Road_Runner
Road Runner
- Kayıt
- 24 Nisan 2010
- Mesaj
- 5.990
- Tepki
- 24.847
- Şehir
- İstanbul
- Bisiklet
- Cervélo
Merhaba forumdaşlar,
Sürekli ertelediğim bir inceleme yazısını nihayet paylaşıyorum Yıl başına denk gelmesi de hoş bir sürprizi beraberinde getirdi. Eh, gözümüz aydın
Bisiklete başladığımız andan itibaren sürekli olarak ekipmanlarımız da bizimle birlikte gelişir. Bisikletin üretildiği materyalden, lastik ve jantlara, grup sete, pedaldan giyime ayakkabıya kadar her şey daha profesyonel, daha kullanışlı ve daha iyi malzemelere sürekli olarak geçiş yaparız. Fakat bazı ekipmanlar var ki, gerçekten lüksler, evet fiyatları ve kullanım maliyetleri biraz yüksek. Fakat bu tip malzemelerin fiyatlarını, yaptıkları işe ve kazandırdıkları zamana oranladığımızda aslında "ne kadar ekmek, o kadar köfte"den başka bir şey olmadıklarını fark ederiz, hatta bunca zaman neden hamallık yaptığımızı bile düşündürebilir bize Çünkü bu malzeme, tam olarak bunu söyletiyor kullanıcısına. Birkaç saniyede teker mi şişirilirmiş?
Kısacası, her pedaldaşın nefret ettiği, başına gelmemesi için çeşit çeşit önlem aldığı, çook sinir bozucu bir olay, lastik patlaması ve değiştirme süreci... Hava soğuksa ayrı dert, sıcaksa ayrı dert. Yazsa problem kışsa problem. Çünkü tam ısınmışsınızdır, tam sürüşe odaklanmışsınızdır ve başınıza bu geldiyse o an yapılacak hiçbir şey yoktur... Piyasadaki enn zırhlı lastiği almış dahi olsak, lastik patlama problemini kökten çözmemiz mümkün değil Gözümüzle sürekli 3-5 metre önümüzü, lastiğin geçeceği yerleri gözleyerek sürmeye çalışırız kesici taşların çivilerin veya cam kırıklarının üzerinden geçmemek için... Mazgalların sivri kısımlarından tutun, yoldaki lastik patlatan çukurlara kadar hepsi, lastiğimizin yanağını her an kesebilir. Lastiğime gül dikeni saplanıp batırmış biri olarak, bu işin sinir bozma derecesinin üst sınırı gerçekten yok
Her sürüş öncesi lastik basınçlarını kontrol et ve optimum seviye de tut ki, lastiğin ne jant tarafından ezilip patlatılacak kadar yumuşak, ne de yoldaki her bir çakıl tanesini selemizde hissettirecek kadar sert olsun! ☑
Her sürüş öncesi lastiğin dış yüzeyini önce güzelce sil, sonra gözle yabancı cisim kontrolü yap, son olarak de emin olmak için parmakla dokunarak kontrol yap! ☑
Her sürüş öncesi, lastiğin yanak kısmında bir deformasyon olup olmadığını kontrol et. ☑
Her sürüş öncesi el pompanın çalışır durumda olduğunu kontrol etmek için birkaç fıs bas, formanın arka cebine (tercihen muzun yanına )koy. ☑
Her sürüş öncesi yanına lastik sibobunu dönüştürücü adaptör de koymayı unutma, çünkü lastiğin patladığında el pompanla 70-80 PSI'dan fazlasını basabilmen çok zor ve bu yüzden lastiğini idareten şişirip, yol üzerindeki ilk benzinliğe girip, bu sibop adaptöründe olması gereken PSI değerine tamamlayacaksın! (kabaca 105-115) ☑
Ve hazırız
Dikkatli git! Yolun ne araçlara ayrılmış kısmından, ne şerit çizgisinin üzerinden (kaygan olabiliyor, dikkat) ne de yolun taşlı, camlı ücra köşesinden gitmemeye özen göster! ☑
Adeta ip cambazı gibi milimetrik hamlelerle hem ön hem arka tekerini yolun olabilecek en cillop rotasından geçirmeye özen göster! ☑
