- Çılgın bir pazarlık yapıp sonucunda yeni bir bisiklet aldınız. Biniyorsunuz . O da ne , yeni alındığı her halinden belli olan sizin bisikletinizin birebir aynısı olan birisi geçiyor. Kaça aldığınızı sorarsanız, Mutlaka sizden daha düşük bir rakama almıştır.
( Bu duruma bir açıklık getirelim. Nerdeyse herkez , kendisinin ne kadar uyanık olduğunu belli etmek için , birebir aynı olan ürünü aldığı rakamın daha aşağısını söyler. Benzeri bir durum pahalı bir bisikleti olana aldığı rakamı söylerken ters işler. Yani karşısındakinin altında kalmamak için , her zaman alınan rakamın üstü söylenir. Yani bu durumu yaşarsanız hemen karalar bağlamayın. Karşınızdaki büyük bir ihtimalle yalan söylüyordur )
- Bir grup halinde nereye gidileceği tartışılır. Herkes sırayla fikrini beyan eder. Tam siz söze başlarken , illaki ukalanın birisi çıkıp " Sana fikrini sormadık" der. Bu tür dallamalık universal olup , tedaviside yoktur.
- Yine grup halinde ancak bu sefer sizin beklirlediğiniz bir mekana gidilir. Gidilen yer 10 numarada olsa , hatta cennete götürseniz , illaki beğenmeyen , pahalı bulan , kendisinin daha iyi bir yer bildiğini iddia ederek , çıkıntılık yapan birileri bulunur.
- Grup sürüşünden devam edelim. Yola çıkmadan sürüş emniyeti için gerekli uyarılar yapılır. Herkes anladığını beyan ederek , kuralları onaylar. Ancak her ne hikmetse sürüş esnasında , illaki ön kaldıran , stopie yapan , kaldırıma zıplayan birileri illaki çıkar.
- Yürüyen kalabalığa yaklaşıtığınız vakit , zil çalarsanız insanlar yoldan çekilmek yerine illaki size dönüp bakarlar. Hemde öküzün trene baktığı şekilde hayretler içinde. Yoldan çekilseler belki temponuzu düşürmeyip yolunuza devam edeceksiniz. Ancak birde öyle bir dururlar ki , tıpkı ağır çekim yapılıyormuşcasına , yavaş yavaş .Bu durumda illaki sizinde durup bisikletinizden inmeniz gerekir.
- Aylarca , belkide yıllarca para biriktirmişsinizdir. Nihayet hayalinizdeki bisikleti aldınız ve geziyorsunuz. İllaki bir ukala çıkar ve aldığınız bisikletin "AYNINDAN " , hemde birebir aynısında bir tanıdığında olduğunu söyler. İsterse bisikletiniz Türkiyede tek olsun. Hatta fabrika size özel üretsin. Türkiyede o bisikletin "AYNINDAN" mutlaka birilerinde vardır.
- Bir tur atayım mı diye gözünüzün içine yavru köpek gibi bakan kişi , verdiğiniz takdirde, içine şeytan kaçmışcasına , hemde gözünüzün önünde hunharca kullanır. Artık teker dikmeye mi çalışır , arka lasik kaydırmaya mı? Orası piyango. Ancak bu işi yapan kişin çoğu zaman bisikletinizi beğenmez. Çünkü onun kendi bisikleti , her zaman sizinden DAHA İYİDİR.
- Para biriktirdiniz. Haftalardır , aylardır dükkan vitrininde her geçişinizde baktığınız bisikleti almaya gidiyorsunuz . Ancak birde bakıyorsunuz aylardır vitrinde duran , satın almak için gün saydığınız bisiklet yok. Çünkü dün akşam SATILMIŞ.
- Bir dükkanda bisikleti çok beğendiniz. ve talip oldunuz. Fakat o da ne . Üzerinizdeki nakit yetmiyor. Tam kaparora verip satıcıya satmaması teklifi yapacaksınız , bisikletle uzaktan yakından alakası olmayan , alsa dahi 2 hafta sonra bir kenara atacağı tipinden belli olan birisi kredi kartını çıkartıp , O kadar bisiklet içinden sizin beğendiğiniz bisikleti satın alır.
