Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Danimarka'da bisiklete bakış açısı - medeniyet kavramı

Bizde bir de feodal, ataerkil düzen var, o işleri çok bozuyor. Adam 30 yaşında ailesi ile yaşıyor, dolayısıyla yalnız başına bir hayat görüşü, davranış kalıbı geliştiremiyor.
Ataerkil düzen baba evinde oturarak oluyormuş bu da güzel.
 
Scudo
Evimin olduğu sitede, evin karşısındaki bloktaki bitişik nizam müstakil evlerde yanyana oturan 4 tane operasyon çocuğu kendi aralarında anlaşmışlar. Evlerin hemen önlerinde bulunan ve imar planında sitenin ortak kullanım alanı olarak gözüken bahçelere, bundan 30-35 yıl önce bizzat kendi ellerimizle diktiğimiz (çocukluğumdan beri o sitede oturuyorum) çam ağaçlarını kestirdiler. Site yönetimi olarak engel olamadık. Vali yardımcısına, zabıta müdürüne kadar aradım rica ettim, hepsi topu birbirine atıyor; biri polisi ara diyor diğeri zabıtayı.

Ağaçları kestirmelerinin sebebi de, beyendilerin son model Mercedes, BMW arabalarının üzerine ağaçlardan reçine dökülmesi. Bu operasyon çocuklarından biri Anadolu Üniversitesi'nde profesör, biri Arçelik'te Ar-Ge müdürü, birisi mali müşavir. Kağıt üzerinde hepsi okumuş, yüksek tahsilli çocuklar ama 30 yıllık ağacı gözünü kırpmadan kesmekten de geri durmuyorlar; üstüne kanun-nizam da tanımıyorlar. Hoş varolan kanunu uygulayacak olanları da harekete geçiremiyorsun.

O yüzden bu necib milletin eğitimle, yasayla falan düzelebileceğine dair benim içimde en ufak bir umut kırıntısı bile kalmadı.
Eğitim okumayla olmuyor malesef, okumayla olan öğretim oluyor, eğitim biraz daha kapsamlı bir şey. Aileden görmesi lazım vs. Yasalar detaylı ve uygulanabilir olsa o ağacın kesilebilme veya kesilememe şartları açık ve net olup, yaptırımınında tarif edilmesi gerekirdi. Ne yasalar düzgün ve anlaşılır, ne de uygulayıcıları!
 
Birisi @mcanerg'e sorabilir mi yukarıdaki gönderide kimden dem vuruyor? Ben olamam çünkü beni "bloklamış". Aranızdan birine aptal demiş.

Ben de bana olan ilk yazısında blokladım, muhattap alınacak bir insan değil, herhalde bende tek bloklu kişi de o. Forumun bu tarz insanlardan temizlenmesi lazım, huzuru bozuyorlar.
 
Genetik faktörler, insanın gelecekte dönüşeceği şeyi doğrudan etkiler ancak eğitim doğrudan etiklemez. Siz bir insanı sabahtan akşama kadar eğitin, ondan ordinaryüs profesör yetistiremezsiniz ya da gelmiş geçmiş en becerikli ressamı veya piyanisti.. Burada yetenek denilen şey , yemek yeme alışkanlıkları, hastalıklara olan yatkinlik, fiziksel ve mental dayanım, metabolizma hızı vb her şey genetiktedir. Çevre ise, etkisiz diyemeyeceğimiz kucuklukte etkilidir.. Bunlar,.karsilkli çalışır ve aralarında vardiya cevirirler.. örneğin,.japonya , Finlandiya , İsviçre gibi ülkeler bunun çok iyi ornekleridir...Seri katillerin , potansiyel katillerin, kişilik bozukluklarının neredeyse %99 u, zaten alt yapı olarak suçlu olarak doğarlar...Belirli spor dallarında ön plana çıkmış insanların, genetikleri , bizim memlekette sıradan bir gencin hatta istediğiniz binlerce gencin, bütün literatürdeki eğitimlere sahip desteğe rağmen ulaşabileceği mertebe degildir.. Örneğin Norveçli bisikletçiler ya da direk örnek vereyim, c froome un vo2 Max I sıradan insanların 2 katı , 92 lerde.. benim en iyi kondisyonumda ulaştığım 54 idi, Oscar svensen var 97, arvesen var 93, le.mondea 92.. Böyle insanların vücutları, dusunme şekilleri , hucre içi aktiviteleri , beyin yapıları vs sıradan ya da surulerden bariz farklidir..Bunlar bilimdir zaten, hurafe değil.. Bizim coğrafya, fazla karışık.. her türlü ten rengi,her türlü göz rengi, her türlü dil ve ifade şekli var.. Kendi özünde kalmış, yıllardan beri aynı hava ve coğrafya ve genetik gerekir.. Az onceki bisikletçileri ve bizim gençleri örnek vermemin sebebi de bu.. istediğiniz bisikletcimizi alın, Danimarka'ya götürün, yıllarca antrenman yapın, başaramaz.. Istediğiniz ekole sahip boks egitmenini getirin , olmaz..Bu sadece sportif kültüru etkikemez.. Az önce soyledigim gibi, aşırı karışık bir toplumda zaten düzen ve istikrar çok zor sağlanır.. Her birimiz bambaşka memleketlerden geliyoruz, farklı bir algı yapısına ve duygulara sahibiz.. Bu mental farklılık yaninda, ayrık davranışlara dönüşen bir sureci hazırlıyor.. Elbette farklardan çok ortaklıklar üzerine bir ülke, bir yönetim tarzı ve sağlıklı işleyen bürokrasi ile bir seviyeye gelmek mümkün ancak her gelenin parmak attığı düzensizlikler silsilesi bir düzen meydana getiremez.. En canli ve yakın örnek , siyasal İslamcı zihniyetin yaptiklaridir.. oysa geçmişteki rejimler, bir statü, bir seviye doğal olarak bir kültür inşaa etme gayreti giderken, her an tam tersi karar beklentisinde, dün evet dedigimize bugün hayır diyen, Fenerbahçe şampiyon olurken, futbola Kerbela laneti deyip, Galatasaray şampiyon olunca şükür zikri çekip , mesela, olmaz bu isler... Akıl ve mantık olduğu sürece önümüz aydınlıktır.. hurafe, safsata üzerinden ayrıcalıkli ideolojilerle insan yetiştirirseniz ya da yonetirseniz de iste danimarka değil passati begenmeyen Audi A6 aldıran belediye başkanlarını görürsünüz bol bol.. Özetle, her insan hem özelini hem de toplumunu düşünerek yaşarsa, gelecekte de var olmasını, iyi yaşamasını isteyen yakınlarını ya da toplumunu gozetirse, 4. 5. Nesilden sonra o toplumda ışık görürsünüz...Böylelikle hem biyolojinin alt yapısı hem de sosyolojinin alt yapısıni değiştirirsiniz..
 
