Gökay Akçay
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 12 Kasım 2010
- Mesaj
- 592
- Tepki
- 1.845
- Şehir
- İSTANBUL
- İsim
- Gökay Akçay
- Başlangıç
- 1987—88
- Bisiklet
- Fuji
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Her şey kendime tur dışında günlük hayatta işi gidip gelirken kullanmak için “sade/basit” bir bisiklet bulma ihtiyacımla başladı ama evdeki hesap çarşıya uymadı ..
Son üç yıldır fuji touringimle aramızda aşk dolu bir birliktelik var, ama Eylül ayında Türkiye’ye kesin dönüş kararımla birlikte şehir içi ulaşıma daha uygun bir bisiklet arayışım başladı.
Sebep: benim fuji üzerindeki ön arka bagaj, çamurluklar, sepet, ayak, brooks, çanta, pompa vs derken 20 kiloya yaklaştı. Hemen hemen her gün bisiklete binen bir insan olarak trene, metroya, vapura inip binerken merdiven inip çıkarken bana sorun yaşatmaya başladı, kısa süreli biyere bırakmam gerektiğinde üzerindeki ışık, saat, pompa, çanta, matarayı söküp takmak ayrıca vakit kaybı yaratmaya başladı.
Nerdeyse ayda iki defa kamplı tur yapıyorum yani her seferinde üzerindeki bagajı, tur malzemesini sök şehir bisikleti olsun sonra tekrar tak felan yapılacak iş değil.
Uzun lafın kısası 20-16 jant katlanır bisikletlerden tutun, fixieye, yol bisikletinden elektrikli kaykaya kadar her türlü iki tekerlekli ulaşım aracını kullandıktan sonra kendimi manifesto kullanırken buldum.
Bir Aydan Çelik hayranı olarak zaten manifestoya karşı bir ilgim vardı. Carraro yol modeli olan 052/53 kadrosu üzerine inşaa edilmiş bu arkadaş aslında yol bisikletinden kırma bir şehir/fitness bisikleti.
Üzerinde çekiş sistemi shimano sora 50/34’e 12/34’lük oranla her yola geliyor, hidrolik disk frenler: en başta uzaylı görmüş bakıyodum daha önce hiç kullanmadığım dolayı, ayrıca biz turcularda kılızdır disk frene bilirsiniz “abiii yolda başına bişey gelse parçasını bulamazsın tamir edemezsin” diye o iş öyle değilmiş bakımı çok kolay sorun çıkarmayan bir sistem, ayrıca elinizde yedek parçası olduktan sonra söküp takması ve ayar yapması çok basit. Disklerin verdiği güven duygusu açıkçası insanı mutlu ediyor. Üzerinde gelen 700/35mm kojak slik lastikleri kullanması çok zevkli, palamıyor marathonlardan felan sonra akıcılığı çok farklı ayrıca çok konforlu.
Şimdi gelelim evdeki hesabın çarşıya uymadığı yere, sade bir şehir içi ulaşım aracı bulma amacıyla çıktığım yolculukta içimdeki turcu rahat durmadı “ lan bundan gravel olur mu? Bike packingçilik yapılır mı” diye başladı şeytan dürtmeye.
Sevgili @MakRo ve @mariokaldato dan aldığım gazla ve hd sti sistemlerin bisikletten daha pahalı olması sebebiyle bu arkadaştan “düz gidon macera bisikleti” isimli saçma bir bisiklet yapma çabam başladı.
İlla bi isim vermek gerekirse (ki bence gereksiz) ben buna hafif tur bisikleti demeyi tercih edebilirim, fotoğraflardaki haliyle 12 litre bagaj ve 6 adet matara taşıyabiliyorum, şu haliyle üç günlük kaplı tur yaptım malzeme eksiğim olmadı, gidon ve kadro bikepacking çantalarıyla extra 15 litre civarı daha hacim kazanabilirim o da bana her türlü turda yatecek kadar malzeme taşımama yeter.
Üç günlük tur sırasında bisiklet üzerinde gördüğüm eksiler.
. stok sele şehir içi kısa mesafelerde sorunsuz ama 70 km üzeri felan asla kullanılmaz (brooks yolda)
. Çelik bisiklet kullandıktan sonra alüminyum bisiklet şehir içinde “hafifliğiyle” mutlu etsede uzun mesafede konforsuz.
. Yol bisikleti kadrosu olması dolayısıyla bu 54 kadro arkadaşın üst borusu çok uzun 110mm gidon boğazı ile beraber bisiklet üzerinde fazla uzanıyorum ve çok rahatsız bir pozisyon alıyorum drop bar olsa sorun olmayacak ama flat bar ile olacak iş değil, ağırlık dağılımı rüzgar direnci olarak felan kısa mesafede iş yapıyor ama uzun mesafede gidon boğazı yardımıyla çözmeye çalışacağım bir sorun.