Hatta bu uğurda çoğu zaman nabzını takip etmekten vazgeç veya unut, yola, ağaçlara, sahile ve diğer ilgi çekici çevresel uyaranlara verecek dikkat kaldıysa, eh onlara da 10 milisaniyelik ufak kaçamak bakışlarla bakma iznimiz var! Çünkü gözümüzü asfalttan 1 saniyeliğine bile ayırsak, o 1 saniyede 8 metre geçmiş olacağız! (30 km/h hız için örneklendirildi) ☑
Mazgallar, kaldırım kenarları, asfalttaki köstebek delikleri, cam kırıklarının yuvası denebilecek kasis giriş ve çıkışları (cam kırıkları gerçekten de kasislerde birikir) dikkatlice geçildi! ☑
İlk 10 km'de her şey yolunda! Isındık artık! Şimdi sıra bu günün antrenman hedefi olan 30 km TT denemesinde! Hedef 60 dk! Hadi bakalım! Mataradan bir fırt alınır, formanın fermuarı 5 cm açılır (motor su kaynatmasın diye ) SPD'lerin sıkılığı kontrol edilir (eh 1 watt 1 wattır!) ve dropbara geçiliiiirrr... Bis-mil-lah! 1 haftadır bu anı bekledik! Geçen haftanın derecesi 65 dakikaydı. Bu hafta kendimizi 5 dakika geliştirdik mi bakalım göreceğiz! Şu ışığı da geçtik mi tamamdır! Bir daha kolay kolay frene dokunmayız, hafta sonu sabahları yol bisikletlilerindir buralar! Hay aksi, kırmızı yandı, sağdan araçlar dahil oluyor yolumuza. Durmak farz... Bu ışık da 20-30 saniye yanan cinsten, takılmasaydım iyiydi. Neyse, Garmin değerlerimi incelerim ben de ... Sonunda! Yeşil yandı. Haydi bre pehlivan! Şöyle bir ayağa kalkalım, 500-600 watt'ı görelim hele, motoru açmak lazım, hem ısındık da! Bisikleti de biraz sağa sola yatırayım da beni görenler "ay kesin profesyonel bu, lan adama bak pedal çevirip para kazanıyo, ben de pazar pazar işe gidiyorum!" desin Bisiklet mi esniyor sanki? Allah Allah... Resmen esniyor bisiklet. Dur oturayım bakalım bana niye öyle geldi şimdi.... (Oturulup 2-3 pedal daha çevirlir) Sele, yaylı sele gibi esnemeye başlamıştır altımızda... İşte o an alnımız boncuk boncuk terler... Bu... Bu his... Bunu daha önce de yaşamıştım... Hayırkafamı çevirip arka tekerime bakmak istemiyorum "Allam inşallah patlamamıştı bana öyle gelmiştir amin!" deyip kafa çevrilir ve...
Flash TV Yalçın abi müziği...
Bu dram...
Bu üzüntü
İçinizden gelen HAAAAAYIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIRR diye bağırma isteği...
Önce pedaldan keseriz ayağımızı, sonra kaldırıma yaklaşırız... Apartman girişinde bu ümitlerle mi kilitlemiştik oysa ayağımızı SPD'ye... Bu SPD burada, bu kaldırım da mı açılacaktı
Arka jantı bisikletten ayır, iç lastiği çıkar, patlağın yerini ve sebebini tespit et, eğer şüpheli bir durum varsa dış lastiğin iç yüzeyini parmağınla kontrol et ki bir şey saplanıp kalmış olmasın ve bir daha patlatmasın, lastiklerin montajını yap. Bitti mi? Evet yarısı bitti En sinir bozucu kısım. Kollarının perti çıkana kadar hava bas 20 santimlik pompayla 10 dakika da bassan, 20 dakika da bassan,lastiğin şişeceği miktar belli: 70 küsür PSI Sen bu lastiği şişirip bisikletin üzerine çok bir hele, daha benzinlik arayıp, sibop adaptörü sayesinde PSI'ımızı 100'e tamamlayacağız Allah izin verirse. Dön şurdan sola dön hele, ne segment kaldı ne plan. İlerde benzinlik yok hacı abi, soldan girip caddenin sonuna kadar gidersen şel var oda, çalışıyosa hava pompası basarsın havanı. Çalışmıyosa gerideki totale dönmek zorunda kalacaksın...
