Ender Alıcıoğlu
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 5 Haziran 2006
- Mesaj
- 2.405
- Tepki
- 3.885
- Şehir
- Antalya
Tüm Bisiklet Kullanıcılarının Amatörce Evde Kendilerinin yapabilecekleri Bakımlar.
1. Bölüm
Tüm forum arkadaşlarım merhaba. Sıcaklardan gündüz vakitleri evde durduğum için, bisikletime bir bakım yapayım dedim. Aklıma bu bakımı siz arkadaşlarımla da paylaşayım dedim. Tabi benim bisikletim Kron XC 1000 olunca da mecburen onun üstünde bakımı sizlere de göstereyim dedim. Bu yapılan bakım her marka bisiklet için, çok küçük değişikliklerle de olsa aynıdır. Ya fren pabuçları değişik bir sistemdir, ya da vites sistemi, 6, 7, 8, 9 lu sistemdir. Ben bunu, kendi bisikletimde uygulayışımı aşama, aşama sizlerle paylaşıyorum. Hem de uzun zamandır forumda şu Kronlardan gelen çıt, çıt sesleri, yok şurası böyle diye gelen şikayetlere de bir nebze çare olur belki. Bisikletimiz ne marka olursa olsun, bakımını, hele benim aşağıda göstereceğim bakım ve temizliği yapmamız şarttır. İsteyenler bu bakımı bir bisikletçi vasıtasıyla da yaptırabilir. O kişinin tercihidir, ona karışamayız. Ama bu bakımlar harici, zaten bisiklet mecburen gene bisiklet ustasına gitmek zorunda. Ön, arka göbeklerin yağlanması, ayarı, aynakol göbeğinin sökümü ve bakımı, cant, akord işleri için mutlaka bisikletçiye gitmek gerekecektir. Ama benim burada göstereceğim bakım herkes tarafından, evinde, bahçesinde yapacağı faydalı bir bakımdır. Bisikletinizi bakımdan önce tazyiksiz su ile, isterseniz bulaşık sabunu pril cinsi bir sabunla da iyice yıkayınız. Temizledikten, kuruladıktan sonra bakım işlemine geçmek daha mantıklıdır. Resimler ile anlatarak devam edeyim. Benim, her zaman bisikletime binerken yanımda taşıdıklarım. Sadece WD 40 ile zincir yağı evde duruyor. Pudralanmış iç lastik, 2 tane lastik sökmek için levye, solüsyon, yama seti, zımpara, alyan takımı, 14 -15 anahtar, pompa, elektrik bantı ve benzin istasyonlarında ince siboplu lastiğimi şişirebilmek için kendi yaptığım şişirme aparatı. Ve lastik patladığında lastiği takarken, dış lastiğin içine dökmek için, yanımda taşıdığım talk pudrası.
Bu sefer bakıma maşamdan başladım. Maşamın üstünde ki toz lastiklerini açtım. Bu nikelajlı kısmın her zaman temiz ve tozdan arınmış olmasına dikkat ediniz. Bu lastikleri çok sık açmanıza gerek yok, ama büyük bakımlarda açıp içlerini temizlemeniz ve kapatırken tam çalışma yerine, çok az kaliteli bir yağ damlatmanız, bu tip maşalar için iyi olacaktır. Sakın bisikletin hiçbir yerinde, gereğinden fazla yağ kullanmayınız. Bu faydadan çok zarar verir. Temizliği yaptıktan sonra bu lastikleri iyice yerlerine döndürerek oturunuz. Bu lastikler toz ve pisliğin içeri girmesini önlemek için buraya takılmışlardır. Lastikler kapandıktan sonra temiz bir bezle fazla yağı alıp nikelajlı kısmı tertemiz yapın. Benim sıramda pedal sıkılığı kontrolü var. Pedallarınız gevşediği ve fark etmediğiniz anda da, krank kolunun dişlilerinin yalama olacağını hep bilin. Bu pedalların biri ters, biri düz sıkılır onun için aslında bu pedal sıkma işinin yönünü bilemiyorsanız, bisikletçi önünden geçerken bisikletçinize sıktırınız.
Resimde alyan anahtarımı, ayna kolun oraya taktım, ama hiçbir zaman bu alyan anahtarının gücü burayı sıkmaya yetmez. Burayı ancak yolda çok gevşediği anda sıkmak için bu alyan anahtarını kullanın. Burayı da bisikletçinize sıktırın. Resimde alyan anahtarımın takılı olduğu yer vites kulağının kadroya bağlı olduğu yerdir. Burası aleminyum bir parçaya vidalandığı için sakın burada güç denemeyin. Ama şimdi elinize bir alyan anahtarı alıp, hele bisikletiniz yeni ise, burayı kesinlikle sıkın derim. Yeni alınan bisikletlerde, bu kadro kulak bağlantısı çok gevşek oluyor ve her hafta sıkılığını kontrol edin 3 kereden sonra artık gevşeme yapmıyor. Sakın aşırı güçle de sıkmayın yalama etmeyin.
