Scudo Sports

Bisiklet forumu neden geyik muhabettine dönüştü?

Leyla ile Mecnun dizisinin fanatiklerindendim. 11 sene önce ilk izleyenlerden olup bugüne kadar 5-6 kere falan baştan izlemişimdir. L&M'in yeni bölümleri tekrar çekildi. Dördüncü sezonun ilk bölümünü izlediğimde bir şeylerin ters gittiğini hissettim. Sonraki bölümlerde dizi tamamen berbat bir alana doğru ilerledi. Bunu benimle birlikte tüm eski fanatikler de fark etti ve sosyal medyadan yönetmene, senariste ve oyunculara söylenmeye başladık. Bir şeyler ters gidiyordu ve müdahale edilemiyordu. Sonra dizinin yeni izleyicileri bizi sözlü linçe başladılar. Azınlıkta kaldık, pes ettik ve diziyi izlemeyi bıraktık. Ne oldu? Dizi devam ediyor ama kötü olarak devam ediyor. Ekşi Sözlük'ü hatırlayın... Orada yazar olmak için bir seviye aranıyordu, herkesi yazar yapmıyorlardı. Şimdi durum nasıl? Berbat bir gramer, saçma sapan geyikler... Onedio'nun ilk haliyle şimdiki halini kıyaslayın. Bu forumdaki durumu da bu örneklere benzetiyorum. Kimse rahatsız olduğu konuda sesini çıkarmazsa, eleştirmezse kalite bozulur ve kötü olan normalleşir. Eleştirilere de açık olalım. Eleştiriler hepimiz için iyidir arkadaşlar.
 
Scudo
Leyla ile Mecnun dizisinin fanatiklerindendim. 11 sene önce ilk izleyenlerden olup bugüne kadar 5-6 kere falan baştan izlemişimdir. L&M'in yeni bölümleri tekrar çekildi. Dördüncü sezonun ilk bölümünü izlediğimde bir şeylerin ters gittiğini hissettim. Sonraki bölümlerde dizi tamamen berbat bir alana doğru ilerledi. Bunu benimle birlikte tüm eski fanatikler de fark etti ve sosyal medyadan yönetmene, senariste ve oyunculara söylenmeye başladık. Bir şeyler ters gidiyordu ve müdahale edilemiyordu. Sonra dizinin yeni izleyicileri bizi sözlü linçe başladılar. Azınlıkta kaldık, pes ettik ve diziyi izlemeyi bıraktık. Ne oldu? Dizi devam ediyor ama kötü olarak devam ediyor. Ekşi Sözlük'ü hatırlayın... Orada yazar olmak için bir seviye aranıyordu, herkesi yazar yapmıyorlardı. Şimdi durum nasıl? Berbat bir gramer, saçma sapan geyikler... Onedio'nun ilk haliyle şimdiki halini kıyaslayın. Bu forumdaki durumu da bu örneklere benzetiyorum. Kimse rahatsız olduğu konuda sesini çıkarmazsa, eleştirmezse kalite bozulur ve kötü olan normalleşir. Eleştirilere de açık olalım. Eleştiriler hepimiz için iyidir arkadaşlar.
Tolkien reisin felsefesi. Iyı güzel olan şeyler yozlasır çürür
 
Sevgili @Murat Cömez ne yazıkki hep böyle oluyor.Bizim gibi eski üyeler yeni nesile bir süre sonra ayak uyduramıyor seçimleri nedeni ile.Bizim zamanımızda Soner Sarıhan,Kudret abi,Ferhat, Gökhan gibi kişiler vardı.Şu anda youtube kanalı abonesi artsın diye konu açanlar var.Apple'da bile yeni yönetim Steve jobs'u yolladı:) Son olarak "Biz büyüdük kirlendi dünya"
 
Bisiklet binmeye tekrar basladigimda kafamdaki bircok soru isareti icin bu forumu kesfetmistim.
Yine bircok sorunun da cevabini bu sayede almis olmustum.

