özgür çelikkaya
Aktif Üye
- Kayıt
- 1 Mayıs 2010
- Mesaj
- 178
- Tepki
- 160
- Şehir
- istanbul
muhtemelen en büyük sorun, görece doğru bir konuyu savunurken, varmak istenilen sonuçtan uzaklaşıp asıl problemin unutulmasına yol açmak...
yazılanların tümünü okuduktan sonra;
"kimin, neye hakkı var?"
gibi fazlasıyla gereksiz bir fikir çatışması gözüme çarptı alt metinlerde.
Ali Bey, temelde ve varmak istediği noktanın sonunda pek güzel olan/olabilecek düşüncelerini paylaşmış. Şahsım adına katıldığım ve katılmadığım noktalar var; ancak malum sadece "olumlu eleştiriler" beklendiği belirtildiği için -ki buna da saygım var- burada susma hakkımı kullanayım.
Söyleyeceklerim, dediğim gibi başlık altında yazılanların, ve benim de bu güne kadar gözlemlediklerim hakkında daha çok.
" Kimin, neye, ne kadar hakkı var???? "
Genel kanı nedir mevzu bahis başlıkta incelenen konuda? Bisikleti sadece haftada bir (bir sembolik bir rakamdır) gün kullanan, ulaşım aracı olarak görmeyen, sadece hobi kullanıcısı adamın bisiklet yolu istemeye hakkının olmadığı... aksini iddia edenler için 10 sayfa içerisinde onyüzbinmilyon adet örnek gösterebilirim bu alt metni içeren yorumlardan....
Şimdi, yine başta belirttiğim, ASIL VARILMAK İSTENEN NOKTA, insanlardaki bisiklet bilincinin SADECE hobiden ibaret olmayan bir şekilde gelişmesi, "bir ulaşım aracı olarak bisiklet" fikrinin kültürümüze yerleşmesi. Yani en azından Ali Bey'in ve aynı doğrultuda fikir beyan eden arkadaşların bu şekilde düşündüğünü umuyorum.
Buraya kadar şahane. Kesinlikle aynı fikirdeyim.
Ancak;
Doğru olduğuna inandığım fikirlerim için, kimin neye ne kadar hakkı olduğu konusunda bir yargıya varıp, bunu diğer insanların kabul etmeleri gerektiği gibi bir yanılgıya kapılmamalıyım gibi sanki...
Haftada sadece bir kez, toplamda 16 dakika bisiklete binen birisi de bisiklet yolu isteyebilir. Ben haftanın en az 6 günü, günde ortalama 6 saat bisiklete biniyorum diye, o kişiden daha fazla bir şeyler "İSTEMEYE" hakkım olmaz. Neden daha fazla olsun ki? Sonuçta o adamla ortak paydamız "bisiklet" değil mi?
Şartlar, burada fazlasıyla göz ardı edilse de bu ülkede çok önemli.
Sen korkmuyorsundur mesela bu leş trafikte sokağa çıkmaktan, ben korkmuyorumdur mesela emniyet şeridinde giderken öküzün birisi tarafından ezilme ihtimalimin %30'un üzerinde olması ihtimalinden...
Bizim gibi adamlar da lazım evet, ama "kendin gibi olmayanı ötekileştirme" kaygısı doğru değil. Kimse bu riskleri almak zorunda değil. Yukarıda birisi çok güzel bir şey yazmıştı,
"ben sırtımda böylesi bir sorumlulukla o riski alamam" (tam olarak cümle bu olmayabilir, hatalı olduysa affola)
Şimdi, bu riski sen ben gibi alamayan insanların bisiklet yolu istemeye neden hakkı olmasın?
Konunun diğer ucundaki, "bisikleti gösteriş aracı olarak gören, 4 gr hesabı yapan, ne kadar pahalı o kadar iyi" adamcıkları, bahsettiğim şeylerden bağımsızdır.
Kendilerini her ne kadar süper gereksiz bulsam ve yaktıkları oksijene yazık olduğunu düşünsem de, YİNE DE onlara "hak biçme" hakkını kendimde görmem.
