five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.482
- Tepki
- 4.028
- Yaş
- 53
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
21/09/2013 – 8. Gün Larissa – Kalambaka (Meteora !)
Kalkış ve otelden çıkış geç olmasına rağmen, yolun büyük bir kısmının düz olması nedeniyle fazla gecikiyor sayılmazdık. Bugünkü etabımız Yunanistan turumuzun ikinci büyük durağına, Meteora’yaydı. Hem coğrafi hem de tarihi anlamda önemli bir noktaya gidiyorduk. Hakkında daha önce okuduğum yazılar ve gördüğüm fotoğraflardan Meteora’nın muhteşem coğrafyası ve inanılmaz yapısı hakkında bilgi almıştım ama asıl olan kendi gözlerimle görecek olmamdı. Uğur’u da Meteora hakkında bilgilendirip tura eklememiz konusunda ikna etmiştim. Bu sebeple turumuz en az 2 gün kadar uzuyordu. Şimdi bunu karşılığını alma zamanıydı.
Larissa, Theselya ovasının ortasına yerleşmiş Yunanistan’ın büyük şehirlerinden biriydi. Doğal olarak uzun süre ovanın ortasındaki dümdüz yolda ilerliyorduk. Yol yine keyif vermiyordu bize. Yavaş yavaş “Yokuş yoksa keyif de yok” demeye başlamıştık aramızda. Meteora’nın olduğu bölgeye ulaşmak için Trikala’dan itibaren ana yoldan ayrılmak gerekiyordu. Trikala bu yolda bizim için lezzet duraklarından biri olacaktı. Şehrin içine girdikten sonra ana yol paralel olarak yol aldığımızı hissettim. Yemek yiyecek yer ararken bizdeki esnaf lokantası formatına uygun küçük bir lokanta gördüm. Uğur da başka yerlere bakıyordu. Klasik sorumuz “Çorba var mı ?”’ydı. Yine bu soruyu sordum. Bu sefer olumlu cevap almam beni çok şaşırttı. Uğur’u çağırdım heyecanla. Bisikletlerimizi kaldırımda kilitledik ve içerideki masaya oturduk. Çorba olarak önümüze gelen aslında oldukça iri köfteleri olan sulu köfte yemeğiydi. Ama biz çorba niyetine yemiş olduk. Yanında da bezelye bulmuştum sebze olsun diye. Yemek için buraya gelmemize değmişti. Lokantanın sahibiyle de muhabbetimiz çok iyiydi. Bisikletli oluşumuz ve Türkiye’den gelişimiz çok ilgisini çekmişti. Yemeğin sonlarına doğru lokantanın asıl sahibi veya ortağı olduğunu düşündüğümüz başka biri de sohbetimize katılmıştı. Hatta son bölümde bize (İngilizce) söylediği sözler aslında genel olarak durumu özetliyordu :”Biz dostuz. Türkler ve Yunanlılar dosttur. Düşman olanlar politikacılar. Söyleyin arkadaşlarınıza da, biz dostuz.” Adamın yüzündeki samimiyet ifadesi bu güzel sözlerle bütünleşiyordu. Yemek sonunda ilk gördüğümüz lokanta sahibi bize 2 tane Meteora posteri hediye etti. Çok teşekkür ederek vedalaştık ve yola koyulduk.
Artık heyecanım iki katına çıkmıştı. Yolda, Trikala’dan çıkarken hafif iniş ve çıkış vardı ama sonrası Kalambaka’ya doğru düz devam ediyordu. Kalambaka, Meteora’nın altında yer alan küçük ama turistik bir kasabaydı ve bu akşamki durağımız olacaktı. Sürekli ileriye ve yukarıya doğru bakarak yol alıyordum. Yolun solunda uzakta Pineios Nehri uzanıyordu. Yolun kenarında, Meteora’daki manastırların haricinde başka bir manastırın yolunu işaret eden levha vardı. Sağa baktığımda tepenin üzerinde yer alan küçük bir manastır gördüm. Meteora’da göreceğimiz muhteşem manastırların bir işaretiydi bize. Yoldaki bir levha da Theopetra Mağası’na aitti. Mağaraları seven ve fırsat buldukça turizme açık olan (hatta avatarımda olduğu gibi açık olmayan) mağaralara giren biri için bu levhayı görmek ne kadar iyi ise yanından geçip gitmek de o kadar kötüydü.
Sonunda karşımızda tepeler gördük. Ovanın ortasında dimdik yükselen yarlar şeklindeydi. Daha dikkatli baktığımda yarların bize bakan yüzünde en tepeye yerleşmiş bir yapı gördüm. Uğur’a da işaret ettim. O da çoktan görmüştü zaten. Yüzümüzde heyecanla karışık bir gülümseme ile ilerliyorduk. Sonunda geldik dedik Meteora’ya. Aslında Meteora’ya değil Kalambaka’nın girişine varmıştık. Google’ın haritasından yola baktığımda Kalambaka’nın girişinde Meteora’ya yol ayrımı olduğunu görmüştüm. 6-7 Km’lik ciddi bir yokuş olduğunu da MapMyRide üzerinden doğrulamıştım. Kalambaka’ya girmeyip direkt Meteora’ya çıkmayı teklif ettim Uğur’a. Bu kadar yol geldikten sonra dik yokuşlara devam etme konusunda tereddütlüydü Uğur. “Buraya kadar bunun için geldik.” dedim. “Meteora’ya bisikletle çıkmadan olmaz.” Fazla zaman kaybetmeden kendimizi Meteora çıkışında bulduk. Hediyelik eşya satan bir dükkanda kısa bir moladan sonra yokuşlara başladık. Hâlâ göremiyorduk diğer manastırları. Meteoranın dev sütunlarını da…
Yol yazısına devam etmeden önce muhteşem Meteora hakkında derlediğim bilgileri paylaşmalıyım.