Bu senaryoyu siz kaç kez yaşadınız, ben kaç kez yaşadım, bilmiyorum ama daha çook yaşanacak, çünkü lastik patlağını %100 engellemenin bir yolu yok. Slime bile doldursanız, lastiğinizin yanağının yarılmayacağının garantisi yok ki... Yok... Keşke olsa
Bu CO2 inflatör denen meret, gerçekten insana kendini sanki az önce lastik değiştirmemiş gibi hissettiriyor. O yüzden bu kadar çile kattım sürece. Lastiği bu tüple 2-3 saniyede şişirince gerçekten de kendime her seferinde dedim ki "Abi sen bundan öncekilerde gerçekten harbi harbi lastik değiştiriyormuşsun!" Çünkü en pompasıyla yapılan şeyin adı "Lastik değiştirme"yse, CO2 tüp ile yapılan şeyin adı "Las"!
Hadi nan ordan dediniz duydum O kadar CO2 incelemesi, yorumu vs. okudum, hiç biri bana bu şekilde yazmamıştı ki arkadaş. Ben nerden bileyim. Nasıl ki Aypon'a geçen bir kullanıcı, o andan itibaren başka bir cep telefonunu kolay kolay kullanmak istemez, mecbur kalması lazım, heh işte bu CO2 tüp de aynen öyle! Bir kere geçtiniz mi el pompasına öcü gözüyle bakıyorsunuz! Basılır mı ya? Kimdi o geçenlerde forumda "Yani hacılar yıl olmuş 2020, bu bisiklet sektörü neden hiç ilerlemiyor yahu? Arabalar oldu son teknoloji, sonra adamlara bakıyorum Mars'a gidip gelmeye başlayacaklar, bir de bisiklet teknolojisine bak, yıl olmuş 2020 biz hala pedal çeviriyoruz" deyip enteresan bir serzeniş bulunan pedaldaş Bunu görmen lazım! Ama tabi önce, bisikletin mantığının zaten insan gücüyle hareket etmek olduğunu kavraman gerekiyor, başarılar
Gerçekten hem benim yazdığım, hem sizin okuduğunuz en enteresan inceleme yazısı olduğuna ben şimdiden eminim. Ama olay bu arkadaşlar. Hiçbir verisini, özelliğini yazmama gerek yok, ne yaptığını nasıl yaptığını yazmama gerek yok. Işınlanma makinasının çalışma mantığını tarif etmeye çalışmak kadar gereksiz olacak çünkü. Bu Co2 inflatör denen makina, sizi gerçekten de 5-10 dakika öncesine ışınlıyor Yorulmuyor, daha fazla üşümüyor veya terlemiyorsunuz, bisikletin üzerine tekrar çıktığınızda nabzınız 150+ olmamış oluyor Daha ne diyeyim...
Sürecin de, maddi olarak hepimizin ülkece nereye doğru gittiğinin de farkındayım, poly-ana değilim elbette ama şunu kesinlikle söylemem gerek: Eğer bisiklet ekipmanlarınız ve performansınız artık orta seviyeyi de aşmaya başlamış ve antrenman planlarınızı spesifik (tam olarak belirli) bir şekilde planlamaya başlamış, form durumunuz 10 üzerinden 8 ve üzeriyse, yıllık kilometreniz 10.000+ ise, ister grup sürücüsü, ister yalnız kurt olun, bütçenizi fazla sarsmayacaksa (100 liralık bir şey ne kadar sarsabilir orası ayrı konu) Co2 inflatör'e terfi etmeniz şiddetle gerekmekte
Bu enteresan incelemeyi enteresan da bir çekilişle süslemek farz oldu Yukarıda resmini görmüş olduğunuz Genuine Innovations mini Co2 adaptörü seti çekilişine katılmanız için tek yapmanız gereken bu başlığın altına yorum yazmanız! Çekiliş yılbaşı gecesi, tarafımdan yapılacak ve kazanana kargo ücreti de tarafımdan karşılanmak üzere ürünü göndereceğim. Ürünü, test amaçlı kısa bir süre kullandığımı da hatırlatayım.
Kazanana şimdiden tebrikler ve güle güle kullansın!
Çekilişi kazanamazsanız da üzülmeyin, ürün Delta Bisiklet'in sitesinde ve stoklarında mevcut durumda
(link)
Herkese teker patlaksız, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl dilerim şimdiden!
