ben güney beye hak veriyorum. ama şunu da eklemek isterim: kas tonusunu geliştiren ağırlık antrenmanlarının hepsi aynı değildir. yani aynı büyüklükteki kaslar, aynı işi görür diye bişey olmaz.
halter antrenmanlarını bir binanın temeli olarak düşünün. temelin üstüne ister 2+1 ister dublex bi daire yaparsınız, o size kalmış.
mesela bir halter antrenmanından sonra sürat antrenmanı yaparsanız kaslarınız sürat kazanır. 100m sporcularının antrenmanları bu esasa dayanır. yoksa süratin sadece koşarak gelişmesi imkansızdır. sprinterlerin bir sonraki sezon daha iyi koşabilmesi için, antrenmanlarda önceki yıldan daha fazla ağırlık kaldırmaları gerekir. esasen kuvvetle süratin arasında çok yakın bir bağ vardır. ayaklarınız yüzeye bir kuvvet uygular, bu kuvvet ne kadar çoksa bacağınız sizi o kadar ileri götürür, yani süratli götürür.
başka bi örnek: kuvvet antrenmanları sonrası patlayıcı kuvvet çalışırsanız, gülle, çekiç atma gibi branşlarda gelişim sağlarsınız. veya devamlılık çaışırsanız uzun mesafe koşarsınız.
bi de sürekli halter kaldırıp üzerine başka birşey yapmamak var. işte bu vücut geliştiricilerin antrenmanıdır. böyle çalışan kaslarda görüntü olsa da iş yoktur. ağır ve hantaldır ama güzel bi görüntü vardır.
bu sebeplerle vücut geliştirme dışındaki branşlarda iki gün üst üste halter yapılmaz. halter antrenmanından sonraki gün hangi branşı yapıyorsa ona yönelik çalışma yapar.
diyeceksiniz ki hem uzun mesafeci, hem kaslı. işte burada bireysel farklılıklar ortaya çıkıyor. uzun mesafe sporcularında kan dolaşımı çok rahat olmalıdır. o yüzden küçük kas tonusu avantajdır. büyük kasta dolaşım sağlamak uzun sürer, küçük kasta ise daha kısa sürer. bu kalbin daha iyi çalışmasını sağlar. ancak bazı sporcuların kalbi büyük kas tonusunda bile rahat dolaşım sağlayabilmeye uyum gösterebiliyor. bu uyumu gösteriyorsa daha avantajlı oluyor. hem yüksek kas tonusuyla beraber kısa mesafe sporcularında bulunan sürat özelliğini kullanabiliyor, hem de kolay kan dolaşımı sağlayabilmesiyle devamlılık özelliğinden faydalanabiliyor. atletizmde bu tip sporcular 800m ve 1500m (bunlar orta mesafe olarak bilinir) branşlarını koşar. hatta 3000 ve 5000 bile koşabilirler. bisiklette de 100 kiloluk kaliteli sporcular bu sebepten var. zaten bisiklette bir yarış ne kadar uzun olursa olsun buna tam anlamıyla devamlılık sporu diyemeyiz. çünkü pedala her yükleniş bir kuvvet ister. o yüzden bisiklet devamlılık olduğu kadar kuvvet sporu da... atletizmde bu kuvvet daha az uygulandığı için mesafecilere tam anlamıyla devamlılık sporcusu diyebiliriz.