- Bir aydınlatma almak istiyorsunuz. Ambalajı en janjanlı olanı seçtiniz ve bisikete taktınız. Kocaman bir şey . Bununla gece iyi görürüm hesabı yapıyorsunuz. Hava karardı ve lambayı yaktınız. O da ne. Kocaman lambadan cücük bir ışık çıkar. Ayrıca kutusundan çıkan ve naylonu sizin bizzat açtığınız piller, her zaman, çok kısa sürede biter.
- Bir arkadaşınızın bisikletine talipsiniz ancak eleman bir türlü satmaya yanaşmıyor. Neyse kendinize göre bir başka birisklet alırsınız. Fakat o da ne. O arkadaşınız acil paraya ihtiyacı olduğundan , sizin teklif ettiğiniz rakamın DAHA ALTINDA bir rakama satıvermiş.
( Bu olay nedense hep böyle olur )
- Bir tamir çakısı aldınız ve bununla yola koyuldunuz. Yolda bir tamirat gerekiyor. Öyle bir parça bozulur ki , ya da öyle bir vidayı sökmeniz gerekir ki , koskoca çakıda bir tane bile uygun alyan olmaz. Bunca zaman da , çakıyıda boşu boşuna taşıdığınızın anlamak da işin extra bonusu.
- Bir ürün beğendiniz. Satış mağazasıda size yakın . "Dur şunu bizzat görerek alayım" diyorsunuz ve mağazaya gidiyorsunuz. Hey hat. Mağazadaki o kadar ürün arasından sadece sizin istediğiniz yalnızca internetten satılıyor.
- Yukardaki olayın diğer versiyonu. Bir ürün beğendiniz. Satış mağazasıda size yakın . "Dur şunu bizzat görerek alayım" diyorsunuz ve mağazaya gidiyorsunuz. Hey hat. Mağazadaki o kadar ürün arasından sadece istediğinizin teşhir edileni kalmış. Çaresizce bakarsınız. Ambalajı parça pinçik olmuş, mıncıklanmış , yere düşürülmüş , düğmeleri hayvan gibi basılarak içine göçmüş, çizikler içinde kalmış bir ürün . Yeniside Allah bilir ne zaman gelecek.
- Bir arkadaşınızda mağaza dolaşıyorsunuz , hatta arkadanızda bisiklet alacak sizden tavsiye istiyor. Bisiktlette , neyin ne olduğunu anlatmaya başlıyorsunuz. Artık tezgahtar mı olur ? Yoksa bir başka müşteri. Yandan , illaki anlattıklarınızın , tamamen "Yanlış" olduğu söyler birileri çıkar. Çünkü doğrusunu her zaman onlar bilir.
- Günlerce forum kurcalayıp bisikletiniz için en uygun lastiği belirlediniz. Dükkana gittini ve istediğiniz lastiği soruyorsunuz. Boşu boşuna bu kadar araştırma yaptınız. Çünkü dükkancının sattığı lastik , her zaman sizin istediğiniz lastikten daha iyidir.
- Artık gidon sargımı olur , yoksa selemi bilemem ama bisikletinizin rengiyle uyumlu bir donanım arıyorsunuz. ister satcının web sayfasına bakın , isterseniz bizzat telefonla arayıp , satıcıda her rengi mevcuttur. Kalkar gidersiniz. Evet satıcıda aradığınız donanımın her rengi gerçekten mevcuttur . Ancak bir tek sizin aradığınız renk YOKTUR.
- Bisiklet satan bir dükkana girdiniz , üzerinde uzunca süre araştırma yaptığınız için iyi bildiğiniz bir donanım soruyorsunuz. Dükkancınında elinde o donanım yok. Ama üzülmeyin. Çünkü dükkancının sattığı donanım her zaman sizin donanımınnızdan " Daha iyidir ". Çünkü hangi dükkana girerseniz girin , dükkancı her zaman " 20 yıldır" bu işi yapmış olanıdır. Ondan dahamı iyi bileceksiniz ?
- Birilerine hava atmak için hareket çekmek istiyorsunuz ama her ne ters gidiyorsa yapamıyorsunuz. Tam bahaneler üretmeye hazırlanırken , bacak kadar veled gelir. Yapmaya kalktığınız hareketin kralını yapar. Sonrada hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam eder.