Bisikletliler zillerinin, motorlu araçlar da kornalarının aslında ne olduğunu karıştırıyorlar. Onun bir nevi siren gibi iş görmesini, önlerindeki yolu kendilerine mutlaka açmasını bekliyorlar.
Trafiğe kapalı yolu geçtim, bisiklet yolu olduğu iddia edilen o tuhaf parkurlarda da eğer zil çalmak zorunda kalıyorsak bir şeyler en başından yanlış demektir. Bir örnek vericem, Istanbul Zeytinburnu'ndan,sanırım Florya'ya hatta daha ötesine uzanan sahil boyundaki bisiklet yolu. Oraya bisiklet yolu yapılırsa elbette verimsiz olur. Bunun buraya varacağı başından belli olmalıydı. İnsanların gerçekten gidecek bir yeri kalmamış İstanbul'da, o yüzden arabayla, şunla bunla bir şekilde biraz daha çıldırarak 'bir yere geldim nihayet' duygusuyla salına salına yürüyorlar, bebek gezdiriyorlar, balonlara saçmalı tüfekle saydırıyorlar, yiyip içiyorlar. Daha da oraya gidip bisiklet sürmeye çabalamanın bir anlamı yok. Zil çalmayı, burası bisiklet yolu diyerek iddialaşmayı, araba farından daha rahatsız edici güçlü flaşörleri insanların gözüne sokmayı, ancak bir ambulansa verilecek önceliği kendimiz için istemeyi ben anlayamıyorum.
Bir de şu kadınlara saydırma meselesi var ki gerçekten çok acınası. "5 kadın e5'i kapatır"mış da bilmem neymiş
Centilmenlikten, sportmenlikten, incelikten kırılıyoruz erkekler olarak. Yolda yürürken çok mutevazı ve pek efendiyiz, terbiyeliler terbiyelisiyiz. O yüzden aşırı güzel mizahımızla ortaya karışık, anonim kadınlarla ilgili çok latif benzetmeler yapıyoruz yorum yaparken
Her zaman olduğu gibi çok tatlı ve acayip haklıyız