Alyan anahtarımla bu sefer tam basmayan pabuçlarımı gevşetip cant yüzeyine düzgün basmasını sağlıyorum. Her dört pabucu da aynı şekilde canta tam basacak şekilde ayarlıyorum. Yeni bisikletlerde zaman içinde, fren telleri bollanır. Bu bollukları zamanla önde, fren elciklerinde bulunan gümüş renkli veya siyah renkli vidalarla gerginliğini ayarlarız. Ama bir müddet sonra gerecek yer kalmayınca bu resimdeki yerden teli yeniden gereriz. Tabi burayı sökmeden önce fren elciklerinde bulunan vidayı da sona kadar indirmeyi unutmayın. Sonra pabuçların arasında canta deymeyecek şekilde teli gerdirip, burayı alyan anahtarıyla sıkın. Freni kontrol edin çok az bir boşluk varsa, gerekirse fren elciklerinin ordan ayarlayın. Arka fren elinizin ayarına göre sıkma pozisyonu 4 de 3 oranında, elcik ayarında olması iyi olur. Ama ön freni mümkün olduğunca 4 de 1 ayarına getirin ani frenlemelerde ön frenin kilitlenip takla atmanızı bir nebze önlemiş olursunuz. (Takla atan bilir, benim gibi.)
Ön gidon boğazındaki bilya boşluğunu almak için benim nazar boncuğumla kapalı olan yeri alyan anahtarıyla çok az sıkmanız gerekir. Aslında buranın çalışma prensibini biliyorsanız. Önce resimdeki sol ve sağdaki aylan anahtarlı boğazı tutan yeri gevşetip üsten sıkarak veya gevşeterek bilyaların ayarını yapmanız gerekir. Ama çalışma sistemini bilmiyorsanız yatakları çok sıkarak veya gevşek bırakarak bozabilirsiniz. Onun için gidon dönüşünde ve maşanızda bir arıza yoksa buraları sadece sıkın. Bu kısmı da, bilmiyorsanız bisikletçinize yaptırmanız daha iyi olur. Geldik çıtırtıların en çok baş ağrıttığı yere. Selenizi ve eğer aparatlıysa mutlaka aparatı da yerinden sökün. Selenizi hiçbir zaman en üst sınırında kullanmayın. Genelde çıtırtıların kaynağı burasıdır. Benim selemde bile çok dikkatli bakarsanız boğazda çok az bir aşınma mevcut. İşte o aşınma sesin kaynağı. Zaman içinde sele kelepçesinin gevşemesi ve burada pislik aleminyum tozu oluşmasından dolayı bir ses gelir. Burayı sık aralıklarla siler temizlersek ve çok hafifte gres sürersek, ama çok az. Yoksa bu sefer sele hep içeri kaçar. Gelen sesler kesilir.
Her şeyin başı temizlik
Bisikletinizi yıkarken yapılan en büyük hatalardan biri. Resimdeki çırt çırtlı zincir koruyucusu ile bisikleti yıkamak. Bunlar kumaştan yapılma, suyu üzerinde saatlerce tutan malzemelerdir. Bisikletinizi yağmurda, su dolu yolda ve yıkarken, bu zincir koruyucusunu mutlaka ıslatırsınız. Ama bunu hemen söküp kurumaya bırakmanız gerekmektedir. Burası devamlı ıslak durursa mutlaka bir zaman sonra oksitlenmeye sebep olabilir. Her ne kadar boya uzun müddet korusa da, bir gün gelir dayanma gücü kalmaz. Benden hatırlatması. Ben bisikletimi yıkamaya başlamadan önce söküp kuru bir yere koyuyorum. Arada da sabunla yıkayıp asıyorum ve kuruyunca takıyorum.
Geldik fren tellerinin bakımına. Tellerde gözle gözüken bir kopma yada deformasyon yok ise yağlamaya başlayalım. Önce fren pabuçları üstünden telleri elimiz ile pivotları sıkıp teli çekip çıkaralım resimdeki gibi. Fren elciklerindeki tel germe yerlerini iyice gevşetelim ve kesik yerlerinden tel başını çıkaralım ve teli elimize alıp dış teli gidebildiği kadar sıyıralım. Burada en ince 10 numara yağda kullanabilirsiniz, benim yaptığım gibi zincir yağından da sıkabilirsiniz. İçerde telin rahatça kaymasını sağlayacak bu yaptığımız. Bazen ben kaliteli kauçuksuz greste kullanıyorum.
Aynı işlem arka fren telleri içinde yapılıyor. Önce freni boşaltıyoruz. Ön fren elciğinin kesik yeri bir hizadayken önden tel başını çıkartıyoruz. Tel artık sadece arka tarafta bağlı. Telin dış telle örtüştüğü yerleri iç telin üstünden güzelce yağlıyoruz. Bunu yaparken iç tele yağ dökerek de yapmak mantıklı. İsterseniz dış telin içine de yağ sıkayım derseniz 10 numara yağı bir şırınga içine çekip onu da kullanabilirsiniz.
