Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bira kısırlaştırıyor

Derya AKYILDIZ

Forum Bağımlısı
Kayıt
17 Ocak 2006
Mesaj
1.532
Tepki
1.634
Şehir
Ataşehir
İngiltere'de yapılan bir araştırmaya göre biradaki östrojen spermi zayıflatarak kısırlığa yol açıyor.

İngiliz bilim adamlarının gerçekleştirdiği araştırmaya göre biradaki östrojen, spermi etkileyerek etkisini zayıflatıyor ve erkeğin döllenme yeteneğini azaltıyor. Böylece, sakıncaları açısından bugüne kadar sadece yaptığı göbekle gündeme gelen biranın erkek kısırlığında da önemli rol oynadığı ortaya çıkıyor.

Londra'daki King's College bilim adamlarından Prof. Lynn Fraser'ın gerçekleştirdiği araştırmaya göre bira, böcek ilacı ve boya gibi maddelerde bulunan östrojen, spermin kadın vücudu içindeki davranışlarını değiştiriyor. Buna göre östrojenden etkilenen spermler, zamanından önce "olgunlaşarak" etkisini yitiriyor.

Spermler yumurtaya ulaşıp temasa geçtikleri an yumurta duvarını delebilmek için bazı delici enzimler salgılıyor. Biradaki östrojen ise spermlerin daha yumurtaya ulaşmadan söz konusu enzimleri salgılamasına neden oluyor. Bu da delici enzimden yoksun kalan spermin yumurta duvarını delmesini güçleştiriyor ve sonuçta kısırlık ortaya çıkıyor.

(link)

Alkol dostumuz iş başında :)
Bilim adamları diyor, ben demiyorum...
 
  • Beğen
Tepkiler: emreden
Scudo
bunu yayınlayan bilim adamı ingilteredeki publara ugramıyor heralde hiç. gayet bira göbekli coluga cocuga karışmış amcalar var. almanlarında bira kültürü gelişmiştir onların da kısır olması gerekirdi. hurafe bunlar bence, tamam etkileyici unsur vardır ama sürekli maruz kalma durumunda ortaya cıkacak bişidir bence.
 
Garip gerçekten, ülkemizde o kadar 5+ çocuklu alkolik baba var ki, inanması güç.
 
benim bildiğim Vodka ikdidarsızlığa daha sonrasında kısırlıga yol açıyodu,demekki birada katıldı bu ortama.İnanın hergün votka içen bi amcamız vardı 55 yaşında cocugu oldu:).O bişey değil ruslar nerdeyse Rusyada vodka içmeyeni sınır dışı etcekler ama adamların nufusu gittikce artıyo.Bilim adamları bazen çok bilimsel konusup gerçek hayatın yolundan şaşabiliyolar.
 
aynen bende vodkayı duymuştum .ancak birayı kısr yapcak kadar bilmiyordum ancak yaklşık 5-6 litre bira içmek o akşamki iktidarı zayıflatıyor diye duymuştum yapmayın yav birada kısır yaprsa . yazık ingilizlere:D
 
Sanırım bu haber kimsenin hoşuna gitmedi (?) böyle yorumlar gelebileceğini tahmin ettiğim için "Bilim adamları diyor ben demiyorum..." diye konunun altına eklemiştim. Sanırım haberin verilişi pek inandırıcı gelmedi. Neyse haberin orjinalini isteyenler için link veriyorum.

(link)
 
  • Beğen
Tepkiler: emreden
galonla içersek sanırım etkisi olur =) yoksa pehhh =D

bence bu araştırma yapan bilim adamları insanların psikolojisine zararlı =)
 
insanların biradan, alkolden uzaklaştırmak amaçlı yapılmış bi haberde olabilir..günümüzde toplum hayatını olumlu etkilemesi için yapılan yalan demeyim ama cakma haberler yok değil..
 
Verdiğiniz adresteki yazı bira ile ilgili değil. Yazının başlığı şu:

Women who eat soya may spoil sperm's chances

Yani, soya yiyen kadınlar, spermlerin (hamile bıraktırma) şansını azaltıyor "olabilir".

Yazı da bira ile değil, tamamen soya ile ilgili. Bira kelimesi yazıda bir kez bile geçmiyor.
Bu tarz ingilizce siteye link verip, kimse linke tıklamaz nasılsa, tıklasa da okumaz, okusa da anlamaz mantığıyla yapılan ne ilk haber bu, ne de son olacak.
Orijinal metin ile sizin verdiğiniz arasındaki tek doğru çeviri, araştırmayı Lynn Fraser adlı bir bilimcinin yapmış olduğu. Gerisi tamamen uydurma.

