Jordanred Bisiklet Forması, Bisiklet Taytı ve Bisiklet Giyimine Dair Her Şey

Düne göre zenginiz

dagci

Forum Demirbaşı
Kayıt
30 Temmuz 2006
Mesaj
518
Tepki
574
Şehir
İstanbul
Cebinizdeki paraya yansıyan tek kuruş yok ama bu sabah düne göre daha zengin uyandınız. Kağıt üzerinde de olsa Türk vatandaşı 1800 dolara daha sahip olmuş görünüyor. Kağıt üzerinde de olsa Türkiye’de herkesi bir günde zengin yapacak yeni milli gelir rakamları bugün açıklanıyor. Avrupa hesap sistemine geçen TÜİK’in, bugün kişi başına düşen milli geliri 8 bin 818 dolara kadar açıklama ihtimali bulunuyor. Söz konusu hesaplama sistemi Yunanistan’ı da bir gecede yüzde 25 daha zengin yapmıştı.

Türkiye’de herkesi bir günde zengin yapacak yeni milli gelir rakamları nihayet bugün açıklanıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2005 yılından bu yana üzerinde çalıştığı Avrupa Hesap Sistemi’ne (ESA) göre belirlenecek milli gelir rakamlarını bugün düzenleyeceği basın toplantısıyla kamuoyuna duyuracak. Yeni yönteme göre açıklanacak milli gelir rakamlarının bugüne kadar açıklanan Birleşmiş Milletler sistemi rakamlarının yüzde 15-30 üzerinde olması bekleniyor. Yani Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir rakamlarında bir günde 2006 yılı rakamlarına göre 2 bin 300 ile 3 bin 300 dolar arasında bir artış yaşanacak ve hükümet 2013 yılı için belirlediği 10 bin dolarlık hedefe kısa zamanda yaklaşacak.

Eski yöntemle hesaplama yapılmaya devam edilseydi kişi başına düşen milli gelir, 2007 yılı sonu itibarıyla muhtemelen bin 572 dolar artacak ve 7 bin 49 dolara çıkacaktı. Bugün açıklanacak verilere göre milli gelirin 8 bin 818 dolara kadar yükselmesi ihtimal dahilinde. O takdirde Türkiye’de 2007 sonu itibarıyla kişi başına düşen milli gelir bin 769 dolar artacak.
ESA sisteminin yanı sıra söz konusu tahmini artışlarda 73 milyondan 70.6 milyona revize edilen nüfusun da 300 ile 400 dolar arasında olumlu etkisi bulunuyor. Milli gelirde bir günde yaşanacak artışla Türkiye, dünya sıralamasında da açıklanacak rakamlara göre 15-20 basamak birden yukarıya çıkacak.

Komşuda % 25 artış oldu
Milli gelir hesaplamasında yöntem değişikliğini Yunanistan 1.5 yıl önce hayata geçirmiş ve revizyonun ardından komşunun milli geliri bir gecede yüzde 25.6 oranında artmıştı. Ancak Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) 2007 Ekim ayında yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın milli gelirinde hesaplama nedeniyle yaşanan artışın yüzde 10 olarak belirlenmesine karar vermişti. ESA’ya göre açıklanacak yeni rakamların Yunanistan’da olduğu gibi milli geliri yüzde 25 oranında artırması durumunda Türkiye’de kişi başına düşen milli gelir, kağıt üstünde de olsa 3 bin dolar yükselecek ve 8 bin 479 dolara ulaşacak.