Tel boşta istediğiniz gibi yağlayınız.
Ben yağı tele sıkıp üstünden dış teli kaydırıp içeri girmesini sağladım yağın.
Sıra geldi vites tellerine.Tabi vites tellerini yağlamak ve sökmek için benimki gibi bir pit stop ayağınız varsa işiniz çok rahat. Yeri gelmişken , bu pit stopu İzmir’den alıp bana getiren Alpay arkadaşıma teşekkür ediyorum. Çok kullanışlı bir ayakmış. Sağol, Alpay’cım.
Hemen 2. bölümde vites tellerinin yağlanmasını anlatacağım.
Tabi inşallah beğenmişsinizdir.
Bisikletimizin Evde Bakımına Amatörce Devam
2. Bölüm
Sırada Vites tellerinin yağlanması var. Önce arka vites telinin sökülmesi . Sakın elinize anahtar alıp teli filan sökmeye kalkmayın. Bu çok basit bir işlem. Burası önemli ön vites kaçta olursa olsun fark etmez. Ama isterseniz ön vites 2 de dursun. Pedalı çevirerek arka vitesi en büyük dişliye çıkarınız. Yani 1. vitese. Ondan sonra tekerleği ve pedalı durdurun. Ve tel sökülüp takılana kadar, sakın bir daha pedalı döndürmeyin. Şimdi arka vites en büyük dişlideyken pedal ve tekerlek dönmezken vitesinizi tık, tık yaparak en küçük dişliye kadar yani ibre 8. vitese kadar tıklayın. Tabi dişlide zincir hep en büyük arka dişlide kalacak sakın pedalı döndürmeyin. Bakarsanız vites teli bollaştı. Sonra vites telini kadrodaki çıkıntılardan çekerek kurtarın. Artık vites telinizde bisiklette 2 ucu bağlı olmasına rağmen dış tel ve iç tel kadrodan ayrıldı.
Aynı fren telini yağladığımız gibi dış teli kaydırarak, iç teli güzelce yağlayınız.
Tabi iç teli yağlarken hep dış telin altında kalacağı yeri yağlamaya çalışın. İç telin açıkta kalan yerlerini yağlamanıza gerek yok. Yağlama bitince telleri yerlerine oturtup. Tam oturduklarından emin olun, çünkü kadroya takarken perçin baş gibi kadroya oturan kapçıkların tam oturduğuna dikkat edin. Şu anda tel gevşek duruyor. Eski haline getirmek için pedalı döndürün, dişliler en küçüğe düştüğü an işlem bitmiştir. Dişlide en küçüğe düşmediyse kesinlikle bir yerde tel, tam oturmamış demektir. Yeniden arkayı en büyük dişliye getirip tellerin oturduğunu kontrol edin. Pedalı çevirin , en küçük dişliye düştüğünde arka vites teli yağlanması da bitmiş oldu.
Sıra geldi ön vites telini gevşetmeye. Pedalı çevirerek ön vitesi en büyük dişliye alın pedalı durdurun. Ön vitesi tıklayarak düşürtün yani 1. vitese. Vites telini kadroya oturduğu yerden çekerek çıkarın. Ön vites teli de her iki ucundan bağlı olmasına rağmen kadrodan ayrılacaktır.
Dış telin altında kalan iç teli güzelce yağlayın.
Tabi elcikteki dış teli de çekerek ayırın ve o kısmı da yağlayın.
İşlemi geri gidin ve tel başlarını takın . Ama şekilde görüldüğü gibi iç tel gevşek olarak kalacak. Şimdi pedalı yavaşça çevirin, zincir küçük dişliye düştüğü an, iç tel gerilip eski haline gelecektir. İşte tellerin son hali. Ben burada vites ayarlarını kesinlikle etkilemeyen bir yağlama tarif ettim. Vites ayarınız eskiye göre bozulmuşsa kesinlikle telleri oturturken tam oturmayan bir yer kalmıştır. Bu sistem yağlama, kesinlikle vites ayarlarınızı bozmaz. İşte size tarif edeyim, size de anlatayım derken, benim Kron 1000 imin 1056 kilometredeki bakımını da yapmış oldum. Şeytan kulağına kurşun bir kere çıt dedi o da sele borum gevşemiş ondanmış. Bu gösterdiğim bakım herkes tarafından aralıklarla yapılabilecek bakımlar. Ama sakın bu iş bitti biz bakımını yaptık, bisikletimizin demeyin. Şimdi söyleyecek bakım yerlerini de biliyorsanız kendiniz, bilmiyorsanız, güvendiğiniz bir bisikletçinize yaptırınız. Göbekler de bakım ve kontrol gerektiren yerlerdir. Tekerleğinizi dış lastikten tutup salladığınızda eğer göbekte bir sallantı ve esneme varsa, göbeğinizin bakım vakti gelmiş demektir. Hemen onun kontra somunlarının sıkılması ve gerekiyorsa bilya bakım ve greslemelerinin yapılması lazımdır.