@Derya AKYILDIZ
 
  • Beğen
Tepkiler: abdullahabdullah
Ayrıca östrojen uzaydan gelme ne olduğu belirsiz bir madde değil. Aşağıdaki besinlerin hepsi de yüksek östrojen içeriği nedeniyle özellikle menapozdaki kadınlara tavsiye ediliyor (kaynak: (link))

Alfalfa - kaba yonca
Animal flesh - hayvan eti
Anise seed - anason tohumu
Apples - elma
Baker's yeast - ekmek mayası
Barley - bira
Beets - pancar
Carrots - havuç
Cherries - kiraz
Chickpeas - nohut
Clover - yonca
Cowpeas (black- eyed peas) - börülce
Cucumbers - hıyar
Dairy Foods - süt ve süt ürünleri
Dates - hurma
Eggs - yumurta
Eggplant - patlıcan
Fennel - rezene
Flaxseeds - keten tohumu
Garlic - sarmısak
Hops - şerbetçiotu
Licorice - meyan kökü
Oats - yulaf
Olive oil - zeytinyağı
Olives - zeytin
Papaya - papaya
Parsley - maydanoz
Peas - bezelye
Peppers - biber
Plums - erik
Pomegranates - nar
Potatoes - patates
Pumpkin - helvacı kabağı
Red beans - barbunya
Red clover - kırmızı yonca
Rhubarb - ?
Rice - pirinç
Sage - adaçayı
Sesame seeds - susam tohumu
Soybean sprouts - soya filizi
Soybeans - soya fasulyesi
Split peas - ?
Sunflower seeds - günebakan (ayçiçeği) tohumu
Tomatoes - domates
Wheat - buğday
Yams - yerelması
 
@Juanito.Laguna

Rhubarb, bizde ravent yada ışgın diye geçer. Genelilkle Siirt taraflarında bulunanlar bilir. Kökü yenir. Geniş yapraklı bir bitki.
 
  • Beğen
Tepkiler: Özgür Nevres
Yanlışlıkla barley'i arpa yerine bira diye çevirmişim :rolleyes:
Şartlı refleks olsa gerek o kadar bira lafı geçince...
Yanlış anlaşılmasın doğrusu arpa olacak arkadaşlar.
irlandalılar biraya "juice of barley" der, "arpa suyu". Belki de oradan çağrışım yaptı :rolleyes:
 
@Derya AKYILDIZ

İnsan birini seviyorsa yada aşıksa yani bir tür bağlılık (yada bir tür bağımlılık) varsa arada; sevdiğini sevene ne kadar kötüleseniz de inandırması güç oluyor. Sevdiğinin kusurları ne kadar büyük olursa olsun insanlar sevdiklerine toz kondurtmak istemiyor.

Alkole bağımlı (yada bağımlılık adayları :) ) genelde yeşilaycılardan çok daha fazla ilgili ve tepkili yaklaşmışlardır bu tür alkolün kötü yanlarından bahseden haberlere.
Burada alkolün kötü yanlarının gerçekliğine yada biyokimyasal temellerine değil, yeşilaycı ve antiyeşilaycı kesimin psikososyal tutumlarına dikkat çekmek istedim.
Velhasılı kelam, alkol bir tabu olmuş ülkemizde. Hatta bir tür siyasi simge.
Kötü yanlarını en iyi yeşilaycılara anlatabilirsiniz sayın Derya Bey, alkol kullananlara değil. Bu tür topiklere ise malesef çok sert tepkiler almışızdır eskiden bu köşede. Onun için ben çekimserim ve hatta karamsarım bu tür topiklerde. Sigara için çıkan kanunun darısı alkolün de başına diyorum.
Sağlıklı, mutlu ve spor dolu bir yaşam diliyorum herkese. Hiç bir şeyin bağımlısı olmadan özgürce ve güçlüce.
 
  • Beğen
Tepkiler: Murat EVGİN
istanbul'un havasınıda yasaklasınlar bize, soluyamayalım sonunda ölüp gidelim en iyisi, ozaman rahatlıyacak ankara...
 
