Genetik faktörler, insanın gelecekte dönüşeceği şeyi doğrudan etkiler ancak eğitim doğrudan etiklemez. Siz bir insanı sabahtan akşama kadar eğitin, ondan ordinaryüs profesör yetistiremezsiniz ya da gelmiş geçmiş en becerikli ressamı veya piyanisti.. Burada yetenek denilen şey , yemek yeme alışkanlıkları, hastalıklara olan yatkinlik, fiziksel ve mental dayanım, metabolizma hızı vb her şey genetiktedir. Çevre ise, etkisiz diyemeyeceğimiz kucuklukte etkilidir.. Bunlar,.karsilkli çalışır ve aralarında vardiya cevirirler.. örneğin,.japonya , Finlandiya , İsviçre gibi ülkeler bunun çok iyi ornekleridir...Seri katillerin , potansiyel katillerin, kişilik bozukluklarının neredeyse %99 u, zaten alt yapı olarak suçlu olarak doğarlar...Belirli spor dallarında ön plana çıkmış insanların, genetikleri , bizim memlekette sıradan bir gencin hatta istediğiniz binlerce gencin, bütün literatürdeki eğitimlere sahip desteğe rağmen ulaşabileceği mertebe degildir.. Örneğin Norveçli bisikletçiler ya da direk örnek vereyim, c froome un vo2 Max I sıradan insanların 2 katı , 92 lerde.. benim en iyi kondisyonumda ulaştığım 54 idi, Oscar svensen var 97, arvesen var 93, le.mondea 92.. Böyle insanların vücutları, dusunme şekilleri , hucre içi aktiviteleri , beyin yapıları vs sıradan ya da surulerden bariz farklidir..Bunlar bilimdir zaten, hurafe değil.. Bizim coğrafya, fazla karışık.. her türlü ten rengi,her türlü göz rengi, her türlü dil ve ifade şekli var.. Kendi özünde kalmış, yıllardan beri aynı hava ve coğrafya ve genetik gerekir.. Az onceki bisikletçileri ve bizim gençleri örnek vermemin sebebi de bu.. istediğiniz bisikletcimizi alın, Danimarka'ya götürün, yıllarca antrenman yapın, başaramaz.. Istediğiniz ekole sahip boks egitmenini getirin , olmaz..Bu sadece sportif kültüru etkikemez.. Az önce soyledigim gibi, aşırı karışık bir toplumda zaten düzen ve istikrar çok zor sağlanır.. Her birimiz bambaşka memleketlerden geliyoruz, farklı bir algı yapısına ve duygulara sahibiz.. Bu mental farklılık yaninda, ayrık davranışlara dönüşen bir sureci hazırlıyor.. Elbette farklardan çok ortaklıklar üzerine bir ülke, bir yönetim tarzı ve sağlıklı işleyen bürokrasi ile bir seviyeye gelmek mümkün ancak her gelenin parmak attığı düzensizlikler silsilesi bir düzen meydana getiremez.. En canli ve yakın örnek , siyasal İslamcı zihniyetin yaptiklaridir.. oysa geçmişteki rejimler, bir statü, bir seviye doğal olarak bir kültür inşaa etme gayreti giderken, her an tam tersi karar beklentisinde, dün evet dedigimize bugün hayır diyen, Fenerbahçe şampiyon olurken, futbola Kerbela laneti deyip, Galatasaray şampiyon olunca şükür zikri çekip , mesela, olmaz bu isler... Akıl ve mantık olduğu sürece önümüz aydınlıktır.. hurafe, safsata üzerinden ayrıcalıkli ideolojilerle insan yetiştirirseniz ya da yonetirseniz de iste danimarka değil passati begenmeyen Audi A6 aldıran belediye başkanlarını görürsünüz bol bol.. Özetle, her insan hem özelini hem de toplumunu düşünerek yaşarsa, gelecekte de var olmasını, iyi yaşamasını isteyen yakınlarını ya da toplumunu gozetirse, 4. 5. Nesilden sonra o toplumda ışık görürsünüz...Böylelikle hem biyolojinin alt yapısı hem de sosyolojinin alt yapısıni değiştirirsiniz..