bisikletci
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 19 Eylül 2004
- Mesaj
- 1.241
- Tepki
- 348
- Şehir
- Ankara
- Başlangıç
- 1987—88
- Bisiklet
- Specialized
- Bisiklet türü
- Dağ bisikleti
Hayranı oldugum ve sürekli takip ettiğim ANIMALPAK ' tan bir yazı , bir hikaye , Mutlak Motivasyon ... Body ile uğraşan uğraşmayan herkes için antrenman için bir hırs ve ilham olabilecegini düşündüğümden eklemeyi uygun gördüm . İşte başlıyoruz ...
Başlangıç...
Sabah 4:27... Neden buradayım?
Neden herkes gibi yatakta değilim?Neden bunu yapıyorum?Neden sürekli bu acı ve fedakarlıkla yaşıyorum?Neden?Çünkü bunu yapabilirim.Çünkü acı bana benim ayakta olduğumu anlatıyor.Bana yaşadığımı hatırlatıyor.Ben kimim?Bir çelik enkazıyım.Ben kaderin yüzüyüm.Ben hayvanım.
Burada başlıyor.Bu, bir sürü yolculuğun içinden sadece birisi.Bunun sonu yok.Asla sonu olmaz.“Yarın başlıyorum.Bu karanlık delikte 18 hafta.Acı dolu 126 gün.Açlık ve arzu dolu3024 saat.Dakikaları,saniyeleri saymaya çoktan başladım.Bu bittiğinde aydınlığa doğru bir adım atacağım.Işıldayacağım.
Ozamana kadar gölgede, karanlıkta, kimsenin görmediği yerde yaşayacaksın.Çirkinliğin güzel geldiği o yerde.Bu yer, bu karanlık...Daha iyi bir yer yok.Burası gerçek işin yapıldığı yer.Eğer benimleysen, şu zaman kartını al ve yerleştir.Çünkü bu, uzun ve tatlı bir gezinti olacak.Ellerinin kirlenmesine hazır ol.Dinle.Sessizliği duyuyormusun?Yarın heryer sallanacak.Öyleyse gel şovu yolda yapalım.Hadi ateşe biraz demir atalım.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 4:29 .. Ayağa kalk..Hazır ol.
İşte orada,dışarıda.arkadaşlar.Senin, benim yada herhangi birinin hatırladığı gibi.Karanlıkta,bok deliği spor salonlarının karanlık köşelerinde.Dinle.Duyuyor musun?Arıyor.Onu duyabilenler, yolculuğu yapanlar ve yolun uzun olduğunu bilenler şanslı kişilerdir.Yol,çamur,taş ve pisliklerla kaplı.Benden önce bu işe giren herkese şunu söylüyorum.Bunu çok duydum ve hazırım.Acımsız bir ağırlığın altına girmeye hazırım.Bu sorumluluğu almaya hazırım ve işim bittiğinde, artık isimsiz ve yüzü olmayan biri olmayacağım.Artık bu benim zamanım.Ayağa kalkacağım ve hazır olacağım.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 4:41..Oyunun içinde
Hazır olduğunu nasıl anlarsın?Sana söyleyim.Anlayamazsın.Karanlıkta, spor salonunda tek başına uzandığında ve önümdeki 18 haftayı düşündüğümde anladımki hazır olduğunu bilemezsin.Hiç bir yerde bunun cevabını bulamazsın.Hiçbir kitapta yazılı değildir.Bunun rehberi yoktur.Kimse sana hazır olduğunu ,zamanın geldiğini söyleyemez.Sadece bir kişi bunu bilebilir.Sen.Bunu hissedebilirsin.Belkide birgün uyanacaksın ve bugünğn o gün olduğunu anlayacaksın ve kendi yolculuğuna başlayacaksın.Şunu hatırla.Bilinmeyen, plansız haritasız bir alanda riske girmeye karar vermek işin zor kısmıdır.Bir kere bunu hallettinmi gelceğinin önü açıktır.Kader avuçlarının içindedir.Ama bu demek değildirki işler kolay olacak.Lanet olsun,hayır kolay olmayacak.Fakat bu avantajı elde etmek , bunu inceleyebilmek – işte ben bu yüzden burdayım.Dinle , hazır olduğunu hissedene kadar bekleyemezsin.Sana haber vereyim.Hiç hazır olamayacaksın.Hiç yeterince iri olamayacaksın.Hiç yeterince yağsız olamayacaksın.Geride kalan bölümler asla yeterince çabuk yakalanmayacak.Bu yüzden hazır olduğunu düşündüğün zamana kadar beklersen asla bir adım bile atamayacaksın.Ve adım atmazsan oyuna katılamazsın.Ben oyundayım.Bakacağım ve diğer tarafta kimlerin olduğunu göreceğim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 5:11...Son Çalışma.