Bisiklet mekanigi/teknik konularini iyi bilen biri olsaydim bulabildigim her marka bisikleti test icin alir, dener ve videosunu cekip burada paylasirdim. Ayni zamanda yazili olarak da hissiyatimi aktarirdim. Boyle bir basligida acmak aklimin ucundan gecmezdi.

Bu forumun eski uyeleri bunu yapiyor muydu bilmiyorum.
Bende olusan algi bilen kisilerin kendi aralarinda yazismasi oldu.
Biz bilmeyenlerde okuyarak anlamlandirmaya calisiyoruz.
 
Sadece forumda değil Türkiye'de her alanda ve her bağlamda bir sığlaşma var. Kaliteli, birikimli insan sayımız çok azaldı. Birikim sahibi entellektüel insana ihtiyaç azaldığı için saygı da azaldı. Sosyolojik olarak bilgi, birikim ve donanım sahibi insanlara saygı duymuyor, değer vermiyor, tanımıyoruz. Dolayısıyla bu durum foruma da yansıyor.

Dünyada da durum bundan farklı değil. Sadece Türkiye'de cehalet artmıyor, tüm dünyada cehalet yükselişte... Felsefeciler içinde yaşadığımız dönemin bir "Yeni Ortaçağ" olduğunu tartışıyor. Dijital iletişim araçlarının toplumsal cehaleti hızla arttırdığını savunan felsefeciler var.

Benim bu konudaki fikirlerim şöyle:

1. Forumda eskisi gibi yeni şeyler öğrenebileceğimiz konular çok fazla yer almıyor. Ya biz çok şey biliyoruz artık ya da yeni bir teknoloji çıkmıyor artık yahut her alanda olduğu gibi bu alanda da sığlaşma var.
2. Hortlatılan konulara yazılan yeni mesajlarda yeni hiçbir içerik yok. Sözgelimi HD fren konuşulmuş 10 yıl önce, ulen 10 yıl geçmiş, HD fren teknolojisi nereden nereye gelmiş, ama hâlâ mekanik diskten farkı şöyle böyle...
3. Forumun alanı dışındaki başlıklar yoruyor. Özellikle ekonomik ve politik konularda. Belki yoğun bir şekilde yorum yazıldığı için forumun trafiğini arttırıyor ama bence gerçekten hepimizi yoruyorlar. Ulen memleketin hâli ortada zaten, neyini tartışacaksınız, sora setli dandik triban olmuş 7500₺!
4. Bisikletin gündemi ile ilgili hiçbir şey yok. Federasyon başkanı değişiyor, tık yok. Bu hafta Alanya'da sezon açılış yarışları var, tık yok. Federasyon faaliyet programı açıklıyor tık yok. Ama saçma sapan konularda herkes birbirine giriyor.
5. Forumda teknik bilgi konusunda gerçekten çok donanımlı insanlar var. Bisiklete ömür adamış kimseler var. Seversiniz, sevmezsiniz, o size kalmış ama adamların ömürlük emekleri var bisiklet üzerinde... Azıcık saygı duymak zorundasınız. Azıcık... Siz daha ömrünüzde ultegra set görmüş değilsiniz, adam 70'li yıllardan günümüze bütün super record setlerin cemaziyelevvelini biliyor. Saygılı bir dil kullanmadığımız için kaçıyor forumdan sonra... Sanat ve bilim takdir edilmediği ortamdan kaçar.

Böyleyken böyle...
 
4. Bisikletin gündemi ile ilgili hiçbir şey yok. Federasyon başkanı değişiyor, tık yok. Bu hafta Alanya'da sezon açılış yarışları var, tık yok. Federasyon faaliyet programı açıklıyor tık yok. Ama saçma sapan konularda herkes birbirine giriyor.
Sen biliyorsun da, madem neden yazmıyorsun?
 
  • Beğen
Tepkiler: namioguz
Bilgi, birikim ve donanim sahibi insanlar artik mevzuya uyandilar ve ekmek yemek istediklerini fark ettiler.
Bu yuzden bu mecradan uzaklastilar.
 
