Can Çelik
🛠 🛠 🛠
- Kayıt
- 20 Eylül 2019
- Mesaj
- 3.768
- Tepki
- 7.280
- Yaş
- 39
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Can Çelik
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Fixed Gear
@EmreCavusoglu Bir sürü çelik yol bisikleti var halen aktif, efendi efendi kullanıldıktan sonra hiç bişey olmaz. Niye formunu yitirecekmiş kullanım sınırları içinde kullandıktan sonra? @Murat Cömez abinin çok eski ve faal çelik bisiklet görmüşlüğü kesin vardır. Sadece alüminyum iskeletlerde, çok az bir miktar esneme oluşur zamanla. Görece yumuşak bir metal olmasından kaynaklı. Ama boruları falan yamulmaz, kullanıcı yanlış bişey yapıp yamultmadıktan sonra.100yil anca bisiklet fabrikadan cikip direk müzeye konulursa görür. Kullanilan bisikletin 100yillik bir ömrü olamaz. Metal bu sonucta oksitlenmesse bile belli bir kullanimdan sobra formunu yitirecektir.
@krank Gelemez. Bisikletçinin emeğine verilen ücret ile bile, yine de hesaplı gelir yeni bisiklet almaktan.İşte bu eskiyip değişecek parçaların malzeme+ işçilik maliyeti bazen eskiyen bisikleti satıp yenisini almaktan pahalıya gelebiliyor.
Boyasına düşkün kişi bisikletini dışarıda bırakmaz zaten. Zaten çelik dönemi bittikten sonra, rutubet kaynaklı boya atması, paslanma sorunu kalkmış oldu. (Alü bisikletlerde boyasız olmasının da hiç bir mahzuru yok mesela. İsterse metal tamamen çıplak olsun, çelikteki veya karbondaki gibi materyale bir zararı olmuyor). Yalama olan diş gibi şeylerden bisiklet emekli edilmez. Kaldı ki işi bilen kişi yalama yapmaz. Yani yanlış/eksik bilgiden dolayı yaşanan senaryolardan argüman yaratmaya çalışmayalım.İskelet ömrü uzun gibi gözükse de sık kullanılan, dışarıda kilitlenen bisikletler bir süre sonra gerçekten boya anlamında çok kötü gözükebiliyor.
Yol yordam bilinirse bişey olmuyor. Esnetip dediğin, zaten arka sütunların uçları (ing. seatstay) sağa sola 1 cm kadar rahat oynuyor. Onlardan yanal rijitlik beklentimiz yok. Burkulmasınlar (ing. buckling) yeter. Kayışın geçtiği açıklığı açan civatalarda dikkat edilmesi gereken şey, alyan yuvalı civata kullanmamak lazım, yuvanın yalama olması senaryosuyla karşılaşmamak için.Kayış değiştirirken de kadroda çeki demiri gibi bölgede iki civatayı söküp kadroyu esnetip kayışı buradan sokmak gerekiyor. Bunu bir kaç defa tekrarlayınca ne olur bilmiyorum.
Konu iskelet ömrünün kayış ömrü ile karşılaştırılması. İnsan ömrü buna göre kısa mıdır uzun mudur bu konu dışı.Benim ömrüm yetmedikten sonra da iskelet 100 yıl dayansa bana bir şey ifade etmiyor.
@MutluGezgin Sen de ileride kullanmayacağın bisikleti alma? Veya da bir bisiklet aldın, ama sonra bıktın değiştirmek istiyorsun. Çöpe atmıyorsun sonuçta değil mi? Birine satıyorsun? Veya hayrına veriyorsun birine. Yani o bisiklet kullanılmaya devam ediyor. 70'lerden 80'lerden bir sürü çelik bisiklet şu an single olarak hayatına devam ediyor.Ekonomik değer deyince, ürünün "işlevini yerine getirmesi özelliği" yanında, o üründen alınan haz ve zevk da önemli. Sonuçta işlev dediğimiz bize verdiği zevktir. Eski hantal bisikletler için pek de ekonomik değerini koruyor diyemeyiz. (bugün şehirlerde kaç kişi eski araba kullanıyor?)
Sen de kırmasaydın? Hayret bişey. Öyle bi yazıyosun ki sanki "her kadro bi gün kırılıyor, yapacak bişey yok" gibisinden.Daha önce çelik kadro kırmış birisi olarak bu cümle bana hiç birşey ifade etmiyor... Çocukken çelik kadrolu bisikletim vardı, çocuk olarak tabi ki o bisikletle her yere girdim ve çıktım ama kadro bana dayanamadı. 40 yıl öncesinin çelik kadrolarını düşünün...