Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bisiklet ve Ekonomi - İktisat ve Hayat Üzerine

yunus50

Üye
Kayıt
20 Aralık 2015
Mesaj
58
Tepki
75
Yaş
31
Şehir
Kayseri
İsim
Yunus Emre Karaman
Bisiklet
Bianchi
Arkadaşlar merhaba. Bugün blogumda yayınlamak üzere bisikleti iktisadi açıdan ele alan bir yazı yazdım. Burada da paylaşmak istedim. Umarım faydalı olur. Bisiklet bir spordur kuşkusuz. Ama sadece spor olarak görülüp formda kalmak için kullanılan bir araç değil. İnsanların bir yerden bir yere ulaşmak için kolaylıkla tercih ettikleri bir seçenek. Her ne kadar ülkemizde yaygın olmasa da gün geçtikçe trafikte bisiklet sayısı artıyor. Bu çok sevindirici gerçekten. Trafiğe bisikletle çıkan kişi bir takım tehlikeleri kabul etmiş olsa da, bisikletlilerin ve şoförlerin bilinç düzeyi arttıkça söz konusu tehlikeler de minimum seviyeye zamanla inecek.

Bisikletin faydaları herkesin malumu. Sağlığa, psikolojiye, cebe, doğaya faydalarından bahseden milyonlarca yazı bulabilirsiniz. Ben bu yazıda bisikleti iktisadi açıdan ele alacağım. Makro iktisadi açıdan bisikletin ülke ekonomisine artılarından ve eksilerinden bahsedeceğim. Öncelikle Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülke. Petrol ve doğal gaz gibi enerji kaynaklarını dışarıdan alıyor ve biz vatandaşlar bunları çok pahalı kullanıyoruz. Bu açıdan baktığımızda bisiklet ülkenin enerjideki dışa bağımlığını sınırlayıcı bir etkiye sahip. Yüz yıllardır kronik hale gelen dış ticaret dengesi hastalığımıza bir çare olabilir.

Diğer bir konu ise sağlık. Bisiklete binen kişiler hareketsiz kişilere göre daha sağlıklı olduklarından sağlık harcamaları azalıyor. Yani devletlerin bisikletlere yaptığı her türlü harcama bir sağlık harcaması niteliği taşıyor. Hareketli bir hayat tarzı sunmasının yanında bisiklet havayı da kirletmediği için hava kirliliği nedeniyle karşılaşılan hastalıklarda da bir azalma olması söz konusu.

Öte yandan bisikletin ekonomiye olumsuz bir yanından bahsetmek istiyorum. Birçok bisiklet markası ülkemize dışarıdan ithal ediliyor. Bu ithalat-ihracat dengesi açısından olumsuz bir durum. Ayrıca bisiklet fiyatlarının dövize endeksli olmasına ve fiyatlarda istikrarsızlığa neden oluyor. Tabi ki Türkiye'de de bisiklet üretiliyor yerli firmalarımız tarafından. Ama bisikletin ana parçası olan kadrolar ve temel komponentler yine yurt dışından satın alınıyor. Sadece montaj ülke sınırları içinde yapılıyor.

Her kişiye göre bir bisiklet mutlaka vardır. Spor olarak görene, ulaşım aracı olarak görene, oradan oraya atlayıp deşarj olmak isteyene, dağda bayırda özgürce gezmek isteyene herkese göre bir bisiklet vardır. İstemek lazım, sevmek lazım. Görüldüğü gibi iktisadi açıdan da bisikletin artıları eksilerinden fazladır. Bisiklete binmemek için kimsenin sağlık sorunları dışında hiçbir nedeni yok. Unutmayalım ki bisiklet gelecektir.