Meteora
Yunanistan'ın Teselya bölgesinde, Kalambaka kasabası yakınında bulunan Meteora, doğa ile insanın ortaklaşa yarattığı bir vaha. Dev kayalıkların doruklarına kondurulmuş zamanında 24 manastırdan (şu an 6 manastır ayakta ve kullanılıyor) oluşan bölge, dünya üzerinde başka bir dünyaya ait gibi görünüyor. Meteora, “meteorit” kelimesinden türetilmiş ve "havada asılı duran" anlamına geliyor. 11. yüzyıldan itibaren Ortodoks keşişlerin sığınağı olan kayalıklara ilk manastır 14. yüzyıl başında inşa edilmeye başlanmış. Meteora'nın dünyaya açılışı ise çok yeni, 80 yıl öncesine kadar keşişler manastırlara ip merdivenlerle tırmanıyorlarmış. Bugün merdivenler yapılmış. 700 yıl önce bu sarp kayalıklara nasıl taş ve toprak taşındığı hâlâ muamma. Bütün manastırların hikâyesi ilginç ama herhalde en ilginci, inşasına 1448'de başlanan kutsal Trinity manastırınınki... Manastıra, kayalığın içine oyulmuş 140 basamaklı merdivenle tırmanılıyor. 1476'da açılan manastırın inşası 18 yıl sürmüş. Keşişler inşaat için gereken malzemeyi ise ancak 70 yılda taşıyabilmişler! Meteora'nın tüm dünyada ünlenmesi ise James Bond sayesinde oldu. Roger Moore, "For Your Eyes Only" filminde Moni Agias Triados'a halat merdivenle tırmanıyordu. Buraya artık 'James Bond manastırı' deniyor. Diğer beş manastırın adı ise, Megalo veya (Great Meteoron) , Varlaam, St. Stephanos, St. Nikolaos Anapafsa ve Rausanou.
Meteora hem kültürel hem de coğrafi bakımdan Unesco Dünya Mirası listesine girmiş ender yerlerden. Kısaca “Yunanistan’ın Kapadokyası” olarak tanımlanabilir. (Kapadokya da aynı kriterlerle Unesco Listesinde yer alıyor.) Milyonlarca yıl önce, bu bölge deniz altındaymış. Theselya düzlüğü yükselip deniz çekilince yerini nehrin doldurması Meteora’nın dev kaya sütunları oluşmuş. Zamanında 20’den fazla manastır varken şu an 6 tanesi ayakta ve aktif durumda.
Tırmanış ve güneş bizi o kadar terletiyordu ki yanımızdaki suyu kısa sürede tükettik. Onca yolun ardında dinlene dinlene çıkarken bizi güneşten koruyacak bir ağaç gölgesi bulmamız oldukça zor oluyordu yol kenarında. Ovadan, bir anda tepelere doğru yükselen yol Uğur’u epeyce bezdirmişti. Keşke yarın bisikletsiz gelseydik diye söylenmeye başladı. Ben pedala bastıkça onu da motive diyordum şu kadar kaldı bu kadar kaldı diye. Tırmanışın ortasına gelmiş ve su ihtiyacımız tavan yapmışken yolun biraz içerisinde, Meteora’ya en yakın otel/pansiyon olduğu iddiasında olan bir yerden su aldım. Uğur beni yolda bekliyordu. Biraz dinlenip su takviyesinden sonra yolun da eğimi azalınca ilerlememiz biraz daha kolaylaştı ilk bölüme göre. Tepeye vardığımızda yol ikiye ayrılıyordu. Biz, gelirken gördüğümüz ilk manastıra doğru devam ettik. Yan tarafta, ana yol bağlantısı teleferik yardımıyla (önce aşağıya sonra yukarıya çıkan merdiven de yapılmış) kurulan Agia Triada (Holy Trinity) manastırını gördük. Manastırın duvarları üzerinde bulunduğu dev sütunun kenarlarıyla aynı düzlemdeydi ve bu şekliyle sütunun devamı gibi doğal görünüyordu. Görüntü bizi büyülemişti. Aklımızda yüzlerce soru vardı ama en kısa ve meseleyi en iyi özetleyeni “Nasıl yapmışlar ?”’dı. Gözlerimizi alamıyorduk ama gelmişken manastırlardan birinin içini de görmek istediğimiz için aceleyle yola devam ettik. Her manastırın açık olduğu saat aralığı farklıydı ve varış saatimize göre girebileceğimiz tek manastır Agia Stephanos (St. Stephen) Manastırı’ydı. Pedallara asılıp kapanış saatine 5-10 dakika kala vardık Agia Stephanos’a. Manastırlara erkeklerin şortla, kadınların da pantolon, şort ve kolsuz tişörtle girmeleri yasak olduğu için bisikletlerimizi uygun bir yere koyup hızlıca eşofman altlarımız giymeye koyulduk. Etrafta olan birkaç kişi de manastırdan yeni çıkmış olanlardı. Bisikletleri kilitleyip tam geniş demir kapıya doğru yöneldiğimizde makus talihimizle karşılaştık. Kapı kapanmaya başlamıştı. Biz yaklaşırken kapının da kapandığını görüyor, şaşkınlıkla birlikte kızgınlık ve pişmanlık yaşıyorduk. Sonuçta girememiştik manastıra ve başka bir manastıra da girme şansımız yoktu. Çaresiz geri dönüp kıyafetleri tekrar bisiklet formatına çevirdik ve bu sefer uzun uzadıya etrafı seyrettik ve bir sürü fotoğraf çektik. O yıllarda, bu kadar zor bir yere bu çapta bir yapıyı yapmak, yapı için gerekli malzemeleri o noktalara ulaştırmak… Hepsi ayrı ayrı büyük bir şaşkınlık ve hayranlık kaynağıydı. Tabi bunun yanında bulunduğumuz noktadan gördüğümüz manzara ve batmaya başlayan güneşin yarattığı muhteşem ışık oyunları manzarayı daha da zenginleştiriyordu.
