Scudo Sports

Bisikletin kabak tadı vermeye başladığı süreç

aslında pedal çevirirken destek sağlayan elektrik motorları var. biraz pahalı ama bir çok sıkıntınıza yardım edebilir.
 
Scudo
Bu mesajı yazan kişi bisikletten sıkılmış olabilir, yaşama sevincini yitirmiş olabilir, göbeği eritememiş olabilir...
Bence tüm bunları bir kenara bırakın, henüz yaşadığı şehirden "Gel bugün (bu akşam) birlikte turlayalım" diyen çıkmadı (ya da ben kaçırdım). Ben buna takıldım. "Forumdaş" olmak sanki biraz böyle birşey gibi geliyor bana.
Başka bir forumda bir arkadaş az bulunan arabasının ABS kitini yurtdışından sipariş ettikten sonra kendi elindeki tamir edince "Gereksiz bir sipariş oldu, elde kaldı" mealinden bir yazı yazınca bir başkası "Boşver lazım olur, sana olmazsa başkasına olur" demişti ve durumu özetlemişti. O geldi aklıma.
 
Bence tek sıkıntı yollardaki tehlike.. Her gün o kadar tehlike atlatıyorum ki bir gün bunlardan birinden kaçamayacağım fikri sakat veya öleceğim fikri bende ciddi endişe yaratıyor.
Düşünün otobüste giderken bile yanarak ölmeniz an meselesi. İşe giderken otobüs altında kalıp ölmeniz yada bacağınızın kesilmesi an meselesi.
Bisikletle giderken ip üstündeki cambaz gibiyim. Böyle olunca da ne rüzgarı hissedebiliyorsunuz ne de cevreyi. 182km hızla giden bir arabada duyduğum endişenin 10katını yaşıyorum. Bilmiyorum diğer arkadaşlar da böyle mi hissediyor ama bu şehirde bisiklet sürmek bana bu duyguları yasatıyor. Hep bir tehlikedesin sinyali.
En nezih istanbul semtlerinde dolaşsanız bile durum farketmiyor. Yanınızdan geçen bir anda hızlanan arabalar,kamyonlar otobüsler gerçekten tehlikeli.
Aynı şey motorsiklet içinde geçerli.

Bence bisiklet şehirlerarası turlarda tadına doyulamayacak bir uğraş. Yada şehir içinde ( istanbul da) geceleri binildiğinde tadına doyamadığım bir araç.
 
Bende bazı zamanlar yazılanlara katılıyorum ama bazı zamanlar da işin zevki oluyor ama değişmeyen bir nokta varki yollardaki tehlike.
Milletçe son derece bilinçsiziz yollarkdai 2 tekerlekli araçlara karşı. sadece 2 tekerleklide değil kendimizden başka her araca karşı.

herzaman övündüğümüz misafirperver asansörde , kapıda karşılaştığımızda birbirimize yol vermek için kapıda yarım saat bekleyen millet ,
arabaya bindik mi yol hakkı sadece bizde gibi davranıyor kimseye yol vermemek konusunda dakikalarca trafiğe katlanabiliyoruz.

trafikteki tehlike herzaman hepimizin ilk sorunudur sanıyorum .Benim şahsi olarak 2. sıramda köpekler :)
 
@mehmetsunu


Alt alta sıralanan bunca neden toplu şekilde okununca bisiklet binmekten insanı soğutabilecek haklı sebeplermiş gibi görünüyor.
Ancak işe bir de ters tarafından bakmayı deneyin.

Bu sevdaya nasıl kapıldınız ?
Hangi sebepler sizi İstanbul'un bu keşmekeşinde bisiklet kullanmaya çekti ?
bisiklet binmeye başlamadan önceki fizik kondisyonunuz ile sonrasındaki arasında nasıl değişiklikler oldu ?
İşe gidip gelirken veya sahilde turlarken yüzünüze çarpan rüzgar kendinizi nasıl hissettirdi ?
Trafiğin kilitlendiği kaç noktada, iki tekerleğin üzerinde, arabaların yanından süzülerek evde sizi bekleyen eşinize, çocuğunuza gittiniz ?
Kaç defa "bu patikadan benden önce geçen olmuş mudur acaba" sorusunu kendinize sorarak ıssız bir orman yolunda pedal bastınız ?

Eksileri bütün artılarını götürecek kadar soğuttu mu sizi bisikletinizden ? (bu soruya verdiğiniz cevap "evet" ise seve seve koruyucu ailelik yaparım bisikletinize :mlk::mlk: )
 
@mehmetsunu
Paralel başka bir evrende:
1 ve 2- O kadar hızlı bir tempoda çalışmak/yaşamak ki kendine ayıracak boş bir vakit bulamamak.
3- İşe arabayla hangi güzergahtan giderseniz gidin sürekli trafiğe kalmak.
4- Her pazartesi başlayan diyetler.
5- Dağ başında arabanızın bozulması ve sorunun ne olduğunu bile tahmin edememeniz.
6- Iphone 4, 4s, 5, 5c, 5s...vs
7- Mevkinizden ötürü etrafınızın dalkavuk kaynaması. Yüzünüze gülüp arkadan iş çevirenler.
8- Sahip olduğun hiçbir şeyin senin için bir değeri olmaması.
9- Terleyememek. Vücudunuzun her uzun süreli efor sonrası hararet yapması. Tüm geceyi güneş çarpmış şekilde hasta geçirmek. (Eşim)
10 - Baba, bizimle hiç zaman geçirmiyorsun diyen çocuk zırıltısı.
11- (link)
12- Bisiklet yolunun o kadar kalabalık olması ki her sabah "Hava soğusa da şu yol biraz rahatlasa" diye düşünmen. (Benim bu. İtiraf ediyorum, o kadar da kötü değil ama insan bisiklet kalabalığından da sıkılıyor)
13- Ölüm döşeğinde "keşke o dünya turuna çıksaydım" demek.
14- Tüm başıboş köpeklerin barınaklara götürülmesi, belirli bir süre sahip olmak isteyecekler için bekletilmesi, eğer kimse talip olmazsa iğneyle öldürülmesi.
15- Forumda hiç mevzu dönmemesi.

Madalyonun diğer yüzü de pek iç açıcı değil...
 
Kangal cinsi olduğu anlaşılıyor. Benzerine 1,5 yıldır ev sahipliği yapıyoruz. Bu kadar özenli ve duyarlı bir hayvan, hatta insan görmedim.
Evin, evde yaşayan insanların, kedilerin ve yuvadan düşüp uçamadığı için kafeste baktığımız yavru karganın bekçisi, gerçek bir dost.

@Tahsin Y.
 
@Murat Bulut
Televizyonun düşünceye etkisi...
 
Geri