Bilgi, birikim ve donanim sahibi insanlar artik mevzuya uyandilar ve ekmek yemek istediklerini fark ettiler.
Bu yuzden bu mecradan uzaklastilar.
Bisiklet hobi olarak uğraştığım bir konudur. İş dışında beni rahatlatan, keyif aldığım bir aktivite... Bisiklet renove ediyorum, kendi el yapımı parçalarımı üretiyorum. Bunların her biri çok zamanımı alıyor. Bu işten ekmek yemek benim için mümkün değil. Bir şeyler öğrenmek ve paylaşmak dışında bir şey istemiyorum. Zamanında buradan çok şey öğrendim, artık pek bir şey öğrenemiyorum. Geyikler de sarmıyor. Benim uzaklaşma mevzum sadece budur.
 
işyerine bisikletle gelince işi gücü yok muamelesi görüyoruz. aynı şey rutin hayatta da geçerli.
bilmiyorlar ki servisten 15dk önce evde oluyorum.
hem de sporumu sevdiğim işi yapmış ve kafamı dağıtmak yerine toplamış oluyorum.
vücudumda buna göre dinç oluyor.
gel de anlat.
Şu kar kış ortami nedeniyle bir suredir ise toplu tasimaya gidiyorum, hem maliyeti belimi büktü, hem de otobus beklemesi, ayakta yolculuk yapilmasi beni sinir etti.
Bir metropol icin en iyi ulasim araci bisiklettir.
 
Tek sebebi kaliteli teknik içerik üreten insanların gitmesi veya uzaklaştırılması. :)
 
Konu sahibinin haklı olduğu noktalar var ama aliexpress vb. mecralarda satılan (nispeten) ucuz aksesuarlar, Salcano ve Kron hakkındaki görüşlerine katılmıyorum. Gönül isterdi ki biz de garminleri gidona takıp treklere scottlara binip onlar hakkında sohbet edelim ama gerçekler çok farklı maalesef. Ülkedeki bisiklet kullanıcılarının %90'ı aliexpress ve benzeri aksesuarlar, Salcano ve Kron bisikletler sayesinde bisiklet yüzü görüyor, kaldı ki son ekonomik krizle birlikte onlar bile lüks sayılıyor. Ben de Kron sayesinde bisiklet yüzü görenlerdenim, ulaşımda bisiklet kullanarak 10 kilodan fazla verdim, trafiğin yoğun olduğu yerlerde her türlü araçtan daha hızlı gideceğim yere varıyorum, gece geç saatlerde toplu taşıma seferlerinin bitmesi bana dert olmuyor. İyi ki Kron ve aliexpress ve benzeri aksesuarlar var.
 
abi burası forum, herkes kendince derdini yazıyor, eğlenen eğleniyor, yatırım tavsiyesi alan serbest kürsüde alıyor ama esas eksen hala ve her zaman bisiklet etrafında dönüyor. benim de tipini, kalitesini beğenmediğim markalar, olmamış dediğim restorasyonlar, hiç gülmediğim espriler var. bunların olduğunu kabul edip her konu ve fikirle barıştıktan sonra inanın hayat hepimiz için daha kolay. ayrıca bu durumlara karşı tavsiyeniz nedir, hoşunuza gitmeyen şeyler yazılmasın mı?
 
Bir kısım insanın savunduğu gibi; "herkes dilediği konu hakkında başlık açabilir veya var olan başlıkta dilediğince geyik çevirebilir, beğenmiyorsan tercih etme!" fikri bana göre değil. Çünkü bu durumda bilgi kirliliği oluyor ve o başlıkta istenilen bilgiye ulaşmak zorlaşıyor. Örnek veriyorum, jant akordu konusundaki bir başlıkta sayfalarca dönen geyik arasından, bana lazım olacak bilgiye ulaşmak için neden işkence çekeyim? Bunun bir dozu ve üslubu olmalı.
 