@Tuonela

Hava... yasak vb. kelimeleri okuyunca yukardaki mesajda....
Daha dün okuduğum aşağıdaki yazıyı hatırladım ve buraya alıntıladım biraz konuya offtopik olsa da..

Tiryakiye 'Büyük Kapatılma'

Karşılıklı rıza, yamyamlığı cinayet kategorisinden çıkarıp hafif bir ceza almasını sağlayabiliyor; ama sigara içen müşterilerle işletmeci arasındaki 'karşılıklı rıza' hiçbir şeyi çözemiyor… İşte liberal demokrasi ile seküler 'sağlık' dininin birbirini bıçakladığı an.

Eskiden şehirlerarası otobüslerde fosur fosur sigara içilirdi; hava soğuk, pencereler açılabilemez, klima sistemi yetersizdir, solunum sistemi alarm verir, burunlar tıkanırdı. 90'ların ortalarında sigara içilmeyen otobüs uygulaması başlatıldı; çok rahatsız olanlar için tercih yapma imkânı doğdu. Fakat bu kategorideki otobüslerin sefer sayısı azdı. Üstelik, her halükârda şoför içerdi. Derken "Otobüste de içilmeyiversin" uygulaması geldi. Mantıklıydı. Sigara içenler de sonuçta başkalarının dumanları ile ekstra zehirlenme konusunda çok hevesli değillerdi. Lokanta, kafe gibi ortak kullanılan kapalı mekânlardaki 'içici' rahatsızlığı da anlaşılabilirdi. Kapalı mekânların en kötü bölümleri sigara içenlere ayrılmaya başladı. Sigara içenler her gün biraz daha tecrit edildi. Modern tıbbın "Günde beş sigara zarar vermiyor" önerileri doğrultusunda, sayıyı şaşırmadan içenler dahi, "sağlığını hiçe sayan şuursuz manyak" muamelesi görmeye başladı. Devlet sigara içmeyen vatandaşlarını sigara içenlerden korumakla kalmıyor, sigara içen adam mefhumuna son veriyordu.
Batı'da ve şimdi Türkiye'de olduğu şekliyle sigaraya getirilen yasaklar başkalarını rahatsız etmeme yükümlülüğü ile gerekçelendirilebilir olmaktan çıktı artık. Ha mevcut haliyle yasaklardan yana olmuşsunuz; ha insan bedeni devletin tasarım ve tasarruf alanıdır demişsiniz.
Yasak uygulanmaya başlandığında kafelerde, barlarda, lokanta ve restoranlarda, otellerde, kumarhane ve gazinolarda hiçbir şekilde sigara içilemeyecek. İçinde tek bir adamın bile puro içemediği bir kumarhane, tahayyülü zorlayan bir şey; ayrıca komik, ayrı konu. Asıl mesele şu: Hiçbir içici, sigara içmeyenin varlık sahasına girip kötü kokusuyla onun konforunu bozamayacak, eyvallahBuna karşılık bir adam 'kafe'sinin kapısına "Burada sigara içilebilir" yazabilecek mi peki? Hayır. Böyle ayrı bir mekân işletme hakkı olmadığı gibi, mekânın bir bölümünü gerçekten iyi havalandırılacak ve diğer müşterilere zarar vermeyecek şekilde ayırma girişimi her şekilde engellenmiş durumda. Yasaklara uymayan işletmeci 500 ile 5000 YTL arasında değişen para cezalarına çarptırılabilecek. Yılbaşında Taksim Meydanı'nda turistleri taciz eden adamlar 57 YTL'yi ödeyip ön kapıdan çıktılar oysa.
Bu yasakları liberal Batılı demokrasilerden kopyalıyoruz malum ve aslında ilginç bir çelişki oluşturuyor bu durum. Çünkü tarafların her birinin rızasının söz konusu olduğu bir sigara içilen mekân tasarımının dahi yasaklanmış olması, 'karşılıklı rızayı' bir nirengi noktası olarak tasavvur eden liberal demokrasinin hukuk mentalitesiyle bağdaşmıyor. Hatırlayacaksınız, 2004'te Armin Meiwes, internete verdiği ilanla bulduğu gönüllüyü afiyetle yemiş ve olayda 'karşılıklı rıza' bulunduğu gerekçesiyle cinayetten hüküm giymemiş, suçu daha hafif cezası olan 'adam öldürme' kategorisinde ele alınmıştı. Armin Meiwes sadece 8.5 yıla mahkûm oldu. Görüyorsunuz, karşılıklı rıza yamyamlığı cinayet kategorisinden çıkarabiliyor, ama sigara içenler ile mekân işletmecisi ve o mekânın müdavimleri arasındaki 'karşılıklı rıza' hiçbir şeyi çözmüyor; içilen sigara ölümcül dozda olmasa bile, mekâna konan yasak rızayı aşabiliyor. İşbu mantık, anlaşılır değildir.
Kapalı alanlarda sadece üç yerde sigara bölümü oluşturulabilecek, yaşlı bakım evleri, ruh ve sinir hastalıkları hastaneleri ve cezaevlerinde. Bu tutum da manidar; 'sağlıklı yaşam' kültü ya da Othoreksia dinine göre, yaşlıların, sinir hastalarının ve mahkûmların hayatı 'yeterince' önemli değil herhalde.
(link)
Yazılarını okumaktan her zaman büyük keyif aldığım Sayın Nihal Bengisu Karaca'ya teşekkürlerimle.
 