Sürekli ertelediğim bir inceleme yazısını nihayet paylaşıyorum Yıl başına denk gelmesi de hoş bir sürprizi beraberinde getirdi. Eh, gözümüz aydın
Bisiklete başladığımız andan itibaren sürekli olarak ekipmanlarımız da bizimle birlikte gelişir. Bisikletin üretildiği materyalden, lastik ve jantlara, grup sete, pedaldan giyime ayakkabıya kadar her şey daha profesyonel, daha kullanışlı ve daha iyi malzemelere sürekli olarak geçiş yaparız. Fakat bazı ekipmanlar var ki, gerçekten lüksler, evet fiyatları ve kullanım maliyetleri biraz yüksek. Fakat bu tip malzemelerin fiyatlarını, yaptıkları işe ve kazandırdıkları zamana oranladığımızda aslında "ne kadar ekmek, o kadar köfte"den başka bir şey olmadıklarını fark ederiz, hatta bunca zaman neden hamallık yaptığımızı bile düşündürebilir bize Çünkü bu malzeme, tam olarak bunu söyletiyor kullanıcısına. Birkaç saniyede teker mi şişirilirmiş?
- El pompalarının genelde göstergelerinin olmayışı, kaç PSI'da olduğumuzu bilemememiz, lastiğin bize şişmiş gibi gelmesi (yorulmuşuzdur, bir an önce bitsindir zaten) fakat gerçekte sadece 70 PSI olması!
- Lastiğimiz patladığında kaybedeceğimiz zamana mı, terimizin kuruyacağına ve sürüşün bundan sonraki kısmında üşüyeceğimize mi, yoksa lastiği şişirirken çook yorulacağımıza üzüleceğimizi bilemeyecek oluşumuz!
- Eğer grup sürüşündeysek, lastik patlağı yaşadığımızda kendimizi gerçekten çook kötü hissedişimiz, çünkü grup beklese onlara ayıp olacak, beklemese bize ayıp olacak, eninde sonunda bir ayıp olacak!
- Hele soğuk kış günlerinde, eldivenle yapılması pek mümkün olmayan lastik değiştirme işlemi için dakikalarca çıplak elle uğraşacak olmamızın verdiği stres...
- Lastik patlağı yaşadığımız sürüşlerde eve dayak yemişizcesine yorgun ve moralsiz dönüşümüz
Kısacası, her pedaldaşın nefret ettiği, başına gelmemesi için çeşit çeşit önlem aldığı, çook sinir bozucu bir olay, lastik patlaması ve değiştirme süreci... Hava soğuksa ayrı dert, sıcaksa ayrı dert. Yazsa problem kışsa problem. Çünkü tam ısınmışsınızdır, tam sürüşe odaklanmışsınızdır ve başınıza bu geldiyse o an yapılacak hiçbir şey yoktur... Piyasadaki enn zırhlı lastiği almış dahi olsak, lastik patlama problemini kökten çözmemiz mümkün değil Gözümüzle sürekli 3-5 metre önümüzü, lastiğin geçeceği yerleri gözleyerek sürmeye çalışırız kesici taşların çivilerin veya cam kırıklarının üzerinden geçmemek için... Mazgalların sivri kısımlarından tutun, yoldaki lastik patlatan çukurlara kadar hepsi, lastiğimizin yanağını her an kesebilir. Lastiğime gül dikeni saplanıp batırmış biri olarak, bu işin sinir bozma derecesinin üst sınırı gerçekten yok
Her sürüş öncesi lastik basınçlarını kontrol et ve optimum seviye de tut ki, lastiğin ne jant tarafından ezilip patlatılacak kadar yumuşak, ne de yoldaki her bir çakıl tanesini selemizde hissettirecek kadar sert olsun! ☑
Her sürüş öncesi lastiğin dış yüzeyini önce güzelce sil, sonra gözle yabancı cisim kontrolü yap, son olarak de emin olmak için parmakla dokunarak kontrol yap! ☑
Her sürüş öncesi, lastiğin yanak kısmında bir deformasyon olup olmadığını kontrol et. ☑
Her sürüş öncesi el pompanın çalışır durumda olduğunu kontrol etmek için birkaç fıs bas, formanın arka cebine (tercihen muzun yanına )koy. ☑
Her sürüş öncesi yanına lastik sibobunu dönüştürücü adaptör de koymayı unutma, çünkü lastiğin patladığında el pompanla 70-80 PSI'dan fazlasını basabilmen çok zor ve bu yüzden lastiğini idareten şişirip, yol üzerindeki ilk benzinliğe girip, bu sibop adaptöründe olması gereken PSI değerine tamamlayacaksın! (kabaca 105-115) ☑
