@Osman Tuğrul katkılarınızdan ötürü ben teşekkür ederim.
Sevgili arkadaşlar,
Yorumlarınıza katılmamak mümkün değil.
Budapeşte aslında birşey değil, Amsterdam, Kopenhag gibi şehirlerde hepimizin bildiği gibi bisikletli trafiği var resmen.
Bir vakit önce, Hollanda'da bisikletli hayat gelişim serüveni tarzı bir belgesel izlemiştim. Bisiklet kullanımı başlarda, benzin/mazot bulunmasının zorlaştığı yıllarda (tahminen 2.dünya savaşı sonrası) devletin teşviğiyle halkın kullanımı arttırılıyor. Tabi, yıllar içinde yollar bisikletlilere göre tasarlanıyor, trafik müsait oldukça da her geçen gün bisiklet kullanım oranı daha da artıyor.
Evet, coğrafik olarak dağ/tepenin çok olmaması insanların çoğunu şehir bisikleti, fixie bisiklet kullanmaya itiyor, azıcık bir yükselti olsa da, zaten ayağa kalkarak ivmeyi yakalıyorlar.
Bu, aslında devletlerin, toplumunu neye yönlendirdiğiyle alakalı, bizimkilerde sürekli tüketime/harcama yapmaya yönlendirirler mesela. Hatta, reklamlar bile vardı, "ekonomiye can ver" diye. Dolayısıyla, aslında istenilen (istediğimiz demiyorum !) duruma getirildik. Beklenmedik bir sürpriz değildi yani.
Çoğunuzun bildiği, bazen ifade ettiği, bazen de ifade etmekten bile bıktığı yada bazen de çekindiği bir kavram, bir olgu var aslında.
Maalesef "kimliksizleştirildik". Arada-derede bir toplum haline getirildik. Avrupalı desen değil, Asyalı desen değil. Yönetim Kapitalist, inançlar İslam. Çelişki üstüne çelişki. Bir toplumun hayata dair, hayatı düzenlemeye dair bir fikri/ideolojisi varsa o toplum kalkınır, ülkesi yerle bir olsa bile, savaştan çıkmış olsa bile. Ancak, hayatı düzenlemeye dair bir fikri/ideolojisi yoksa, yada var iken tatbik edilmiyor ve başkalarından ideolojiler ithal edilip halkın üzerine icbar ediliyorsa, yer altı/yer üstü zenginlikleri olsa dahi yönlendirilmeye/uydu devlet olmaya müsaittir.
Hal böyle olunca, insanlar fikre değer vermeyi bıraktı, maddiyata değer verdi. Bunu gören herkes, maddiyat peşinde koşmaya başladı. İnsanların ölçüsü menfaat oldu, fayda-zarar oldu. Diziler, filmler, örnek gösterilen şahıslar hep bunları, böyle yaşayınca mutlu olunabileceğini zerk etti zihinlere. Neyse, konuşacak, tartışacak çok şey var da, buradan da olmuyor.