Hz.Mevlana' nın kabına sığmayan aşkı ve mistik yaşantısı, uygulamaları, başta oğlu Sultan Veled olmak üzere O' nun temiz nesli ve yol evlatları tarafİndan belli kurallara bağlanıp kurumlaştırılmış ve adına 'Mevlevilik' denilen yol meydana çıkmıştır.
Hz. Mevlâna vahdeti vücut görüşlerini ve tasavvufî hakikatları açıklarken konuların daha iyi anlaşılması için bazı hikâyeler söylemiştir. Bu hikâyeler Kelile ve Dimne’den, tarihten, vb. halk arasında söylenen hikâyelerden alınmıştır. Fakat Hz. Mevlâna bunları söylerken kendi güzel anlatış tarzıyla bir takım çağrışımlarla (tedaî), hayallerle kendi yaratıcı muhayyelesinden ilham alarak kendine has hoş bir şekilde hikâye etmeyi başarmıştır. Bunların içinde her duyguya yer verilmiştir. Aşk, imân, kahramanlık, fazilet, doğruluk ve bunların dışında bütün insanî duygular yer almıştır.
`Büyük Divan` anlamına gelen Divan-ı Kebir Hz. Mevlana` nın heyecanla, gönül coşkunluğuyla söylediği ilahi aşk şiirlerini toplayan kitabın adıdır. Bir Divan-ı Kebir beytinde, Hz. Mevlana şöyle söyler. `Ben sözü aşkla söylüyorum. Çünkü dersi aşktan alıyorum. Ben canımı onun önüne koyuyorum, ona armağan ediyorum, çünkü o pek azını kabul eder, her şeyi kabul etmez.`
Hz. Mevlana bugün yaşasaydı, eminim Bodrumdaki doğa güzelliği, bisiklet dostlarının kalbindeki bisiklet aşkı, insan sevgisi vb. konularda da en azından bir çift laf etmeden geçmezdi.
Hatta sayın bikergrrl ve sayın gügüş'ün kulakları çınlatası çağrışımlarından sonra mutlaka bu Bodrum gezisine dair mesaj da atabilirdi.
Kendisini rahmet ve şükranla anıyor, mekanı cennet olsun diyoruz.