Ve hazırız
Dikkatli git! Yolun ne araçlara ayrılmış kısmından, ne şerit çizgisinin üzerinden (kaygan olabiliyor, dikkat) ne de yolun taşlı, camlı ücra köşesinden gitmemeye özen göster! ☑
Adeta ip cambazı gibi milimetrik hamlelerle hem ön hem arka tekerini yolun olabilecek en cillop rotasından geçirmeye özen göster! ☑
Hatta bu uğurda çoğu zaman nabzını takip etmekten vazgeç veya unut, yola, ağaçlara, sahile ve diğer ilgi çekici çevresel uyaranlara verecek dikkat kaldıysa, eh onlara da 10 milisaniyelik ufak kaçamak bakışlarla bakma iznimiz var! Çünkü gözümüzü asfalttan 1 saniyeliğine bile ayırsak, o 1 saniyede 8 metre geçmiş olacağız! (30 km/h hız için örneklendirildi) ☑
Mazgallar, kaldırım kenarları, asfalttaki köstebek delikleri, cam kırıklarının yuvası denebilecek kasis giriş ve çıkışları (cam kırıkları gerçekten de kasislerde birikir) dikkatlice geçildi! ☑
İlk 10 km'de her şey yolunda! Isındık artık! Şimdi sıra bu günün antrenman hedefi olan 30 km TT denemesinde! Hedef 60 dk! Hadi bakalım! Mataradan bir fırt alınır, formanın fermuarı 5 cm açılır (motor su kaynatmasın diye ) SPD'lerin sıkılığı kontrol edilir (eh 1 watt 1 wattır!) ve dropbara geçiliiiirrr... Bis-mil-lah! 1 haftadır bu anı bekledik! Geçen haftanın derecesi 65 dakikaydı. Bu hafta kendimizi 5 dakika geliştirdik mi bakalım göreceğiz! Şu ışığı da geçtik mi tamamdır! Bir daha kolay kolay frene dokunmayız, hafta sonu sabahları yol bisikletlilerindir buralar! Hay aksi, kırmızı yandı, sağdan araçlar dahil oluyor yolumuza. Durmak farz... Bu ışık da 20-30 saniye yanan cinsten, takılmasaydım iyiydi. Neyse, Garmin değerlerimi incelerim ben de ... Sonunda! Yeşil yandı. Haydi bre pehlivan! Şöyle bir ayağa kalkalım, 500-600 watt'ı görelim hele, motoru açmak lazım, hem ısındık da! Bisikleti de biraz sağa sola yatırayım da beni görenler "ay kesin profesyonel bu, lan adama bak pedal çevirip para kazanıyo, ben de pazar pazar işe gidiyorum!" desin Bisiklet mi esniyor sanki? Allah Allah... Resmen esniyor bisiklet. Dur oturayım bakalım bana niye öyle geldi şimdi.... (Oturulup 2-3 pedal daha çevirlir) Sele, yaylı sele gibi esnemeye başlamıştır altımızda... İşte o an alnımız boncuk boncuk terler... Bu... Bu his... Bunu daha önce de yaşamıştım... Hayırkafamı çevirip arka tekerime bakmak istemiyorum "Allam inşallah patlamamıştı bana öyle gelmiştir amin!" deyip kafa çevrilir ve...
Flash TV Yalçın abi müziği...
Bu dram...
Bu üzüntü
İçinizden gelen HAAAAAYIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIRR diye bağırma isteği...
Önce pedaldan keseriz ayağımızı, sonra kaldırıma yaklaşırız... Apartman girişinde bu ümitlerle mi kilitlemiştik oysa ayağımızı SPD'ye... Bu SPD burada, bu kaldırım da mı açılacaktı
Arka jantı bisikletten ayır, iç lastiği çıkar, patlağın yerini ve sebebini tespit et, eğer şüpheli bir durum varsa dış lastiğin iç yüzeyini parmağınla kontrol et ki bir şey saplanıp kalmış olmasın ve bir daha patlatmasın, lastiklerin montajını yap. Bitti mi? Evet yarısı bitti En sinir bozucu kısım. Kollarının perti çıkana kadar hava bas 20 santimlik pompayla 10 dakika da bassan, 20 dakika da bassan,lastiğin şişeceği miktar belli: 70 küsür PSI Sen bu lastiği şişirip bisikletin üzerine çok bir hele, daha benzinlik arayıp, sibop adaptörü sayesinde PSI'ımızı 100'e tamamlayacağız Allah izin verirse. Dön şurdan sola dön hele, ne segment kaldı ne plan. İlerde benzinlik yok hacı abi, soldan girip caddenin sonuna kadar gidersen şel var oda, çalışıyosa hava pompası basarsın havanı. Çalışmıyosa gerideki totale dönmek zorunda kalacaksın...
