@fthugr23 Çok ilgimi çekti ve çok hoş.
İzmir Güzelbahçe'de yaşıyorum, kıyı şeridindeyim yani.. Burdan öte Urla, Seferihisar ve Çeşme var... Ve yarımada projesi kapsamında bu bölgede köylerden geçen onlarca bisiklet ve yürüyüş parkuru var. Öğretmenim kendim ve yazın 2 ayım boş.. Kıyı boyunca turizm, iç kesimlerde de bu bisiklet ve yürüyüş rotalarını düşününce, böylesi seyyar bir fikrin çok güzel ve potansiyelinin olduğunu düşünüyorum..
Yukarıda bir arkadaşın bahsettiği gibi, jantlardan mini masalar, sele kullanılarak yapılabilecek tabureler iyi fikirler... (Tabii bunlar mobil olacak şekilde dizayn edilmeli.)
Bunların yanında, belki müşterilerin orada okuyabileceği bisiklet temalı kitaplar-dergiler bulundurmak, hatta gidilen yerlerde insanların bisikletlerini getirip küçük tamir-bakım işlerini beraber yapabileceğimiz tamir-bakım alet-malzemeleri bulundurmak, özellikle de bu işi köylerdeki çocuklara yönelik yapmak da kendimce düşündüğüm fikirler. ("İş mi yapacağız, hayır mı yapacağız?" diyebilirsiniz. Bu da, iş olarak günün sakin zamanlarını öngörüp o saatlerde yapmak üzere planlanabilir. Örneğin "tamir-bakım saatleri 11.00-13.00 arasıdır" diye...) Tabii işin içine yedek parça gibi maddi külfetler girmediği sürece bu tamir-bakımların şahsen ücretsiz olmasını savunmaktayım. Zaten bisikleti olan ve genellikle de seven ve onu kullanmak isteyen insanlardan bahsediyoruz burada. O insanların da öyle ya da böyle (sizden alışveriş yaparak, ya da iş yükünüze yardım ederek, ya da olmadı güzel bir muhabbetle)karşılıksız koymayacağına eminim. O an olmasa da bir gün mutlaka..
Esası unutmayalım ama. Her ne ikram ediyorsanız (çay, kahve, kurabiye vs) masraftan ve zahmetten kaçınmayın, en güzelini yapın, yapmaya çalışın. Çay kötü olmuşsa, gerekirse yok deyin, bekleyin deyin, ama o çayı vermeyin..
Zaten maddi anlamda tek kazancınız birkaç kalem ürün, o da güzel olsun ki, orta ve uzun vadede işiniz karlı ve tatmin edici olsun.
(Gecenin bu vaktinde uyku vaktimde, heyecanla oturdum, yazıyorum böyle uzun.. )
Tamir-bakım olayını neden yazdığımı kısaca açmak istiyorum. Bu bölgede, yarımada rotaları boyunca çok güzel köyler bulunuyor. Öğretmen olduğumu belirtmiştim. Her çalıştığım okulda bisiklet adına mutlaka etkinlikler yaparım, uğraşırım. (Eldeki tüm malzemeleri yığarım okula, peyderpey öğrencilerin bisikletlerini, bu işlerden anlayan öğrencilerle beraber elden geçiririz, tamirlerini-bakımlarını yaparız. Sonra da potansiyellerine göre kısa-uzun bisiklet gezileri yaparız.) Ama aklımda hep, merkezden öğrencilerimle atlayıp bisikletlerimize, alıp malzemelerimizi köylerdeki çocuklarla da aynı olayı paylaşarak-dayanışarak yapmak fikri vardı. Hatta tek başıma da çıkıp yapmak istiyordum, birkaç defa da yaptım çok keyifli oldu. Bir çok bisikleti ortak emeklerimizle çalışır duruma getirip beraber sürmek çok güzellikler yaşattı bana ve çocuklara... Bu fikre, içinde geçimime yardımcı olabilecek şekilde para da kazanabileceğim bir fikirle motivasyon sağlamış olmak, hoşuma gitti, o yüzden böyle uzun uzun yazıyorum.
Bir de çayı-kahveyi çok sevdiğimi, özellikle de çay demleme konusunda hassas ve becerikli olduğumu da düşününce...
Buradan-bu konudan, çok daha iyi ve farklı güzel fikirler çıkabileceğini biliyorum ve bekliyorum ben de...
Ha bi de, bizzat kendinizin yaptığı ya da yapandan temin edeceğiniz bisiklet temalı el yapımı, orijinal tasarım ürünler (kitap ayracı, kolye, bileklik, küpe, yüzük, maskot, anahtarlık, not defteri, buff gibi taşıması kolay ürünler de) bulundurulup satılabilir. Hatta işi arada abartıp gezdiğiniz (nispeten bu tür bisiklet ürünlerinin bulunamadığı) yerlerdeki insanlardan bisiklet parça, aksesuar siparişleri dahi alabilirsiniz.