@Juanito.LagunaEvet haklısınız, kaynağı okumamıştım. Birayla ilgisi yokmuş, yazılanlar soyayla ilgili. Uyarınız için teşekkür ederim. Yalnız nette bir araştırma yaptım Prof. Lynn Fraser'ın "Bira" kelimesinin geçtiği bir yazısı var. Sizin tercümeniz iyi, aşağıda verdiğim linkteki yazıyı biraz açıklarsanız memnun olurum. Şimdiden teşekkür ederim.
(link)


Dip not:
Aşağıda bulunan alıntıda söylenildiği gibi; vermiş olduğum bilgiler, o anlayışın ürünü değildir! Bunu, beni burada tanıyan herkes bilir. Üstelik bu tür saptamaların genelden yapılması hiç doğru değil. Özel Mesajı seçeneği tercih edilirse gereksiz polemiklere yol açmamış oluruz. @Juanito.Laguna


***

@Mesut GirgiçHmmm... sanırım haklısınız Mesut Bey, her ne kadar bu işlerin yasakla değil bilinçle olacağına inansam bile, "darısı Bay alkolün başına" demek zorundayız sanırım çaresizce... kendinize iyi bakın selam ve sevgilerimle...
 
  • Beğen
Tepkiler: lepidoptera
@Derya Akyıldız


Ben de yasak yanlısı değilim tabiki. Her şeyin sadece teklif edilmesini, hatta ısrar dahi edilmemesini savunanlardanım.
Ancak ateşle oynayan çocuğunun kendini yakmasını istemeyen anne, çocuğu eğer sözden anlamıyor ise ne yapar? Kibritle oynamayı çocuğuna yasaklar.
Ben, bir annenin çocuğuna sadece eziyet olsun diye bir yasak ta verebileceğini düşünmem. Bu anne örneğinde olduğu gibi bizler de sağlıkçı olarak bilinçlendirilmeye kendini kapatmış hastalarımıza bazen sigarayı bazen de alkolü yasaklamaktan başka çare de bulamıyoruz. Bazen de bu yasaklama işini devlet bizim yerimize yaparak bizim işimizi çok kolaylaştırmış oluyor.
Ancak ben yasağın yine de bağımlılık yapıcı maddeler dışında yaygınlaştırılmasından yana değilim.

Sevgi ve selamlar. :)
 
Dip not:
Aşağıda bulunan alıntıda söylenildiği gibi; vermiş olduğum bilgiler, o anlayışın ürünü değildir! Bunu, beni burada tanıyan herkes bilir. Üstelik bu tür saptamaların genelden yapılması hiç doğru değil. Özel Mesajı seçeneği tercih edilirse gereksiz polemiklere yol açmamış oluruz.

Merhaba, aslında o sözü size değil, haberi yapanlara (sanırım mynet) söylemiştim. Sanırım düzgün ifade edemedim, kusura bakmayın.

aşağıda verdiğim linkteki yazıyı biraz açıklarsanız memnun olurum
Evet, sizin verdiğiniz haberde belirtildiği gibi, soya, tarım ilaçları ve birada bulunan, östrojen taklidi yapan kimyasallar erkekte kısırlığa yol açabiliyormuş. Tamamını tercüme olarak vermeye zamanım yok ama haberde belirtilen şeyler yazıyor. İlaveten soya. Haberde soyadan bahsedilmemiş, ama yazıya göre soyada da aynı risk varmış.
 
Geri