. Kilitli pedal olmadan uzun yol yapılmazmışmış bir kez daha anlamış oldum.
Sevgiler ..
Son üç yıldır fuji touringimle aramızda aşk dolu bir birliktelik var, ama Eylül ayında Türkiye’ye kesin dönüş kararımla birlikte şehir içi ulaşıma daha uygun bir bisiklet arayışım başladı.
Sebep: benim fuji üzerindeki ön arka bagaj, çamurluklar, sepet, ayak, brooks, çanta, pompa vs derken 20 kiloya yaklaştı. Hemen hemen her gün bisiklete binen bir insan olarak trene, metroya, vapura inip binerken merdiven inip çıkarken bana sorun yaşatmaya başladı, kısa süreli biyere bırakmam gerektiğinde üzerindeki ışık, saat, pompa, çanta, matarayı söküp takmak ayrıca vakit kaybı yaratmaya başladı.
Nerdeyse ayda iki defa kamplı tur yapıyorum yani her seferinde üzerindeki bagajı, tur malzemesini sök şehir bisikleti olsun sonra tekrar tak felan yapılacak iş değil.
Uzun lafın kısası 20-16 jant katlanır bisikletlerden tutun, fixieye, yol bisikletinden elektrikli kaykaya kadar her türlü iki tekerlekli ulaşım aracını kullandıktan sonra kendimi manifesto kullanırken buldum.
Bir Aydan Çelik hayranı olarak zaten manifestoya karşı bir ilgim vardı. Carraro yol modeli olan 052/53 kadrosu üzerine inşaa edilmiş bu arkadaş aslında yol bisikletinden kırma bir şehir/fitness bisikleti.
Üzerinde çekiş sistemi shimano sora 50/34’e 12/34’lük oranla her yola geliyor, hidrolik disk frenler: en başta uzaylı görmüş bakıyodum daha önce hiç kullanmadığım dolayı, ayrıca biz turcularda kılızdır disk frene bilirsiniz “abiii yolda başına bişey gelse parçasını bulamazsın tamir edemezsin” diye o iş öyle değilmiş bakımı çok kolay sorun çıkarmayan bir sistem, ayrıca elinizde yedek parçası olduktan sonra söküp takması ve ayar yapması çok basit. Disklerin verdiği güven duygusu açıkçası insanı mutlu ediyor. Üzerinde gelen 700/35mm kojak slik lastikleri kullanması çok zevkli, palamıyor marathonlardan felan sonra akıcılığı çok farklı ayrıca çok konforlu.
Şimdi gelelim evdeki hesabın çarşıya uymadığı yere, sade bir şehir içi ulaşım aracı bulma amacıyla çıktığım yolculukta içimdeki turcu rahat durmadı “ lan bundan gravel olur mu? Bike packingçilik yapılır mı” diye başladı şeytan dürtmeye.
Sevgili @MakRo ve @mariokaldato dan aldığım gazla ve hd sti sistemlerin bisikletten daha pahalı olması sebebiyle bu arkadaştan “düz gidon macera bisikleti” isimli saçma bir bisiklet yapma çabam başladı.
İlla bi isim vermek gerekirse (ki bence gereksiz) ben buna hafif tur bisikleti demeyi tercih edebilirim, fotoğraflardaki haliyle 12 litre bagaj ve 6 adet matara taşıyabiliyorum, şu haliyle üç günlük kaplı tur yaptım malzeme eksiğim olmadı, gidon ve kadro bikepacking çantalarıyla extra 15 litre civarı daha hacim kazanabilirim o da bana her türlü turda yatecek kadar malzeme taşımama yeter.
Üç günlük tur sırasında bisiklet üzerinde gördüğüm eksiler.
. stok sele şehir içi kısa mesafelerde sorunsuz ama 70 km üzeri felan asla kullanılmaz (brooks yolda)
. Çelik bisiklet kullandıktan sonra alüminyum bisiklet şehir içinde “hafifliğiyle” mutlu etsede uzun mesafede konforsuz.
. Yol bisikleti kadrosu olması dolayısıyla bu 54 kadro arkadaşın üst borusu çok uzun 110mm gidon boğazı ile beraber bisiklet üzerinde fazla uzanıyorum ve çok rahatsız bir pozisyon alıyorum drop bar olsa sorun olmayacak ama flat bar ile olacak iş değil, ağırlık dağılımı rüzgar direnci olarak felan kısa mesafede iş yapıyor ama uzun mesafede gidon boğazı yardımıyla çözmeye çalışacağım bir sorun.
. Kilitli pedal olmadan uzun yol yapılmazmışmış bir kez daha anlamış oldum.
Sevgiler ..