Kaynak: (link)
 
Scudo
Bisiklet Ekonomisi. Bisiklet kullanımının yaygınlaşması ile bireylere ve topluma sağladığı faydaları hepimiz biliyoruz ancak kentlerimizdeki karar vericilerin doğru kararları uygulamaya alması için yönetimi ikna edecek veri ve rakamlara ihtiyacımız var. Bisiklet sadece bana değil, ekonomiye de faydalı. Bisiklet kullanımının bireylerin sağlığı için faydalı olduğunuz, bisiklet kullanımının yaygınlaşmasının trafik kazalarını azalttığını, karbon emisyonunu düşürdüğünü ve soluduğumuz havayı etkilediğini, sürdürülebilir olmayan (kömür, petrol, nükleer vs) enerji kaynaklarının tüketimini azalttığını biliyoruz. Peki ya ekonomiye katkıları? Kent içinde ulaşımını bisikletle sağlayan kişilerin yaya ve motorlu taşıt sürücülerine göre daha fazla para harcadıklarını biliyor musunuz? AB nufusunun %7,4’ü (34 milyon kişi) ulaşım aracı olarak bisiklet kullanıyor. Yılda 200bin milyar euro tasarruf=Danimarka’nın GDP’sine eşit. Bikenomics, bisiklet ekonomisi, yani bisiklete binenlerin bireylere ve topluma sağladığı ekonomik katkılar olarak tanımlayabiliriz.

SAĞLIK HARCALAMALARI DÜŞÜYOR
Bisiklet için yapılan yatırımlar aynı zamanda sağlık yatırımı olarak değerlendirilmelidir. Kısa mesafede bisiklet kullanımının yaygınlaşması ile günlük fiziksel egzersiz yapan kişi sayısının artması demektir.

*Portland (ABD)’da 600 bin kişi yaşıyor. Bisiklet kullanımı ile sağlık harcamalarında yılda 600 milyon dolar tasarruf ediyorlar.
*Kopenhag’da yapılan bir araştırmaya göre bisiklete binen kişilerin (haftada 3 saat, yılda 36 hafta), binmeyenlere oranla hastalıklardan kaynaklanan ölüm riski %28 daha düşük.
*İşe bisikletle giden kişiler, bisikletle gelmeyenlere oranla bir gün daha az hastalıktan dolayı izin raporu kullanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa ülkelerinde trafikten kaynaklanan hava kirliliğinin yılda 500.000 kişinin hayatına mal olduğunu açıkladı. Bisiklet kullanımı her yıl binlerce insanın hayatını kurtarabilir.

BİSİKLET YOLU YAPMAK UCUZ VE İSTİHDAM YARATIYOR
Otoyol yapımında km başına 60 milyon dolar. Bisiklet yolu yapımında km başına 200 bin dolar ve minimum bakım gerektiriyor. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre bisikletli ulaşıma yapılan 1 milyon USD yatırım 14.4 kişi için istihdam yaratırken; aynı miktar motorlu taşıt için altyapıya yatırıldığında 7.8 kişi için iş olanağı yaratıyor. AB’de bisiklet kullanımı 650.000 yeni iş olanağı yarattı.

https://bisikletim.files.wordpress.com/2015/05/ecf-eu-cycling-economy.jpg?w=547

PARK YERİ
Şehir merkezlerindeki kamu alanlarının büyük kısmı otomobiller için park yeri olarak kullanıyor (yani metal kutular tarafından işgal ediliyor). Otomobil park yerleri, şehrin en değerli emlaklarının kullanılmaması anlamına geliyor. Bir dükkanın önüne park eden bir otomobilin kapladığı alana 11 bisikletin park edebilir.

https://bisikletim.files.wordpress.com/2015/05/img_5552.jpg?w=547

YEREL EKONOMİ
Bisiklet park yerleri otomobil park yerlerine göre daha fazla karlı. Texas’da (ABD) yapılan bir projede 160 bisikletlik bir park yeri 12bin dolara mal olmuş. Bir aracın sığabileceği kadar bir alana yapılmış. Bisikletliler, mağaza, cafe önünde durup para harcama eğilimli ike otomobilli değil. Şehir dışındaki AVM’ye değil mahallesindeki bakkala gider bisikletli. Nakit para manava akar, petrol istasyonuna veya sigorta şirketlerine değil.