Her şeye rağmen, herkes bisiklet yolu isteyebilir. İstesindir de zaten...
Fazla uzattığımın farkındayım,
sonuç olarak, hepimizin istediği ortak yegane şey bisiklet kültürü ve bilinci oluşması insanlarda.
Unutulmaması gereken ise, bisiklet yolunun bu oluşum sürecinde çok çok yararlı bir araç olabileceği.
Kimin bunu istemeye hakkı olduğu gibi cidden gereksiz tartışmalar yerine, bu kültürün oluşması için katkı sağlayabilecek her şeyi değerlendirmemiz lazım sanki...
Yine yukarıda çok güzel bir "McDonald's-Hamburger" örneği vardı.
Hamburger kültürü (buna kültür derken içim acısa da...) McDonald's açıldıktan sonra oluştu.
"HAFTADA SADECE PERŞEMBE GÜNLERİ HAMBURGER YİYENLERİN FAST-FOOD ZİNCİRİ İSTEMEYE HAKKI YOKTUR" denilerek değil!..
.......
Sözün özü, bırakınız herkes istediği gibi istediği şeyi istesin, bir saat binen adam da, 1638743154 saat binen adam da... kask takanı da, takmayanı da...
İstenilen şey, hepimiz için sonuçta.
NOT: Bütün bunları, vergi dairesindeki işi için metrobüs ile max. 20'dk da gidip tam kapısının önünde inebileceği devlet dairesine gitmek için iğrenç e-5 trafiğinde saatlerce pedal çevirebilen, yaz-kış okuluna, işine bisiklet ile gidip gelen biri olarak söylüyorum. Milli sporcu değilim yalnız, kısmet...
Ve böyle bir adam olarak benim, sadece haftanın bir günü çıkan adamdan zerre farkım yok. İkimiz de daha güvenli bir sürüş için bisiklet yolu istemekte eşit hakka sahibiz.
İstenilen şey bu kadar "herkes için" ve bu kadar güzelken, "bunu kimin istediği" konusu ziyadesiyle gereksizdir.
Saygılar, sevgiler...
yazılanların tümünü okuduktan sonra;
"kimin, neye hakkı var?"
gibi fazlasıyla gereksiz bir fikir çatışması gözüme çarptı alt metinlerde.
Ali Bey, temelde ve varmak istediği noktanın sonunda pek güzel olan/olabilecek düşüncelerini paylaşmış. Şahsım adına katıldığım ve katılmadığım noktalar var; ancak malum sadece "olumlu eleştiriler" beklendiği belirtildiği için -ki buna da saygım var- burada susma hakkımı kullanayım.
Söyleyeceklerim, dediğim gibi başlık altında yazılanların, ve benim de bu güne kadar gözlemlediklerim hakkında daha çok.
" Kimin, neye, ne kadar hakkı var???? "
Genel kanı nedir mevzu bahis başlıkta incelenen konuda? Bisikleti sadece haftada bir (bir sembolik bir rakamdır) gün kullanan, ulaşım aracı olarak görmeyen, sadece hobi kullanıcısı adamın bisiklet yolu istemeye hakkının olmadığı... aksini iddia edenler için 10 sayfa içerisinde onyüzbinmilyon adet örnek gösterebilirim bu alt metni içeren yorumlardan....
Şimdi, yine başta belirttiğim, ASIL VARILMAK İSTENEN NOKTA, insanlardaki bisiklet bilincinin SADECE hobiden ibaret olmayan bir şekilde gelişmesi, "bir ulaşım aracı olarak bisiklet" fikrinin kültürümüze yerleşmesi. Yani en azından Ali Bey'in ve aynı doğrultuda fikir beyan eden arkadaşların bu şekilde düşündüğünü umuyorum.
Buraya kadar şahane. Kesinlikle aynı fikirdeyim.
