Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Bizden dünya markası olur mu olmaz mı?

@Insansevmem
Bence fotoğraftaki karşılaştırma konuya göre çok yanlış. Sektör farkının şirketin büyümesine etkisinin önemini daha çok vurguluyor bence. Bir günde binlerce insanı isteseniz bile uçakla taşıyamazsınız. bir sınırdan sonra Fizik kuralları imkansız kılar. Ama sadece bir insan bile günde binlerce mesaj atabilir. Hepimiz biliriz mesajlaşmayı yaygınlaştıran sms paketlerini. benim orta okul zamanlarımda başlamıştı lise yıllarımda doruk noktasına ulaşmıştı. Çok iyi hatırlarım ayda 10.000 sms yetmediği için 2 tane hat kullanıp ayda 20.000 sms i zar zor yetiren arkadaşlarımı. Her sektörün kazancı birbirinden farklıdır. Belirli zamanlarda belirli sektörler inanılmaz kar getirebilir. Ama bir süre sonra yok olup yerini başka sektörler alabilir. Mesela internet kafeler. Bir zamanlar tıklım tıklımdı. Öyle karlı bir sektördü ki bir dükkan kiralayıp içine 3 5 bilgisayar koyan internet kafe açardı. Peki şuan durumları ne? Neredeyse nesilleri tükeniyor. Peki tabloda THY ye göre patlama yapmış görünen whatsapp ın bazı teknolojik gelişmelerden sonra ayakta kalabileceğinden ne kadar eminiz ki? Fotoğraftaki tablo biçimindeki bir karşılaştırma aynı sektördeki bir Avrupa ülkesi firması ile Türk firması arasında olsaydı konuya daha uygun olurdu. Diye düşünüyorum ben. Sektörler farklı oldumu neden dünya markası olabileceğimizi yada olamayacağımızı, aramızdaki farkı pek yansıttığını düşünmüyorum. Mesela bir anadol otomobilleri ile BMW firması karşılaştırılsa.
 
Scudo
Bu karsilastirma ayni tarihlerde acilmis ve ya dunya capinda bir markamizin olmadigindan ornek verilmis. Demek istediginizi anladim. Sektor olarak yanlis bir ornek. Keske ayni sektorde bir sirketimiz olsa da ornek verebilseydim. Aslinda Turkcell bi lokma benziyor.

Bizim en buyuk 3 sirketimiz( sektor konusunda haklisiniz) onlarin ortalama bir firmasindan cok daha geri seviyede.. Whatsapp diilde baska bir sirketle ornek verilmeliydi ornegin belki baska bir havayolu vs.

Ben cok karisik yazmis olabilirim ozeti aslinda isini severek yapan, en iyisini yapan zihniyetin ulkemizde olmayisina veryansindi. Zengin olmak yerine tarihe adini ford gibi bosch gibi..

“İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim.”
 
  • Beğen
Tepkiler: gmfaruk
Aşağıdaki yazıyı bugün gördüm, işlerin marka çıkaramamaktan daha vahim olduğunu düşünüyor yazar.

Türkler tarih sayfasından çekiliyor mu?

16. yüzyılın sonlarına doğru İstanbul’da Takiyüddin’in Rasathanesi Şeyhülislam’ın fetvasına uyularak “top atışı” ile yıkıldı.

Sonraki 4 yüzyıl boyunca Türkler’in tarihe damgasını vurduğu siyasi veya bilimsel bir olay var mı?

Çanakkale destanı, Kurtuluş Savaşı... Bütün bunlar negatif başarılar. Yani birisi kalkmış evinizi işgal etmiş, siz bunu püskürtmüşsünüz. Bunlar küçümsenemez. Ancak ortada pozitif bir başarı var mı?

Yunanlılar’ı Anadolu’dan püskürtmek başarıdır ancak Polatlı’ya kadar gelmiş olmaları da utanç vericidir.