Bir kaç saat içinde, güneş doğacak ve hayat işlemeye başlayacak.Ama şimdilik dışarısı hala karanlık ve lanet bir soğuk var.Gym henüz boş ve sessiz.Yalnızım.Yapacağım bir set daha var.Barı kavrıyorum ve ellerimde soğuk demiri hissediyorum.Buna aşinayım fakat garip geliyor.Kaç kez daha bu ağılığın altına gireceğim, yukarı bakıp ağırlığı tavana doğru itmeye çalışacağım.Saymaya başlayamadım.Fakat çeliği her hissettiğimde kendime bu kez sın diyorum.Hiç bir şeyi olduğu gibi kabul etme, tek bir tekrarı bile , tek bir öğünü bile.İşte beni çarkın dişleri arasında sıkışmaktan alıkoyan şey budur.Beni önümdeki lanet 18 hafta boyunca ne tutacak.Kırmızı kalemle daire içine aldığım bir tarih.Yakında bu işi bitirdiğimde bir yumruk savuracağım ve evime yöneleceğim.Vücut geliştirme bir iş midir?Lanet olsun ,evet.Dünyanın enzor işi.Ve gym benim ofisim.Eve gittiğimde , benim için gün bitmemiştir.Lanet olsun, vücut geliştirme bir iştir.Hatta bunda da ötesi.Vücut geliştirme...Bu benim hayatım...
Bu benim hayatım.
Herkesin gün aynı başlar.Uyan,duş al,giyin.İki ayağın bi pabuca girer.
Ben herkes gibi değilim.Herkes gibi yaşamam.Herkesin yediğini yemem.Donut yok.Kremalı ve 2 şekerli kahve yok.Sabahları gazete yok.Saat sabahın 6:52 si.Ben ikinci yemeğimdeyim.Herkes saatinin alarmını kapatırken, ben uzun adımlarla yoluma devam ediyorum.
Kahve molası yok.Haftasonları yok.Hasta olma lüksüm yok.
Ben ne yapıyorum?Ben bir vücut geliştiriciyim.Evet bu bir iş.Birgün sadece saat dokuzda başlayıp beşte bitmez.Benim için gün gözlerimi açtığım an başlar ve kapattığım an biter.Bu beş iş günü olan bir hafta değildir.Ben 7 gün 24 saat yaşarım.Bu bir iştir.Bu benim hayatım.
Sabah işlerin zihninde akıp durur.Bu rota hiç değişmez.
İşin en zor kısmı , bu yola sıkı sıkıya yapışmak bu ezici rutine tahammül edebilmektir.Benim rutinim değişmeyecek.Hergün beni amacıma dahada yaklaştırıyor.Dinlenmek yok.Gidecek millerim var daha.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu benim alarmım.