Bireylerin genetik farklıları ile toplulukların farklıları tamamen farklı 2 kavram, genetik olarak ırk diye bir şeyden bahsedemeyiz. Genetik olarak hepimiz homosapiens 46xy ve 46xx olarak tanımlanabiliriz ancak. Toplumsal başarısızlıkları genetik ve coğrafyaya bağlamak biraz bizim gibi toplumların bahane edişi. Atatürk avrupalılar daha o fikre ulaşamadan bir Türk'ün de Avrupalılar ile eşit özelliklerde olduğunu söyleyecek kadar döneminin ilerisinde bir aydındı, bu konunun çok ayrıntısı var ama çok uzamasın.
 

Çarpıcı bir gözlem gibi gözüküyor ama aslında değil. Feynman bizdeki Gazi Üniversitesi'nde verilen doktora derecelerinin Amerikan üniversitelerinde olup olmadığından tam emin olmadığım muadillerinden söz ediyorsa, yani bazı üniversiteler fahri doktora dağıtır gibi doktora derecesi veriyorlar, akademik kriterleri pek gevşek, ahmaklar bile PhD sahibi olabiliyorlar gibi bir şey diyorsa, bu gözlemin çarpıcı veya parlak bir tarafı yok. Feynman teorik fizikçiydi. Söylediği şeyin daha zeki bir anlamı olmalı. Şunu mu söylemeye çalışıyor acaba: "Bazı PhD sahipleri doktora derecelerini çalıştıkları alanda yepyeni bir yaklaşım ortaya koyup ortaya attıkları tezi belgelendirerek almış olsalar bile bu onları ahmak olmaktan kurtarmaz." Eğer mesajı buysa, izaha muhtaç. Diyeceğim hakkıyla kazanılmış bir doktora derecesi eşyanın tabiatı gereği zeka ürünüdür. Hem 100 metreyi 10 saniyenin altında koşacaksınız hem de "senden atlet olmaz" gibi laflara muhatap olacaksınız, bu olmaz.
 
Bireylerin genetik farklıları ile toplulukların farklıları tamamen farklı 2 kavram, genetik olarak ırk diye bir şeyden bahsedemeyiz. Genetik olarak hepimiz homosapiens 46xy ve 46xx olarak tanımlanabiliriz ancak. Toplumsal başarısızlıkları genetik ve coğrafyaya bağlamak biraz bizim gibi toplumların bahane edişi. Atatürk avrupalılar daha o fikre ulaşamadan bir Türk'ün de Avrupalılar ile eşit özelliklerde olduğunu söyleyecek kadar döneminin ilerisinde bir aydındı, bu konunun çok ayrıntısı var ama çok uzamasın.
Hocam, sizinle çoğu zaman aynı fikirdeyiz ve anlayışımız örtüşüyor, Atatürk ün türk milleti özelinde söylemlerine saygı duymamak zaten haddim olamaz.. Fakat, 2500 yıl öncesinden aristotales ve platon un , ideal toplum ve ideal insan olma , gerçekleştirme fikirlerini nasıl yorumlamak gerektiği konusunda da biraz akademik destek almak gerekiyor.. Çünkü bu mesele , burada halledilecek , yenip yutulacak bir mesele değil lakin Aristoteles ki, Tarihin ilk hayvanat bahçesini kurmuş ve hayvan davranışları ve karakterleri ile insanların da benzer davranış ve kararkterlerini gozlemlemesi; bunun üzerine de domuz gibi yaşayan , aslan gibi yaşayan , tilki gibi yaşayan gibi gibi karakterlerde çıkarımlar yapmış ve ondan önce de anaksagoras in platon kayıtlarinda, geleceğe devreden ya da miras olarak anlatılan öğretiler, her biri tam da bu konudan ibarettir..
 