*Portland diğer şehirlere göre %20 daha az otomobil kullanarak yılda 800milyon dolar yerel ekonomiye katkı sağlıyor.
*Portland’da bisikletliler dükkan, cafe ve restoranlarda ayda ortalama 76 dolar harcarken, yaylar 66 dolar, otomobiller ise 61 dolar harcıyor.
*New York’ta yapılan bisiklet yolları icin yapılan değerlendirmelere göre trafik kazalarındaki yaralanmalarda %48 azalma, mağaza ve dükkanların satışlarında ise %49 artış yaşanmış. Otoparkların, ortak kullanım alanlarına dönüştürülmesi ile kurulan pazarlara talep artarken bu alanlarda ayda en az iki defa sosyal etkinlik düzenlenmiş.
*Washington’da bisiklet kullanımı her yıl 3.1 milyar dolar ekonomik katkı sağlıyor ve bu rakamın %96’si alışveriş, konaklama ve yiyecek-içecekten oluşuyor
*Almanya heryıl ülkesine gelip tatil yapan bisikletlilerden 12 milyar euro kazanç elde ediyor.

https://bisikletim.files.wordpress.com/2015/05/benjibike.jpg?w=547

OTOMOBİL LÜKS TÜKETİM
Özellikle dar gelirli için otomobil yılda 10bin dolar maliyet (*ABD) getiriyor (park yeri, ceza ve bakım yok). Maaşının %20’sini otomobile ayırmak yerine bisiklet ile ulaşımını sağlaması bütçelerinde rahatlama demek. Amsterdan, Kopenhag ve Münih örnekleri bize ulaşılması zor geliyor olabilir. Daha mütevazi örneklere bakalım:

Bogota/Kolombiya
1970’li yıllardan beri Pazar günleri trafiğe kapatılan şehir merkezinde iki milyona yakın kişi bisiklete biniyor ve sokaklarda diledikleri gibi vakit geçiriyorlar. 100 dolarlık bisikletli kişi ve 100bin dolarlık otomobil sahibi kişi belediye için aynı derecede önemli. Bugün Bogota’da 350 km bisiklet yolu bulunuyor. Bisiklet kullanımı Pazar günlerinden sonra diğer günlere de yayıldı ve kullanım oranı %0,5’den %5’e yükseldi. Kamu alanlarının kullanım kalitesi yükseldi.

Sevilya/İspanya
120 km bisiklet yolu yapıldı. Bisiklet kullanım oranı %0,2’den %6,6’ya yükseldi. Hedef koyuldu ve 2015 yılında %15’e ulaşmak üzere çalışmalar yapılıyor. Türkiye, ABD ve Avrupa’nın hatalarından öğrenebilir. Otomobil dündü, bisiklet ise yarın! Ekim 2014’de yapılan İzmir Bisiklet Sempozyumu’nun ikincisi 7 Mayıs 2015’de yapılacak. (İkinci İzmir Bisiklet Sempozyumu hakkındaki izlenimlerim burada) İzmir Emniyet Müdürlüğü, İzmir Ulaşım Daire Başkanlığı ve Ege Üniversitesi tarafından düzenlenen sempozyumda Bisiklet ve Trafik, Bisiklet ve STK’lar, Bisiklet ve Yerel Yönetimler başlıkları altında oturumlar yapılacak. İkinci İzmir Bisiklet Sempozyumu konuşmacıları arasında ben de olacağım. Bisikletin ekonomik değerinden ve yerel ekonomiye katkılarından bahsediyor olacağım.

Kaynak ve İlham:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
 
Faydali yazilari gorunce mutlu oluyorum. Tesekkurler dostum
 
@yunus50 cok guzel bir blogun var. yazi fontunu azicik buyutmeni ve isledigin konulari daha ayrintili ele almani oneririm acizane.
 
