Kuzey Ege
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 30 Temmuz 2015
- Mesaj
- 3.623
- Tepki
- 10.031
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- Murat Gökhan
- Başlangıç
- 1980—81
- Bisiklet
- Trek
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
Az sonra seninle birlikte son yolculuğumuza çıkacağız. Son 8 kilometremiz seninle...
Seni vereceğim birilerine ve bana senin karşılığında üzerinde resimler ve rakamlar bulunan bir miktar kağıt parçası verecekler. Sen onlarla gideceksin, ben ise o kağıt parçalarını cebime koyup minibüsle döneceğim eve. Eve girdiğim zaman kapının önünde kilitli olan "seni" arayacak gözlerim, belki görürüm diye ama olmayacaksın orada. O doğal gaz borusu, üzerinde kilit olduğu şekilde bomboş duruyor olacak orada.
Seninle yapacağım son yolculuğumda o kask denen lanet şeyi kullanmayacağım. Terleyince uçuran tişörtümü de giymeyeceğim. Altımda da kot pantolon olacak. Hızlı gitmeyeceğiz çünkü, yavaş yavaş, bakına bakına... Bir türlü bitmesini istemeyeceğim bir son 8 kilometre olacak. Bugüne kadar seninle benim hızlı gitmemizi sağlayan ne varsa, onlar olmayacak bu sefer.
Az önce üzerinde ne kadar km saati, matara kafesi, ışıklar, ne varsa söktüm. Sanırım o anda anlamaya başladın sonsuz bir ayrılığın başladığını. Sanırım matara kafesini söktüğümde de artık tüm ümitleri yitirdiğin andı.
Hep senle kasksız, ıslık çala çala, bakına bakına gitmeyi isterdik hatırlarsın. İşte az sonra öyle olacak, yavaş yavaş, sakince. eldiven de giymeyeceği biliyor musun, sana son kez doya doya dokunabileyim diye.
Hatırlar mısın, bazen "ben çıkamam bu rampayı" diyordun, zorluyordum seni. Bazense "öff bu ne biçim rampa" diyordum, "olur mu abi o kadar bakım yapıyorsun bana, çıkarız beraber, dert etme" diyordun. Ne yollar aştık seninle, ne güzel kızlar gördük, ne arabaların arasından geçtik, otobüsleri solladık, neler yaptık dimi seninle?
Bir defa bile üzmedin sen beni ya, bir defa bile yolda bırakmadın. Hiç beni mağdur etmedin, oysa ben satıyorum seni şimdi. Kendimden utanmadığımı düşünme sakın. Hem bu aylardır süren işsizlik, hem zamanında almış olduğum birkaç yanlış karar, buna da itti beni sonunda. En az yılbaşına kadar idare edebilmem için, senin karşılığında bana verecekleri paraya ihtiyacım var, gerçekten. Yoksa senle olduğum zamanlarda bir sefer bile sensiz bir hayatı düşünmedim.
Sana bi gopro alamadım ya, hala ona yanıyorum
Son bakımını da yaptım az önce. Üzerindeki mazot kokusu gitsin diye balkonda bekliyorsun. Belki de "oh ne güzel rahatladım, tertemiz" diyorsun. Belki farkında değilsin. binlerce km taşıdın beni, bakalım ben bu ağırlığı 8 km taşıyabilecek miyim?
Bir gün sana kötü davranacak, seni bir köşeye atıp kaderine terk edecek olurlarsa, bir şekilde bunu haber et bana, rüyama gir, karşıma çık, bir şekilde ulaş bana. Sen bunu yapabilirsin. Seninle nerelere ulaştık ikimiz, korkma sakın. Bul beni. Sen yolların kralısın, umarım yatırmazlar seni bir köşede öylece...
En son babam öldüğünde bu kadar ağlamıştım, 9 yıl olmuş. Aslında ne zamandır buna ihtiyacım da vardı. Şunu bil ki, seni alan genç arkadaşa sıkı sıkı tembihleyeceğim sana iyi bakması konusunda. Sen onun ilk yol bisikleti olacaksın. Belki de benden daha fazla ilgilenecek seninle. Belki de hiç görmediğin yerleri göreceksin, bizim rotalarımız belliydi, belki o bambaşka daha güzel yerler biliyordur.Hatta merak etme, bakıma ve tamire ihtiyacın olduğunda bana haber vermesini de söyleyeceğim, ki ben yapayım senin bakımlarını, seni bu dünyada en iyi tanıyan benim. Para almadan bunu yapacağımı söylediğimde bol bol görüşme imkanımız olacak seninle.
Yazmayayım artık, yazamayacağım daha doğrusu. Şimdi gideyim yanına, dün fark etmiştim, gidon bandında hafif bir aralanma olmuştu, söküp yeniden sarayım, yakışıklısın sen, artık ayrılıyoruz diye bunu önemsemediğimi sanma.