Dolabıma bantlanmış şu bir parça kağıt?Bu hakekete çağrıdır.Savaş ilanıdır.Onu oraya her lanet günğn tarihini bana hatırlatsın diye koydum.Bu benş kişisel alarmlı saatim.Her sabah, yumurtaları haşlarken, Animal pak’i alırken yemeğimi hazırlarken beynime çekiç gibi vuruyor.Benim saatimin şekerleme düğmesi yok.Asla gevşemek yok.Tembellik yok.Bazı günler bu kağıdı görüyorum ve bu beni hırslandırıyor.Evet bunu yapacağım.Bu benim kaderim.Ama bazı günlerde düşünüyorum , lanet olsun ben ne yapıyorum?Bir pislik gibi görünüyorum.Bundan kaçamıyorum.Bu bir parça kağıdı her gördüğümde bana sabit bir şekilde bakıyor,Beni çağırıyor ve bana meydan okuyor.Bu yüzden sürekli bu kağıt beni azimlendiriyor.Dinle,işler bu şekilde ilerliyor.Eğer bir işi yapmak istiyorsan bunu kendine amaç edinmelisin.Sonra bunu bir kağıda yaz ve sürekli göreceğin bir yere as.Ona her baktığında kendine soründen daha ilerdemiyim?ilerleyebiliyor muyum?Çünkü eğer değilsen neden bunu kendine hedef seçtinki?Benim hedefim işte yukarıda kırmızı kalemle daire içine aldığım yerde.Her seferinde bana selam veriyor benim lanet olası alarmlı saatim.Onu yakından dinlediğimde yemin ederim onun tiktaklarını duyabiliyorum.Tik...Tak..Tik...
126dan geriye doğru sayıyor.Duyabiliyor musun?Lant olası gürlüyor.Sıfıra doğru rüzgar gibi gidiyor.
Burası benim yerim.
Benim yerim?Küçük,karanlık lanet bir delik.Kız arkadaşım dışında insanların olmadığı bir yer.Hala 3 odam ve başımı soktuğum bir çatım var.Çok fazla değil ama burası işin yapıldığı yer.Burada ,bu odada,bir tabure,geniş bir ayna ve orta okuldan beri bende olan bir stereo sistemim var.Buranın oturma odası olması gerekir fakat lenet olsun ben buraya poz odası diyorum.İlham vermesi için geçmişin vücut geliştirme ustalarının posterlerinden iki tane var.Kendimi dikkatlice incelediğim ve kendimi parçaladığım geniş bir aynam da var.Evet, evim güzel evim.Görüşmeye başladığım kızın buraya ilk geldiğinde yüzünde bir şok ifadesi vardı.Neden daha güzel bir yerin yok diye sordu.Bir kahve masası , oturabileceği bir koltuk.Bir kahve masası mı?Bir koltuk mu? *iktir et.Sırada ne var,çiçekler mi?Zaten ona söylüyorum mutfakta herzaman iki sandalye var.Yada benim kulubem.Bak,kural 1 – bunu herzaman başta söylerim-eğer benimle görüşmek istiyorsan beni herşeyimle kabul etmelisin.Çoğumla , azımla.Ben kıprdamandan durmak ve omuzlarıma toz kondurmak için burada değilim.Mal mülk biriktirdiğin lanet şeyler,seni bağlayan şeyler.Bu dünyada benim çok fazla birşeyim yok.Sırtımdaki kıyafetler ve kalbimde yana bu arzu.Fakat benim için sorun değil çünkü ben sadece bu yolda ilerliyorum.
Bu benim zihnim. Dışarı buz gibi.Son zamanlarda içeride , ev dediğim bu üç odada çok fazla vakit geçiriyorum.Mutfak,yatak odası ve oturma odası.Bu odalar sanki benim beynimin sınırları.Mutfak benim açlığım,yatak odası benim arzum,oturma odası yalnızlığım.Her kahrolası gün ilgilendiğim 3 şey.Lanet olsun.Kafamda ve bu 3 yerde çok fazla zaman tüketiyorum.Dışarıda , gerçek dünyada herzaman mola verebilirsin.Ama kafamda kaçış yok.Asla.İnsanlarla karşılaştığımda , bana,aptal,iri vücutlu bir koca kafaymışım gibi bakıyorlar.Kafasında hiç fikri olmayan biriymişim gibi.*iktir et.Halbuki tam tersi benim sorunum.Ben çok fazla düşünüyorum.Birçok şeyi düşünüyorum.Beynim sürekli sayıklıyor.Bazen kapana kısıldığımı hissediyorum.Duvarla üzerime geliyormuş gibi.Beni boğuyor.Acaba bu 12 haftayı bitirebilecekmiyim.Şüphe sürekli kol geziyor.Sorular dışarda inliyor,pencerelerimi tıngırdatıyor.Fakat bu 3 odada kalmalıyım sürekli.Açlığımla,arzumla ve yalnızlığımla başbaşa.İlerlemeye devam etmeliyim.Burada bir gece otururken kendime bu lanet yerden ayrılmayacağım diyorum.Yatağa uzandığımda uyanık kalmayacağım.Yemek yediğimde kusmayacağım.Bunlar benim beynimi meşgul eden ve sürekli beynşmde yaşayan kiracılarım.