Pozitif başarı Ay’a gitmek, bilgisayarı bulmak, Everest’e ilk çıkan olmak, ilk televizyon yayınını yapmak, insan özgürlüğünün önünü açan bir kanun yapmak gibi tanımlanabilir.
Mesela Türkler son 4 yüzyılda dünyanın gidişatını değiştiren bir teknolojik buluş yaptı mı?

Veya Türkler, son 4 yüzyılda dünyanın algısını değiştiren bir bilimsel buluş yaptı mı?

Veya Türkler, son 4 yüzyılda dünya siyasetini değiştirmiş bir özgürlüklerle ilgili kanun metni yazdı mı?

Özgürlüğün tarihi sınıfta tartışılırken “bahsi geçmesi şart olan bir Türk hukuk metni” var mı?

Halbuki Türkler tarihte “iddialı bir kavimdi.”

O zaman?

O zaman şunu sormak gerekiyor: Türkler, tarih sahnesindeki iddialı konumlarındançekiliyor mu? Yani, Türkler sıradanlaşıyor mu? (Burada sıradan ile demek istediğim maddi alanlarda olduğu gibi demokrasi, insan hakları gibi alanlarda da kötü koşullardayaşamayı artık normal kabul etmektir.)

Ortalama bir Türk için bugün ütopya “KPSS’yi kazanıp sırtını devlete dayamaktır.” Devlet büyüdükçe büyüyor. Herkesin hayali “en az iş yaparak sürekli maaş alacağı bir düzen.”

“Üretmek, patent almak, risk almak…” Bunlara itibar eden kalmamış. Aslında o nedenle yaşadığımız kriz toplumun derinlerinden geliyor: Vatandaş memur olmak istiyor, iş adamı devletten bir ihale almak istiyor...

Kısacası Türkler sıradanlaşmayı kabul etmişe benziyor.

Türkler’in sıradanlaşmayı kabul ettiğinin en büyük alameti arazi rantının, betonun prim yapmasıdır. Demirel’den Erdoğan’a “dön dolaş Boğaz’a köprü yap” gelişmenin alametidir.

Türkler, Boğaz’a 40 yıldır köprü yapmayı ilerilik alameti görüyor. Bu köprülerin üzerinden bir tane Türk otomobil markası geçmeden insanlık içten yanmalı motorları aşabilir...

Sorun siyasetten önce toplum

Türkler’in tarih sahnesindeki iddialı konumundan çekilmesinde alarm veren alan siyaset değil. Asıl alarm veren alan ortalama insanın sıradanlığa razı olması.

Türkler, hukukun olmadığı, bir markanın çıkmadığı, devletin “kabadayı” olduğu bir düzende karın tokluğuna yaşamaya yani sıradanlaşmaya razı olmak işaretleri veriyor! Asıl kriz bu.

Gazete okuyan yok, Anadolu’da kitapçısı olmayan şehirler, kitabın girmediği camiler... Bütün hayatını bir daire almak için geçiren aileler...

Ülkemizi sevelim ancak “yedi yıldan az eğitim almış, okumayan, gezmeyen, bilgiye para harcamayan ortalama bir insan” ile Plüton’un 12.5 km yakınından fotoğraf çeken Batı ile nasıl rekabet edeceğiz?

Türkler’in sessizlik zamanı

Türkler’in, bugün bilim, siyaset, teknoloji gibi alanların hemen hepsinde küresel ve orijinal bir iddiası yoktur.

“Biz şöyle böyle büyüğüz” diye kahve muhabbetinde veya siyasi parti mitinginde konuşmaları bir kenara bırakırsak...

Tekrar sormak gerekiyor: “Türkler, tarih sahnesinden çekiliyor mu?”

Tarih sahnesinden çekilmek “yok olmak” demek değildir. Ancak “bir iki alanda bile olsa dünya tarihinin akışını etkileme kapasitesinden düşmek” demektir.

Başka bazı milletler gibi Türkler’in yıldızı doğdu, parladı ve sönüyor mu?

