Şeker veya diğer adıyla glikoz, egzersiz sırasında vücuda enerji sağlayan majör yakıttır. Bu önemli kaynaktan mahrum kalmamak için hangi önlemler alınmalıdır? Egzersizden hemen önce şeker yenmeli midir? Yoksa şekerli içecekler mi daha etkili olurlar? Egzersizin kan şeker düzeyine etkilerinin bilinmesi bu sorulara cevap verecektir. Hipogliseminin engellenmesi, Glikoz vücudun temel enerji kaynaklarından biridir. Yağ dokusu da enerji sağladığı halde, egzersiz yoğunluğu arttıkça glikozun rolü artar. Maksimal efor sırasında, kaslar bazen sadece glikozu enerji kaynağı olarak kullanırlar. Egzersiz iki saatten fazla sürmezse, glikojen kan şeker düzeyini korur. Glikojen, birkaç glikoz molekülünün zincir halinde birleşmesinden oluşur ve kas hücreleri ile karaciğerde depolanır. Egzersiz sırasında salınan adrenalin kas glikojenini glikoza indirger ve kasılmalara kaynak olan glikoz anında kaslara yakıt oluşturur.
Kas glikojen miktarı 60-90 dakika boyunca %75-80 yoğunluktaki egzersiz için yakıt sağlayabilir. Bu sürenin uzunluğu, kaslarda birikmiş olan glikojen miktarı ile ilgilidir. Karbonhidratlar kaslarda glikojen olarak saklandığı için, uzun sürecek olan çalışmalardan 3-4 gün önce yüklü miktarda karbonhidrat yenilmesi sporcuya yarar sağlayacaktır. Ancak bu işlem sıklıkla tekrarlanırsa glikoza bağımlılık oluşacağından yağlar daha az kullanılır olacaktır.
Kas glikojeni tükendiğinde, kaslar kandaki glikozu tüketmeye başlarlar. Bu noktadan sonra karaciğer glikojeni, hipoglisemi ile savaşta ikinci cephanenizi oluşturur. Kan glikoz düzeylerini normale yakın tutmak için, pankrestan glukagon adlı bir enzim salgılanır ve böylece karaciğer glikojeni glikoza dönüşür.
Karaciğer glikojeni azaldığında, sürrenal bezlerden (böbreküstü bezleri) salgılanan kortizol kas hücrelerindeki proteinleri aminoasitlere çevirir. Bu amino asitler karaciğerde glikoza dönüştükten sonra kan dolaşımına katılırlar. Bu olay kas yıkımına yol açtığı için egzersiz esnasında enerji takviyesi yapılması gerekir ( enerji jeli, power bar gibi ) Ek bilgi olarak kuru üzümün yüksek karbonhidrat içeriği sebebiyle kullanılması çok faydalı olacaktır. Karaciğer glikojeni tükendiğinde kan glikoz düzeylerinin düşmesine bağlı olarak egzersiz kapasitesinde çok hissedilir biçimde bir azalış olur. Sporcular arasında " Duvara çarpma" olarak bilinen bu nokta, yoğun egzersizin 3. saatinde veya maratonun 30. km'sinde olur.
Uzun egzersizlerde kan şeker düzeyinizi kontrol edebilmenin birkaç püf noktası vardır. Devamlı ve kontrollu uzun mukavemet çalışmaları yaparak aerobik kapasitenizi artırın. Böylece kaslarınız bu süreçte yağ asitlerini kullanmayı ve glikojen depolamayı öğrenir. Uzun egzersizlerden 3-4 gün önce karbonhidrat yükleyin ve böylece glikojen depolarınızı doldurun. Egzersiz yapmadığınız zamanlarda yani dinlenirken şekerli besinler tüketerek insülin salınımını uyarmayın. Egzersiz esnasında olmak şartıyla 15-20 dakikada bir 150-200 ml % 5-10 glikoz içeren içecekler için.
Beyin için sürekli glikoz gerektiğinden vücudumuz glikoz düzeyini çok dikkatle korur. Hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi), bulantı, baş dönmesi oluşturabilir. Daha ağır durumlarda şuur kaybı ile gelen baygınlık ve koma hali oluşabilir. Vücut, glikoza bu denli bağımlı olduğu için, egzersizden hemen önce şekerli yiyecek ve içecek almak iyi bir fikir gibi gelebilir. Oysa, durum hiç de böyle değildir. Egzersizden önce alınan glikoz insülin salınımını uyardığı için, kandaki glikoz seviyesi insülin aracılığı ile düşer. Ancak, egzersiz insülin salınımını durdurur. Bu nedenle egzersiz sırasında alınan glikozu, çalışan kaslar ve beyin büyük ölçüde alır. Egzersiz esnasında glikoz alımının daha çok sıvı glikoz alımı şeklinde olması mideyide sindirim açısından zorlamayacaktır.