Korku.Tiksinti.İğrenme.
Tiksintiyle karışık korku.Dış dünyada,yanımdan geçen insanların gözlerinde gördüğüm şey bu.
Kocaman,vicdansız,iğrenç bir kaçık,deli gibi koşan bir ego görüyorlar.Sık sık beni durdurup gözlerini dikip bakıyorlar.Ama bilmek ister misin?Beni gerçekte göremiyorlar.Bir kaçık,tiksinç bir şey gibi gördüklerinde ben görünmezim.
Anlamaktansa gözardı etmek daha kolaydır.
Hala orada mıyım diye emin olmak için aynaya baktığımda bu sürekli oluyor.Hayır ben bir gölge değilim.Görünmezim.Aynada deri, kemik,kas ve güç görüyorum.Fakat aynı zamanda korku da var . Şüpheyle karışık korku.merak ediyorum acaba beklentilerimin bu ağır yıkıcı yükünü omuzlayabilecek miyim?
Başka tarafa yönelmek için bilinmeyenden korkmaya programlandık.
Sadece 3 hafta içinde ve önümdeki 15 hafta boyunca da burada gelişme işaretleri arıyorum.
Tüm bu fedakarlıklardan,erken uyanmalar ve yemeklerden sonra benim önümde duran şey daha fazla şeyler yapmak için çabalayan adamdır.Korku ve şüphenin ötesinde azimle yanan şiddetli bir ateş var . Evet ne olacağından emin olmayan bir adam var orada.Ama bu beni vazgeçirmeyecek.
Yazının devamı var ve bayagı uzun .. Eger isteyen olursa söylesin ona bi siteye upload edip linki yollarım özelden ..
Yazı : Journey of Frank McGrath ( animal pak sitesinden )
Başlangıç...
Sabah 4:27... Neden buradayım?
Neden herkes gibi yatakta değilim?Neden bunu yapıyorum?Neden sürekli bu acı ve fedakarlıkla yaşıyorum?Neden?Çünkü bunu yapabilirim.Çünkü acı bana benim ayakta olduğumu anlatıyor.Bana yaşadığımı hatırlatıyor.Ben kimim?Bir çelik enkazıyım.Ben kaderin yüzüyüm.Ben hayvanım.
Burada başlıyor.Bu, bir sürü yolculuğun içinden sadece birisi.Bunun sonu yok.Asla sonu olmaz.“Yarın başlıyorum.Bu karanlık delikte 18 hafta.Acı dolu 126 gün.Açlık ve arzu dolu3024 saat.Dakikaları,saniyeleri saymaya çoktan başladım.Bu bittiğinde aydınlığa doğru bir adım atacağım.Işıldayacağım.
Ozamana kadar gölgede, karanlıkta, kimsenin görmediği yerde yaşayacaksın.Çirkinliğin güzel geldiği o yerde.Bu yer, bu karanlık...Daha iyi bir yer yok.Burası gerçek işin yapıldığı yer.Eğer benimleysen, şu zaman kartını al ve yerleştir.Çünkü bu, uzun ve tatlı bir gezinti olacak.Ellerinin kirlenmesine hazır ol.Dinle.Sessizliği duyuyormusun?Yarın heryer sallanacak.Öyleyse gel şovu yolda yapalım.Hadi ateşe biraz demir atalım.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 4:29 .. Ayağa kalk..Hazır ol.