Bu senaryoyu siz kaç kez yaşadınız, ben kaç kez yaşadım, bilmiyorum ama daha çook yaşanacak, çünkü lastik patlağını %100 engellemenin bir yolu yok. Slime bile doldursanız, lastiğinizin yanağının yarılmayacağının garantisi yok ki... Yok... Keşke olsa
Bu CO2 inflatör denen meret, gerçekten insana kendini sanki az önce lastik değiştirmemiş gibi hissettiriyor. O yüzden bu kadar çile kattım sürece. Lastiği bu tüple 2-3 saniyede şişirince gerçekten de kendime her seferinde dedim ki "Abi sen bundan öncekilerde gerçekten harbi harbi lastik değiştiriyormuşsun!" Çünkü en pompasıyla yapılan şeyin adı "Lastik değiştirme"yse, CO2 tüp ile yapılan şeyin adı "Las"!
Hadi nan ordan dediniz duydum O kadar CO2 incelemesi, yorumu vs. okudum, hiç biri bana bu şekilde yazmamıştı ki arkadaş. Ben nerden bileyim. Nasıl ki Aypon'a geçen bir kullanıcı, o andan itibaren başka bir cep telefonunu kolay kolay kullanmak istemez, mecbur kalması lazım, heh işte bu CO2 tüp de aynen öyle! Bir kere geçtiniz mi el pompasına öcü gözüyle bakıyorsunuz! Basılır mı ya? Kimdi o geçenlerde forumda "Yani hacılar yıl olmuş 2020, bu bisiklet sektörü neden hiç ilerlemiyor yahu? Arabalar oldu son teknoloji, sonra adamlara bakıyorum Mars'a gidip gelmeye başlayacaklar, bir de bisiklet teknolojisine bak, yıl olmuş 2020 biz hala pedal çeviriyoruz" deyip enteresan bir serzeniş bulunan pedaldaş Bunu görmen lazım! Ama tabi önce, bisikletin mantığının zaten insan gücüyle hareket etmek olduğunu kavraman gerekiyor, başarılar
Gerçekten hem benim yazdığım, hem sizin okuduğunuz en enteresan inceleme yazısı olduğuna ben şimdiden eminim. Ama olay bu arkadaşlar. Hiçbir verisini, özelliğini yazmama gerek yok, ne yaptığını nasıl yaptığını yazmama gerek yok. Işınlanma makinasının çalışma mantığını tarif etmeye çalışmak kadar gereksiz olacak çünkü. Bu Co2 inflatör denen makina, sizi gerçekten de 5-10 dakika öncesine ışınlıyor Yorulmuyor, daha fazla üşümüyor veya terlemiyorsunuz, bisikletin üzerine tekrar çıktığınızda nabzınız 150+ olmamış oluyor Daha ne diyeyim...
Sürecin de, maddi olarak hepimizin ülkece nereye doğru gittiğinin de farkındayım, poly-ana değilim elbette ama şunu kesinlikle söylemem gerek: Eğer bisiklet ekipmanlarınız ve performansınız artık orta seviyeyi de aşmaya başlamış ve antrenman planlarınızı spesifik (tam olarak belirli) bir şekilde planlamaya başlamış, form durumunuz 10 üzerinden 8 ve üzeriyse, yıllık kilometreniz 10.000+ ise, ister grup sürücüsü, ister yalnız kurt olun, bütçenizi fazla sarsmayacaksa (100 liralık bir şey ne kadar sarsabilir orası ayrı konu) Co2 inflatör'e terfi etmeniz şiddetle gerekmekte
Bu enteresan incelemeyi enteresan da bir çekilişle süslemek farz oldu Yukarıda resmini görmüş olduğunuz Genuine Innovations mini Co2 adaptörü seti çekilişine katılmanız için tek yapmanız gereken bu başlığın altına yorum yazmanız! Çekiliş yılbaşı gecesi, tarafımdan yapılacak ve kazanana kargo ücreti de tarafımdan karşılanmak üzere ürünü göndereceğim. Ürünü, test amaçlı kısa bir süre kullandığımı da hatırlatayım.
Kazanana şimdiden tebrikler ve güle güle kullansın!
Çekilişi kazanamazsanız da üzülmeyin, ürün Delta Bisiklet'in sitesinde ve stoklarında mevcut durumda
(link)
Herkese teker patlaksız, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir yıl dilerim şimdiden!
Son düzenleme: