Abdullah.R
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 8 Temmuz 2013
- Mesaj
- 565
- Tepki
- 950
- Yaş
- 63
- Şehir
- Büyükçekmece & Anamur
- İsim
- Abdullah Ramazanoğlu
- Başlangıç
- 1973—74
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
@Edip DinçerMadem ki yönetim de destekliyor, konuyu masaya yatıralım.
Türkiye Cumhuriyeti Devletine: "Diğer Avrupa Ülkelerinde Olduğu Gibi , Bisiklet kullanan insanlara bir takım ödüller veya yardımlar istiyorum."
Kampanyayı temelde destekliyorum ama yine de imzalamadım. Çünkü fikir çok güzel ama hamle çok hazırlıksız. Acele ve başarısızlığı kesin bir hamle yapmaktansa, iyi hesaplanmış bir hamleye kadar beklemek (hazırlanmak) daha verimli olur bence.
Bunu yazmamın amacı kampanyayı baltalamak değil, kendimce iyileştirmeye çalışmak. Hazırlıksız, güçsüz, yetersiz hamleler saman alevi gibi söner ve başarısızlık psikolojisi arkadan gelen momentumu da sönümlendirerek yolu tıkayıcı etki yapabilir. Oysa iyi hazırlanılmış ve güçlü tek hamle kalıcı iz bırakır ve arkadan gelenlere yol açar.
Kısaca işin %90'ı hazırlanmak, %10'u hamle yapmak. Önce neler yapılabileceği hakkında aramızda kafa patlatmamız gerektiğine inanıyorum.
Bu başlığın, böyle bir çalışma başlatmak için ön ayak olması ümidiyle.
Hazırlık anlamında bazı düşüncelerimi ileride vakit bulursam yazmak isterim.
----------------------------------------------------
Elim değmişken bir şeyler karalayayım.
İyi niyet, mantık, güç.
Talep eden bunların hepsine, muhatap da ilk ikisine sahip ise çözülmeyecek sorun neredeyse yoktur. Muhatabın niteliklerini belirleme şansımız yok ama kendi adımıza en doğrusunu yapabilme şansımız var.
İyi niyet: Çoğunluğun iyi niyetinden şüphe yok ama burada kendi adımıza şöyle bir risk var. Muhatap yönetim (devlet, hükümet, belediye) olduğu için bazı destekçilerin işe siyasi tercihlerini karıştırmaları söz konusu olabilir. Ve konu, üzüm yemek - bağcı dövmek ikileminde çıkmaza girebilir. Bu konuda çok dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Tabi ki herkesin kendine göre bir dünya görüşü var, fakat bunlar masaya gelmemeli. Çünkü iyi niyeti yok edici etkisi vardır bunun. İyi niyet giderse çözüm biter. Bu noktada kendi başarısızlığımızı kendi elimizle hazırlama riskimiz var.
Mantık: Eni boyu iyi düşünülmemiş, tek taraflı, gerçekçi olmayan (kısaca çocuksu) isteklerden kaçınmak gerek. Her şapkayı takarak düşünmek gerek. Hem bisikletli, hem araç sürücüsü, hem toplum, hem birey, hem devlet gözlükleriyle bakmak, ve tüm bunların ortalamasının minimum direnç göstereceği, her kesimin kendince bir fayda göreceği optimum çözümü (veya çözüm alternatiflerini) tasarlamak gerek. Çok zor iş, farkındayım. Ama büyüklerimiz ve sivil toplum kuruluşları beyin emeği harcamaya üşeniyorlarsa (ki öyle), ve konuyu en yakından ilgilendiren kesim dahi beyin gücü harcamazsa, o zaman çalışan tasarımları kim yapacak? İyi çalışmayan bir tasarım başarısızlıktır. Bazı bisiklet yollarının durumu malum. Netice olarak, çözüm tasarımlarını çok çok itinayla ve gerçekçi hazırlamak gerek. Mesela bisikletle işe/okula gidiş gelişin sağlayacağı fayda ve zararları, beklentiler ve riskleri, olabildiğince rakamlara dökerek işe başlayabiliriz. Evet, fayda ve beklentiler yanında zarar ve risklerini de tartmak gerek ki, ciddiye alınacak bir fayza-zarar analizi olabilsin, ve tek boyutlu çocuksu bir istekten çok boyutlu ciddi bir tasarıma terfi etsin.
Güç: Eğer elinizde iyi niyeti ve mantığı koruyabilmiş bir proje varsa, ve projenin fayda-zarar analizi bariz faydadan yana ağır basıyorsa, bu projeyi başarıya doğru iteklemek çok kolaylaşır. Sağlam projelere destek bulmak da kolaylaşır. Tüm bisiklet severlerin, bisiklet derneklerinin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının desteğini sağlamak için bir "koalisyon çalışması" yapılabilir o zaman.