Pedal göbek bakımı ve konturolü de, özel anahtar ve bilgi gerekeceği için bisikletçinize yaptırmanız gereken bir iştir. Maşanın gidona bağlandığı yerde de bir üste bir altta gresli bilyalar çanak içinde çalışmaktadır. Burasının açılıp bakımının yapılacağı yerde bisikletçiniz olmalıdır. Gidonun sertlik ve yumuşaklık ayar yeri . Bunları aslında eli bu işe yatkın olan herkes bir kere görse yapabilir, ama bence az anlayan arkadaşlarım buraların bakımını bisikletçinize yaptırın derim. Tabi birde olmazsa olmaz içinde tel akord bakımları var. Zaman içinde teller yerlerdeki kasis ve vuruntulardan dolayı gevşeme yapar. Bunları da kullandığınız yol durumuna göre mutlaka arada akorda sokmanız gerekir. Bu akord da başlı başına profesyonel tamircilerin işidir. Yeni aldığımız bir bisikletimizi mutlaka 1-2 aylık kullanımdan sonra bu ayarlarının bisikletçiniz tarafından titizlikle yapılması gerekmektedir. Benim sizlere, bisikletin amatörce bakımı hakkında anlatacaklarım biti. Şimdi aşağıdaki resmide çekmişim. Pudra konusunda sizlere biraz bilgi vereyim. Pudralanan, iç ve dış lastik çürümez ve çok dayanır. Pudraladığımız lastik, patladığında, yeniden sökülürken iç lastik, dış lastiğe yapışmamış olarak çıkar. Pudranın faydası.
Birde lastiğinizi uzun zaman korumak istiyorsanız, cantınızın içine, biz eskiden dümdüz kestiğimiz yaklaşık 1 cm enindeki iç lastiği gerdirerek koyardık. Şimdilerde buraya elektrik bantı sarıldığını görüyorum. Lastik havasını, yükseltiğiniz anda, bu elektrik bantı ince kalıp lastiğin çift katlı cantlarda, tel baş boşluklarına doğru baloncuklar yaptığını görüyoruz. Ve ilk darbede de patlıyorlar . Şimdilerde ise bisikletçilerde şerit olarak, çok ucuza bu işi gören şeritler satılıyor. Alıp bunu takmanızda fayda var. Ben ne yapıyorum derseniz. Ben cantın içine, 2 kere elektrik bandı sarıp, üstüne eski iç lastiğimden dümdüz kestiğim iç lastiği solüsyonla yapıştırıp gergin olarak cantımın içine geçiriyorum.( Canta yapıştırmıyorum, sadece ek yerini birleştirmek için kestiğim, lastiği yapıştırıyorum.) Tabi bunu keserken cantın tam alt kesimine göre kesilmesi gerekiyor. Geniş keserseniz, dış lastiğin oturmasını engeller. Dar keserseniz de hiçbir işe yaramaz. Aklıma gelmişken Kronlarda lastik basınçları 40- 60 psi olarak dış lastiğin kenarlarında yazılıdır. Dikkatimi çeken, çoğu kişinin, çok düşük basınçlarla seyahat etmeleri. Bu lastiğin ömrünü kısaltan yanlış bir uygulamadır. Lastik 40-60 psi hava denmişse en az 40 hava, en fazlada 60 hava demektir. Şu aralar hava çok sıcak olduğu için bu basıncın en azını uygulamak, tabi sizin kullanış yerinize ( asfalt, toprak, arazi, iniş ve kendi kilonuza) göre ayarlamanız, mantıklı olacaktır.
İşte bisikletimin evde yaptığım bakım sonrası görünüşü.
Yollar mı dayanır artık bu bisiklete
Ee birde bu kadar işi kim anlatmış derseniz.
İşte benim Amatörce yaptığım ama herkesinde yapması gereken bakımlar. Ben çocukluğumdan beri bu tip bakımları hep kendim yapmışımdır. Ve halen bu bisikletimden başka1964 model magneet marka bisikletim çalışır vaziyette duruyor. Verdiğim bakımlarda sanmıyorum ki hatalı bir tarifim olmuş olsun. Ama gene de, hatalı bir anlatımım varsa, boynumuz kıldan incedir. Ben çünkü bir profesyonel değilim. Yanlış hesap Bağdat’tan döner derler. Ben bu bakımları senelerce bakarak. öğrenerek, kendimin, eşim ve dostumun bisikletlerine uyguladığım bakımlardır. İnşallah bu anlatımım amatör kullanıcıların işlerine yarar. Ben bu yazımı, amatörce yazdım. Profesyonel arkadaşlarım belki yanlışlarım olacağı için gülebilirler, ama, doğrusunu söylerlerse ben de memnun olurum.