Gökhan Bacık
 
Sadece burdaki yüzlerce hayalperestin birleşimiyle bile yapılabilecek iştir.

Abiler yapmayın burda canı sıkılınca istanbuldan yüzlerle kilometre giden insanlar var. İyi bir organizasyon tabii ki biraz "pamuk eller cebe" ile bir bisiklet çıkar rahatça. Ben çok acemiyim belki anlamıyorum ama kendi kadrosunu yapamayacak insanlar gibi durmuyorsunuz telefonumun ekranından. Kim bilir kaç tane mühendis, tasarımcı var bu ortamda.

Yani demek istediğim ülkenin her yanından, her sürüş tarzından insanlar var. Birilerinden beklemeyi bırakıp belki sizler, bizler olarak bu yapılırsa carraro, sedona, scott kimmiş yahu? :D:);)
 
27787 dosyayı görüntüle 27787 dosyayı görüntüle

Yani;

Dünyayı değiştirenler ancak bunu yapabileceklerini düşünecek kadar çılgın olan insanlardır.

Bir baska sozu de

"Mezarlıktaki en zengin insan olmanın benim için bir anlamı yok... Gece harika bir iş çıkardığımı düşünürek uyumak... işte bunun bir anlamı var."
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
@Insansevmem
Anlatmak istediğinizi anlıyorum. Birbirine çok yakın şeyler söylüyoruz aslında ben biraz tablonun dünya markamızın olmadığını tam anlamıyla yansıtmadığını söylemeye çalıştım. Eğer benim tarif ettiğim gibi bir tablo oluşturulsa geride olduğumuz noktaları bariz gösterirdi diye düşünüyorum. Ama istedikten sonra yapılamayacak bir şey yok. Bu husustaki en güzel örnek yine otomobil sektöründen olacak ama Devrim arabalarıdır bence. Başarılı olmuşmudur olmamışmıdır, Seri üretimi yapılırmıydı yapılmazmıydı, kar getirirmiydi, uzun ömürlü olurmuydu bunlara değinmiyorum. dikkat çekmek istediğim tek nokta istenince özveri olanca başarılabileceği. Ayrıca bisikletle ilgili bir şey söyleyeyim. Türkiye de karbon kadro yapılmaya çalışıldı. Ve galiba da yapıldı. Babamın dükkanının yan komşusuna Antalya dan bir kaç kişi karbon kadro üretiminde kullanmak için kalıp malzemeleri yaptırmak için gelmişlerdi. Tarihi tam hatırlamıyorum ama 2013 yılının son ayları olsa gerek. Denizli de bu iş yapılamadı. Gerektiği şekilde olmadı. Ama başka yerlerle görüşüp yapmaya uğraşacaklarını söylemişlerdi bu işe girişen kişiler. 2014 yılı mayıs ayı civarlarında ise facebook ta bir sayfada Antalya da karbon yol ve dağ bisikleti kadrosu üretildiği hakkında bir fotoğraf ve gönderi görmüştüm. Karbonun işlenmesi açısından görsel olarak pek hoş durmuyordu kadrolar ama önemli bence. Bir girişim sonuçta. Paylaşımların devamı gelmedi daha sonra ses soluk çıkmadı şuan ne oldu bilmiyorum ama sonuç olarak bu işe girildi ve bu iş yapıldı. Bu işe girişen kişide yanlış hatırlamıyorsam bir bankacı yada bir memur du galiba. İstek ve özveri ile doğru dürüst hammaddesi olmayan, Ülkede bir örneği olmayan yada teknolojisi olmayan bir şey neredeyse sıfırdan yapılabiliyorsa Bu kafa yapısı o işte uygun şartlarda dünya markası da olabilir bence.
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
Herseyi gectim en basitinden kopek tasmasi uretimi bile yok. Olsa da cok kalitesiz ve bulunmuyor. Kopek tasmasi yani arge gerekmiyor vs. italyan bir firma pazar lideri. Cok yazik.
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
Belki yanlis dusunuyorumdur ama
Zaten seri uretim yapan her firmanin yolu giant ve uzakdogudan geciyor
Bisiklet satisinin da buyuk kismi alt segmentten olusuyor bunun icinde arge calismasina ihtiyac yok. E parayida zaten bunlardan kiriyolar
Ust segment bisiklete masraf yapip tour de france a gondermeye ne hacet