İşte orada,dışarıda.arkadaşlar.Senin, benim yada herhangi birinin hatırladığı gibi.Karanlıkta,bok deliği spor salonlarının karanlık köşelerinde.Dinle.Duyuyor musun?Arıyor.Onu duyabilenler, yolculuğu yapanlar ve yolun uzun olduğunu bilenler şanslı kişilerdir.Yol,çamur,taş ve pisliklerla kaplı.Benden önce bu işe giren herkese şunu söylüyorum.Bunu çok duydum ve hazırım.Acımsız bir ağırlığın altına girmeye hazırım.Bu sorumluluğu almaya hazırım ve işim bittiğinde, artık isimsiz ve yüzü olmayan biri olmayacağım.Artık bu benim zamanım.Ayağa kalkacağım ve hazır olacağım.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 4:41..Oyunun içinde
Hazır olduğunu nasıl anlarsın?Sana söyleyim.Anlayamazsın.Karanlıkta, spor salonunda tek başına uzandığında ve önümdeki 18 haftayı düşündüğümde anladımki hazır olduğunu bilemezsin.Hiç bir yerde bunun cevabını bulamazsın.Hiçbir kitapta yazılı değildir.Bunun rehberi yoktur.Kimse sana hazır olduğunu ,zamanın geldiğini söyleyemez.Sadece bir kişi bunu bilebilir.Sen.Bunu hissedebilirsin.Belkide birgün uyanacaksın ve bugünğn o gün olduğunu anlayacaksın ve kendi yolculuğuna başlayacaksın.Şunu hatırla.Bilinmeyen, plansız haritasız bir alanda riske girmeye karar vermek işin zor kısmıdır.Bir kere bunu hallettinmi gelceğinin önü açıktır.Kader avuçlarının içindedir.Ama bu demek değildirki işler kolay olacak.Lanet olsun,hayır kolay olmayacak.Fakat bu avantajı elde etmek , bunu inceleyebilmek – işte ben bu yüzden burdayım.Dinle , hazır olduğunu hissedene kadar bekleyemezsin.Sana haber vereyim.Hiç hazır olamayacaksın.Hiç yeterince iri olamayacaksın.Hiç yeterince yağsız olamayacaksın.Geride kalan bölümler asla yeterince çabuk yakalanmayacak.Bu yüzden hazır olduğunu düşündüğün zamana kadar beklersen asla bir adım bile atamayacaksın.Ve adım atmazsan oyuna katılamazsın.Ben oyundayım.Bakacağım ve diğer tarafta kimlerin olduğunu göreceğim.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sabah 5:11...Son Çalışma.
Bir kaç saat içinde, güneş doğacak ve hayat işlemeye başlayacak.Ama şimdilik dışarısı hala karanlık ve lanet bir soğuk var.Gym henüz boş ve sessiz.Yalnızım.Yapacağım bir set daha var.Barı kavrıyorum ve ellerimde soğuk demiri hissediyorum.Buna aşinayım fakat garip geliyor.Kaç kez daha bu ağılığın altına gireceğim, yukarı bakıp ağırlığı tavana doğru itmeye çalışacağım.Saymaya başlayamadım.Fakat çeliği her hissettiğimde kendime bu kez sın diyorum.Hiç bir şeyi olduğu gibi kabul etme, tek bir tekrarı bile , tek bir öğünü bile.İşte beni çarkın dişleri arasında sıkışmaktan alıkoyan şey budur.Beni önümdeki lanet 18 hafta boyunca ne tutacak.Kırmızı kalemle daire içine aldığım bir tarih.Yakında bu işi bitirdiğimde bir yumruk savuracağım ve evime yöneleceğim.Vücut geliştirme bir iş midir?Lanet olsun ,evet.Dünyanın enzor işi.Ve gym benim ofisim.Eve gittiğimde , benim için gün bitmemiştir.Lanet olsun, vücut geliştirme bir iştir.Hatta bunda da ötesi.Vücut geliştirme...Bu benim hayatım...
Bu benim hayatım.
Herkesin gün aynı başlar.Uyan,duş al,giyin.İki ayağın bi pabuca girer.
