Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Budapeşte'de bisikletli hayat

@Kuzey Ege Benim düşüncem ülkesinde mutlu olamayan ki bunun içinde her türlü sosyal ekonomik konum, hak hukuk eksikliği, yaşam standartının düşüklüğü, kendini degersiz hissetme vs gibi sebepler sonucunda, bizim gibi ulke insanlari mutlulugu parayla satin alma çabası içine giriyorlar. Bu nedenle avrupa ile bizim gibilerinin arasindaki yaşama bakış açısı farkı daha çok uzun yıllar birbirine benzemez.
 
Scudo
@Kuzey Ege


:D sloganini sevsinler senin :D
Kaldato bunu begendi
 
çünkü yaşam standartlarımız uygun değil. Kazancımız yeterli değil. Isteklerimize ulaşmak için aylarca beklemek zorundayız ve madem aylarca bekledik iyisi olsun diye bi mantık oluşmuş. Şahsen kullandığım mtb fotoğraftaki bisikletlerden hallice. Alıcağım yol bisikleti ise mümkünse kendi standartlarımın en iyisi olsun istiyorum çünkü mutlu olabilicek kısıtlı zamanlarımız oluyor ve bunu en iyi şekilde değerlendirmem lazım...

Çeşitli avrupa ülkeleri gibi olmamız için bir kaç kuşak geçmesi gerekmekte olduğunu duşünüyorum.
 
@Kerem Özbayrak yazdıklaırnıza sonuna kadar katılıyorum.

@Kerem Özbayrak ilk yurtdışı gezimi paris'e yapmıştım. o zamanlar bisikletle alakam yoktu, ilginçtir gezi sonrasında aklımda kalan en güçlü şey

@Kerem Özbayrak bu şehirde ne kadar çok bisiklete bine insan varmış oldu. ve şık giyimli bayanın ve erkeğin her sabah işe giderken bisikleti ile gitmesi hatta çocukları dahi bisikkletin arkasında taşımlaları ve trafiğin de bir o denli akıcı olması beni çok etkilemişti.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kerem Özbayrak
Avrupa trafiği ;
1. Öncelik : bisikletli
2. Öncelik : yaya
3. Sıra : araç
Olarak düzenlemiş. Kültürlerinde Paraya ve güce değil insana saygı var. Ortadoğu ile kıyaslanamayacak kadar fark var. Buralarda ye kürküm ye geçerli.
 
@Kerem Özbayrak
Sevgili Kerem, inan ki ekonomik sikintilar bircok avrupa ulkesinde de var. Macaristanda hic bulunmadim ancak siyasi anlamda bizdeki patlayan bombalarin haricinde cok da matah bir ulke olmadigini biliyorum.
Bati toplumlarini ortadogudan ayiran en onemli ozellik, kadinin deger görmesi ve cinselligin bir tabu olarak degil, normal yasamin bir parcasi, insani bir ihtiyac olarak gorulmesi. Bizde ahlak kavrami tamamen din ile sinirlandirilirken, batida "evrensel ahlak" kavraminin ön planda olmasi.
Iste bizim mutsuzlugumuzun temel nedeni bu.
Yanlis anlasilirim diye ozelden yazacaktim ama ayip degil bunlar, herkesin bilmesi, okumasi lazim, dusunce sistemimizin ve bakis acimizin surekli evrimlesmesi lazim, yoksa hayatin dinamizmine ayak uyduramaz ve orta yerimizden çatlariz.
 
@Kuzey Ege Aynen hocam çok doğru bir bakış açısı bana göre de. Karamsarlığın hakim olduğu bir hayat anlayışımız var.
 
@Osman Tuğrul katkılarınızdan ötürü ben teşekkür ederim.

Sevgili arkadaşlar,
Yorumlarınıza katılmamak mümkün değil.
Budapeşte aslında birşey değil, Amsterdam, Kopenhag gibi şehirlerde hepimizin bildiği gibi bisikletli trafiği var resmen.

Bir vakit önce, Hollanda'da bisikletli hayat gelişim serüveni tarzı bir belgesel izlemiştim. Bisiklet kullanımı başlarda, benzin/mazot bulunmasının zorlaştığı yıllarda (tahminen 2.dünya savaşı sonrası) devletin teşviğiyle halkın kullanımı arttırılıyor. Tabi, yıllar içinde yollar bisikletlilere göre tasarlanıyor, trafik müsait oldukça da her geçen gün bisiklet kullanım oranı daha da artıyor.

Evet, coğrafik olarak dağ/tepenin çok olmaması insanların çoğunu şehir bisikleti, fixie bisiklet kullanmaya itiyor, azıcık bir yükselti olsa da, zaten ayağa kalkarak ivmeyi yakalıyorlar.

Bu, aslında devletlerin, toplumunu neye yönlendirdiğiyle alakalı, bizimkilerde sürekli tüketime/harcama yapmaya yönlendirirler mesela. Hatta, reklamlar bile vardı, "ekonomiye can ver" diye. Dolayısıyla, aslında istenilen (istediğimiz demiyorum !) duruma getirildik. Beklenmedik bir sürpriz değildi yani.