  • Beğen
Tepkiler: can onur
@Murat Cömez Yok bi' şey Murat Abi, cahil cahil konuşuyorlar işte, Google'dan iki satır bir şey okuyup kendilerini Avrupa uzmanı, Alamanya vatandaşı falan sanıyorlar, ne bisikletten anlarlar, ne de markadan şirketten sektörden. Ukalanın biri de iki yazı görmüş, iki buçuk kelime İngilizce biliyor diye hemen tercüme edip işte olayın aslı astarı budur deyu tahkiye eylemiş densiz herif. Herkes sen mi abi, biz bu forumda uzman diye, usta diye seni gördük, seni biliriz, senin sayende şurada iki gram bilgimiz görgümüz oldu, senin sayende garibanlıktan kurtulup sosyeteye girdik, insanlığı iyiliği yardımı biz sende gördük abi, kişiliğinle üslubunla ağırbaşlılığınla olgunluğunla mütevazı duruşunla bize hep rol modeli oldun sen. Muhterem ağabeyciğim, memleketten istediğin bir şey varsa n'olur söyle, pekmezdi çökelekti börekti çörekti, emir telakki ederiz. Mektubuma son verirken, ellerinden öper, akraba taallukata selam ederim.

Bazı mesajlar her zaman güncelliğini koruyor .
 
Bisiklet hobi olarak uğraştığım bir konudur. İş dışında beni rahatlatan, keyif aldığım bir aktivite... Bisiklet renove ediyorum, kendi el yapımı parçalarımı üretiyorum. Bunların her biri çok zamanımı alıyor. Bu işten ekmek yemek benim için mümkün değil. Bir şeyler öğrenmek ve paylaşmak dışında bir şey istemiyorum. Zamanında buradan çok şey öğrendim, artık pek bir şey öğrenemiyorum. Geyikler de sarmıyor. Benim uzaklaşma mevzum sadece budur.

herhangi bir konuda derinlemesine içerik üretmek çok fazla zaman harcamayı gerektiriyor. Bir konuyu anlayıp kendine uyarlamak ile açık forumlarda iş görecek kadar net aktarabilmek arasında büyük fark var. O yatırımı yapıp içeriği ürettiğinizde işinize yarar bir geri bildirim almanız da imkansıza yakın. Yani birisi gelip bakacak ve şurası şöyle burası da böyle olabilir falan diyecek, şu senaryo da mümkün falan diye ufuk açıcı fikirler belirtecek. Ölme eşeğim ölme :) Bunun olabileceği tek ortam benzer düzeyde bilgili ve tecrübeli insanların dahil olduğu kapalı gruplar, klüpler falan. Ama bu bizim kültürümüzde yok tabii. Bilmeyenin öğrenme, bilenin de üstüne ekleme özelliği yok bizde.
Son bir yıl içinde ciddi mesai harcadığım konular:
  • Haftalık 12 saat -> 15 saat geçişinde ilk artması gereken antrenmanlar. Ekstra 3 saat nereye yatırılmalı?
  • 65kg bünye ile saatte 100-120gr karbonhidrat tüketilebilir mi? Nasıl?
  • Şiddetli antrenman ve uykusuzluk ilişkisi (eşik üstü aktivitenin yarattığı stress ve bununla baş etme yöntemleri)
  • Vitamin ve mineral alımının zamanlanması (antioksidan etkisi olan A, C vb gibi vitaminlerin antrenmanın etkisini azaltması problemi)
  • DFA A1 (HRV bazlı bir metrik) ve bunun eşikleri belirlemek ve antrenman stresini takip etmedeki kullanımı
  • vo2max intervallerini en verimli nasıl yaparım? Sert başlangıç-> ftp veya 40sn-20sn veya sabit güç 3-8dk. Hatta ftp eforu içinde 2-3dk vo2 seviyesi?
  • Glukoz, Fruktoz, Yağ asidi ve Laktat metabolizmalarının son açığa çıkan bilgilerle güncellenmesi ve bu bilgilerin antrenman sistemine uyarlanması
  • Yağ yakımı ile karbonhidrat yakımı arasındaki geçiş mekanizması ve bunun etkileri (geçiş 20dk sürüyor yaklaşık, sürüş stilini değiştirecek bir aydınlanma)
  • gücümü koruyarak 2kg hafifleyebilir miyim? 172cm, 64-66kg->62-64kg olabilir mi? Kolay o iş, benim kaynım 20kg verdi diyebilirsiniz ama öyle değil işte.
  • İki yarış arasında nasıl hem dinlenilip hem de form korunur? Kolay gibi ama değil. Pazar günü etaplı yarışın son günü. Sonraki cumartesi etaplı başka bir yarışın ilk günü. Aradaki 5 gün ne yapılmalı? Bakım, seyahat, iş ve diğer hazırlıklar da dahil.

donanım tarafında bitmeyen bir lastik, süspansiyon, bakım, tamirat vb süreci. Evde ergo, dışarıda mtb, yol ve tandem ile ciddi bir mesai sadece bakım, onarım ve iyileştirmeye gidiyor.

