Arama sonuçları

Cemal kardeş, kara kışın ortasında ODTÜ Eymir gölünün etrafında birkaç tur atayım dedin. Atladın bisiklete Konya yolundan doğru Eymir'e. Beş-10 tur attın, sonra gölün kenarında kuru bir yere oturdun, dinlendin, yanında getirdiğin sandviçleri yedin, ılımış çayı içtin. Tekrar bindiğinde pedal...

Ben sadece -10'un altına gerçek soğuk diyorum.

Alın sizi kışın bisiklet üzerinde üşütmeyecek bir şey - hem yukarıda adı geçen markalardan çok daha prestijli hem de daha pahalı değil: M12 Heated Gear and Apparel | Milwaukee Tool

Mamut'un Cargo X modelini alıp Scott 910 bisikletin arka teker göbeğine takmaya çalışacağım. Bu römorkun bağlantısı Quick release tekerlere göre tasarlanmış. Bisiklet yazlıkta durduğu için sadece sokma milli (thru axle) olduğunu söyleyebilirim yani mil 10'luk mu 12'lik mi hatırlamıyorum...

Pamuklu, yünlü, sentetik dışında ne var bir bakalım. İpek, kaşmir, bambu, rayon, keten, naylon, akrilik, kenevir, alpaka, hadi bir de neopren. Bunların hangisini giyeceksiniz içinize? Pamuklunun amacı soğuğa karşı son bariyer görevi ifa etmek ve motor montunun ıslanmasını önlemek. Motor montu...

Şart demedim zaten, "en iyi seçenek" dedim. Çünkü motor montu rüzgarı kesmenin dışında düşmelere karşı koruma sağlıyor. Ayrıca montun kendi içliği var. Kat kat giyinmenize gerek kalmıyor. Uzun kollu bir pamuklu yeter de artar.

İzmirli soğuktan ne anlar! Bir boş vaktinizde sözlükten "ütopik" kelimesine bakın.

Linkteki ürünle gerçek soğuklarda donarsınız. Kışın bisiklete binmek istiyorsanız Ankara Dikmen'de - 25 derecede bisiklete binmiş ve hiç üşümemiş bir kişi olarak en iyi seçeneğinizin motor montu olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Kesinlikle rüzgar geçirmiyor, dirsek ve omuz korumalı ve biraz...

Yanlış anlamanın şahikası olmuş "Biriside" diye başlayan cümleniz ("de" ayrı olacak). O "Birisi" benim ve şunu söylüyorum bahsettiğiniz cümlede: "Hükümet borazanı TÜİK bile gerçekleri bir parça görmek zorunda kalmış. Bana inanmıyorsanız TÜİK'in açıklamaya kendini mecbur hissettiği verilere...

Alın TÜİK verilerinden bir kesit: TÜİK Kurumsal

Hükümet borazanı TÜİK verilerine de mi inanmadınız? Araya İlluminati'yi de sıkıştırmışsınız, abartma tekniğiyle coşkuyu verip acı gerçekleri savuşturma kabilinden, sizden iyisi yok! "Deli saçması" ha! Bu da "bi kereden bir şey olmaz" zihniyetinin halk arasındaki tezahürü herhalde. Aynen devam.

Alın merak edenlere üstteki sorunun cevabı: ("Ama bu siyasete giriyor, bulaşmayalım" diyorsanız, tabii siz bilirsiniz.).

Orhan Bey, kimse köpeklerle insanları denk ya da eşit göstermeye çalışmıyor. Benim söylediğim, hükümetin giriştiği çapta bir köpek imha operasyonun muhakkak istenmeyen sonuçları olacağı ve toplu imha yerine yoğun bir yer değiştirme-kısırlaştırma programının uygulanmasının gerektiği. Bu tip işler...

Tabii ki lanetleyeceğiz onları ve en ağır cezalara çarptırılmaları için ilgili mercileri dilekçe yağmuruna tutacağız (imza vererek, toplayarak, sosyal medyadan sesimizi duyurarak vs). Bu arada yönetimin içinde suçlulara yakınlık duyanlar ve ceza almalarını engellemek isteyenler olursa, onlara...

Söylediğiniz şeyin tevili yok. "Köpekten de aşağılık" ne demek?

Çok güzel anlamışsınız!!!

