Yokuş çıkma konusunda bu güne kadar bana en fazla yarar sağlayan prensiplerler şunlar oldu (MTB için konuşuyorum ve 5 madde ile sınırlıyorum, bisikletin ve sizin kilonuz, nabız, kalbin oksijen taşıma kapasitesi vs bunlara girmeden sadece en temellerinden bahsetmek istedim)
1. Vitesleri kullanmaktan hiç ama hiç çekinmeyin. Kastım tam olarak şu, zorlanmaya başlar başlamaz bacaklarınızla inat edip enerjiyi tüketmek yerine vitesin yardımını kabullenin, ama eğim ile uygun bir biçimde düşürün. Eğer önünüzde daha çetin bir eğim varsa ve siz çok düşük viteste gidiyorsanız bu da doğru bir strateji değil. Zorlu yokuş biter birmez de tıkır tıkır yine artırın. Söylediğim çok basit gibi görünen ama çok temel bir prensiptir bisiklette, herkesin böyle yaptığını varsaysak da inatçı bisikletçilerimiz genellikle vitesleri gerektiği zaman bile düşürmez.
2. Tükettiğiniz gıda sizin metabolizmanıza uygun olmalı. Herkes keto diyetten fayda sağlaMAmış olabilir fakat benim kendi deneyimimde yağlı tohumlar( ceviz, fındık vs) size enerji patlaması vermez glikoz tüketiminde olduğu gibi, ama uzun vadede var olan kalorinizi saman gibi değil meşe odunu gibi yakarsınız, kan şekeriniz düşmez bu da ihtiyacınız olan performansı sağlamanıza katkı sunar.
3. Para para para değil su su su diyorum. Dehisrasyonu hafife almamalıyız ama maalesef alıyoruz. Sık ve küçük miktarlarda sürekli bir biçimde su içmek enerji kaybından korunmanızı sağlar.
4. Düz yolda iken yüksek viteste sürmek elbette çok keyiflidir ama düşük viteste aynı tempoyu korumaya çalışmak antreman anlamında kadansınızı artırmanıza yardımcı olur, bu da uzun vadede performansınızı ilerletecek bir sürüş biçimidir.
5. Ve tabii ki yokuşlarda interval pratik yapmak. Pratik yapıldığı halde ilerlemeyen, gelişmeyen birşey ben bilmiyorum açıkçası. Sonra bir bakmışsınız dağ keçileri sizi kovalıyor, neden olmasın?