Ben herkes gibi değilim.Herkes gibi yaşamam.Herkesin yediğini yemem.Donut yok.Kremalı ve 2 şekerli kahve yok.Sabahları gazete yok.Saat sabahın 6:52 si.Ben ikinci yemeğimdeyim.Herkes saatinin alarmını kapatırken, ben uzun adımlarla yoluma devam ediyorum.
Kahve molası yok.Haftasonları yok.Hasta olma lüksüm yok.
Ben ne yapıyorum?Ben bir vücut geliştiriciyim.Evet bu bir iş.Birgün sadece saat dokuzda başlayıp beşte bitmez.Benim için gün gözlerimi açtığım an başlar ve kapattığım an biter.Bu beş iş günü olan bir hafta değildir.Ben 7 gün 24 saat yaşarım.Bu bir iştir.Bu benim hayatım.
Sabah işlerin zihninde akıp durur.Bu rota hiç değişmez.
İşin en zor kısmı , bu yola sıkı sıkıya yapışmak bu ezici rutine tahammül edebilmektir.Benim rutinim değişmeyecek.Hergün beni amacıma dahada yaklaştırıyor.Dinlenmek yok.Gidecek millerim var daha.
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bu benim alarmım.
Dolabıma bantlanmış şu bir parça kağıt?Bu hakekete çağrıdır.Savaş ilanıdır.Onu oraya her lanet günğn tarihini bana hatırlatsın diye koydum.Bu benş kişisel alarmlı saatim.Her sabah, yumurtaları haşlarken, Animal pak’i alırken yemeğimi hazırlarken beynime çekiç gibi vuruyor.Benim saatimin şekerleme düğmesi yok.Asla gevşemek yok.Tembellik yok.Bazı günler bu kağıdı görüyorum ve bu beni hırslandırıyor.Evet bunu yapacağım.Bu benim kaderim.Ama bazı günlerde düşünüyorum , lanet olsun ben ne yapıyorum?Bir pislik gibi görünüyorum.Bundan kaçamıyorum.Bu bir parça kağıdı her gördüğümde bana sabit bir şekilde bakıyor,Beni çağırıyor ve bana meydan okuyor.Bu yüzden sürekli bu kağıt beni azimlendiriyor.Dinle,işler bu şekilde ilerliyor.Eğer bir işi yapmak istiyorsan bunu kendine amaç edinmelisin.Sonra bunu bir kağıda yaz ve sürekli göreceğin bir yere as.Ona her baktığında kendine soründen daha ilerdemiyim?ilerleyebiliyor muyum?Çünkü eğer değilsen neden bunu kendine hedef seçtinki?Benim hedefim işte yukarıda kırmızı kalemle daire içine aldığım yerde.Her seferinde bana selam veriyor benim lanet olası alarmlı saatim.Onu yakından dinlediğimde yemin ederim onun tiktaklarını duyabiliyorum.Tik...Tak..Tik...
126dan geriye doğru sayıyor.Duyabiliyor musun?Lant olası gürlüyor.Sıfıra doğru rüzgar gibi gidiyor.
Burası benim yerim.
Benim yerim?Küçük,karanlık lanet bir delik.Kız arkadaşım dışında insanların olmadığı bir yer.Hala 3 odam ve başımı soktuğum bir çatım var.Çok fazla değil ama burası işin yapıldığı yer.Burada ,bu odada,bir tabure,geniş bir ayna ve orta okuldan beri bende olan bir stereo sistemim var.Buranın oturma odası olması gerekir fakat lenet olsun ben buraya poz odası diyorum.İlham vermesi için geçmişin vücut geliştirme ustalarının posterlerinden iki tane var.Kendimi dikkatlice incelediğim ve kendimi parçaladığım geniş bir aynam da var.Evet, evim güzel evim.Görüşmeye başladığım kızın buraya ilk geldiğinde yüzünde bir şok ifadesi vardı.Neden daha güzel bir yerin yok diye sordu.Bir kahve masası , oturabileceği bir koltuk.Bir kahve masası mı?Bir koltuk mu? *iktir et.Sırada ne var,çiçekler mi?Zaten ona söylüyorum mutfakta herzaman iki sandalye var.Yada benim kulubem.Bak,kural 1 – bunu herzaman başta söylerim-eğer benimle görüşmek istiyorsan beni herşeyimle kabul etmelisin.Çoğumla , azımla.Ben kıprdamandan durmak ve omuzlarıma toz kondurmak için burada değilim.Mal mülk biriktirdiğin lanet şeyler,seni bağlayan şeyler.Bu dünyada benim çok fazla birşeyim yok.Sırtımdaki kıyafetler ve kalbimde yana bu arzu.Fakat benim için sorun değil çünkü ben sadece bu yolda ilerliyorum.
