Scudo Sports

Başıboş köpeklerle mücadele ve kurumların sorumluluğu

(link)

Atatürk'ün Türkiye'de Kuduzla Mücadelesi
Son günlerde medyada bazı kanalların Atatürk sokak köpeklerini itlaf ettirdi söylemlerinin arkasında aslında bir trajedinin yattığını biliyor muydunuz? 13 Haziran 1936 yılında yayınlanan resmi gazetede sokak köpeklerinin toplatılması sahipli köpeklerin bağlanarak zapt edilmesini kanunlaştırması yaygın kuduz vakalarından dolayıdır. Keyfi yada sevgisizlikten kaynaklanan bir itlaf olmadığı o dönemdeki kuduz vakaları ve kayıt altına alınan kuduz ölümleri ile ispatlıdır.

Atatürk'ün Türkiye'de kuduzu ortadan kaldırma çabalarının başarısı liderliğinin ve halk sağlığını iyileştirmeye olan bağlılığının bir kanıtıdır. 1920'lerin başında kuduz Türkiye'de ciddi bir sorundu ve her yıl binlerce vaka rapor ediliyordu. Atatürk, hastalığın yarattığı tehlikeyi fark etti ve onu ortadan kaldırmayı öncelik haline getirdi. Bu hedefe ulaşmak için Atatürk, eğitim, aşı kampanyaları ve kuduzun kontrolü ve ortadan kaldırılmasını düzenleyen yeni yasaların oluşturulmasını içeren kapsamlı bir strateji uyguladı. Ayrıca enfekte hayvanlara ve insanlara tedavi ve bakım sağlamak için ülke çapında bir veteriner klinikleri ve hastaneler ağı kurdu. Atatürk'ün çabaları, Türkiye'deki kuduz vakalarının sayısını yılda binlerden sadece birkaç yüze düşürmede başarılı oldu. Liderliği ve halk sağlığına olan bağlılığı sayısız hayat kurtardı ve diğer ülkelerin takip edeceği bir örnek oluşturdu. Bugün Türkiye dünyada kuduzdan neredeyse tamamen arınmış birkaç ülkeden biri olmayı sürdürüyor. Bu başarı, Atatürk'ün vizyonu ve sıkı çalışmasının yanı sıra veteriner hekimlerin ve halk sağlığı görevlilerinin kuduzdan arındırılmış bir ortam sağlamak için süregelen çabalarına da atfedilebilir. Atatürk'ün Türkiye'de kuduzu yok etme çabalarının başarısı gerçekten dikkate değerdir. Kuduz, hayvanlardan insanlara ısırık yoluyla geçebilen ölümcül bir virüstür. Alıntıdır

Yazı inanılmaz taraflı bir yazı ama yorum yapmayacağım yine de...
Yazıdaki en can alıcı kısım ise "halk sağlığını iyileştirmeye olan bağlılığının" kısmı....
Görüntü kötü gelebilir, daha kötüleri de var...
Halk sağlığını o gün olduğu gibi bugün de önemsemeliyiz...

1716967767709.png
 
Scudo
Oncelikle bir konuyu acikliga kavusturalim, siz dunyanin merkezi degilsiniz ve akliniza gelen her dusunce kutsal kitaptan ayet degildir. Yani sizin dogrunuz sizi baglar ve bize gore dogru kabul edilmesi gereken birsey degildir.

1. Insanlarin karsi oldugu hayvan sadece kopeklerdir, isin icine kedileri koyup konuyu baska yonlere cekmeyin. Kedi saldirisinda olen insan yok.
2. Kopeginize mama yapmak icin oldurulen hayvanlara neden saygi duymuyorsunuz?
3. Siz kopek seviyorsunuz diye milleti kopekleri sevmeye zorlayamazsiniz. Siz dunyanin hakimi degilsiniz, bu ulke babanizin mali degil. Toplum icinde baskalarinin haklarina saygi duyarak yasayamayi ogrenin
4. Kopek saldirisinda olen insanlara empati beslemeyen bir kisi sosyal medya hesabina 50 milyon tane kopek fotografi koysa da benim gozumde bir insan degildir.
5. 13 Haziran 1932 tarih 2123 sayili resmi gazetede yayinlanan teblig ile basibos sokak kopeklerinin itlafi emrini veren Mustafa Kemal Ataturk hakkinda da neden yorum yazmiyorsun? Ataturk'ten de utaniyor musun? Akli selim biri olmadigini dusunuyor musun? Ona da lanet ediyor musun?