Planlama tarafı da ciddi bir iş yükü. Yarışlar, antrenman kampları, turlar ve günübirlik sürüşler derken Google Earth ve harita uygulamaları da sürekli açık. En son uydu görüntülerine ulaşabilmek için Google Earth yetmiyor, alternatif kaynaklar kovalanıyor. Yarışların parkurları inceleniyor, rakiplerin gücü ve sürelerine bakılıyor falan. Youtube yine sürekli taranıyor ki parkur hakkında bir fikrim olsun.

Tüm bunlar yarı zamanlı iş gibi. Üstüne bir de paylaşmak, tartışmak vb olacak gibi değil. Hadi uğraştım yaptım, bana ve forumdakilere faydası tartışılır. Yukarıdakileri sayfalarca yazarak açıkladım. Ne yapacak insanlar o bilgiyle? O içeriğe ihtiyaç duyan kim bunu forumda arar?
Meraklı olduğu alana ciddi yatırım yapmış herkes aynı durumdadır eminim.
 
herhangi bir konuda derinlemesine içerik üretmek çok fazla zaman harcamayı gerektiriyor. Bir konuyu anlayıp kendine uyarlamak ile açık forumlarda iş görecek kadar net aktarabilmek arasında büyük fark var. O yatırımı yapıp içeriği ürettiğinizde işinize yarar bir geri bildirim almanız da imkansıza yakın. Yani birisi gelip bakacak ve şurası şöyle burası da böyle olabilir falan diyecek, şu senaryo da mümkün falan diye ufuk açıcı fikirler belirtecek. Ölme eşeğim ölme :) Bunun olabileceği tek ortam benzer düzeyde bilgili ve tecrübeli insanların dahil olduğu kapalı gruplar, klüpler falan. Ama bu bizim kültürümüzde yok tabii. Bilmeyenin öğrenme, bilenin de üstüne ekleme özelliği yok bizde.
Son bir yıl içinde ciddi mesai harcadığım konular:
  • Haftalık 12 saat -> 15 saat geçişinde ilk artması gereken antrenmanlar. Ekstra 3 saat nereye yatırılmalı?
  • 65kg bünye ile saatte 100-120gr karbonhidrat tüketilebilir mi? Nasıl?
  • Şiddetli antrenman ve uykusuzluk ilişkisi (eşik üstü aktivitenin yarattığı stress ve bununla baş etme yöntemleri)
  • Vitamin ve mineral alımının zamanlanması (antioksidan etkisi olan A, C vb gibi vitaminlerin antrenmanın etkisini azaltması problemi)
  • DFA A1 (HRV bazlı bir metrik) ve bunun eşikleri belirlemek ve antrenman stresini takip etmedeki kullanımı
  • vo2max intervallerini en verimli nasıl yaparım? Sert başlangıç-> ftp veya 40sn-20sn veya sabit güç 3-8dk. Hatta ftp eforu içinde 2-3dk vo2 seviyesi?
  • Glukoz, Fruktoz, Yağ asidi ve Laktat metabolizmalarının son açığa çıkan bilgilerle güncellenmesi ve bu bilgilerin antrenman sistemine uyarlanması
  • Yağ yakımı ile karbonhidrat yakımı arasındaki geçiş mekanizması ve bunun etkileri (geçiş 20dk sürüyor yaklaşık, sürüş stilini değiştirecek bir aydınlanma)
  • gücümü koruyarak 2kg hafifleyebilir miyim? 172cm, 64-66kg->62-64kg olabilir mi? Kolay o iş, benim kaynım 20kg verdi diyebilirsiniz ama öyle değil işte.
  • İki yarış arasında nasıl hem dinlenilip hem de form korunur? Kolay gibi ama değil. Pazar günü etaplı yarışın son günü. Sonraki cumartesi etaplı başka bir yarışın ilk günü. Aradaki 5 gün ne yapılmalı? Bakım, seyahat, iş ve diğer hazırlıklar da dahil.