Bu benim zihnim. Dışarı buz gibi.Son zamanlarda içeride , ev dediğim bu üç odada çok fazla vakit geçiriyorum.Mutfak,yatak odası ve oturma odası.Bu odalar sanki benim beynimin sınırları.Mutfak benim açlığım,yatak odası benim arzum,oturma odası yalnızlığım.Her kahrolası gün ilgilendiğim 3 şey.Lanet olsun.Kafamda ve bu 3 yerde çok fazla zaman tüketiyorum.Dışarıda , gerçek dünyada herzaman mola verebilirsin.Ama kafamda kaçış yok.Asla.İnsanlarla karşılaştığımda , bana,aptal,iri vücutlu bir koca kafaymışım gibi bakıyorlar.Kafasında hiç fikri olmayan biriymişim gibi.*iktir et.Halbuki tam tersi benim sorunum.Ben çok fazla düşünüyorum.Birçok şeyi düşünüyorum.Beynim sürekli sayıklıyor.Bazen kapana kısıldığımı hissediyorum.Duvarla üzerime geliyormuş gibi.Beni boğuyor.Acaba bu 12 haftayı bitirebilecekmiyim.Şüphe sürekli kol geziyor.Sorular dışarda inliyor,pencerelerimi tıngırdatıyor.Fakat bu 3 odada kalmalıyım sürekli.Açlığımla,arzumla ve yalnızlığımla başbaşa.İlerlemeye devam etmeliyim.Burada bir gece otururken kendime bu lanet yerden ayrılmayacağım diyorum.Yatağa uzandığımda uyanık kalmayacağım.Yemek yediğimde kusmayacağım.Bunlar benim beynimi meşgul eden ve sürekli beynşmde yaşayan kiracılarım.
Korku.Tiksinti.İğrenme.
Tiksintiyle karışık korku.Dış dünyada,yanımdan geçen insanların gözlerinde gördüğüm şey bu.
Kocaman,vicdansız,iğrenç bir kaçık,deli gibi koşan bir ego görüyorlar.Sık sık beni durdurup gözlerini dikip bakıyorlar.Ama bilmek ister misin?Beni gerçekte göremiyorlar.Bir kaçık,tiksinç bir şey gibi gördüklerinde ben görünmezim.
Anlamaktansa gözardı etmek daha kolaydır.
Hala orada mıyım diye emin olmak için aynaya baktığımda bu sürekli oluyor.Hayır ben bir gölge değilim.Görünmezim.Aynada deri, kemik,kas ve güç görüyorum.Fakat aynı zamanda korku da var . Şüpheyle karışık korku.merak ediyorum acaba beklentilerimin bu ağır yıkıcı yükünü omuzlayabilecek miyim?
Başka tarafa yönelmek için bilinmeyenden korkmaya programlandık.
Sadece 3 hafta içinde ve önümdeki 15 hafta boyunca da burada gelişme işaretleri arıyorum.
Tüm bu fedakarlıklardan,erken uyanmalar ve yemeklerden sonra benim önümde duran şey daha fazla şeyler yapmak için çabalayan adamdır.Korku ve şüphenin ötesinde azimle yanan şiddetli bir ateş var . Evet ne olacağından emin olmayan bir adam var orada.Ama bu beni vazgeçirmeyecek.
Yazının devamı var ve bayagı uzun .. Eger isteyen olursa söylesin ona bi siteye upload edip linki yollarım özelden ..
Yazı : Journey of Frank McGrath ( animal pak sitesinden )