Sevgi ve selamlarımla...
1. Bölüm
Tüm forum arkadaşlarım merhaba. Sıcaklardan gündüz vakitleri evde durduğum için, bisikletime bir bakım yapayım dedim. Aklıma bu bakımı siz arkadaşlarımla da paylaşayım dedim. Tabi benim bisikletim Kron XC 1000 olunca da mecburen onun üstünde bakımı sizlere de göstereyim dedim. Bu yapılan bakım her marka bisiklet için, çok küçük değişikliklerle de olsa aynıdır. Ya fren pabuçları değişik bir sistemdir, ya da vites sistemi, 6, 7, 8, 9 lu sistemdir. Ben bunu, kendi bisikletimde uygulayışımı aşama, aşama sizlerle paylaşıyorum. Hem de uzun zamandır forumda şu Kronlardan gelen çıt, çıt sesleri, yok şurası böyle diye gelen şikayetlere de bir nebze çare olur belki. Bisikletimiz ne marka olursa olsun, bakımını, hele benim aşağıda göstereceğim bakım ve temizliği yapmamız şarttır. İsteyenler bu bakımı bir bisikletçi vasıtasıyla da yaptırabilir. O kişinin tercihidir, ona karışamayız. Ama bu bakımlar harici, zaten bisiklet mecburen gene bisiklet ustasına gitmek zorunda. Ön, arka göbeklerin yağlanması, ayarı, aynakol göbeğinin sökümü ve bakımı, cant, akord işleri için mutlaka bisikletçiye gitmek gerekecektir. Ama benim burada göstereceğim bakım herkes tarafından, evinde, bahçesinde yapacağı faydalı bir bakımdır. Bisikletinizi bakımdan önce tazyiksiz su ile, isterseniz bulaşık sabunu pril cinsi bir sabunla da iyice yıkayınız. Temizledikten, kuruladıktan sonra bakım işlemine geçmek daha mantıklıdır. Resimler ile anlatarak devam edeyim. Benim, her zaman bisikletime binerken yanımda taşıdıklarım. Sadece WD 40 ile zincir yağı evde duruyor. Pudralanmış iç lastik, 2 tane lastik sökmek için levye, solüsyon, yama seti, zımpara, alyan takımı, 14 -15 anahtar, pompa, elektrik bantı ve benzin istasyonlarında ince siboplu lastiğimi şişirebilmek için kendi yaptığım şişirme aparatı. Ve lastik patladığında lastiği takarken, dış lastiğin içine dökmek için, yanımda taşıdığım talk pudrası.
Bu sefer bakıma maşamdan başladım. Maşamın üstünde ki toz lastiklerini açtım. Bu nikelajlı kısmın her zaman temiz ve tozdan arınmış olmasına dikkat ediniz. Bu lastikleri çok sık açmanıza gerek yok, ama büyük bakımlarda açıp içlerini temizlemeniz ve kapatırken tam çalışma yerine, çok az kaliteli bir yağ damlatmanız, bu tip maşalar için iyi olacaktır. Sakın bisikletin hiçbir yerinde, gereğinden fazla yağ kullanmayınız. Bu faydadan çok zarar verir. Temizliği yaptıktan sonra bu lastikleri iyice yerlerine döndürerek oturunuz. Bu lastikler toz ve pisliğin içeri girmesini önlemek için buraya takılmışlardır. Lastikler kapandıktan sonra temiz bir bezle fazla yağı alıp nikelajlı kısmı tertemiz yapın. Benim sıramda pedal sıkılığı kontrolü var. Pedallarınız gevşediği ve fark etmediğiniz anda da, krank kolunun dişlilerinin yalama olacağını hep bilin. Bu pedalların biri ters, biri düz sıkılır onun için aslında bu pedal sıkma işinin yönünü bilemiyorsanız, bisikletçi önünden geçerken bisikletçinize sıktırınız.
Resimde alyan anahtarımı, ayna kolun oraya taktım, ama hiçbir zaman bu alyan anahtarının gücü burayı sıkmaya yetmez. Burayı ancak yolda çok gevşediği anda sıkmak için bu alyan anahtarını kullanın. Burayı da bisikletçinize sıktırın. Resimde alyan anahtarımın takılı olduğu yer vites kulağının kadroya bağlı olduğu yerdir. Burası aleminyum bir parçaya vidalandığı için sakın burada güç denemeyin. Ama şimdi elinize bir alyan anahtarı alıp, hele bisikletiniz yeni ise, burayı kesinlikle sıkın derim. Yeni alınan bisikletlerde, bu kadro kulak bağlantısı çok gevşek oluyor ve her hafta sıkılığını kontrol edin 3 kereden sonra artık gevşeme yapmıyor. Sakın aşırı güçle de sıkmayın yalama etmeyin.