donanım tarafında bitmeyen bir lastik, süspansiyon, bakım, tamirat vb süreci. Evde ergo, dışarıda mtb, yol ve tandem ile ciddi bir mesai sadece bakım, onarım ve iyileştirmeye gidiyor.

Planlama tarafı da ciddi bir iş yükü. Yarışlar, antrenman kampları, turlar ve günübirlik sürüşler derken Google Earth ve harita uygulamaları da sürekli açık. En son uydu görüntülerine ulaşabilmek için Google Earth yetmiyor, alternatif kaynaklar kovalanıyor. Yarışların parkurları inceleniyor, rakiplerin gücü ve sürelerine bakılıyor falan. Youtube yine sürekli taranıyor ki parkur hakkında bir fikrim olsun.

Tüm bunlar yarı zamanlı iş gibi. Üstüne bir de paylaşmak, tartışmak vb olacak gibi değil. Hadi uğraştım yaptım, bana ve forumdakilere faydası tartışılır. Yukarıdakileri sayfalarca yazarak açıkladım. Ne yapacak insanlar o bilgiyle? O içeriğe ihtiyaç duyan kim bunu forumda arar?
Meraklı olduğu alana ciddi yatırım yapmış herkes aynı durumdadır eminim.
Öncelikle çok güzel yazmışsınız. İkincisi de 2004'te kayıt olmuşsunuz. Benden 8 sene önce... Gerçekten ne varsa eskilerde var. Bu yazdığınız konuları forumda aramak yerine Google'da yabancı kaynaklardan arıyorum. Nadiren Türkçe arattığımda Google forumdaki başlıkları gösteriyor. O zaman da yazdıklarınıza denk gelmiş olabilirim. Ben de birçok çeşit interval yaptım. Laktat eşiği, VO2 max vs çok araştırdığım ve sevdiğim konulardır. Vakit ayırmadan olmaz.
 
@Murat Cömez
-Her konuya geldiğinizde bir forumdaş yorum yaptığında, "çok biliyorsun ya diye küçümseyerek başlayıp Campognola nasıl oka ki diye üst perdeden yorum yapıyorsun. Karşındaki yorumunu size göre mi yapmak zorunda. Belki o kadar biliyordur,sizin kadar bilmek zorunda da değil.
-Burada birisi size cevap verdiğinde hemen olayı tırmandırıyorsunuz. Hele hele karşınızdaki kıvrak zekalı ise beğenmiyorsan ama "şikayet et" diye geçiştiriyorsunuz.
-Karşınızdaki çoğu zaman cevabınızı veriyor, Türkçeniz berbat ötesi olduğundan, mantık kurunuz da zayıf olunca olayı demogajiye döküveriyorsunuz.
-İşin ilginci Türkçe dilbilgisine hakim olamadan, yazım ve noktalama üzerinden bile huzursuzluk çıkarabiliyorsunuz. Çok sıkıştınız mı zaten benim anadilim Türkçe değil ki diyorsunuz.
-Siz birisini istediğiniz gibi eleştirmeyi kendinizde hak görüyorsunuz ama sizi hiç kimse eleştirmesin öyle mi? Ne güzel dünya
-Sizi birisi eleştirdiğinde cımbız cımbız alantılayıp her cümleye cevap verdiğinizde çok antipatik oluyorsunuz.
-Hele hele birisi size "kardeşim, ya da tekil şahıs zamiri kullansın" vay haline. Ama siz kullanınca sıkıntı yok ama.
-İnanın birçok şeyi yanlış anlıyorsunuz ama birisi yanlış anlamaya görsün.
-Bu başlığı açtıktan sonraki mesajlarınızda onlarca kişiyle tartışmışsınız.Tartışmaya da devam edeceksiniz.
-"Beğenmiyorsanız engelle diyeceksiniz" nasıl da bildim değil mi?