Şöyle demek istemiş olabilir pekala: "Devleti yönetenler vatandaşları köpek saldırılarından sözde korumak için toplu imha yoluna giderken, küçücük çocuklara yakın çevrelerinden gelen saldırıları etkin şekilde cezalandırmayarak Narin gibi minikleri korumasız bırakıyorlar." Köpeklerin "aşağılık...

Anahtarın uç kısmına çekiçle sert bir şekilde vurun (saat istikametinde).

O da fayda etmezse, borunun sıkılacağı bölgeye üç-beş tur elektrik bandı sarın, mükemmel tutar.

İnternet araştırmama göre sizin sele borunuzun 6nm gücünde sıkılması gerekiyor. Bir başka potansiyel çözüm daha söyleyeyim: seatpost adapter (sele borusu adaptörü) diye bir şey var, shim de deniyor. İnce metal bir kılıf. Sizin bisikletinize uygunu var mıdır, bilmiyorum. Ama bir bakınmaya değer...

Sele boruları genellikle 5nm ister. Tork anahtarınız ayarlı ise 5nm'ye getirip bir deneyin. Bu arada Loctite'dan geri dönüş olmaz. İleride bisikleti satmak isterseniz, sıkıntı olur.

Ben de Brooks kullanıyorum ve çok memnunum. Yerinizde olsam Brooks'a bir mektup yazıp, olan biteni anlatır, Brooks'dan bir çözüm bulmasını isterdim. Daha iyisini söyleyeyim. ChatGPT'yi açın, meseleyi burada yaptığınız gibi anlatın ve ChatGPT'den Brooks'a İngilizce bir mektup yazıp distribütöre...

Günün fıkrası: "Cehennemde yeni bir zebani işe başlamış. İlk gün kıdemli zebani tarafından gezdiriliyormuş. Her yerde dev, yüksek kaynar kazanlar içinde yanan insanlar ve her bir kazanın başında zebaniler varmış. Bizimki bakmış derin bir kazanın başında 5 zebani bekliyor. – Bu ne demiş ? – Bu...

Eğer dediğin gibi "boş yapsaydım," kimyan bu kadar bozulmazdı. Burnundan solumuşsun çünkü K-faktörü'nü anladın ve doğru söylediğimi biliyorsun.

Can, uzatmamı istemiyorsan benimle polemiğe girme bir daha. Şimdi marş marş. Seni gidi K-Faktörü seni. Umur kardeş, ben ihtisasa sadece saygı duyarım. Yanlış bir şey söylediysem, nerede, ne zaman bana söyle. Can'ın itirafını okudun mu? Hala savunuyor musun?

Mehmet Bey, mesleğiniz nedir bilmiyorum ama sizden avukat olmaz, onu gayet iyi biliyorum. Ağzınızdan, kaleminizden veya klavyenizden çıkan her kelimenin bir sonucu olur. Bakın Can ne diyor: "Burçak Erbil'in makalesi, kendisi çelikten kişiye özel kadro yaptığı için, yanlı bir yorum içeriyor...

Mehmet Bey, yine aynı hataya düşüyorsunuz. Bir daha anlatıyorum. Birisine "söylediğin şey yanlış" demek başka, o kişiyi gizli bir gündemi olmakla suçlamak bambaşka. Birincisinde fikrinizi söylemiş oluyorsunuz, ikincisinde o fikirden sübjektif bir sonuç çıkarıyorsunuz. Doğrusu çok beğendim bu...

Bakın Can da, siz de iki şeyi birbirinden ayırmakta zorlanıyorsunuz. Bir tarafta bilimsel bir çelik-karbon tartışması var, diğer tarafta ne yaptığını çok iyi bilen bir kişiye yöneltilen kişisel menfaati kasıtlı olarak bilimsel gerçeğin üstünde tutma ithamı var. Ben Can'a mesajında neyin icapsız...

İhtisasım insan ilişkileri. Sen o konuda sınıfta kaldın.

Can, sen o mesajda neyin icapsız olduğunu gayet iyi anladın. Burçak Erbil'i kişisel finansal menfaatler uğruna bilimsel gerçekleri çarpıtmakla suçluyorsun. Bak ne diyorsun: " ... Erbil'in makalesi, kendisi çelikten kişiye özel kadro yaptığı için, yanlı bir yorum içeriyor."