Agia Stephanos manastırından geriye dönüp önce Agia Triada’ya ulaştık. Yine seyir ve fotoğraf çekiminden sonra bu sefer Kalambaka’dan gelen yol kavşağını geçip diğer taraftaki 2 manastıra doğru devam ettik. İlki diğerine göre biraz daha aşağıda olan Varlaam Manastırıydı. Üzerine yerleştiği kaya sütunla birlikte çok etkileyici görünüyordu. Önce onun kapısına daha sonra da yukarıdaki Great Meteoron Manastırı’na gittik. Çevreyi büyük bir dikkat ve hayranlıkla inceliyorduk. Great Meteoron bu bölgenin en büyük manastırıydı. Üzerinde eski manastırların kalıntıları bulunan kaya sütunlar ve yine üzerinde herhangi bir yapı veya kalıntı bulunmayan sütunlar da görülüyordu. Bu taş sütunlar bize epeyce espri konusu oldu. Özellikle “1+1 Manastırlık arazi” ve “Ağaoğlu’nun Meteora’da Manastırlık arsa baktığı ve yapacağı manastıra ‘Ağaoğlu My Monastry’ adını vereceği” gibi geyiklerimizle epeyce eğlendik.
Yükseklik korkumun olması ve bu kadar yüksek kaya sütunların üzerinde gezinebilmek bana korku ve heyecanı bir arada yaşatıyordu. Akşam ışıklarıyla manzara iyice mora boyanıyordu ve biz yavaş yavaş inişe geçiyorduk. Geldiğimiz yoldan değil de Kalambaka’ya göre Meteora kayalıklarının arka yüzüne bakan Kastraki tarafından inişe geçtik. Yol Rousanou ve Nicholas Anapausas manastırlarının altından geçiyordu. Bu iki manastır diğerlerine göre daha küçüktü ve aşağılarda yer alıyordu ama yine de muhteşem yerleşimleriyle göz alıyorlardı. Önlerinde durup kafamızı yukarı kaldırarak görmeye çalışıyorduk detaylarını. Hava tamamen kararmaya yüz tutunca Kastraki’ye indik. Burası küçük bir kasabaydı ve bolca kamping, pansiyon ve küçük otellerle doluydu. Kalambaka’ya bağlanan yoldan ilerleyerek Uğur’un yine booking.com’dan bulduğu Elena’s Guest House’u arama başladık. Burası butik otel formatında küçük bir yerdi. Kalambaka’nın merkezine biraz mesafeli, kaya sütunların hemen kenarındaydı. Uğur, yerin sahibi olan Elena’yla tanışıp sohbet ederken ben dışarıda top oynayan çocukları seyrediyordum. Muhabbetin sonunda bisikletlerle beraber kalacağımız odaya yerleştik. Oda tam bir butik otele uygun şekilde çok özenli döşenmişti. Yemek konusunda fazla bir alternatif bulamadık Kalambaka’nın merkezinde. Zaten saat de oldukça geç olmuştu. Uğur Elena’yla konuşup yarın sabahtan öğleye kadar yarım günlük bir tur ayarlamıştı. Gelip bizi kaldığımız yerden alacaklardı. Bu da bizim için çok iyi olmuştu çünkü tekrar bisikletle çıkmadan, yorulmadan Meteora’daki manastırlardan bazılarını görebilecektik. Fazla geç vakte kalmadan yattık. Yarın başka bir heyecanla uyanacaktık.
VDO 2.0 MC WL verileri
Çıkış : 10:15
Varış : 17:30
Mesafe : 101,23 km
Sürüş Süresi : 05:39 saat
Ortalama hız : 17,89 km/s
Max. Hız : 46,10 km/s
Ortalama Eğim Çıkış : %5
Max Eğim Çıkış : %12
Ortalama Eğim İniş : %-4
Max Eğim İniş : %-18
http://www.mapmyride.com/routes/view/302363195]” (link) [/URL]
.
http://s5.postimg.org/ggad0vr6v/8_Larissa_Kalambaka.png
.
Yoldaki antik “site”lardan biri
http://s5.postimg.org/9ldjxuwkn/IMG_0442_800x600.jpg
.
Trikala’da çorba niyetine yemek yediğimiz küçük lokanta. En sağdaki abimizin “Biz dostuz” nidaları çok samimiydi.
http://s5.postimg.org/v2k7rgyg7/IMG_0445_800x600.jpg
.
Meteora’nın çıkışında. Arkada yukarıda Meteora
http://s5.postimg.org/4dsgtefzb/IMG_0451_800x600.jpg
.
Uğur’un sıcaktan bunaldığı anlar
http://s5.postimg.org/kq2ij4uav/IMG_0453_600x800.jpg
.
Kaya sütunlar belirginleşiyor
http://s5.postimg.org/c93087plz/IMG_0454_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/emkxz8413/IMG_0456_800x600.jpg
.
Agias Triados göründü
http://s5.postimg.org/464tww50n/IMG_0457_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/owryc7jaf/IMG_0459_800x600.jpg
.