Cari açık da azalacak
Hesaplamadaki değişiklik sadece kişi başına düşen rakamlarda değil milli gelire oranıyla değerlendirilen çok sayıda makroekonomik göstergede de iyileşmeye neden olacak. Son aylarda tüm dünya piyasalarını altüst eden global çalkantıda Türkiye’nin diğer gelişmekte olan ülkelere oranla daha fazla yara almasına neden olan cari açığın milli gelire oranında ortalama 1 puanlık iyileşme yaşanacak. 2007 yılında 38 milyar dolarla rekor kıran cari açığın milli gelire oranı yeni rakamlarla bir anda yüzde 7.6’dan yüzde 6.10 seviyelerine kadar inebilecek. Vatan Gazetesi'nde yer alan habere göre milli gelir hesaplamasındaki değişiklik toplam kamu net borç stokunun GSYİH’ye oranında da hızla düşeşe neden olacak. 2007 yılında eski yönteme göre milli gelirin yüzde 39.1’i olması beklenen toplam kamu net borç stokunun hesaplamadaki değişiklikle yüzde 30-34 aralığına inmesi bekleniyor. ESA’ya geçiş sadece milli gelirde değil, ödemeler dengesi, mali devlet hesaplarında da değişikliklere neden olacak. ESA sistemi alt verilerde gelir, devlet yardımları, yerel harcamalar gibi detaylarda da uyum gerektiriyor. Milli gelirde ESA’ya geçiş bütün alt bilgi sistemleriyle birlikte düşünüldüğünde bu sürecin 2010-2011’de tamamlaması hedefleniyor. Uzmanlar yeni hesaplama yöntemiyle makroekonomik rakamlar üzerinde daha doğru analizlerin yapılabileceğini düşünüyor
 
Scudo
Bilgi için teşekkürler, Amerika'dan doğan kriz tüm dünyayı sardığında, borsa dibe, döviz tavana vurduğunda milli geliri neye göre hesaplayacaklar bakalım.
 
  • Beğen
Tepkiler: murattaner
hesaplanan sadece kağıt üzerinde vatandaşın cebine yansımıyor milli gelir ..
 
  • Beğen
Tepkiler: murattaner
Hiç bir anlam ifade etmeyen bir rakkam bu, açıklanması da propaganda dışında
bir şey değil. Bu rakkamın yükselmesinin sebebi toplumun çok küçük bir
kesimi. Bunun yerine gelir dağılımını açıklasınlar...
Fakirlik sınırının, açlık sınırının altında kaç insan olduğunu,
orta sınıfın alım gücünün geçen yıllara oranla ne kadar düştüğünü vb. açıklasınlar.
 
Ayrıca şunu açıklasınlar ya kafaları nsaıl bir zihniyettir bu ya
düne kadar milli gelir hesaplıcaz aman dikkat derlerdi
şimdi en az 3 cocuk yapın diye bir seslenişlerde sayın başbakan ne yani :)?
bu durumda cocuk sayımız artınca kişi başına milli gelir artacak mı azalıcak mı? ne alaka yaw :D... :mad::(
 
Kağıt üzerinde kişi başına düşen geliri arttırmak ... Yatırım yapıp geleceğini güvence altına alacağına ; özelleştirmeler ve akıl karı olmayan vergilerle gününü kurtarmaya bakan bir hükümetten de anca bu beklenirdi.
Yarın öbür gün seçimlerde bağırırlar , kişi başına düşen geliri şu kadar arttırdık diye.
 
Haklısın andac, zaten maksatları cahil insanlardan oy coklugu saglamak ama biz bunlara kanmıyacagız ;)...
 
  • Beğen
Tepkiler: murattaner
Zengin insanlarımızın daha da zenginleştiğinden tabiki kimsenin şüphesi yok. 6 yıl öncesine kadar 3-4 adet dolar milyarderi varken şu an 30-35 adet dolar milyarderi olduğu varsayılıyor. Ee hal böyleyken gelirin kimler arasında bölüşüldüğü ortada.
 
  • Beğen
Tepkiler: ZekiAlper
Ortada koskocaman Sayısal kandırmaca var Ama sayısallık la uydurma birbirinden farklı şeylerdir bizde ise tam tersi...:(
 
  • Beğen
Tepkiler: gültekin
Simülakr denir bu hükümetin yaptığına literatürde.
Toplumu, işsizlik ve düşük alım gücü ile açlığa iterek hükümet yardımlarına muhtaç bırakmak, ardından iki paket makarna, bir çuval kömürle destek almak. Yardım yapıyoruz yalanıyla aç değilsiniz yalanını yutturmak yani.

