Atak hastalığına yakalanmışsın ve sıkıntılı dönemlerin çoğunu kendi gayretinle atlatmışsın; hatta seni ruhen rahatlatacak bisiklet sporuyla da tanışmışsın bu vesileyle, hayırlı olsun. Eğer haslatığın belirtileri seni sıkıntıya sokmaya devam ediyorsa yeniden bir Psikiyatr'a görünmeni tavsiye ederim. Doktorun vereceği ilaçlar tedavini hızlandıracaktır.

Bu arada önemli bir noktayı belirtmek istiyorum. Panik Atak hastalığı bazen fizyolojik sebeplere de dayanabiliyor bu yüzden doktora görünmeden tedavi oldum demek doğru değil. İyileşmiş olsanız bile ilaç kullanıp kullanmayacağınıza doktorunuz karar versin.

Bol güneşli günler diliyorum, hayattan hep keyif alın...
 
@suat akman
Tam olarak bu isin uzerindeyim. :)

@mavinehir
Zaten ilk gogus agrisi oldugunda bir anda yedigim tum fastfood urunleri gozumun onune geldi. Dedim herhalde damarlarim tikandi ve bu is bitti. O anda panik olmaya basladim. Fiziksel durumum ruh sagligimi bozdu. Ardindan tekrar bisiklet surmeye baslayinca uzun sure yuksek hizlarda gitsem bile sorun yasamadim. Bu da kalple ilgili bir sorun olmadigina isaret oldugundan rahatlatti.

@Tahir Keskin
Artik panik oldugum zamanla olmadigim su anki halimi kesin olarak ayirabiliyorum. Olucem sanip bir an once acil servise gitmek istiyordum. Orada kendimi guvende hissediyordum. Artik boyle seyler kesin olarak yasamiyorum. Hayattan keyfi birlikte almak dilegiyle. :)
 
İkinci önerim de bol bol seviş. :)

Yoga yap sonra seviş...

Bunlar sevişemeyen erkek sendromlarıdır...
 
Mustafa bey geçmiş olsun. anlattıklarınıza benzer durumları yaşamış biri olarak size tavsiyelerim:
1. panik atak öncesi gerginlik durumunda, panik atak anında veya panik atak sonrası oluşan endişe anlarında nefes alma düzeniniz değiştirmeniz. nefes alışınızı 1-8 e kadar sayacak kadar uzatın derin ve uzun nefes alın. nefes verişleriniz 1-10 sayacak kadar uzatın. nefes verirken dudaklarınızı sanki mum üflüyormuş gibi kıvırın. bunun faydası o anda beyninizin daha az oksijen almasını sağlayarak hızlı çalışmasını engellemek, parasempatik sinir sisteminizi devreye sokmak. nefes alma egzersizleri ile ilgili daha detaylı bilgileri türkiye psikologlar derneği sayfasında bulabilirsiniz.
2. gergin olduğunuz zamanlarda aklınızdan geçenleri ve düşündüklerinizi kendinize saklamayın. korkmayın yanınızdaki etrafınızdaki insanlarla paylaşın. beyninizin kendi kendine senaryolar üretmesine izin vermeden yaşadıklarınızı ve hissettiklerinizi hemen cümlelere dökün. çok zorda kaldığınızda destek almaktan çekinmeyin.
3. hissettiklerinizden anladığım kadarı ile vücudunuza ait doğal sinyalleri yanlış anlayan bir sempatik sinir sisteminiz var. bu konuda size yardımcı olacağına inandığım birkaç kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. ("Ben Değeri Tiryakiliği / Üç Psikolojik Soru / Duygusal Gerilimle Başedebilme" bu üç kitabın yazarı da A. Kadir ÖZER ) bu kitapların üçünde de doğal sinyallerin neden bilincimizde yanlış yorumlandığı hakkında açıklamalar mevcut dilleri gayet basite indirgenmiş haldedir.
unutmayın o kadar tahlil o kadar chek-up gerçek rahatsızlığı olan hastalara bile yapılmaz iken size iki kez yapılmış. gerçekten organik bir rahatsızlık kesinlikle bir yerden kendini tahlillerde gösterirdi. o kadar doktora gitmişsiniz bırakın onlar sizin neyiniz olduğunu araştırsın. siz internetten teşhis koyma işinden bir an önce vaz geçin. bunu yapmak sizi rahatlatmaktan çok kaygınızı artıracaktır.
4. ruhsal gerilimler fizyolojik gerilimleri tetikler. siz ne kadar gergin olursanız. midenizde o kadar şişkin olur. asitli olur vb. tepkiler verir. siz bu tepkileri dinleyerek yeniden gerginleşirseniz bir kısır döngü içinde dolanıp kalırsınız. midenizi var kalbinizi dinlememeye çalışın(söylemek yapmaktan zordur maaselef). kendinizi dinlememeye çalışmak zor geliyorsa tam tersine hissizleştirmeye çalışın. örneğin uykusuz mu kaldınız. uykusuzluğu boş verin uyumayın.savaşmayın. kitap okuyun, film izleyin vücut bir süre sonra kendiliğine uyku düzenini kurar. midenizmi ağrıdı atın ağzınıza anti asit işinize devam edin. bir süre sonra geriye baktınız mı göreceksiniz ki bir çok olumsuz tepki aldığınız duruma vücudunuz hissizleşmiş.

şimdiden çok geçmiş olsun. unutmayın yalnız değilsiniz.

not: cenk duran a katılıyorum. kendinizi sakin ve rahat hissetmeye başladığınız ilk anda kız arkadaşınız var mı? bilmiyorum ama mutlaka edinin.
 
  • Beğen
Tepkiler: Milbert Hofen
ya bu hastalık olayları insanı gerçekten çok etkiliyor. küçük yaşta 3 teyzemi 1 dayımı kaybettiğim dayımın 30 yaşındaki oğlunu ve bir kaç yıl öncede amcamı kaybettim. bunlar sadece aklıma gelenler. çoğu kanserden öldü. çocukluğumda annem ve babam hep hastaydı ama hep hastalardı. durumumuz kötüydü ikiside öğretmen olmasına rağmen ev sobalıydı ve sürekli hasta oluyorduk. iyi beslenemiyorduk. annemin tonlarca hastalığı vardı onunla hep hastaneye ben giderim 5 yaşımda filan başladım onunla hastaneye gitmeye. benim çok saçma hastalıklarım vardı. mesela 15 yaşımda kalp kapakçıklarında kireçlenme teşhisi koydu doktor şaka gibi :D

anaokulundan itibaren 3 yıl her ay başı penisilin türevi dehşet ağrı veren bir iğne oluyordum. o iğne belki romatizma gibi şeyleri engelliyordu ama pskolojik olarak tarifi çok zor zararlar verdi bana. herkes klostrofobik olurken ben klostrohobik oldum D: sadece dar ve kapalı alanlarda kendimi güvende ve ulaşılmaz hissediyorum. dolabın içi, yatağın altı masanın altı gibi bi ton yer. üstelik bunlar yetmiyormuş gibi yatalak bir komşumuz vardı hastalığını hatırlamıyorum kocasını kaybedince çok derinden üzüldü sonra tükürüğünü tutamamaya başladı kas kayıpları sinir kayıpları derken hareket edemez hale geldi. her hafta ambulans gelirdi bişeyler mutlaka yanlış giderdi. o kadının makinelere bağlı görüntüsü hafızamın en derin yerlerine kazınmış durumda. bütün çocukluğum acaba annemde mi böyle olacak korkusuyla geçmişti. zaten üniversiteye gelene kadar bu hezeyan benim için hiç bitmedi. beni kurtaran iki şey vardı. birincisi 5 yıldır birlikte olduğum kız arkadaşım. ikincisi ise yanflüt.

lisede başladım yan flüte, çok zorlandım ama çok iyi geliyordu anlatamam ne kadar iyi geldiğini. sonra sıkıntılarım kalmadı. büyük risk taşıyan cesaret edilmesi zor kararlar aldım bu kararları almış olmak beni hayata döndürdü gerçekten. yanflütle başladım. en zor enstrüman hangisiyse onu çalacağım dedim günlerimi verdim ve başardım. ilk yılımda fizik bölümünü seçtim herkes karşı çıkarken. bu hayat benim hayatım dedim ve istanbula geldim malatyadan. en çok korktuğum şey denize düşmektir gidip yelken sporu yaptım bir yıl, zaten ilk 2 yıl okula mokula gitmedim lanet gitsin dedim 12 yıldır okuyorum bu iki yıl canım ne isterse onu yapacağım dedim. kitaplar okudum spor yaptım istanbulu gezdim. şimdi de bölümü okumaya devam ediyorum inanılmaz zor ama işin sırrı küçük küçük çalışmak düzenli bir şekilde. anlamadığım zaman bile durup takılmıyorum nede olsa bir sonraki konuda anlıyorum. geçenlerde yüzümün sol tarafı uyuştu internetten hastalık araştırmasına giriştim als mi dersin ms mi dersin beyin kanaması mı dersin tonlarca şey. ama ben okurken bir yandan da eğleniyorum.

lan diyorum şimdi yatağa bağlı olsam, stephen hawking iki olacağım diye kendimle dalga geçiyorum. hala daha yüzümde uyuşukluk var, vizeler var diye doktora gitmiyorum. en çok korktuğum şey akıl sağlımı kaybetmek geri kalan şeyleri umursamıyorum pek. zaten ölüm desen onu bile umursamıyorum. 30 yaşımda öleyim ama dünyayı değiştirmiş bir insan olarak öleyim şeklinde amerikalıların tabiriyle bir (code) um var.

yıllarca bilgisayar oyunu oynadım ve çoğu insanın aksine oyunların vermek istediği mesajı çok çok çok iyi anladığımı düşünüyorum. örneğin skyrim oyununu duymuşsunuzdur bu oyunda ev at zırh silah gibi bi ton şey alabiliyorsunuz. eğer hile yapmadan emeğinizle kazanırsanız çok zevkli ama hile yaptığınız zaman işte tokat gibi yapışıyor hayatın gerçekleri yüzünüze. hile yaptığınızda istediğiniz herşeyi aldığınız, istediğiniz her şeyi yaptığınızda ve yapılacak birşey kalmadığında... boşluğa düşüyorsunuz. sınırsız para, bütün evler bütün zırhlar bütün kılıçlar size zevk vermemeye başlıyor ve o an anlıyorsunuz ki çok daha yüce şeyler varmış paradan. mesela sonsuza kadar hatırlanabilmek gibi. bir öğretmenin yetiştirdiği öğrencisinin başarısını görmesi gibi. kimsesiz bir çocuğu sahiplenip onu büyütmek gibi. maddiyatla ölçülemeyen çok güzel şeyler yaşanıyor bu dünyada.

beni en çok motive eden şey evrenin doğası, yapısı, bir fizikçi olmam dolayısıyla ile bunlar beni çok mutlu ediyor. belki çok az para kazanacağım, belki arabam evim olmayacak ama zihnimde tamamen özgür olabildiğimi hissediyorum. kafayı sıyırmama neden olacak kadar çok düşünmek beni hayal dahi edemeyeceğim bilişsel bir seviyeye getirdi. ha ölümden mi bahsediyorduk. ölüm diye birşey yoktur aslında. hepimiz farklı şekillerde bir araya gelmiş atomlar topluluğuyuz. öldüğümüz zaman bu atomlar sadece şekil değiştiriyor. hücreler bileşiklere ve elementlere ayrılıyor. doğanın dolayısıyla evrenin bir parçası olmaya devam ediyorsunuz. muazzam bir evrende yaşıyoruz. ve oldukça dünyevi ve sıradan şeylerle bütün hayatımızı oyalıyoruz...

bütün bunların ışığında mutlu bir hayat yaşa. çünkü eğer mutlu olduğun ya da olacağın şeyleri yaparsan onların zorluklarına katlanabilirsin... ve geri kalan sorunlarla mücadele edecek özgüvenin ve enerjin olur... aksi takdirde hayat çok zor ve sıkıcı bir hal alır. ve eziyet haline dönüşür... ha bide sosyalleş yani ciddi anlamda mesela kulüp felan kur okulda şehir dışında gezilere git seminerlere konferanslara git hiç boş durma. gerçi elazığda ne kadar sosyalleşebilirsin o da ayrı bir konu...
 
  • Beğen
Tepkiler: Milbert Hofen
@cenkduran
Belki de oyledir.

@melih özaydın
Dedigim gibi gastrit cikti ancak midemde en ufak bir agri hissetmiyorum. Tum agri sol gogsume yansiyor. Bu da acaba kalpten mi bu sefer diye dusundurup telasa surukluyor. Ancak dediginiz gibi artik takmiyorum. Kalpten olsa simdiye kadar tahlillerde birsey cikardi. Hicbirsey cikmiyor. O yuzden telas isini hallettik. Sadece gaz durumundan dolayi rahatsizligim var.

@hüseyin ozan
Ben de ayni koda sahibim. Bu sekilde yasamaya devam edersek 30'da da olsek 100'de de 10 bin sene sonra buyuk ihtimalle hatirlanir olmayacagiz. Uzun sureler insanlik tarihinde yer almak uzun sure yasamaktan cok daha onemli.

Ben de delirmekten korktum. Panikatagin bir etkilerinden biriymis. Tam delirmekten korkmaya basladigim anlarda bir kayip ilan gordum, kocaman puntolarla "AKIL OZURLU" yazmislardi. Dedim acaba benim de mi sonum boyle olacak. Ayni gun aksam eve geldigimde asansorun kapisi bir acilip bir kapandi. Bilgisayari acmaya calistigimda acilmadi, aha dedim deliriyorum. Bunlar aslinda gercek degil. Sonradan dusundum, hepsi yalnizca bir algida secicilik ornegi. Bunlar hergun basimiza geliyor.

Fuuuus ro daaaaah. Ekleyin hocam Steam varsa: mustafatufan

Hepimiz yildiz tozuyuz. RIP Carl Sagan. :(
 
Geri