İktisat öğrencisi olan ben için çok güzel bir yazı :)

İzniniz olursa sizin olduğunu belirterek ödevlerimde kullanmak istiyorum.
 
guzel bi yazi. bide bisiklette 6 ayligina kdv sifirlansa bizde ihtiyaclarımızı bol bol giderbilsek ama nerdee...
 
Güzel paylaşım. Can sıkıcı bir hatırlatma yapmak istiyorum. Yoksa gerçekleri es geçip pollyannacilik oynarız. Şöyle ki sokaklarda, belediyelerde, şehirlerde ve ülke sathinda yapılan yapılacak olan tüm işler de kamu maliyesi, kamu sagligi, kamu yarari değil ; kimin ne kadar kar yapacağı göz onu ne alınır. Sonuç ise ne yaya ne bisikletli ne de otomobil li rahat, hızlı, ucuz ve sağlıklı bir yaşam süremez. Örnekler : Kaldırımda yaya olarak giderken esnafın masasi ,buzdolabı ,meyve sandığı vb eşyası sebebiyle rahat yuruyemezsiniz. Araba ile yol üzerindeki firin yada eczaneden hızlı bir al iş veriş yapabilmek için aracınızı park etmek istediğiniz de ya yol üzerinde bir kasa sandalye vb olur park edemezsiniz yada boş olmasına rağmen aracınızı yaklastirdiginizda esnaftan kamuya ait yola parkedebilmek icin izin istersiniz. Bazen musaade bile etmezler. Ana amaç insanları ,kitleyi, müşteriyi -tanımlama kişiye göre değişir - dar bir alanda tutup yapilan para sirkulasyonundan azami faydalanmaktir. Hane sayısı/dükkan sayısı oranı ne yüksekse o kadar ciro artar fakat diğer tüm ihtiyaçlar başta ulaşım sıkıntı ya hatta kötü hava sartlarinda ise riske girer. Bakış açısı değiştikçe aynı yaklaşımın şehir ve ülke bazında da aynı olduğunu hatta olcegin büyüklüğü sebebiyle sorunların daha da cesitlenip daha da büyüdüğünü kalıcı hale gelip geri dondurmenın imkansiza yaklaştığını görürsünüz. Sonuc : kararlar dar bir kesimin karına uygun , kısa vadeli ticari kaygilarla alinmakta ve uygulanmaktadır. Maalesef, konu bizlerin siyasi tercihi ve bu siyasilerin yaptiklari denetimsiz , katılımsiz tercihleri üzerinedir. Saygilar.
 
  • Beğen
Tepkiler: Hulki
Konu canlandırma teşebbüsü #1

Son dönemlerde hükümetin, her türlü motorlu taşıt kullananların ceplerini hedef almış olmasını nasıl karşılamalıyız? Tünel, köprü, vergi, sigorta zamları vb ilk aklıma gelen unsurlar.

Tamam. Bunun asıl sebebinin kısaca para olduğu açık. Ama mesela gizliden gizliye yoldaki araç kalabalığını törpülemek gibi bir amaç da olabilir mi? Ben geçen seneye nazaran bazı bölgelerde bazı otoban bağlantılarında aynı yoğunluğu göremiyorum sanki.

Peki amaç para ise niye zam yapsın? Daha çok para kazanmak istese bunu zam yaparak elde etmesi olası mı? Peki yoldan araçların eksilmesi doğru mu?

Bu soruları trafiğinden, kalabalığından, kural tanımayanından, kabadayısından, trafik teröristinden bezmiş, bıkmış ve bu alanda yapılan her zammı - ucu herkese dokunacağını bile bile - destekleyen bir bisiklet dostundan dinlediniz. Şimdi özetler...
 
@Murat Semiz maalesef hayır. Akaryakıta yapılan zam ekonomiyi zorlaştırıyor, ağırlaştırıyor. Özellikle enerji gideri ve vergi uygulamaları verimli ve üretken ekonomi yerine durağan çarpık ve ranta dayalı kazanca yöneltiyor.
 
Geri