Konuyu başka yere çekmiyorum. Kimseyi köpek sevmeye zorlamıyorum. Köpeklerin yerinin sokak olmadığını söylüyorum. Öldürülmesine karşıyım toplatılmasına değil. Dünyanın sahibi olduğumu da söylemedim. Ülke babamın da demedim. Benim doğrum beni sizin doğrunuz sizi bağlarsa nasıl çözüm bulacağız? Bence okuduğunuzu anlamıyorsunuz. Yukarıda sorduğum gibi, size ve çevrenize zarar veren ya da verebilecek herkesi öldürüyor musunuz? Yine söylüyorum ortası yok bunun. Çok basit bir önermeyle, "alkol alıp trafiğe çıkan herkes öldürülmeli çünkü kaza yapıp bir çocuğu babasız bırakabilir." diyebiliriz. Üstelik insan bunu bile bile aklını kullanarak yapıyor. Neyse şimdi insan ve hayvan bir değilciler çıkacak bla bla. Atatürk konusuna gelecek olursak, dönemin şartlarında kuduzla başa çıkmak için alınmış bir karar. O dönem kuduz aşıları günümüzdeki gibi yapılamıyordu. Kuduz vakaları artmıştı. Olayları dönemine göre değerlendirin. Savaş esnasında birini öldürdüğünüzde kanun size katil demiyor. Ayrıca kendisinin de köpek sahiplendiğini biliyoruz. Atatürk de köpekleri öldürdü o zaman Atatürk'e de lanet oku demek kadar sığı bir düşünce olamaz. Kim yapsa benden destek alamaz. Senin Atatürk önermene karşı ben de bir önerme yapayım. Atatürk'ün birden fazla köpek sahiplendiğini biliyoruz. Köpek sahiplenmeyen herkese Atatürk düşmanı diyebilir miyiz? Bu kadar saçma ve komik işte :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet Altuğ
Peki belediyeye şikayette bulundunuz mu?

İzmit'te atletizm pistinin içinde eşimi ısırdı bir tanesi. Şikayet ettik, güvenmemiş olacaklar ki , hastane raporu istediler. Onu da gönderdim. Pistin girişine yaylı bir kapı yapmışlar, artık pistin içinde ısıramıyorlar :) Dışarıdaki popülasyon arttı, yandaki dere boyunda onlarcası çete halinde birlikte gezip, gelene geçene sataşıyorlar.

500m uzaktaki okuluna kızımı yürüyerek arkadaşları ile gönderemememin tek sebebi hayvansever dostlarımızın mahallelerinde köpekleri yaşamaları için getirip daha tenha olan evimin yakınına bırakmaları. "Kaçmayacak korkmayacak o zaman bir şey yapmaz" gibi bir çözüm önerecek, bir gerizekalının çıkmamasını umuyorum, bu konuda oldukça hassasım.

Başka bir mahalledeki köpekleri belediye toplamıştı, hayvansever bir topluluk, belediyenin bu icraatını sert bir dille eleştirince hepsini getirip mahallenin ortasına geri bıraktılar. Sonrasında ısırılma vakaları arttı. Şimdi talep olsa da toplamıyorlar.

Bu işin sadece kısırlaştırma ile çözülemeyeceğini düşünüyorum, buna en büyük etken de popülasyonun artık kontrolden çıkması ve belediyelerin bununla baş edebilecek kapasitelerinin olmayışı, bu iş için de kimse bu boyutta bir kaynak ayırmayacaktır. Tepkiler yeterli görülür, bu tasarı geri çekilirse popülasyon artmaya devam edecek, insanlar çözümü anarşide - kendi çözümlerini kendileri üretmekte- bulacaklar. Sonrası çok daha vahim ve vahşi bir tablo olarak karşımıza çıkacak ama bekleyip görelim umarım orta bir yol bulunup, içerisinde yaşadığımız bu büyük sorun bir şekilde çözüme kavuşur.
 
İzmit'te atletizm pistinin içinde eşimi ısırdı bir tanesi. Şikayet ettik, güvenmemiş olacaklar ki , hastane raporu istediler. Onu da gönderdim. Pistin girişine yaylı bir kapı yapmışlar, artık pistin içinde ısıramıyorlar :) Dışarıdaki popülasyon arttı, yandaki dere boyunda onlarcası çete halinde birlikte gezip, gelene geçene sataşıyorlar.