(Vizyon darligi problemi)
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
Durum köyü beyler hepimiz biliyoruz, kurtaracak açıklama yok ama olduğundan daha karatıyorsunuz bence. Kendi markamız yok ama ticari araç üretimi var, audi bmw mercedes dahil firmalara yan sanayi üretimi var gövde parçaları dahil, tekne yat üretiminde her yıl 5 veya 7. sıradayız , ev elektroniğinde yine oem üretim iyi bir yerde , ok kendi markamız yok... olmasının tek yolu bunları yapmaktan geçiyor. Ortadoğu çamuruna gömülmessek tünelin sonunda ışık var. Ve haklısınız taharret musluğu hariç bizim kendimize ait ürünümüz yok. Ama elde olanlar görmek lazım mümkünse cilalamak lazım.
 
Bence Türkiye deki en önemli sorun eğitimin giderek kalitesinin düşürülmesi Maalesef çocuklarımıza hiç birşey öğretilmiyor en önemli sorun çocuklarımızın sınıf geçmesi olarak gösterilip hiçbirşey öğrenmeden liseyi bitiren çocuklar yetişiyor her sene firmama meslek lisesinden stajyer öğrenci alıyorum birşeyler öğretirim umuduyla ama maalesef gelen öğrenciler kolaycılığa o kadar alışmışki hiçbirşey için çaba sarfetmiyorlar işin en acı tarafı kendilerini ifade edecek cümleleri kuramıyorlar matematikte 2 basamaklı rakamları çarpamıyorlar şimdi biz böyle yetişen nesilden buluşlar yapmasını bekliyoruz bence bize öncelikle eğitim sistemini düzeltecek aklı başında politikacılar lazım eğitim sistemizi düzeltmedikçe bizden birşey olmaz çünkü bizde yetişen her insan kısa yoldan nasıl köşeyi dönerim onun hesaplarını yapıyor türlü türlü alavere dalaverle hayatını harcıyor iyi yada kötü bir kanun çıkıyor bizim insanımız bu kanuna nasıl uyarım diye düşünmüyor bu kanunu nasıl arkasından dolanırım diye kafa patlatıyor
 
@hidromek bize gelen meslek lisesi stajyerlerinden bir tanesi "uygun bir ücret" karşılığında staja gelmemek ve dosyasını imzalatarak tatile gitmek istemişti :) Daha 15-16 yaşında çocuklar staj için geldiği işyerine rüşvet teklif edebilecek kadar cüretkar. :confused: Mesleki veya bilimsel hiç bir eğitim almayan, bir şekilde sınıf geçen ama hiç bir şey öğrenmeyen bu çocuklara bayrağı devredeceğiz. Eğitim seviyesi bence sıfırın altında, bundan daha fazla düşemez. Milli Eğitim kevgire döndü, kaç bakan, kaç genel müdür değişti, kaç kez sınav sistemleri değişti, kaç sınav iptal/mahkemelik oldu artık hatırlayamıyorum bile.
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
Tasarımcıyım , öğrenciyken 4 tane bölüm vardı ülkede. Şimdi 41 adet. Benden kıdemli 1500 kişi vardı , şimdi heryıl 1900 kişi mezun oluyor. Gelen stajyer kesit çizmeyi bilmiyor... durum bu Hidromekin dediklerine katılmamak mümkün mü? Bundan sonrası politika bura yeri değil....