Ancak;
Doğru olduğuna inandığım fikirlerim için, kimin neye ne kadar hakkı olduğu konusunda bir yargıya varıp, bunu diğer insanların kabul etmeleri gerektiği gibi bir yanılgıya kapılmamalıyım gibi sanki...
Haftada sadece bir kez, toplamda 16 dakika bisiklete binen birisi de bisiklet yolu isteyebilir. Ben haftanın en az 6 günü, günde ortalama 6 saat bisiklete biniyorum diye, o kişiden daha fazla bir şeyler "İSTEMEYE" hakkım olmaz. Neden daha fazla olsun ki? Sonuçta o adamla ortak paydamız "bisiklet" değil mi?
Şartlar, burada fazlasıyla göz ardı edilse de bu ülkede çok önemli.
Sen korkmuyorsundur mesela bu leş trafikte sokağa çıkmaktan, ben korkmuyorumdur mesela emniyet şeridinde giderken öküzün birisi tarafından ezilme ihtimalimin %30'un üzerinde olması ihtimalinden...
Bizim gibi adamlar da lazım evet, ama "kendin gibi olmayanı ötekileştirme" kaygısı doğru değil. Kimse bu riskleri almak zorunda değil. Yukarıda birisi çok güzel bir şey yazmıştı,
"ben sırtımda böylesi bir sorumlulukla o riski alamam" (tam olarak cümle bu olmayabilir, hatalı olduysa affola)
Şimdi, bu riski sen ben gibi alamayan insanların bisiklet yolu istemeye neden hakkı olmasın?
Konunun diğer ucundaki, "bisikleti gösteriş aracı olarak gören, 4 gr hesabı yapan, ne kadar pahalı o kadar iyi" adamcıkları, bahsettiğim şeylerden bağımsızdır.
Kendilerini her ne kadar süper gereksiz bulsam ve yaktıkları oksijene yazık olduğunu düşünsem de, YİNE DE onlara "hak biçme" hakkını kendimde görmem.
Her şeye rağmen, herkes bisiklet yolu isteyebilir. İstesindir de zaten...
Fazla uzattığımın farkındayım,
sonuç olarak, hepimizin istediği ortak yegane şey bisiklet kültürü ve bilinci oluşması insanlarda.
Unutulmaması gereken ise, bisiklet yolunun bu oluşum sürecinde çok çok yararlı bir araç olabileceği.
Kimin bunu istemeye hakkı olduğu gibi cidden gereksiz tartışmalar yerine, bu kültürün oluşması için katkı sağlayabilecek her şeyi değerlendirmemiz lazım sanki...
Yine yukarıda çok güzel bir "McDonald's-Hamburger" örneği vardı.
Hamburger kültürü (buna kültür derken içim acısa da...) McDonald's açıldıktan sonra oluştu.
"HAFTADA SADECE PERŞEMBE GÜNLERİ HAMBURGER YİYENLERİN FAST-FOOD ZİNCİRİ İSTEMEYE HAKKI YOKTUR" denilerek değil!..
.......
Sözün özü, bırakınız herkes istediği gibi istediği şeyi istesin, bir saat binen adam da, 1638743154 saat binen adam da... kask takanı da, takmayanı da...
İstenilen şey, hepimiz için sonuçta.
NOT: Bütün bunları, vergi dairesindeki işi için metrobüs ile max. 20'dk da gidip tam kapısının önünde inebileceği devlet dairesine gitmek için iğrenç e-5 trafiğinde saatlerce pedal çevirebilen, yaz-kış okuluna, işine bisiklet ile gidip gelen biri olarak söylüyorum. Milli sporcu değilim yalnız, kısmet...
Ve böyle bir adam olarak benim, sadece haftanın bir günü çıkan adamdan zerre farkım yok. İkimiz de daha güvenli bir sürüş için bisiklet yolu istemekte eşit hakka sahibiz.
İstenilen şey bu kadar "herkes için" ve bu kadar güzelken, "bunu kimin istediği" konusu ziyadesiyle gereksizdir.
Saygılar, sevgiler...