Başarı garantisi olmasa da, biz kendi adımıza elimizden geleni yapmış oluruz en azından.
Türkiye Cumhuriyeti Devletine: "Diğer Avrupa Ülkelerinde Olduğu Gibi , Bisiklet kullanan insanlara bir takım ödüller veya yardımlar istiyorum."
Kampanyayı temelde destekliyorum ama yine de imzalamadım. Çünkü fikir çok güzel ama hamle çok hazırlıksız. Acele ve başarısızlığı kesin bir hamle yapmaktansa, iyi hesaplanmış bir hamleye kadar beklemek (hazırlanmak) daha verimli olur bence.
Bunu yazmamın amacı kampanyayı baltalamak değil, kendimce iyileştirmeye çalışmak. Hazırlıksız, güçsüz, yetersiz hamleler saman alevi gibi söner ve başarısızlık psikolojisi arkadan gelen momentumu da sönümlendirerek yolu tıkayıcı etki yapabilir. Oysa iyi hazırlanılmış ve güçlü tek hamle kalıcı iz bırakır ve arkadan gelenlere yol açar.
Kısaca işin %90'ı hazırlanmak, %10'u hamle yapmak. Önce neler yapılabileceği hakkında aramızda kafa patlatmamız gerektiğine inanıyorum.
Bu başlığın, böyle bir çalışma başlatmak için ön ayak olması ümidiyle.
Hazırlık anlamında bazı düşüncelerimi ileride vakit bulursam yazmak isterim.
----------------------------------------------------
Elim değmişken bir şeyler karalayayım.
İyi niyet, mantık, güç.
Talep eden bunların hepsine, muhatap da ilk ikisine sahip ise çözülmeyecek sorun neredeyse yoktur. Muhatabın niteliklerini belirleme şansımız yok ama kendi adımıza en doğrusunu yapabilme şansımız var.
İyi niyet: Çoğunluğun iyi niyetinden şüphe yok ama burada kendi adımıza şöyle bir risk var. Muhatap yönetim (devlet, hükümet, belediye) olduğu için bazı destekçilerin işe siyasi tercihlerini karıştırmaları söz konusu olabilir. Ve konu, üzüm yemek - bağcı dövmek ikileminde çıkmaza girebilir. Bu konuda çok dikkatli ve uyanık olmak zorundayız. Tabi ki herkesin kendine göre bir dünya görüşü var, fakat bunlar masaya gelmemeli. Çünkü iyi niyeti yok edici etkisi vardır bunun. İyi niyet giderse çözüm biter. Bu noktada kendi başarısızlığımızı kendi elimizle hazırlama riskimiz var.
Mantık: Eni boyu iyi düşünülmemiş, tek taraflı, gerçekçi olmayan (kısaca çocuksu) isteklerden kaçınmak gerek. Her şapkayı takarak düşünmek gerek. Hem bisikletli, hem araç sürücüsü, hem toplum, hem birey, hem devlet gözlükleriyle bakmak, ve tüm bunların ortalamasının minimum direnç göstereceği, her kesimin kendince bir fayda göreceği optimum çözümü (veya çözüm alternatiflerini) tasarlamak gerek. Çok zor iş, farkındayım. Ama büyüklerimiz ve sivil toplum kuruluşları beyin emeği harcamaya üşeniyorlarsa (ki öyle), ve konuyu en yakından ilgilendiren kesim dahi beyin gücü harcamazsa, o zaman çalışan tasarımları kim yapacak? İyi çalışmayan bir tasarım başarısızlıktır. Bazı bisiklet yollarının durumu malum. Netice olarak, çözüm tasarımlarını çok çok itinayla ve gerçekçi hazırlamak gerek. Mesela bisikletle işe/okula gidiş gelişin sağlayacağı fayda ve zararları, beklentiler ve riskleri, olabildiğince rakamlara dökerek işe başlayabiliriz. Evet, fayda ve beklentiler yanında zarar ve risklerini de tartmak gerek ki, ciddiye alınacak bir fayza-zarar analizi olabilsin, ve tek boyutlu çocuksu bir istekten çok boyutlu ciddi bir tasarıma terfi etsin.
Güç: Eğer elinizde iyi niyeti ve mantığı koruyabilmiş bir proje varsa, ve projenin fayda-zarar analizi bariz faydadan yana ağır basıyorsa, bu projeyi başarıya doğru iteklemek çok kolaylaşır. Sağlam projelere destek bulmak da kolaylaşır. Tüm bisiklet severlerin, bisiklet derneklerinin ve diğer sivil toplum kuruluşlarının desteğini sağlamak için bir "koalisyon çalışması" yapılabilir o zaman.
Başarı garantisi olmasa da, biz kendi adımıza elimizden geleni yapmış oluruz en azından.