Bisikletle sahilde gezerken üstünde çoğu parçası olmayan , ağaca yaslı bisiklet kadrosu görmüşlüğüm var. Kadronun üstünde gidon, aynakol, fren ve vites manetleri vardı hatırladığım kadarıyla. Bir de kadro dandirik ötesi bir işçilikle sonradan siyaha boyanmıştı (fırçayla yalap şap boyanmış gibiydi). Çizik yerlerin altından turkuaz gibi bir renk görünüyordu. Bianchi mavisi gibi görünüyordu.
Bir keresinde de ben 8. sınıftayken arkadaşımla basketbol oynamaya giderken yolda ekranı, kasası dağılmış, darmadağın bir Samsung Galaxy S3 bulmuştuk. O zaman için fena telefon sayılmazdı, bir üst modeli Galaxy S4 çıkalı sadece 1 ay olmuştu. Benim o zamanki Java işletim sistemli Nokia C3-00 telefonumun yanında ise NASA roket fırlatma bilgisayarı gibi duran bir telefondu. Eve döndüğümüzde benim C3'ün bataryayı bi şekilde S3'ün anakartına(telefonun kasası falan yoktu) oturtup anakartı USB ile bilgisayara bağladığımızda bilgisayar telefonu görmüştü. Yani yolda bulduğumuz telefon çalışıyordu! Ama babam polisin IMEI ile telefonu bizim evde bulabilme ve başımızı belaya sokabilme ihtimaline karşı telefonu belediye çöp kutusuna attırmıştı.