3 çocuk yapın demek de bu demek zaten. Hükümetin oy sağladığı kesim nüfusunu çoğaltıp daha çok yardıma muhtaç, daha sefil bir hale getirmek, bugün iki paket makarnaya kananları yarın bir paket için ölür hale sokmak amaç. Ve bir süre sonra insanlar niçin bu adamlara destek verdiğini unutacak. Gerçi bunu şimdiden kameraya "Başbakan ne yapsa doğrudur" diyen vatandaşta görebiliriz.

İzlediyseniz 1984 adlı filmde tam da böyle bir devlet anlatılırdı. Farkı açlık değil de, korkuyu kullanırdı "Big Brother". Daha yenilerden ve 1984'e çokça gönderme yapan bir film de "V for Vendetta"dır. Onda da aynı şekilde hükümet bir hastalık yayıp bu hastalığın tedavisini insanlara vererek başa gelir. İki senaryoda da hükümet demokratik bir seçimle ezici çoğunlukla başa geçer, yargı organlarının denetimi altından çıkar ve demokratik yolla seçilen monokratik bir yönetim haline gelir. Yine iki senaryonun bir ortak noktası da bu yönetimlerin haber kanalları ve halkın erişebileceği her türlü bilgiyi ciddi biçimde manipüle etmesidir.

Ben şu an yaşadığımız senaryoyu bu senaryolara çok benzetiyorum. Tabii ki bizim durmumuz bu kadar dramatik değil. Fakat sinemanın bir yöntemidir dramatik sunu.

Bu senaryoların bir de çok yakın tarihte yaşanmış ve çoğumuzun iyi bildiği bir örneği var: Nazi almanyası. Ezici çoğunlukla iktidara gelen ve ilk icraat olarak kendisini yargılayabilecek tüm mercileri lağveden nazi partisi, Almanya'yı dünyanın yaşadığı en büyük savaşın odak noktası haline getirerek kurtuluşun sadece nazi partisi ile olacağı dogmasını insanlara aşılayabilmiş ve bir ülkenin yıkılmasına sebep olmuştur.

Benim şaşırdığım şeyse bilgiye ulaşmanın, doğruyu sorguamanın bu kadar kolay olduğu bir devirde nasıl olup da olaylar karşısında bu kadar sessiz kalabildiğimiz, kendimizi öğrenmekten, yorumlamaktan ve sorgulamaktan bu kadar uzak tutabildiğimiz.
 
Ee kocamız, herşeyimiz konumundaki Amerika düğmeye basıyor, bizim kuklalar da papağan gibi söylenecekleri bize iletiyorlar.Yersen...

3 çocuk yaparız tabi, bizim de çocuklarımızı Amerika ücretsiz okutursa söyleyen kişinin çocuklarını ücretsiz okuttuğu gibi.

Koca kıta ve birleşik devletler ülkesi 250milyon kişi iken şu 800.000m2 nin yarısı kadar alanda 70 milyon kişi yaşıyoruz.Hala daha "fazla bu rakam", "doğum kontrolü uygulayın" demek yerine artırmaya bakıyorlar.

Bir yerde kişi sayısı, o ortamın kaldırabileceğinin üzerine çıkarsa kalite düşer ve sorunlar baş gösterir.Kişiye verilen önem azalır.Bu yüzden Amerika'lının birinin burada kılına zarar gelse adamlar helikopter bile yollayıp adamı kendi ülkesine alarak sorunu giderirler.Ama burada hergün yüzlerce insan yaralanıyor, onlarca insan ölüyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor, yanlışlar düzeltilmiyor.