Agias Triados Manastırı
http://s5.postimg.org/y9jcou89z/IMG_0462_600x800.jpg
.
Coğrafi açıdan Meteora’yı Meteora yapan kaya bloklar
http://s5.postimg.org/bqtm3rexz/20130921_171447_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/vds0tdj6v/20130921_171525_800x600.jpg
.
Agias Triados’a teleferik hattı
http://s5.postimg.org/59apk94kn/20130921_171540_800x600.jpg
.
Agia Stephanos Manastırı’nı kapısı duvar oldu
http://s5.postimg.org/bkfx0o5t3/20130921_172912_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/irvul51t3/IMG_0464_800x600.jpg
.
Meteora’nın en uzun taş kulesi 650 m. yükseklikte
http://s5.postimg.org/tdfpx584n/IMG_0465_800x600.jpg
.
Aşağıda Kalambaka’nı girişi ve Theselya Ovası
http://s5.postimg.org/sf3y8lk6f/IMG_0469_800x600.jpg
.
Giremediğimiz Agia Stephanos’un önünde
http://s5.postimg.org/ix478jyhz/IMG_0470_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/kcwvocqxz/20130921_173649_800x600.jpg
.
Uğur’un Meteora pozu
http://s5.postimg.org/rob82tht3/IMG_0476_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/w53l1hw13/IMG_0477_800x600.jpg
.
Ovaya karşı
http://s5.postimg.org/a3dargbjb/IMG_0479_800x600.jpg
.
Aşağıda Kalambaka
http://s5.postimg.org/6q524qhyf/IMG_0483_800x600.jpg
.
Meteora manzaraları
http://s5.postimg.org/45ql8ajxj/20130921_175431_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/cf720g31j/20130921_175449_800x600.jpg
.
Dikkatli bakarsanız fotoğraftaki 3 manastırı görebilirsiniz
http://s5.postimg.org/l48fwh3s7/IMG_0486_800x600.jpg
.
Meteora fatihi Uğur
http://s5.postimg.org/qjh5xfvc7/IMG_0488_800x600.jpg
.
Agios Nikolaos Anapafsas Manastırı
http://s5.postimg.org/bdfpk8up3/IMG_0491_600x800.jpg
.
Buralarda ayakta durmak benim için kolay değil
http://s5.postimg.org/70cko2wkn/IMG_0496_800x600.jpg
.
Meteora manzaralarına devam
http://s5.postimg.org/z6yyp6yjr/IMG_0500_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/8kmi07ucn/IMG_0502_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/4fbleawkn/IMG_0503_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/6im0lywdj/IMG_0508_600x800.jpg
.
Meteora ayaklarımın altında
http://s5.postimg.org/4vwt0qkbr/IMG_0509_800x600.jpg
.
Rousanou Manastırı
http://s5.postimg.org/60qv646sn/IMG_0515_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/ge49j9ron/20130921_183216_800x600.jpg
.
Bisikletler de bu karalere girmeyi hak ediyor.
http://s5.postimg.org/e5lho6v6v/20130921_183806_600x800.jpg
.
Akşam üstü ışık karşıdan geliyor
http://s5.postimg.org/gjquva9gn/IMG_0517_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/zass5g413/IMG_0520_800x600.jpg
.
Beni buraya kadar getiren bisikletimle Great Meteoron Manastırı’nın önündeyiz.
http://s5.postimg.org/krq8hs09z/IMG_0524_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/9zso2oktj/IMG_0526_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/pn6fte0kn/20130921_185314_800x600.jpg
.
Varlaam Manastırın kapısındaki resim
http://s5.postimg.org/ng275gvaf/20130921_185442_800x600.jpg
.
Varlaam Manastırı
http://s5.postimg.org/rynbzwlt3/IMG_0529_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/7tyd86hd3/IMG_0530_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/twylbn3on/IMG_0531_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/55lhhqoh3/20130921_185646_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/8qhd0yt0n/20130921_185758_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/m2xzq8vvr/IMG_0534_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/lfz30pyzr/IMG_0537_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/4rk5i54dj/20130921_190926_800x600.jpg
.
Great Meteoron’dan Varlaam’ın görünüşü
http://s5.postimg.org/lygqtwqjr/20130921_190951_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/n2tcj2hd3/IMG_0538_800x600.jpg
.
Great Meteoron Manastırı.
http://s5.postimg.org/yzfx6fcyv/IMG_0541_800x600.jpg
.
Varlaam’a karşı pozlarımız
http://s5.postimg.org/5glhea99j/IMG_0542_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/d1jgcmxyf/IMG_0547_800x600.jpg
.
Great Meteoron Manastırı’nın önündeyiz.
http://s5.postimg.org/qbjvq2oo7/20130921_191608_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/mc0mdaezr/IMG_0553_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/5e1lrg5lz/IMG_0558_800x600.jpg
.
Gün batımında…
http://s5.postimg.org/492hoyctj/IMG_0559_800x600.jpg
.
İniş yolundayız
http://s5.postimg.org/71vp8zd5z/IMG_0562_800x600.jpg
.
Rousanou Manastırı
http://s5.postimg.org/kdtyfamhz/IMG_0563_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/g25cqafl3/IMG_0564_800x600.jpg
.
Agios Nikolaos Anapafsas
http://s5.postimg.org/vrghqhx0n/IMG_0566_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/rm5l4kz8n/IMG_0569_600x800.jpg
.
Kalacağımı yer taş bloklara bakıyor.
http://s5.postimg.org/f5gdxmzqf/20130922_080237_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/jfv1t84tj/20130922_080306_800x600.jpg
.