Çoğunuzun bildiği, bazen ifade ettiği, bazen de ifade etmekten bile bıktığı yada bazen de çekindiği bir kavram, bir olgu var aslında.
Maalesef "kimliksizleştirildik". Arada-derede bir toplum haline getirildik. Avrupalı desen değil, Asyalı desen değil. Yönetim Kapitalist, inançlar İslam. Çelişki üstüne çelişki. Bir toplumun hayata dair, hayatı düzenlemeye dair bir fikri/ideolojisi varsa o toplum kalkınır, ülkesi yerle bir olsa bile, savaştan çıkmış olsa bile. Ancak, hayatı düzenlemeye dair bir fikri/ideolojisi yoksa, yada var iken tatbik edilmiyor ve başkalarından ideolojiler ithal edilip halkın üzerine icbar ediliyorsa, yer altı/yer üstü zenginlikleri olsa dahi yönlendirilmeye/uydu devlet olmaya müsaittir.

Hal böyle olunca, insanlar fikre değer vermeyi bıraktı, maddiyata değer verdi. Bunu gören herkes, maddiyat peşinde koşmaya başladı. İnsanların ölçüsü menfaat oldu, fayda-zarar oldu. Diziler, filmler, örnek gösterilen şahıslar hep bunları, böyle yaşayınca mutlu olunabileceğini zerk etti zihinlere. Neyse, konuşacak, tartışacak çok şey var da, buradan da olmuyor.
 
@Mehmet Cetinbudak

Bahsettiğiniz şeyler gerçekten hem doğru hem de ülkemiz için can alıcı noktalar :( İnsan ahhhh, ahhh demeden geçemiyor böyle yazıları okuyunca. Bir hüzün kaplıyor :(
 
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet Cetinbudak
Avrupa'nın en güzel şehri. Bisiklet yaygınlığı bir Hollanda olmasa da fena değil. Şehrin Budin kısmı aşırı yokuşlu.
Bisiklet kiralama sistemini kullanmıştım. Budin kısmında meşhur Gül Baba kabrine gideyim dedim. Peşte tarafından köprüyle geçiliyor. Köprüyü geçer geçmez iyi bir rampa başladı. Bisiklet tabi biraz ağır. Sonra bir baktım merdiven. Kafaya takmışım göreceğim Gül Baba'yı. Macarların bile hâlâ ziyaret ettiği tam bir gönül fatihi (gözlerimle gördüm). Neyse, bisikleti merdivenlerin önüne koydum, kilit filan yok tabi ne arar? Çıktım merdivenleri. Ziyaret edip döndüm. Bayağı korktum çalınacak diye ama çalınmadı. (Çalındı diyeceğimi bekliyordunuz di mi?)
Çalınmaması şehre biraz daha sevgi beslememi sağladı açıkçası. Bisikletçi insan beni anlar :)
 
@Kerem Özbayrak
Tespitiniz cok guzel, tr'de biz yol bisikletlerini kullanmiyoruz, yol bisikletleri bizi kullaniyor. Budapestede ve diger avrupa sehirlerinde bisiklet bir amac degil arac.
Budapeste'den bildiriyorum...
 
@Kuzey Ege bu bizdeki donanım meraki hevesi (özellikle forumda da aynı) bisiklet firmalarına da yansımış durumda.düz maşa,v frenli bir uygun fiyata carraro 321 modeli vardı 1000 tl idi internetten daha ucuza felan alınabiliyordu.carraro 2018 modelinde kaldırmış üretimden resmen araç değil lüks bir tüketim haline geldi ve maymun gözünü açtı tabiki de.şimdi uygun fiyata bir bisiklet almak imkansız (uygun felan 1000 tl civarı) eskiden 200-300 tl ye alınan bisikletler şimdi 3-4 katı fiyatta halbuki aynı vites grubu,aynı maşa grubu
 
@Desert Fox
Dolar kurunun da etkisi var tabii ancak asil mesele isin lukse dönmesi.. Bisikletcilikten de bisikletten de sogudum bunlarin sayesinde.
 
Bizde bisikleti böyle bırakıp gideceksin , önce bisikleti çalarlar , arkasından demir park bariyerlerini
 
  • Beğen
Tepkiler: Kaptancan
Budapeştede bisikletin bu kadar yaygın olmasının sebebi orada bisiklet kültürünün oluşmuş olması. Yaşlısından gencine, başbakanından milletvekillerine kadar herkes bisikletli. Hemde ülkemizde "market bisikleti" olarak tabir edilen 26 ya da 28 jantlı, tek vitesli bisikletler. İnsanlarında gram ego yok, yeni bisikletiyle hava atma diye bir şey yok.

Ülkemizde bisiklet kültürünün gelişmesi için bisiklet fiyatlarının ucuzlatılması ve devlet tarafından maddi durumu olmayanlar için ücretsiz bisiklet verilmesi, şoförlerin bisikletlilere saygı göstermesi, bisiklet yollarının arttırılması gerek.
 
Tr'de milletin yan bile bakmadigi, bisikletten saymadigi, kullanana aciyarak baktigi celik vitessiz bisikletler, budapestede hayatin onemli bir parcasi, arada cok buyuk fark var, biz karbon ve alu vitesli bikelerimizle onlardan daha ustunuz, evet..zavalli onlar. Cok kotu bikelere biniyorlar.

Alin bir örnek size. Bu bikeyi son derece havali ve duzgun giyimli, alimli makyaj yapmis bir hanimefendi kullaniyordu, bikeyi bu direge kitledi gitti:

20171215_192912.jpg
 
Geri