@hidromek
 
@Cengo

Bana gelen stajyerlere not olarak 85 verdiğim zaman bana tavır yapıyorlar (kaldı ki hakettikleri not 10 bile değil ) çocuklar kendilerini nasıl bir dev aynasında görüyorlarsa 100 den aşağı bir notu kabul etmiyorlar :) seneler önce bir tanesine ilk devre staj notunu ikinci dönem biraz çabalasın diye 40 vermiştim çocuk ikinci dönem stajı başka yere almış sonradan öğrendiğime göre de hocasına benim hakkımda yalan söyleyerek ( kendisine dayak attığımı söylemiş ) notunu değiştirtmiş böyle sistemin olduğu yerde maalesef iyi birşeyler yetişmiyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
@Ömer KARAN, bence @Insansevmem 'in şirket karşılaştırması paylaşımına başka bir açıdan bakmalıyız.

paylaşımın amacı zaten aynı sektörden iki farklı şirketin değerini karşılaştırmak değil, bir ekonominin en büyük şirketlerinin toplamının başka bir sektördeki bir şirketin değerinin çok altında kaldığına vurgu yapmak.

yani demek istiyor ki, değeri yüksek ürünler üret, o sektörlere yönel. diyor ki, bak bu adamların da gsm operatörleri var, havayolu şirketleri var... sen istediğin kadar dünya biricisi ol bu sektörlerde, önün kapalı. böyle gidersen hiçbir zaman zengin ülkelerden olmazsın vs. vs...

en azından benim anladığım bu.

konuya gelirsek... evet, bence de bizden bi cacık olmaz. eskilerin köy enstitüsü devrimini, bugünün şartlarında yapamazsak -- çünkü çok geri kaldık, dünya algı endeksinde, yani kendi dilinde okuyup okuduğunu anlama endekinde çok gerilerdeyiz. yani okuduğumuzu anlamıyoruz bile -- ki bu topyekün eğitim seferberliği demek, ki yapamayız, yapmaya da niyetimiz yok, giderek kötüye gideceğiz... o kadar net ki.
 
@hidromek
Yapilan her ne kadar dogru olsada ogrenci cok zekice davranmis demekten kendimi alikoyamiyorum.

Bu ornek bir cok seyide gosteriyor aslinda. Demek ki kafa calisiyor ama isine gelince...
 
  • Beğen
Tepkiler: Koray_41
Eğitim-öğretim çok önemli katılıyorum fakat anne,baba olarak biz ne yapıyoruz.Etrafınıza bir baksanıza herkesin en az elinde bir akıllı telefon masa başında birbirimizle sohbet bile edemeden ayrılıyoruz.Akşam ezanı okununca kesin evde olurdum yoksa babam azarlardı.Masaya beraber oturulur,azda olsa sohbet edebilirdik.Masadan kalkınca azda olsa beraber otururduk.Suan olan ne? Herkese ayrı masa,çocuğa seslenirsin,anneeee benim işim var(facebook,v.s.),siz yiyin :confused:
Nesil nereye gider bilmiyorumda,pek iyiye gideceğini düşünemiyorum ne yazık ki...
 
çocuk çok zeki olabilir, ancak anlatılan olayda ben şahsen bir gıdım bile zeka belirtisi göremedim.

kurnazlık olabilir, tembellik olabilir, yalancılık olabilir.. ama kavrama yeteneğini gösteren her hangi bir veri yok bence @Tahsin Y.

sadece, bir sonraki dönem alacağı notun en fazla 50 olabileceğini kavramış arkadaş, o kadar...

@kokomarmaris

bu davranış da, sağlıklı bir iletişim ve çocuk yetiştirme yöntemi örneği değil sanki :)
 
@CandanC zeka belirtisi surada. Bulunmus oldugu kotu durumdan pratik bir sekilde kurtulup sonucu iyiye cevirebiliyor.
 
Buna halk arasında "şark kurnazlığı" denir. Maalesef akıl veya zeka ile arasında bir benzerlik yoktur. Toplumumuzda çok yaygındır. Ve yine maalesef, çok kabul gören bir davranış biçimidir.
 
  • Beğen
Tepkiler: CandanC
Geri