Ekonomi konusunda da böyle, vurdumduymazız.Bize söylenen yalanları umursamıyoruz, sineye çekiyoruz, yiyiyoruz.
Ha diyeceksiniz nasıl tepkini koyuyorsun? Böyle forumlarda yazarak mı?
Hayır.Yükümlülük yaşım geldiği yıldan beri oy kullanmıyorum.Tembellikten de değil, konuya uzak olduğumdan da değil.Bu bana göre kendimce tepki.
Nasıl halkımız önceki büyük seçimde yıllardır adlarını, yüzlerini ezberlediğimiz kalantor politikacıları tek kalemde sildiler, aynı o günkü gibi şimdi de yanlışa devam edenleri silmek için onlara oy vermemeliyiz.Kime vereceğiz?
Bence verecek kimse yok hala piyasada, bu yüzden beni yönetemeyecek kapasitede, göbeğini büyütmeye, hesap cüzdanını genişletmeye çalışmayan politikacı gördüğüm sürece oy vermemeye de devam edeceğim.
Siyaset yapmayı sevmiyorum ama dayanamadım işte.
 
  • Beğen
Tepkiler: ZekiAlper
Bende siyaseti siyasetçi lere bırakalım diyorum fakat orta da siyasetçi yerine çıkarcı kesim var :(...? Siyasete soyunmanın vakti geldi sanırım :)
 
Fatih Buzgan, eleştirilerinizde kesinlikle haklısınız fakat oy kullanmama ile ilgili kısmına katılmam mümkün değil. Ben bir bireyin oy kullanma sorumluluğunu yerine getirmemesi durumunda ülke yönetimi hakkında eleştiri yapma hakkını da kaybettiğini düşünüyorum. Zira bir yerlere gelen kişilerin bu ülke için bir şeyler yapmasını bekleme hakkını kendimizde görmemiz için bizim de bu ülke için bir şeyler yapmamız gerek bence. Hükümet, iktidarı eleştirebiliriz. Fakat bu insanların bugün bulundukları konuma gelmeleri yada gelmemeleri yönündeki resmi fikrimizi oy kullanmak suretiyle ortaya koymamışsak başkalarının bizim için seçtiği kişileri eleştiremeyiz. Vatandaş, oy kullanmayarak temsil edilme hakkından vazgeçmiş sayılır ve bana göre bu, kişinin millet temsilcilerini eleştirme hakkını kaybetmesi anlamına gelir. Kısaca şöyle anlatayım. Oy kullanmayan büyük bir kesim var. Bu insanlar hükümeti eleştirdiklerinde onlara sormak gerek: Bu kişilerin vekil seçilmesini istemiyorsanız seçilmemeleri için bir şey yaptınız mı? Malesef oy kullanmadığınızda bunun cevabı "Hayır" oluyor.
 
Evet siz de haklısınız, eğer "boş oy" kullanma seçeneği varsa kullanacaksam da onu seçerim.Henüz oy kullanmadığım için böyle bir seçeneğin var olup olmadığını bilmiyorum.
 
İyi bir muhalefet şart abi!:) muhalefet de kendini gösteremezse insan iki arada kalabiliyor sonra kime oy versek diye düşünüyoruz bakıyoruz ki boş oy en iyisi diyoruz aslında böyle olmamalı siz haklısınız!:).
Demek ki kötünün iyisini oylarımızla seçmemiz en mantıklısı olucak .
 
Boş oy gibi bir seçenek yok. Boş pusula ile oy kullanırsanız oyunuz geçersiz sayılır. Zaten boş oy kullanmak ile hiç oy kullanmamak arasında bir fark da göremiyorum. Mühim olan meclise seçilen insanlar üzerindeki tercihinizi ifade etmeniz. "Ben hiç birini istemiyorum" demek istediğinizi anlıyorum. Fakat malesef demokrasi böyle işlemiyor. Hiç birini istemiyorsanız ortaya bir alternatif koymanız gerekiyor. Bu yüzden parti kurma ve milletvekili adayı olma serbestisi her vatandaşa veriliyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: ZekiAlper
Geri