Elenas Guest House
http://s5.postimg.org/5q53y673b/20130922_080354_800x600.jpg
Kalkış ve otelden çıkış geç olmasına rağmen, yolun büyük bir kısmının düz olması nedeniyle fazla gecikiyor sayılmazdık. Bugünkü etabımız Yunanistan turumuzun ikinci büyük durağına, Meteora’yaydı. Hem coğrafi hem de tarihi anlamda önemli bir noktaya gidiyorduk. Hakkında daha önce okuduğum yazılar ve gördüğüm fotoğraflardan Meteora’nın muhteşem coğrafyası ve inanılmaz yapısı hakkında bilgi almıştım ama asıl olan kendi gözlerimle görecek olmamdı. Uğur’u da Meteora hakkında bilgilendirip tura eklememiz konusunda ikna etmiştim. Bu sebeple turumuz en az 2 gün kadar uzuyordu. Şimdi bunu karşılığını alma zamanıydı.
Larissa, Theselya ovasının ortasına yerleşmiş Yunanistan’ın büyük şehirlerinden biriydi. Doğal olarak uzun süre ovanın ortasındaki dümdüz yolda ilerliyorduk. Yol yine keyif vermiyordu bize. Yavaş yavaş “Yokuş yoksa keyif de yok” demeye başlamıştık aramızda. Meteora’nın olduğu bölgeye ulaşmak için Trikala’dan itibaren ana yoldan ayrılmak gerekiyordu. Trikala bu yolda bizim için lezzet duraklarından biri olacaktı. Şehrin içine girdikten sonra ana yol paralel olarak yol aldığımızı hissettim. Yemek yiyecek yer ararken bizdeki esnaf lokantası formatına uygun küçük bir lokanta gördüm. Uğur da başka yerlere bakıyordu. Klasik sorumuz “Çorba var mı ?”’ydı. Yine bu soruyu sordum. Bu sefer olumlu cevap almam beni çok şaşırttı. Uğur’u çağırdım heyecanla. Bisikletlerimizi kaldırımda kilitledik ve içerideki masaya oturduk. Çorba olarak önümüze gelen aslında oldukça iri köfteleri olan sulu köfte yemeğiydi. Ama biz çorba niyetine yemiş olduk. Yanında da bezelye bulmuştum sebze olsun diye. Yemek için buraya gelmemize değmişti. Lokantanın sahibiyle de muhabbetimiz çok iyiydi. Bisikletli oluşumuz ve Türkiye’den gelişimiz çok ilgisini çekmişti. Yemeğin sonlarına doğru lokantanın asıl sahibi veya ortağı olduğunu düşündüğümüz başka biri de sohbetimize katılmıştı. Hatta son bölümde bize (İngilizce) söylediği sözler aslında genel olarak durumu özetliyordu :”Biz dostuz. Türkler ve Yunanlılar dosttur. Düşman olanlar politikacılar. Söyleyin arkadaşlarınıza da, biz dostuz.” Adamın yüzündeki samimiyet ifadesi bu güzel sözlerle bütünleşiyordu. Yemek sonunda ilk gördüğümüz lokanta sahibi bize 2 tane Meteora posteri hediye etti. Çok teşekkür ederek vedalaştık ve yola koyulduk.
Artık heyecanım iki katına çıkmıştı. Yolda, Trikala’dan çıkarken hafif iniş ve çıkış vardı ama sonrası Kalambaka’ya doğru düz devam ediyordu. Kalambaka, Meteora’nın altında yer alan küçük ama turistik bir kasabaydı ve bu akşamki durağımız olacaktı. Sürekli ileriye ve yukarıya doğru bakarak yol alıyordum. Yolun solunda uzakta Pineios Nehri uzanıyordu. Yolun kenarında, Meteora’daki manastırların haricinde başka bir manastırın yolunu işaret eden levha vardı. Sağa baktığımda tepenin üzerinde yer alan küçük bir manastır gördüm. Meteora’da göreceğimiz muhteşem manastırların bir işaretiydi bize. Yoldaki bir levha da Theopetra Mağası’na aitti. Mağaraları seven ve fırsat buldukça turizme açık olan (hatta avatarımda olduğu gibi açık olmayan) mağaralara giren biri için bu levhayı görmek ne kadar iyi ise yanından geçip gitmek de o kadar kötüydü.
Sonunda karşımızda tepeler gördük. Ovanın ortasında dimdik yükselen yarlar şeklindeydi. Daha dikkatli baktığımda yarların bize bakan yüzünde en tepeye yerleşmiş bir yapı gördüm. Uğur’a da işaret ettim. O da çoktan görmüştü zaten. Yüzümüzde heyecanla karışık bir gülümseme ile ilerliyorduk. Sonunda geldik dedik Meteora’ya. Aslında Meteora’ya değil Kalambaka’nın girişine varmıştık. Google’ın haritasından yola baktığımda Kalambaka’nın girişinde Meteora’ya yol ayrımı olduğunu görmüştüm. 6-7 Km’lik ciddi bir yokuş olduğunu da MapMyRide üzerinden doğrulamıştım. Kalambaka’ya girmeyip direkt Meteora’ya çıkmayı teklif ettim Uğur’a. Bu kadar yol geldikten sonra dik yokuşlara devam etme konusunda tereddütlüydü Uğur. “Buraya kadar bunun için geldik.” dedim. “Meteora’ya bisikletle çıkmadan olmaz.” Fazla zaman kaybetmeden kendimizi Meteora çıkışında bulduk. Hediyelik eşya satan bir dükkanda kısa bir moladan sonra yokuşlara başladık. Hâlâ göremiyorduk diğer manastırları. Meteoranın dev sütunlarını da…
Yol yazısına devam etmeden önce muhteşem Meteora hakkında derlediğim bilgileri paylaşmalıyım.