Alyan anahtarımla bu sefer tam basmayan pabuçlarımı gevşetip cant yüzeyine düzgün basmasını sağlıyorum. Her dört pabucu da aynı şekilde canta tam basacak şekilde ayarlıyorum. Yeni bisikletlerde zaman içinde, fren telleri bollanır. Bu bollukları zamanla önde, fren elciklerinde bulunan gümüş renkli veya siyah renkli vidalarla gerginliğini ayarlarız. Ama bir müddet sonra gerecek yer kalmayınca bu resimdeki yerden teli yeniden gereriz. Tabi burayı sökmeden önce fren elciklerinde bulunan vidayı da sona kadar indirmeyi unutmayın. Sonra pabuçların arasında canta deymeyecek şekilde teli gerdirip, burayı alyan anahtarıyla sıkın. Freni kontrol edin çok az bir boşluk varsa, gerekirse fren elciklerinin ordan ayarlayın. Arka fren elinizin ayarına göre sıkma pozisyonu 4 de 3 oranında, elcik ayarında olması iyi olur. Ama ön freni mümkün olduğunca 4 de 1 ayarına getirin ani frenlemelerde ön frenin kilitlenip takla atmanızı bir nebze önlemiş olursunuz. (Takla atan bilir, benim gibi.)
Ön gidon boğazındaki bilya boşluğunu almak için benim nazar boncuğumla kapalı olan yeri alyan anahtarıyla çok az sıkmanız gerekir. Aslında buranın çalışma prensibini biliyorsanız. Önce resimdeki sol ve sağdaki aylan anahtarlı boğazı tutan yeri gevşetip üsten sıkarak veya gevşeterek bilyaların ayarını yapmanız gerekir. Ama çalışma sistemini bilmiyorsanız yatakları çok sıkarak veya gevşek bırakarak bozabilirsiniz. Onun için gidon dönüşünde ve maşanızda bir arıza yoksa buraları sadece sıkın. Bu kısmı da, bilmiyorsanız bisikletçinize yaptırmanız daha iyi olur. Geldik çıtırtıların en çok baş ağrıttığı yere. Selenizi ve eğer aparatlıysa mutlaka aparatı da yerinden sökün. Selenizi hiçbir zaman en üst sınırında kullanmayın. Genelde çıtırtıların kaynağı burasıdır. Benim selemde bile çok dikkatli bakarsanız boğazda çok az bir aşınma mevcut. İşte o aşınma sesin kaynağı. Zaman içinde sele kelepçesinin gevşemesi ve burada pislik aleminyum tozu oluşmasından dolayı bir ses gelir. Burayı sık aralıklarla siler temizlersek ve çok hafifte gres sürersek, ama çok az. Yoksa bu sefer sele hep içeri kaçar. Gelen sesler kesilir.
Her şeyin başı temizlik
Bisikletinizi yıkarken yapılan en büyük hatalardan biri. Resimdeki çırt çırtlı zincir koruyucusu ile bisikleti yıkamak. Bunlar kumaştan yapılma, suyu üzerinde saatlerce tutan malzemelerdir. Bisikletinizi yağmurda, su dolu yolda ve yıkarken, bu zincir koruyucusunu mutlaka ıslatırsınız. Ama bunu hemen söküp kurumaya bırakmanız gerekmektedir. Burası devamlı ıslak durursa mutlaka bir zaman sonra oksitlenmeye sebep olabilir. Her ne kadar boya uzun müddet korusa da, bir gün gelir dayanma gücü kalmaz. Benden hatırlatması. Ben bisikletimi yıkamaya başlamadan önce söküp kuru bir yere koyuyorum. Arada da sabunla yıkayıp asıyorum ve kuruyunca takıyorum.
Geldik fren tellerinin bakımına. Tellerde gözle gözüken bir kopma yada deformasyon yok ise yağlamaya başlayalım. Önce fren pabuçları üstünden telleri elimiz ile pivotları sıkıp teli çekip çıkaralım resimdeki gibi. Fren elciklerindeki tel germe yerlerini iyice gevşetelim ve kesik yerlerinden tel başını çıkaralım ve teli elimize alıp dış teli gidebildiği kadar sıyıralım. Burada en ince 10 numara yağda kullanabilirsiniz, benim yaptığım gibi zincir yağından da sıkabilirsiniz. İçerde telin rahatça kaymasını sağlayacak bu yaptığımız. Bazen ben kaliteli kauçuksuz greste kullanıyorum.
Aynı işlem arka fren telleri içinde yapılıyor. Önce freni boşaltıyoruz. Ön fren elciğinin kesik yeri bir hizadayken önden tel başını çıkartıyoruz. Tel artık sadece arka tarafta bağlı. Telin dış telle örtüştüğü yerleri iç telin üstünden güzelce yağlıyoruz. Bunu yaparken iç tele yağ dökerek de yapmak mantıklı. İsterseniz dış telin içine de yağ sıkayım derseniz 10 numara yağı bir şırınga içine çekip onu da kullanabilirsiniz.