Kötü bir insan olmadığınızı düşünüyorum ama bu kadar kavgacı ve agresif olmak da gerçekten hiç hoş değil. Kendi sağlığınıza zarar.

Kısacası beğenmediğiniz - geyik muhabbeti çevirenler - gibi siz de bu foruma zarar veriyorsunuz. Atalarımız boşuna dememiş "İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına diye"
 
👏👏👏
@Murat Cömez
-Her konuya geldiğinizde bir forumdaş yorum yaptığında, "çok biliyorsun ya diye küçümseyerek başlayıp Campognola nasıl oka ki diye üst perdeden yorum yapıyorsun. Karşındaki yorumunu size göre mi yapmak zorunda. Belki o kadar biliyordur,sizin kadar bilmek zorunda da değil.
-Burada birisi size cevap verdiğinde hemen olayı tırmandırıyorsunuz. Hele hele karşınızdaki kıvrak zekalı ise beğenmiyorsan ama "şikayet et" diye geçiştiriyorsunuz.
-Karşınızdaki çoğu zaman cevabınızı veriyor, Türkçeniz berbat ötesi olduğundan, mantık kurunuz da zayıf olunca olayı demogajiye döküveriyorsunuz.
-İşin ilginci Türkçe dilbilgisine hakim olamadan, yazım ve noktalama üzerinden bile huzursuzluk çıkarabiliyorsunuz. Çok sıkıştınız mı zaten benim anadilim Türkçe değil ki diyorsunuz.
-Siz birisini istediğiniz gibi eleştirmeyi kendinizde hak görüyorsunuz ama sizi hiç kimse eleştirmesin öyle mi? Ne güzel dünya
-Sizi birisi eleştirdiğinde cımbız cımbız alantılayıp her cümleye cevap verdiğinizde çok antipatik oluyorsunuz.
-Hele hele birisi size "kardeşim, ya da tekil şahıs zamiri kullansın" vay haline. Ama siz kullanınca sıkıntı yok ama.
-İnanın birçok şeyi yanlış anlıyorsunuz ama birisi yanlış anlamaya görsün.
-Bu başlığı açtıktan sonraki mesajlarınızda onlarca kişiyle tartışmışsınız.Tartışmaya da devam edeceksiniz.
-"Beğenmiyorsanız engelle diyeceksiniz" nasıl da bildim değil mi?

Kötü bir insan olmadığınızı düşünüyorum ama bu kadar kavgacı ve agresif olmak da gerçekten hiç hoş değil. Kendi sağlığınıza zarar.

Kısacası beğenmediğiniz - geyik muhabbeti çevirenler - gibi siz de bu foruma zarar veriyorsunuz. Atalarımız boşuna dememiş "İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına diye"
Neyseki sizin gibi sadece mesaj ve tepki pesinde degilim, hic yoktan bisklet foruma bisiklet konulari ile katkim oluyor. Hadi simdi devam et mesaj ve tepki toplamaya.
Bu arada ben daha bugüne kadar kimseyi engellemedim, engellemem de. Türkcemi de begenmiyorsan neden bana yaziyorsun?
Tüh aha benden de bir mesaj aldin. :koptum: :koptum::D

Su cümleniz kadar da sacma bi sey daha hic duymadim.
-İşin ilginci Türkçe dilbilgisine hakim olamadan, yazım ve noktalama üzerinden bile huzursuzluk çıkarabiliyorsunuz.
Nokta virgül vs. sadece türk dilindemi kullaniliyor, benim bildigim her dilde var ama.... :kötü::kötü:


Iste türkiye, 15 yasindaki bir cocuga bir sey dedik, dogru yapsin diye. Duymadigim laf kalmadi, sonrada neden böyle. Oysa ben o kisinin türkcesini düzeltmedim.

Simdi beni rahat birakirsaniz sevinirim, siz halklisiniz ve sadece siz varsiniz ve herseyi bilen iyilik melegisiniz. 👍👏👏👏
 
Geri