500m uzaktaki okuluna kızımı yürüyerek arkadaşları ile gönderemememin tek sebebi hayvansever dostlarımızın mahallelerinde köpekleri yaşamaları için getirip daha tenha olan evimin yakınına bırakmaları. "Kaçmayacak korkmayacak o zaman bir şey yapmaz" gibi bir çözüm önerecek, bir gerizekalının çıkmamasını umuyorum, bu konuda oldukça hassasım.

Başka bir mahalledeki köpekleri belediye toplamıştı, hayvansever bir topluluk, belediyenin bu icraatını sert bir dille eleştirince hepsini getirip mahallenin ortasına geri bıraktılar. Sonrasında ısırılma vakaları arttı. Şimdi talep olsa da toplamıyorlar.

Bu işin sadece kısırlaştırma ile çözülemeyeceğini düşünüyorum, buna en büyük etken de popülasyonun artık kontrolden çıkması ve belediyelerin bununla baş edebilecek kapasitelerinin olmayışı, bu iş için de kimse bu boyutta bir kaynak ayırmayacaktır. Tepkiler yeterli görülür, bu tasarı geri çekilirse popülasyon artmaya devam edecek, insanlar çözümü anarşide - kendi çözümlerini kendileri üretmekte- bulacaklar. Sonrası çok daha vahim ve vahşi bir tablo olarak karşımıza çıkacak ama bekleyip görelim umarım orta bir yol bulunup, içerisinde yaşadığımız bu büyük sorun bir şekilde çözüme kavuşur.
Dediklerinize katılıyorum ancak herkes şikayet etse tavırları değişir diye düşünüyorum. burnundan kıl aldırmayan akp bile tepkiler çoğalınca geri adım atıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Cemal Ç.
Atatürk ne alaka konu ile?
Biraz araştırırsanız internette bir şeyler bulursunuz, ayrıca arkadaşın muhtemelen petshop sahibi biri tarafından yazılmış bir yazısı da yukarı da var. Oradan bilgi edinebilirsiniz genel anlamda.
 
  • Beğen
Tepkiler: Sulemosso
Mahalleyi sürekli haftada birkaç kez turlarım. Semt pazarına, marketlere, bakkala, günlük spor turuna bisikletimle giderim.

son 3-5 yılda evcil hayvan eşyası mamacı dükkanlarının sayısı BAKKALları geçti.

bakkaldan daha çok mama dükkanı açıldı.

o yüzden bu işten mamalanan çok.
ama üzgünüm, çok iflas olacak.:uzgnm::uzgnm:
Geçen bimde gördüm ufak ufak poşetlerde mama satılıyor. Artık ne noktaya gelmişler. Bu işten parayı kazanıp arka planda 1-2 yazı, video ile olayı acındıranlar var. Yeterki muslukları kesilmesin. Ve hala yok sigaradan, trafik kazasından şu kadar insan ölüyor diye yorum yazıyorlar. Trafik kazası her yerde oluyor arkadaşım dünyanın neresine gidersen git. Ama köpekler tarafından Almanya'da kimse parçalanmıyor. Belçika'da baba çıkıp "benim çoçuğumu ısırmamışlar abi yemişler resmen benim çoçuğumun yaşama şansı yok abi" diye ağlamıyor.


Fransa'da, Hollanda'da insanları, çoçukları köpek ısırıp kuduzdan çaresizce ölümü beklemiyor. Ama bak senin ülkende 10 yaşında ufacık çoçuk başı boş sokak köpeğinin ısırması yüzünden kuduzdan ölüyor;

resized_aab6f-2419d1fbmustafaa.jpg


Hala insan ile hayvanı karşılaştırıyolar gerçekten garip.
Siz hiç gördünüz mü köpekler için mama yapılan civcivleri konuşan 2700 civarı hayvan derneği. Belediyeler her sene sinek ilaçlıyor araçlarla gördünüz mü hiç sinekler için eylem yapan hayvan derneği? Niye köpekler dışında başka hayvanlar için mücadele edilmiyor. Ağğ doğru sineklere mama satışı olmuyor rant dönmüyor onlar üzerinden. Yada ilaçlanan böcekler değil mi? mama musluğunuz mu kesilecek. cepler mi boşalacak.