Tel boşta istediğiniz gibi yağlayınız.
Ben yağı tele sıkıp üstünden dış teli kaydırıp içeri girmesini sağladım yağın.
Sıra geldi vites tellerine.Tabi vites tellerini yağlamak ve sökmek için benimki gibi bir pit stop ayağınız varsa işiniz çok rahat. Yeri gelmişken , bu pit stopu İzmir’den alıp bana getiren Alpay arkadaşıma teşekkür ediyorum. Çok kullanışlı bir ayakmış. Sağol, Alpay’cım.
Hemen 2. bölümde vites tellerinin yağlanmasını anlatacağım.
Tabi inşallah beğenmişsinizdir.
Bisikletimizin Evde Bakımına Amatörce Devam
2. Bölüm
Sırada Vites tellerinin yağlanması var. Önce arka vites telinin sökülmesi . Sakın elinize anahtar alıp teli filan sökmeye kalkmayın. Bu çok basit bir işlem. Burası önemli ön vites kaçta olursa olsun fark etmez. Ama isterseniz ön vites 2 de dursun. Pedalı çevirerek arka vitesi en büyük dişliye çıkarınız. Yani 1. vitese. Ondan sonra tekerleği ve pedalı durdurun. Ve tel sökülüp takılana kadar, sakın bir daha pedalı döndürmeyin. Şimdi arka vites en büyük dişlideyken pedal ve tekerlek dönmezken vitesinizi tık, tık yaparak en küçük dişliye kadar yani ibre 8. vitese kadar tıklayın. Tabi dişlide zincir hep en büyük arka dişlide kalacak sakın pedalı döndürmeyin. Bakarsanız vites teli bollaştı. Sonra vites telini kadrodaki çıkıntılardan çekerek kurtarın. Artık vites telinizde bisiklette 2 ucu bağlı olmasına rağmen dış tel ve iç tel kadrodan ayrıldı.
Aynı fren telini yağladığımız gibi dış teli kaydırarak, iç teli güzelce yağlayınız.
Tabi iç teli yağlarken hep dış telin altında kalacağı yeri yağlamaya çalışın. İç telin açıkta kalan yerlerini yağlamanıza gerek yok. Yağlama bitince telleri yerlerine oturtup. Tam oturduklarından emin olun, çünkü kadroya takarken perçin baş gibi kadroya oturan kapçıkların tam oturduğuna dikkat edin. Şu anda tel gevşek duruyor. Eski haline getirmek için pedalı döndürün, dişliler en küçüğe düştüğü an işlem bitmiştir. Dişlide en küçüğe düşmediyse kesinlikle bir yerde tel, tam oturmamış demektir. Yeniden arkayı en büyük dişliye getirip tellerin oturduğunu kontrol edin. Pedalı çevirin , en küçük dişliye düştüğünde arka vites teli yağlanması da bitmiş oldu.
Sıra geldi ön vites telini gevşetmeye. Pedalı çevirerek ön vitesi en büyük dişliye alın pedalı durdurun. Ön vitesi tıklayarak düşürtün yani 1. vitese. Vites telini kadroya oturduğu yerden çekerek çıkarın. Ön vites teli de her iki ucundan bağlı olmasına rağmen kadrodan ayrılacaktır.
Dış telin altında kalan iç teli güzelce yağlayın.
Tabi elcikteki dış teli de çekerek ayırın ve o kısmı da yağlayın.
İşlemi geri gidin ve tel başlarını takın . Ama şekilde görüldüğü gibi iç tel gevşek olarak kalacak. Şimdi pedalı yavaşça çevirin, zincir küçük dişliye düştüğü an, iç tel gerilip eski haline gelecektir. İşte tellerin son hali. Ben burada vites ayarlarını kesinlikle etkilemeyen bir yağlama tarif ettim. Vites ayarınız eskiye göre bozulmuşsa kesinlikle telleri oturturken tam oturmayan bir yer kalmıştır. Bu sistem yağlama, kesinlikle vites ayarlarınızı bozmaz. İşte size tarif edeyim, size de anlatayım derken, benim Kron 1000 imin 1056 kilometredeki bakımını da yapmış oldum. Şeytan kulağına kurşun bir kere çıt dedi o da sele borum gevşemiş ondanmış. Bu gösterdiğim bakım herkes tarafından aralıklarla yapılabilecek bakımlar. Ama sakın bu iş bitti biz bakımını yaptık, bisikletimizin demeyin. Şimdi söyleyecek bakım yerlerini de biliyorsanız kendiniz, bilmiyorsanız, güvendiğiniz bir bisikletçinize yaptırınız. Göbekler de bakım ve kontrol gerektiren yerlerdir. Tekerleğinizi dış lastikten tutup salladığınızda eğer göbekte bir sallantı ve esneme varsa, göbeğinizin bakım vakti gelmiş demektir. Hemen onun kontra somunlarının sıkılması ve gerekiyorsa bilya bakım ve greslemelerinin yapılması lazımdır.