Yeni çalışmalar, glikoz ve elektrolitlerin mideden geçiş zamanının suya oranla daha yavaş olmasına karşılık , bağırsaklarda emilimi artırdığını ortaya çıkarmıştır.
Başarılar dilerim...
Kas glikojen miktarı 60-90 dakika boyunca %75-80 yoğunluktaki egzersiz için yakıt sağlayabilir. Bu sürenin uzunluğu, kaslarda birikmiş olan glikojen miktarı ile ilgilidir. Karbonhidratlar kaslarda glikojen olarak saklandığı için, uzun sürecek olan çalışmalardan 3-4 gün önce yüklü miktarda karbonhidrat yenilmesi sporcuya yarar sağlayacaktır. Ancak bu işlem sıklıkla tekrarlanırsa glikoza bağımlılık oluşacağından yağlar daha az kullanılır olacaktır.
Kas glikojeni tükendiğinde, kaslar kandaki glikozu tüketmeye başlarlar. Bu noktadan sonra karaciğer glikojeni, hipoglisemi ile savaşta ikinci cephanenizi oluşturur. Kan glikoz düzeylerini normale yakın tutmak için, pankrestan glukagon adlı bir enzim salgılanır ve böylece karaciğer glikojeni glikoza dönüşür.
Karaciğer glikojeni azaldığında, sürrenal bezlerden (böbreküstü bezleri) salgılanan kortizol kas hücrelerindeki proteinleri aminoasitlere çevirir. Bu amino asitler karaciğerde glikoza dönüştükten sonra kan dolaşımına katılırlar. Bu olay kas yıkımına yol açtığı için egzersiz esnasında enerji takviyesi yapılması gerekir ( enerji jeli, power bar gibi ) Ek bilgi olarak kuru üzümün yüksek karbonhidrat içeriği sebebiyle kullanılması çok faydalı olacaktır. Karaciğer glikojeni tükendiğinde kan glikoz düzeylerinin düşmesine bağlı olarak egzersiz kapasitesinde çok hissedilir biçimde bir azalış olur. Sporcular arasında " Duvara çarpma" olarak bilinen bu nokta, yoğun egzersizin 3. saatinde veya maratonun 30. km'sinde olur.
Uzun egzersizlerde kan şeker düzeyinizi kontrol edebilmenin birkaç püf noktası vardır. Devamlı ve kontrollu uzun mukavemet çalışmaları yaparak aerobik kapasitenizi artırın. Böylece kaslarınız bu süreçte yağ asitlerini kullanmayı ve glikojen depolamayı öğrenir. Uzun egzersizlerden 3-4 gün önce karbonhidrat yükleyin ve böylece glikojen depolarınızı doldurun. Egzersiz yapmadığınız zamanlarda yani dinlenirken şekerli besinler tüketerek insülin salınımını uyarmayın. Egzersiz esnasında olmak şartıyla 15-20 dakikada bir 150-200 ml % 5-10 glikoz içeren içecekler için.
Beyin için sürekli glikoz gerektiğinden vücudumuz glikoz düzeyini çok dikkatle korur. Hipoglisemi (kan şekerinin düşmesi), bulantı, baş dönmesi oluşturabilir. Daha ağır durumlarda şuur kaybı ile gelen baygınlık ve koma hali oluşabilir. Vücut, glikoza bu denli bağımlı olduğu için, egzersizden hemen önce şekerli yiyecek ve içecek almak iyi bir fikir gibi gelebilir. Oysa, durum hiç de böyle değildir. Egzersizden önce alınan glikoz insülin salınımını uyardığı için, kandaki glikoz seviyesi insülin aracılığı ile düşer. Ancak, egzersiz insülin salınımını durdurur. Bu nedenle egzersiz sırasında alınan glikozu, çalışan kaslar ve beyin büyük ölçüde alır. Egzersiz esnasında glikoz alımının daha çok sıvı glikoz alımı şeklinde olması mideyide sindirim açısından zorlamayacaktır.
Yeni çalışmalar, glikoz ve elektrolitlerin mideden geçiş zamanının suya oranla daha yavaş olmasına karşılık , bağırsaklarda emilimi artırdığını ortaya çıkarmıştır.
Başarılar dilerim...