Meteora
Yunanistan'ın Teselya bölgesinde, Kalambaka kasabası yakınında bulunan Meteora, doğa ile insanın ortaklaşa yarattığı bir vaha. Dev kayalıkların doruklarına kondurulmuş zamanında 24 manastırdan (şu an 6 manastır ayakta ve kullanılıyor) oluşan bölge, dünya üzerinde başka bir dünyaya ait gibi görünüyor. Meteora, “meteorit” kelimesinden türetilmiş ve "havada asılı duran" anlamına geliyor. 11. yüzyıldan itibaren Ortodoks keşişlerin sığınağı olan kayalıklara ilk manastır 14. yüzyıl başında inşa edilmeye başlanmış. Meteora'nın dünyaya açılışı ise çok yeni, 80 yıl öncesine kadar keşişler manastırlara ip merdivenlerle tırmanıyorlarmış. Bugün merdivenler yapılmış. 700 yıl önce bu sarp kayalıklara nasıl taş ve toprak taşındığı hâlâ muamma. Bütün manastırların hikâyesi ilginç ama herhalde en ilginci, inşasına 1448'de başlanan kutsal Trinity manastırınınki... Manastıra, kayalığın içine oyulmuş 140 basamaklı merdivenle tırmanılıyor. 1476'da açılan manastırın inşası 18 yıl sürmüş. Keşişler inşaat için gereken malzemeyi ise ancak 70 yılda taşıyabilmişler! Meteora'nın tüm dünyada ünlenmesi ise James Bond sayesinde oldu. Roger Moore, "For Your Eyes Only" filminde Moni Agias Triados'a halat merdivenle tırmanıyordu. Buraya artık 'James Bond manastırı' deniyor. Diğer beş manastırın adı ise, Megalo veya (Great Meteoron) , Varlaam, St. Stephanos, St. Nikolaos Anapafsa ve Rausanou.
Meteora hem kültürel hem de coğrafi bakımdan Unesco Dünya Mirası listesine girmiş ender yerlerden. Kısaca “Yunanistan’ın Kapadokyası” olarak tanımlanabilir. (Kapadokya da aynı kriterlerle Unesco Listesinde yer alıyor.) Milyonlarca yıl önce, bu bölge deniz altındaymış. Theselya düzlüğü yükselip deniz çekilince yerini nehrin doldurması Meteora’nın dev kaya sütunları oluşmuş. Zamanında 20’den fazla manastır varken şu an 6 tanesi ayakta ve aktif durumda.
Tırmanış ve güneş bizi o kadar terletiyordu ki yanımızdaki suyu kısa sürede tükettik. Onca yolun ardında dinlene dinlene çıkarken bizi güneşten koruyacak bir ağaç gölgesi bulmamız oldukça zor oluyordu yol kenarında. Ovadan, bir anda tepelere doğru yükselen yol Uğur’u epeyce bezdirmişti. Keşke yarın bisikletsiz gelseydik diye söylenmeye başladı. Ben pedala bastıkça onu da motive diyordum şu kadar kaldı bu kadar kaldı diye. Tırmanışın ortasına gelmiş ve su ihtiyacımız tavan yapmışken yolun biraz içerisinde, Meteora’ya en yakın otel/pansiyon olduğu iddiasında olan bir yerden su aldım. Uğur beni yolda bekliyordu. Biraz dinlenip su takviyesinden sonra yolun da eğimi azalınca ilerlememiz biraz daha kolaylaştı ilk bölüme göre. Tepeye vardığımızda yol ikiye ayrılıyordu. Biz, gelirken gördüğümüz ilk manastıra doğru devam ettik. Yan tarafta, ana yol bağlantısı teleferik yardımıyla (önce aşağıya sonra yukarıya çıkan merdiven de yapılmış) kurulan Agia Triada (Holy Trinity) manastırını gördük. Manastırın duvarları üzerinde bulunduğu dev sütunun kenarlarıyla aynı düzlemdeydi ve bu şekliyle sütunun devamı gibi doğal görünüyordu. Görüntü bizi büyülemişti. Aklımızda yüzlerce soru vardı ama en kısa ve meseleyi en iyi özetleyeni “Nasıl yapmışlar ?”’dı. Gözlerimizi alamıyorduk ama gelmişken manastırlardan birinin içini de görmek istediğimiz için aceleyle yola devam ettik. Her manastırın açık olduğu saat aralığı farklıydı ve varış saatimize göre girebileceğimiz tek manastır Agia Stephanos (St. Stephen) Manastırı’ydı. Pedallara asılıp kapanış saatine 5-10 dakika kala vardık Agia Stephanos’a. Manastırlara erkeklerin şortla, kadınların da pantolon, şort ve kolsuz tişörtle girmeleri yasak olduğu için bisikletlerimizi uygun bir yere koyup hızlıca eşofman altlarımız giymeye koyulduk. Etrafta olan birkaç kişi de manastırdan yeni çıkmış olanlardı. Bisikletleri kilitleyip tam geniş demir kapıya doğru yöneldiğimizde makus talihimizle karşılaştık. Kapı kapanmaya başlamıştı. Biz yaklaşırken kapının da kapandığını görüyor, şaşkınlıkla birlikte kızgınlık ve pişmanlık yaşıyorduk. Sonuçta girememiştik manastıra ve başka bir manastıra da girme şansımız yoktu. Çaresiz geri dönüp kıyafetleri tekrar bisiklet formatına çevirdik ve bu sefer uzun uzadıya etrafı seyrettik ve bir sürü fotoğraf çektik. O yıllarda, bu kadar zor bir yere bu çapta bir yapıyı yapmak, yapı için gerekli malzemeleri o noktalara ulaştırmak… Hepsi ayrı ayrı büyük bir şaşkınlık ve hayranlık kaynağıydı. Tabi bunun yanında bulunduğumuz noktadan gördüğümüz manzara ve batmaya başlayan güneşin yarattığı muhteşem ışık oyunları manzarayı daha da zenginleştiriyordu.