Benimde kedim var ama sizin ki hayvan severlik değil. Yine diyorum sokakta bu saldırgan hayvanların işi yok.
Bu iş geri çekilirse insanlar kendi çözümünü kendi arayacaktır. Kimse evladının köpekler tarafından parçalanmasına razı kalamaz. Bu ülkede bir çoçuğun gözünden akacak yaş sokaktaki milyonlarca köpekten değerlidir benim için.

 
Dediklerinize katılıyorum ancak herkes şikayet etse tavırları değişir diye düşünüyorum. burnundan kıl aldırmayan akp bile tepkiler çoğalınca geri adım atıyor.

Şikayet edilmesin gibi bir anlam çıktıysa yanlış ifade etmiş olabilirim kendimi, asla böyle bir şeyi savunmuyorum. Aynı fikirdeyim şikayet mekanizması çalıştırılmalı, sadece birkaç tecrübemi paylaştım.
 
  • Beğen
Tepkiler: mcanerg
Aslında bu da bir yöntem ve hiç aklıma gelmemişti, İstanbul'u Bizans surları gibi demir çitle örüp tüm köpekleri dışarı çıkarabiliriz ama birilerinin "köpeklerin şehirde yaşama hakkı kısıtlanamaz" diyeceğini de sanıyorum :D

diğer şehirlerde yaşayanlar ne olacak derseniz İstanbul deneme amaçlı başarılı olursa diğer şehirleri de öreriz.
 
  • Beğen
Tepkiler: Alazarhus
Şikayet edilmesin gibi bir anlam çıktıysa yanlış ifade etmiş olabilirim kendimi, asla böyle bir şeyi savunmuyorum. Aynı fikirdeyim şikayet mekanizması çalıştırılmalı, sadece birkaç tecrübemi paylaştım.
Yok öyle anlamadım, sizin dediğinizden bağımsız daha çok ve örgütlü bir şekilde şikayet edilmesi demek istedim. Aynı şeyi mesela bisiklet yolları içinde düşünüyorum, bisikletliler yeterince sahiplenip, şikayet etmiyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: gurkan
Kadıköy Boğa civarında bir petshopa kanaryama yem almak için girdim içeride yerde pitbull yatıyor dükkan sahibi "abi bir şey yapmaz korkma ben onunla yatıyorum uysaldır" dedi.

Pitbull ve uysallık, uysal köpek arıyorsan besle kaniş, cocker ayrıca senin onunla beraber yatman bana saldırmayacağı anlamına gelmez ki, istersen aynı kaptan yemek ye.

Şehrin merkezine ticari işletme aç sonra içine müşteriyi kaçıracak yasaklı hayvan türü koy kafalar bir milyon, aslında o anda almayıp çıkmak vardı ya hayvanı yem paketlendikten sonra gördüm.
 
  • Beğen
Tepkiler: templeos ve Atasoy
Avrupa'da çözüm çeşitleri:
infografikjpg-4zNzM14ut0eoRsW-NOo0dw.jpg
 
  • Beğen
Tepkiler: Alazarhus
Demek ki neymiş? Avrupa'daki hiçbir ülkede, bizde yapılması planlandığı şekilde "Hepsini 1 ay barınaklarda tutalım. Sahiplenen olmazsa topluca katledelim! Avrupa'da da öyle yapıyorlar ağğğğğbi!" diye bir şey yokmuş.

Doktor beyimizin yaptığı "4 milyar dolar lazım ağğğğğğbi! Millet aç aç köpeğe mi verecez 4 milyar ağğğğbi!" hesabı da doğru değil. Ülkedeki 4 milyon köpeğin hepsini barınaklarda toplamaya gerek yok. Saldırgan, hastalıklı, çeteleşmiş hayvanları barınağa alırsın. Diğer hayvanlara mahallede, sokakta hayvanseverler bakıyorlar zaten; kimseye zararı olmayan, insandan sevgi gördüğünde karşılığında sevgi veren hayvanlar bunlar. Kısırlaştırır, aşılarını yapar, üremelerinin önüne geçer ve popülasyonu kontrol altına alırsın. Öyle büyük paralar gerektiren işler değil bunlar. Devletin kasasında para yoksa "Biz bize yeteriz Türküyem" diye IBAN yazsın devlet, üzerimize düşeni yine yaparız.
 