Pedal göbek bakımı ve konturolü de, özel anahtar ve bilgi gerekeceği için bisikletçinize yaptırmanız gereken bir iştir. Maşanın gidona bağlandığı yerde de bir üste bir altta gresli bilyalar çanak içinde çalışmaktadır. Burasının açılıp bakımının yapılacağı yerde bisikletçiniz olmalıdır. Gidonun sertlik ve yumuşaklık ayar yeri . Bunları aslında eli bu işe yatkın olan herkes bir kere görse yapabilir, ama bence az anlayan arkadaşlarım buraların bakımını bisikletçinize yaptırın derim. Tabi birde olmazsa olmaz içinde tel akord bakımları var. Zaman içinde teller yerlerdeki kasis ve vuruntulardan dolayı gevşeme yapar. Bunları da kullandığınız yol durumuna göre mutlaka arada akorda sokmanız gerekir. Bu akord da başlı başına profesyonel tamircilerin işidir. Yeni aldığımız bir bisikletimizi mutlaka 1-2 aylık kullanımdan sonra bu ayarlarının bisikletçiniz tarafından titizlikle yapılması gerekmektedir. Benim sizlere, bisikletin amatörce bakımı hakkında anlatacaklarım biti. Şimdi aşağıdaki resmide çekmişim. Pudra konusunda sizlere biraz bilgi vereyim. Pudralanan, iç ve dış lastik çürümez ve çok dayanır. Pudraladığımız lastik, patladığında, yeniden sökülürken iç lastik, dış lastiğe yapışmamış olarak çıkar. Pudranın faydası.
Birde lastiğinizi uzun zaman korumak istiyorsanız, cantınızın içine, biz eskiden dümdüz kestiğimiz yaklaşık 1 cm enindeki iç lastiği gerdirerek koyardık. Şimdilerde buraya elektrik bantı sarıldığını görüyorum. Lastik havasını, yükseltiğiniz anda, bu elektrik bantı ince kalıp lastiğin çift katlı cantlarda, tel baş boşluklarına doğru baloncuklar yaptığını görüyoruz. Ve ilk darbede de patlıyorlar . Şimdilerde ise bisikletçilerde şerit olarak, çok ucuza bu işi gören şeritler satılıyor. Alıp bunu takmanızda fayda var. Ben ne yapıyorum derseniz. Ben cantın içine, 2 kere elektrik bandı sarıp, üstüne eski iç lastiğimden dümdüz kestiğim iç lastiği solüsyonla yapıştırıp gergin olarak cantımın içine geçiriyorum.( Canta yapıştırmıyorum, sadece ek yerini birleştirmek için kestiğim, lastiği yapıştırıyorum.) Tabi bunu keserken cantın tam alt kesimine göre kesilmesi gerekiyor. Geniş keserseniz, dış lastiğin oturmasını engeller. Dar keserseniz de hiçbir işe yaramaz. Aklıma gelmişken Kronlarda lastik basınçları 40- 60 psi olarak dış lastiğin kenarlarında yazılıdır. Dikkatimi çeken, çoğu kişinin, çok düşük basınçlarla seyahat etmeleri. Bu lastiğin ömrünü kısaltan yanlış bir uygulamadır. Lastik 40-60 psi hava denmişse en az 40 hava, en fazlada 60 hava demektir. Şu aralar hava çok sıcak olduğu için bu basıncın en azını uygulamak, tabi sizin kullanış yerinize ( asfalt, toprak, arazi, iniş ve kendi kilonuza) göre ayarlamanız, mantıklı olacaktır.
İşte bisikletimin evde yaptığım bakım sonrası görünüşü.
Yollar mı dayanır artık bu bisiklete
Ee birde bu kadar işi kim anlatmış derseniz.
İşte benim Amatörce yaptığım ama herkesinde yapması gereken bakımlar. Ben çocukluğumdan beri bu tip bakımları hep kendim yapmışımdır. Ve halen bu bisikletimden başka1964 model magneet marka bisikletim çalışır vaziyette duruyor. Verdiğim bakımlarda sanmıyorum ki hatalı bir tarifim olmuş olsun. Ama gene de, hatalı bir anlatımım varsa, boynumuz kıldan incedir. Ben çünkü bir profesyonel değilim. Yanlış hesap Bağdat’tan döner derler. Ben bu bakımları senelerce bakarak. öğrenerek, kendimin, eşim ve dostumun bisikletlerine uyguladığım bakımlardır. İnşallah bu anlatımım amatör kullanıcıların işlerine yarar. Ben bu yazımı, amatörce yazdım. Profesyonel arkadaşlarım belki yanlışlarım olacağı için gülebilirler, ama, doğrusunu söylerlerse ben de memnun olurum.
Sevgi ve selamlarımla...