Agia Stephanos manastırından geriye dönüp önce Agia Triada’ya ulaştık. Yine seyir ve fotoğraf çekiminden sonra bu sefer Kalambaka’dan gelen yol kavşağını geçip diğer taraftaki 2 manastıra doğru devam ettik. İlki diğerine göre biraz daha aşağıda olan Varlaam Manastırıydı. Üzerine yerleştiği kaya sütunla birlikte çok etkileyici görünüyordu. Önce onun kapısına daha sonra da yukarıdaki Great Meteoron Manastırı’na gittik. Çevreyi büyük bir dikkat ve hayranlıkla inceliyorduk. Great Meteoron bu bölgenin en büyük manastırıydı. Üzerinde eski manastırların kalıntıları bulunan kaya sütunlar ve yine üzerinde herhangi bir yapı veya kalıntı bulunmayan sütunlar da görülüyordu. Bu taş sütunlar bize epeyce espri konusu oldu. Özellikle “1+1 Manastırlık arazi” ve “Ağaoğlu’nun Meteora’da Manastırlık arsa baktığı ve yapacağı manastıra ‘Ağaoğlu My Monastry’ adını vereceği” gibi geyiklerimizle epeyce eğlendik.
Yükseklik korkumun olması ve bu kadar yüksek kaya sütunların üzerinde gezinebilmek bana korku ve heyecanı bir arada yaşatıyordu. Akşam ışıklarıyla manzara iyice mora boyanıyordu ve biz yavaş yavaş inişe geçiyorduk. Geldiğimiz yoldan değil de Kalambaka’ya göre Meteora kayalıklarının arka yüzüne bakan Kastraki tarafından inişe geçtik. Yol Rousanou ve Nicholas Anapausas manastırlarının altından geçiyordu. Bu iki manastır diğerlerine göre daha küçüktü ve aşağılarda yer alıyordu ama yine de muhteşem yerleşimleriyle göz alıyorlardı. Önlerinde durup kafamızı yukarı kaldırarak görmeye çalışıyorduk detaylarını. Hava tamamen kararmaya yüz tutunca Kastraki’ye indik. Burası küçük bir kasabaydı ve bolca kamping, pansiyon ve küçük otellerle doluydu. Kalambaka’ya bağlanan yoldan ilerleyerek Uğur’un yine booking.com’dan bulduğu Elena’s Guest House’u arama başladık. Burası butik otel formatında küçük bir yerdi. Kalambaka’nın merkezine biraz mesafeli, kaya sütunların hemen kenarındaydı. Uğur, yerin sahibi olan Elena’yla tanışıp sohbet ederken ben dışarıda top oynayan çocukları seyrediyordum. Muhabbetin sonunda bisikletlerle beraber kalacağımız odaya yerleştik. Oda tam bir butik otele uygun şekilde çok özenli döşenmişti. Yemek konusunda fazla bir alternatif bulamadık Kalambaka’nın merkezinde. Zaten saat de oldukça geç olmuştu. Uğur Elena’yla konuşup yarın sabahtan öğleye kadar yarım günlük bir tur ayarlamıştı. Gelip bizi kaldığımız yerden alacaklardı. Bu da bizim için çok iyi olmuştu çünkü tekrar bisikletle çıkmadan, yorulmadan Meteora’daki manastırlardan bazılarını görebilecektik. Fazla geç vakte kalmadan yattık. Yarın başka bir heyecanla uyanacaktık.
VDO 2.0 MC WL verileri
Çıkış : 10:15
Varış : 17:30
Mesafe : 101,23 km
Sürüş Süresi : 05:39 saat
Ortalama hız : 17,89 km/s
Max. Hız : 46,10 km/s
Ortalama Eğim Çıkış : %5
Max Eğim Çıkış : %12
Ortalama Eğim İniş : %-4
Max Eğim İniş : %-18
http://www.mapmyride.com/routes/view/302363195]” (link) [/URL]
.
http://s5.postimg.org/ggad0vr6v/8_Larissa_Kalambaka.png
.
Yoldaki antik “site”lardan biri
http://s5.postimg.org/9ldjxuwkn/IMG_0442_800x600.jpg
.
Trikala’da çorba niyetine yemek yediğimiz küçük lokanta. En sağdaki abimizin “Biz dostuz” nidaları çok samimiydi.
http://s5.postimg.org/v2k7rgyg7/IMG_0445_800x600.jpg
.
Meteora’nın çıkışında. Arkada yukarıda Meteora
http://s5.postimg.org/4dsgtefzb/IMG_0451_800x600.jpg
.
Uğur’un sıcaktan bunaldığı anlar
http://s5.postimg.org/kq2ij4uav/IMG_0453_600x800.jpg
.
Kaya sütunlar belirginleşiyor
http://s5.postimg.org/c93087plz/IMG_0454_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/emkxz8413/IMG_0456_800x600.jpg
.
Agias Triados göründü
http://s5.postimg.org/464tww50n/IMG_0457_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/owryc7jaf/IMG_0459_800x600.jpg
.
Agias Triados Manastırı
http://s5.postimg.org/y9jcou89z/IMG_0462_600x800.jpg
.