Feynman orada bir şey anlatmaya çalışmış, siz de kendi bakış açınızdan bir şey anlıyorsanız ne benim ne de Feynman’ın yapabileceği pek bir şey kalmıyor
Latincede ünlü bir deyiş var
“Pro capti libri habent sua fata libelli”
Hocam, sizinle çoğu zaman aynı fikirdeyiz ve anlayışımız örtüşüyor, Atatürk ün türk milleti özelinde söylemlerine saygı duymamak zaten haddim olamaz.. Fakat, 2500 yıl öncesinden aristotales ve platon un , ideal toplum ve ideal insan olma , gerçekleştirme fikirlerini nasıl yorumlamak gerektiği konusunda da biraz akademik destek almak gerekiyor.. Çünkü bu mesele , burada halledilecek , yenip yutulacak bir mesele değil lakin Aristoteles ki, Tarihin ilk hayvanat bahçesini kurmuş ve hayvan davranışları ve karakterleri ile insanların da benzer davranış ve kararkterlerini gozlemlemesi; bunun üzerine de domuz gibi yaşayan , aslan gibi yaşayan , tilki gibi yaşayan gibi gibi karakterlerde çıkarımlar yapmış ve ondan önce de anaksagoras in platon kayıtlarinda, geleceğe devreden ya da miras olarak anlatılan öğretiler, her biri tam da bu konudan ibarettir..
Üstad kısaca genetik olarak ırk yok demek istedim, aristo zamanında tabi ki insanların bilgi düzeyi çok azdı şu zamana göre, genel kaideleri ile bilimin ilk aşamalarına çok büyük katkıları var o çağın ama ırk genetik vs o zaman bilmeleri pek mğmkğn değil sadece anlamaya çalışıyorlardı ellerindeki bilgi ve aletlerin kısıtında.
 
  • Beğen
Tepkiler: SerdarCYCoo2Bursa
Evimin olduğu sitede, evin karşısındaki bloktaki bitişik nizam müstakil evlerde yanyana oturan 4 tane operasyon çocuğu kendi aralarında anlaşmışlar. Evlerin hemen önlerinde bulunan ve imar planında sitenin ortak kullanım alanı olarak gözüken bahçelere, bundan 30-35 yıl önce bizzat kendi ellerimizle diktiğimiz (çocukluğumdan beri o sitede oturuyorum) çam ağaçlarını kestirdiler. Site yönetimi olarak engel olamadık. Vali yardımcısına, zabıta müdürüne kadar aradım rica ettim, hepsi topu birbirine atıyor; biri polisi ara diyor diğeri zabıtayı.

Ağaçları kestirmelerinin sebebi de, beyefendilerin son model Mercedes, BMW arabalarının üzerine ağaçlardan reçine dökülmesi. Bu operasyon çocuklarından biri Anadolu Üniversitesi'nde profesör, biri Arçelik'te Ar-Ge müdürü, birisi mali müşavir. Kağıt üzerinde hepsi okumuş, yüksek tahsilli çocuklar ama 30 yıllık ağacı gözünü kırpmadan kesmekten de geri durmuyorlar; üstüne kanun-nizam da tanımıyorlar. Hoş varolan kanunu uygulayacak olanları da harekete geçiremiyorsun.

O yüzden bu necib milletin eğitimle, yasayla falan düzelebileceğine dair benim içimde en ufak bir umut kırıntısı bile kalmadı.
o kısmı gören bir kamera vs yok ise gece o arabaların hepsine çok güzel bir operasyon çekilebilir ;)
 
Feynman orada bir şey anlatmaya çalışmış, siz de kendi bakış açınızdan bir şey anlıyorsanız ne benim ne de Feynman’ın yapabileceği pek bir şey kalmıyor
Latincede ünlü bir deyiş var
“Pro capti libri habent sua fata libelli”
 
Son düzenleme:
Doğrusu şu aslında: "Pro captu lectoris habent sua fata libelli." Şöyle bir varyasyonu da var: "Habent sua fata libelli, pro captu lectoris." Latince 101'ı geride bıraktıysak, Türkçede de şöyle bir deyim var: " ... selam söyle benim yare."
 
Son düzenleme:
Konuları karıştırmışım kusura bakmayın :D
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: Mehmet Altuğ
Pandemide büyük bir fırsat kaçtı. Haftasonu sadece bisikletliler çıkabilir deselerdi, ülke bisiklete doyardı.
 
  • Beğen
Tepkiler: Alazarhus
Geri