Hoşçakal...
Seni vereceğim birilerine ve bana senin karşılığında üzerinde resimler ve rakamlar bulunan bir miktar kağıt parçası verecekler. Sen onlarla gideceksin, ben ise o kağıt parçalarını cebime koyup minibüsle döneceğim eve. Eve girdiğim zaman kapının önünde kilitli olan "seni" arayacak gözlerim, belki görürüm diye ama olmayacaksın orada. O doğal gaz borusu, üzerinde kilit olduğu şekilde bomboş duruyor olacak orada.
Seninle yapacağım son yolculuğumda o kask denen lanet şeyi kullanmayacağım. Terleyince uçuran tişörtümü de giymeyeceğim. Altımda da kot pantolon olacak. Hızlı gitmeyeceğiz çünkü, yavaş yavaş, bakına bakına... Bir türlü bitmesini istemeyeceğim bir son 8 kilometre olacak. Bugüne kadar seninle benim hızlı gitmemizi sağlayan ne varsa, onlar olmayacak bu sefer.
Az önce üzerinde ne kadar km saati, matara kafesi, ışıklar, ne varsa söktüm. Sanırım o anda anlamaya başladın sonsuz bir ayrılığın başladığını. Sanırım matara kafesini söktüğümde de artık tüm ümitleri yitirdiğin andı.
Hep senle kasksız, ıslık çala çala, bakına bakına gitmeyi isterdik hatırlarsın. İşte az sonra öyle olacak, yavaş yavaş, sakince. eldiven de giymeyeceği biliyor musun, sana son kez doya doya dokunabileyim diye.
Hatırlar mısın, bazen "ben çıkamam bu rampayı" diyordun, zorluyordum seni. Bazense "öff bu ne biçim rampa" diyordum, "olur mu abi o kadar bakım yapıyorsun bana, çıkarız beraber, dert etme" diyordun. Ne yollar aştık seninle, ne güzel kızlar gördük, ne arabaların arasından geçtik, otobüsleri solladık, neler yaptık dimi seninle?
Bir defa bile üzmedin sen beni ya, bir defa bile yolda bırakmadın. Hiç beni mağdur etmedin, oysa ben satıyorum seni şimdi. Kendimden utanmadığımı düşünme sakın. Hem bu aylardır süren işsizlik, hem zamanında almış olduğum birkaç yanlış karar, buna da itti beni sonunda. En az yılbaşına kadar idare edebilmem için, senin karşılığında bana verecekleri paraya ihtiyacım var, gerçekten. Yoksa senle olduğum zamanlarda bir sefer bile sensiz bir hayatı düşünmedim.
Sana bi gopro alamadım ya, hala ona yanıyorum
Son bakımını da yaptım az önce. Üzerindeki mazot kokusu gitsin diye balkonda bekliyorsun. Belki de "oh ne güzel rahatladım, tertemiz" diyorsun. Belki farkında değilsin. binlerce km taşıdın beni, bakalım ben bu ağırlığı 8 km taşıyabilecek miyim?
Bir gün sana kötü davranacak, seni bir köşeye atıp kaderine terk edecek olurlarsa, bir şekilde bunu haber et bana, rüyama gir, karşıma çık, bir şekilde ulaş bana. Sen bunu yapabilirsin. Seninle nerelere ulaştık ikimiz, korkma sakın. Bul beni. Sen yolların kralısın, umarım yatırmazlar seni bir köşede öylece...
En son babam öldüğünde bu kadar ağlamıştım, 9 yıl olmuş. Aslında ne zamandır buna ihtiyacım da vardı. Şunu bil ki, seni alan genç arkadaşa sıkı sıkı tembihleyeceğim sana iyi bakması konusunda. Sen onun ilk yol bisikleti olacaksın. Belki de benden daha fazla ilgilenecek seninle. Belki de hiç görmediğin yerleri göreceksin, bizim rotalarımız belliydi, belki o bambaşka daha güzel yerler biliyordur.Hatta merak etme, bakıma ve tamire ihtiyacın olduğunda bana haber vermesini de söyleyeceğim, ki ben yapayım senin bakımlarını, seni bu dünyada en iyi tanıyan benim. Para almadan bunu yapacağımı söylediğimde bol bol görüşme imkanımız olacak seninle.
Yazmayayım artık, yazamayacağım daha doğrusu. Şimdi gideyim yanına, dün fark etmiştim, gidon bandında hafif bir aralanma olmuştu, söküp yeniden sarayım, yakışıklısın sen, artık ayrılıyoruz diye bunu önemsemediğimi sanma.
Hoşçakal...