Coğrafi açıdan Meteora’yı Meteora yapan kaya bloklar
http://s5.postimg.org/bqtm3rexz/20130921_171447_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/vds0tdj6v/20130921_171525_800x600.jpg
.
Agias Triados’a teleferik hattı
http://s5.postimg.org/59apk94kn/20130921_171540_800x600.jpg
.
Agia Stephanos Manastırı’nı kapısı duvar oldu
http://s5.postimg.org/bkfx0o5t3/20130921_172912_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/irvul51t3/IMG_0464_800x600.jpg
.
Meteora’nın en uzun taş kulesi 650 m. yükseklikte
http://s5.postimg.org/tdfpx584n/IMG_0465_800x600.jpg
.
Aşağıda Kalambaka’nı girişi ve Theselya Ovası
http://s5.postimg.org/sf3y8lk6f/IMG_0469_800x600.jpg
.
Giremediğimiz Agia Stephanos’un önünde
http://s5.postimg.org/ix478jyhz/IMG_0470_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/kcwvocqxz/20130921_173649_800x600.jpg
.
Uğur’un Meteora pozu
http://s5.postimg.org/rob82tht3/IMG_0476_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/w53l1hw13/IMG_0477_800x600.jpg
.
Ovaya karşı
http://s5.postimg.org/a3dargbjb/IMG_0479_800x600.jpg
.
Aşağıda Kalambaka
http://s5.postimg.org/6q524qhyf/IMG_0483_800x600.jpg
.
Meteora manzaraları
http://s5.postimg.org/45ql8ajxj/20130921_175431_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/cf720g31j/20130921_175449_800x600.jpg
.
Dikkatli bakarsanız fotoğraftaki 3 manastırı görebilirsiniz
http://s5.postimg.org/l48fwh3s7/IMG_0486_800x600.jpg
.
Meteora fatihi Uğur
http://s5.postimg.org/qjh5xfvc7/IMG_0488_800x600.jpg
.
Agios Nikolaos Anapafsas Manastırı
http://s5.postimg.org/bdfpk8up3/IMG_0491_600x800.jpg
.
Buralarda ayakta durmak benim için kolay değil
http://s5.postimg.org/70cko2wkn/IMG_0496_800x600.jpg
.
Meteora manzaralarına devam
http://s5.postimg.org/z6yyp6yjr/IMG_0500_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/8kmi07ucn/IMG_0502_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/4fbleawkn/IMG_0503_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/6im0lywdj/IMG_0508_600x800.jpg
.
Meteora ayaklarımın altında
http://s5.postimg.org/4vwt0qkbr/IMG_0509_800x600.jpg
.
Rousanou Manastırı
http://s5.postimg.org/60qv646sn/IMG_0515_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/ge49j9ron/20130921_183216_800x600.jpg
.
Bisikletler de bu karalere girmeyi hak ediyor.
http://s5.postimg.org/e5lho6v6v/20130921_183806_600x800.jpg
.
Akşam üstü ışık karşıdan geliyor
http://s5.postimg.org/gjquva9gn/IMG_0517_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/zass5g413/IMG_0520_800x600.jpg
.
Beni buraya kadar getiren bisikletimle Great Meteoron Manastırı’nın önündeyiz.
http://s5.postimg.org/krq8hs09z/IMG_0524_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/9zso2oktj/IMG_0526_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/pn6fte0kn/20130921_185314_800x600.jpg
.
Varlaam Manastırın kapısındaki resim
http://s5.postimg.org/ng275gvaf/20130921_185442_800x600.jpg
.
Varlaam Manastırı
http://s5.postimg.org/rynbzwlt3/IMG_0529_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/7tyd86hd3/IMG_0530_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/twylbn3on/IMG_0531_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/55lhhqoh3/20130921_185646_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/8qhd0yt0n/20130921_185758_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/m2xzq8vvr/IMG_0534_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/lfz30pyzr/IMG_0537_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/4rk5i54dj/20130921_190926_800x600.jpg
.
Great Meteoron’dan Varlaam’ın görünüşü
http://s5.postimg.org/lygqtwqjr/20130921_190951_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/n2tcj2hd3/IMG_0538_800x600.jpg
.
Great Meteoron Manastırı.
http://s5.postimg.org/yzfx6fcyv/IMG_0541_800x600.jpg
.
Varlaam’a karşı pozlarımız
http://s5.postimg.org/5glhea99j/IMG_0542_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/d1jgcmxyf/IMG_0547_800x600.jpg
.
Great Meteoron Manastırı’nın önündeyiz.
http://s5.postimg.org/qbjvq2oo7/20130921_191608_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/mc0mdaezr/IMG_0553_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/5e1lrg5lz/IMG_0558_800x600.jpg
.
Gün batımında…
http://s5.postimg.org/492hoyctj/IMG_0559_800x600.jpg
.
İniş yolundayız
http://s5.postimg.org/71vp8zd5z/IMG_0562_800x600.jpg
.
Rousanou Manastırı
http://s5.postimg.org/kdtyfamhz/IMG_0563_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/g25cqafl3/IMG_0564_800x600.jpg
.
Agios Nikolaos Anapafsas
http://s5.postimg.org/vrghqhx0n/IMG_0566_600x800.jpg
.
http://s5.postimg.org/rm5l4kz8n/IMG_0569_600x800.jpg
.
Kalacağımı yer taş bloklara bakıyor.
http://s5.postimg.org/f5gdxmzqf/20130922_080237_800x600.jpg
.
http://s5.postimg.org/jfv1t84tj/20130922_080306_800x600.jpg
.
Elenas Guest House
http://s5.postimg.org/5q53y673b/20130922_080354_800x600.jpg