  • Beğen
Tepkiler: phrygian
Konuyu başka yere çekmiyorum. Kimseyi köpek sevmeye zorlamıyorum. Köpeklerin yerinin sokak olmadığını söylüyorum. Öldürülmesine karşıyım toplatılmasına değil. Dünyanın sahibi olduğumu da söylemedim. Ülke babamın da demedim. Benim doğrum beni sizin doğrunuz sizi bağlarsa nasıl çözüm bulacağız? Bence okuduğunuzu anlamıyorsunuz. Yukarıda sorduğum gibi, size ve çevrenize zarar veren ya da verebilecek herkesi öldürüyor musunuz? Yine söylüyorum ortası yok bunun. Çok basit bir önermeyle, "alkol alıp trafiğe çıkan herkes öldürülmeli çünkü kaza yapıp bir çocuğu babasız bırakabilir." diyebiliriz. Üstelik insan bunu bile bile aklını kullanarak yapıyor. Neyse şimdi insan ve hayvan bir değilciler çıkacak bla bla. Atatürk konusuna gelecek olursak, dönemin şartlarında kuduzla başa çıkmak için alınmış bir karar. O dönem kuduz aşıları günümüzdeki gibi yapılamıyordu. Kuduz vakaları artmıştı. Olayları dönemine göre değerlendirin. Savaş esnasında birini öldürdüğünüzde kanun size katil demiyor. Ayrıca kendisinin de köpek sahiplendiğini biliyoruz. Atatürk de köpekleri öldürdü o zaman Atatürk'e de lanet oku demek kadar sığı bir düşünce olamaz. Kim yapsa benden destek alamaz. Senin Atatürk önermene karşı ben de bir önerme yapayım. Atatürk'ün birden fazla köpek sahiplendiğini biliyoruz. Köpek sahiplenmeyen herkese Atatürk düşmanı diyebilir miyiz? Bu kadar saçma ve komik işte :)

Gerçekten mantığınız normal bir insanınkinden çok farklı çalışıyor. Köpek sahiplenmek, sahiplenen kişinin kendi iradesiyle yapacağı ve sonucu kendi hanesini doğrudan etkileyen bir fiil.
Ülkeye tek bir faydası olmayan milyonlarca başıboş köpeğin yaşatılmakta ısrar edilmesi ise toplumdaki her bireyi ekonomik açıdan, sağlık ve güvenlik açısından etkileyen bir yaklaşım.
Bu ikisi bir değil.

Atatürk o günün şartlarında kuduzu durdurmak için itlaf kararı aldı.
Yaşasaydı, bugün o günden çok daha fazla başıboş köpek popülasyonu sebebi ile, vatandaşlarının öldüğünü gördüğü için ve kısa zaman içinde kuduzun yeniden hızla yayılacağını öngörerek o günkünden kat kat daha hızlı şekilde itlaf kararı alırdı.

İtlaf seçeneği bugün kesinlikle Atatürk'ün de yöntemi olurdu.

Ama "insan ile hayvan eşit değildir" gerçeğini "bla bla" diye geçiştirmek isteyen biriyle mantığa dayalı bir tartışma yapılamayacağı açık.
 
Saldırgan, çeteleşmiş hayvan ile emekli, uysal, kendi halinde geçim derdin olan hayvanları ayırt etme methodunuzun bilimsel bir yanı var mı, çünkü bilinçli canlılar olan insanların bile ne yapacakları kestirilemez iken evde beslenen sahipli köpek bile ağızlıksız sokakta gezerken insanlara saldırırken nasıl oluyor da sokak köpeğine böylesine güven besliyorsunuz anlamıyorum.

Sanki sokak köpekleri bir dernek kurdu ve size yazılı tebligatta bulunup "biz aramızdaki saldırgan olanları belirledik, bunlarla baş edin bizimle uğraşmayın biz insanlara zararsızız" şeklinde bir sözleşme yapmış gibi davranıyorsunuz.
 
  • Beğen
Tepkiler: ag249
  • Beğen
Tepkiler: Atasoy
Lütfen yazdığımız iletilerdeki üslubu, içeriği ve hitap tarzımızı gözden geçirelim.
Genel bir uyarı yapıp forum kurallarını ihlal etmeye devam edenlere yaptırım uygulanacağını hatırlatırım.
 
