Valla arkadaşlar inanır mısınız bu konuda kafam çok rahat. Semtimiz biraz kalabalık olduğu için benim bisikletimin bana ait olduğunu herkes bilir. Buralarda böyle bisiklet süren insan da resmen yok denecek seviyede.
Semtteki sokaklar insan dolu zaten, biri çalsa da uzaklaşana kadar 20 kişi görür kimin elinde olduğunu.
Kendi sokağımda her gün 20 tane çocuk bisiklet sürer, top oynar falan. Aradaki bir çakma İce-Tea ısmarlarım bunlara
Sokağın güvenliğinden onlar sorumludur.
Benim bisikletime başkası bindiği anda fark edilir. Yinede önlem alırım.
Aile apartmanım olduğu için de şanslıyım, yabancı insan giremez bizim binaya. Girse bile merdivenin altında sağlam bir biçimde kilitli halde bulur bisikletimi. Onu kesebilmek için içeriye sağlam bir makas sokması gerekir.
Zaten bahçede sibirya kurdumuz var, tanımadığı insanları yiyip bahçeye gömüyor.
Bisikletin hemen önünde babannemin kapısı var, en ufak sesi bile duyar hemen bakar dışarı ne oluyor diye.
Yahu daha ben evden habersiz çıkamıyorum, hırsız nasıl gelip bisikletimi çalsın habersizce
Cidden kafam çok rahat, ekmek alırken falan da zaten esnaf kaynıyor ortalık, güvenlik kamerası dolu dükkan önleri. Kim olduğunu gördükten sonra aynı gün enseleriz hiç problem değil.
Rahatlıkla girip market alışverişimi yapabiliyorum, gittiği markette de zaten arkadaşım çalışır hep, ben söylemesem de gözünün ucuyla kontrol eder bisikletimi.
Yahu burası neresi, ne kadar güvenli bir yerde yaşıyorsun derseniz Yavuztürk hiç de masum bir semt değil
Sadece yerlisine karşı biraz sıcakkanlı davranıyor o kadar.
Ve lanet olsun ki yine Dünya kadar yazdım, herkesten özür diliyorum