AĞVA'YA NASIL GİDİLMEZ ?
Sabahın körü olan 04:00'da kalkılır. Demir atlar kuşandırılır, yola çıkılır (Kartal'dan).. Pendikte seni bekleyen yol arkadasın varsa sana katılır (Benim vardı. Sükür uyanmıstı).. Sabiha Gökcen hava alanı yolundan devam edip Formula 1 icin yapılan ancak son yıllarda hiç formula aracının pistlerine çıkmadıgı İstanbul Park yolundan köy yollarına sapılır. (Saat 06:00)
Buraya kadar sorun yoksa bilin ki bundan sonra başınız dört bacaklı, kuyruklu, gür sesli, hızlı koşan ve kaçan her şeyi kovalayan sevimli mi sevimli canlılarla belaya girecektir. Bu arkadaşlar her kavşakta bir kontrol noktası kurmuş kimlik kontrolü yapmaktadırlar. İllegal yapıları kamu düzenini hiçe saymaktadır.
Yaptıkları her ne kadar güzel ülkemin doğusu ve güneydoğusundaki pKK nın itlerinin yaptığına benzese de onlar gibi değiller laftan anlıyorlar.
Hal böyleyken iki kilometre içerisinde bizi karşılayan yaklaşık 50 kadar dört bacaklının aşırı ilgisi bizi bunalttı ve Ağva'ya gitmekten geçici bi süreliğine vaz geçtik.
O kadar yolu geri donmek degilde (15kmX2 kayıp) aynı kontrol noktalarından tekrar geçmek takdir edersinizki daha sıkıntı vericiydi.
Nereye gidelim de kahvaltı yapalım diye düşünürken Tersane Kavşagına kadar geldik. Bayramdan kalma bir iki şekerle idare edip Darıcaya gitmeye karar verdik.
Biraz dinlenme ve kahvaltıdan sonra saat 09:00 olmuş yaptığımız 50 km bizi kesmemişti. Hedefe bu kez Çınarcığı koyduk. Sonrasında Darıcadan Eskihisar iskelesine çok güzel manzaralı havadar ve sakin bir yoldan ulaştık. Bu yolu alternatif bi yol var mıdır düşüncesiyle sorarak keşfettik. Ardından Topçular iskelesi oradan da Yalova'ya geçtik.
En son 2008'de gittiğim Yalova'nın çehresi olumlu anlamda çok değişmiş. Bisiklet yolu da unutulmamış. Yalova'ya hiç gitmemiş İstanbullu varsa bi hafta sonu ido ile (bilet fiyatları uygun) gidebilir. Çok şirin bi şehir olduğunu söyleyebilirim.
Mola ve öğlen yemeğinin ardından çıktığımız Çınarcık yolu hiçte hayal ettiğimiz gibi degildi. Yol "ÇOK" parantezinde Dik/Dar/Kalabalık ve Tahammülsüz araç sürücüleri ile bizi yordu da yordu. Kah eğerinden tutup yürüdük kah emekleyerek sürdük 15km lik yolu 1 saat 30 dakikada alabildik.
Nihayet Çınarcık'a ulaştık. Kendimizi meydandaki bi caminin şadırvanına zor attık. Allah razı olsun yaptırandan bi sebilden birer buçuk litre su içtikten sonra
kendimizi sahile attık. İki şezlong iki şemsiye serin deniz suyu ve bir saatlik uyku tüm yorgunluğumuzu aldı.
Duşlarımızı alıp tekrar caminin sebil suyundan suluklarımızı doldurduğumuzda saat 19:00 olmuş Pendiğe dönüş vapurumuzun hareketine iki saat kalmıştı. Yine alternatif yol arayışı içerisine girmiş fakat umduğumuzu bu kez bulamamıştık.
Öyle yada böyle eve dönüp atımı evin önüne bağladığımda (23:00) mutluydum. İyi ki yola çıkmıştım. Çok güzel bi deneyim olmuştu.
Maksat sadece gitmekse ha Ağva ha Çınarcık. Önemli olan yol değil midir seyyah için.
135km.