  • Beğen
Tepkiler: Alazarhus
Isırma potansiyeli olan çeteleşmiş köpeklerin boynuna kırmızı fular bağlansın, hatta farklı çetelere mensup köpeklere farklı renklerde fular takılsın, düşman oldukları belli olsun insanlar görünce yolunu değiştirsinler.
 
  • Beğen
Tepkiler: templeos
Demek ki neymiş? Avrupa'daki hiçbir ülkede, bizde yapılması planlandığı şekilde "Hepsini 1 ay barınaklarda tutalım. Sahiplenen olmazsa topluca katledelim! Avrupa'da da öyle yapıyorlar ağğğğğbi!" diye bir şey yokmuş.

Doktor beyimizin yaptığı "4 milyar dolar lazım ağğğğğğbi! Millet aç aç köpeğe mi verecez 4 milyar ağğğğbi!" hesabı da doğru değil. Ülkedeki 4 milyon köpeğin hepsini barınaklarda toplamaya gerek yok. Saldırgan, hastalıklı, çeteleşmiş hayvanları barınağa alırsın. Diğer hayvanlara mahallede, sokakta hayvanseverler bakıyorlar zaten; kimseye zararı olmayan, insandan sevgi gördüğünde karşılığında sevgi veren hayvanlar bunlar. Kısırlaştırır, aşılarını yapar, üremelerinin önüne geçer ve popülasyonu kontrol altına alırsın. Öyle büyük paralar gerektiren işler değil bunlar. Devletin kasasında para yoksa "Biz bize yeteriz Türküyem" diye IBAN yazsın devlet, üzerimize düşeni yine yaparız.
(link)
*Yukarıdaki dokümanının 2. başlığından itibaren birçok gelişmiş ülkenin bu soruna karşı nasıl cevap verdiği referanslarıyla beraber verilmiş. Ayrıyeten gelişmiş ülkelerin çoğunda, belki birkaç istisna vardır ki sanmıyorum, bu konu sorun teşkil etmiyor. Bu nedenle soruna direkt onların bugün yaptıklarına değil geçmişte nasıl cevap verdiklerine bakmak gerekiyor. Bu arada şu da bir gerçek ki bahsettiğimiz ülkelerin hiçbirinde sorun bu denli büyümedi, en başta tedbirlerini almışlardı.
Carl Sagan'ın sözüdür; çok severim: "Hidrojen ve helyum atomlarının 15 milyar yıllık evriminin sonucuyuz."

Diğer canlılardan farklı olarak evrim sürecinde farkındalık geliştirmiş olmamız onları bize köle, bizi de onların üzerinde dilediğimiz her şeyi yapabileceğimiz efendileri mi yapıyor? Oysa ki tüm varlıkların yapıtaşları aynı. Yaşayan varlıklar olarak hepimiz ortak atalara, ortak genlere sahibiz. Kendi türümüzün hükümranlığını sürdürmek için uydurduğumuz kaideler, bu yalın gerçeğin üstünü örtemez.

Bu sapkın anlayış, gezegemizi ve üzerinde yaşayan bizler de dahil tüm canlıları felakete sürüklüyor. Bunu göremeyecek kadar kör müsünüz?
* Bir diğer konu ise kötü insanlar olduğu için diğer insanları da mı öldürmeliyiz problemi. Yukarıda belirtiğiniz gibi biz aynı atomlardan oluşsak bile diğer canlılarda farklı olarak farkındalık kazanmışız. Bakın bunu ben değil, siz söylediniz. Hem de öyle uzun bir zaman önce değil dün. Yani biz aynı evrimsel süreçten gelsek bile daha farklıyız. Ve son olarak doğal seçilimin denen bir şey var. Eğer bir çocuk bile bu yüzden ölse ve ölmeye devam edecekse benim için konu bitmiştir. Her ne kadar köpekler için üzülsem de rasyonel başka bir çözüm yoktur.
Bu arada şunu da ekleyim ki bu tartışma siyasiler tarafından gündem değiştirmek için atılmış bir oltadır. Bu konuda diğerleri gibi rafa kaldırılıp biz sadece konuştuğumuzla, belki de birbirimizi kırdığımızla kalacağız. O yüzden herhangi birinizi kırdıysam şahsım adına özür dilerim ama gerçekleri de göz ardı etmemenizi istemek durumundayım...
 
Geri